Ondört asır evvel, yine böyle bir geceydi,
Kumdan, ayın ondördü bir öksüz çıkıverdi!
Lâkin o ne hüsrândı ki: hissetmedi gözler;
Kaç bin senedir, hâlbuki bekleşmedelerdi!
Mehmet Akif ERSOY
Bugün, Hicri 12 Rebîulevvel 1435, Rasulullah Efendimizin dünyayı şereflendirişinin 1443’üncü yıl dönümü…
Suriye’de iki çocuğun, ölen anne-babasının arkasından tozlanmış yüzlerindeki gözlerinden akan gözyaşlarının ciğerimizi sızlattığı bir çağdayız Ya Rasulallah. Katleden Ümmetindenmiş, öyle olduğunu iddia ediyor. Katledilenler de senin ümmetin ya Habiballah. Medeniyet çağında yaşıyormuşuz, öyle söyleniyor Ya Kerimallah. Dünyada kurulan birlikteliğin beş ana üyesinden ikisi kabul etmediğinden dolayı dünyada zulüm arşa dayanıyor Ya Nur-u Ayn. Ümmetin bir arada olamadığı için her türlü problem onların başında.
Bu gece de Arif Nihat Asya’nın Naat’ındaki seslenişle sesleniyoruz sana;
Gel, ey Muhammed, bahardır…
Dudaklar ardında saklı
Âminlerimiz vardır…
Hacdan döner gibi gel;
Mi’râc’dan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır!
Efendimiz olmadan her dönem cahiliye dönemidir. Nitekim O (s.a.s.) dünyaya teşrif etmeden, insanları şereflendirmeden önce de insanlık cahiliye devrini yaşıyordu. O (s.a.s.) geldi, insanlık birer yıldız gibi parlamaya ve ötelere ışık tutmaya başladı. Şimdi yeniden Efendimizi (s.a.s.) gündemimize almalıyız ki; modern çağ denilen şu karanlık yüzyılı yeniden ışıklandıralım. Cahiliye döneminde insanlık diri diri kız çocuklarını toprağa gömüyordu. Şimdi de insanlar diri diri toprağa gömülmüyor mu? Mısır’da yaşananları unutmamalıyız. Libya’da yaşananları unutmamalıyız. Irak’ta yaşananları unutmamalıyız. Suriye’de daha hala yaşananları asla unutmamalıyız. Myammar’da Arakan bölgesinde yaşananları unutmamalıyız. İnsanlık onurunun ayaklar altına alınan çağı asala unutmamalıyız. Dün Bosna’da aynı üzüntüler yaşanmadı mı? Dün Çeçenistan’da aynı üzüntüler yaşanmadı mı? Dün ve bugün Filistin’de aynı üzüntüler yaşanmaya devam etmiyor mu?
Ya Rabbi! Bu gece âlemlere rahmet olarak gönderdiğin Efendimiz hürmetine bizlere rahmet eyle. Ey Allahım, bu gecede insanlığa gönderdiğin şefkat numunen Peygamberimiz hürmetine, şefkatini Ümmet-i Muhammed’e indir. Cahiliye döneminde gönlü ateşlerde, etrafı cehennemde olan insanlığın yüreklerine su serptiğin gibi; devrin yangınında yanan Müslümanlar üzerine rahmet yağmurlarını yağdır. Cahiliye adetlerinde inim inim inletilen yetimleri ve muhtaçları sevindirdiğin gibi, bugün de yetimleri ve muhtaçları sevindir.
Bu geceden hepimiz nasibimizi almalıyız. Çünkü bu gece Kandil gecesi… Çünkü bu gece, Mevlid gecesidir. Çünkü bu gece, Şah-ı Rusul’un bizleri şereflendirdiği gecedir.
Bu gece, iman kandillerimizi, ibadet kandillerimizi yakma gecemiz.
Bu gece, ahlaki güzelliklere bürünme gecemiz.
Bu gece, Şefkat Peygamberimizi örnek alma gecemiz.
Bu gece, gönüllerimizi, bedenlerimizi diri tutma gecemiz.
Bu gece, Rahmet yağmurundan nasibimizi alma gecemiz.
Bu gece, bağışlananlardan olma gecemiz.
Bu gece, Peygamberimiz hürmetine affedilenlerden olma gecemiz.
Bu gece, İnsanlık Onurunu yeniden kazanma ve kazandırma gecemiz.
Bu gece, dua gecemiz. Maddi ve manevi desteklerimizle, dualarımızla zulüm altında inleyen kardeşlerimize destek olma gecemiz.
Bu gecede
Mutlu bir ailevi hayat geçirmek isteyen kardeşlerimize rehber: O (s.a.s).
İnsanlık Onurunu yeniden canlandırmak mı istiyoruz? Önderimiz O (s.a.s).
Kardeşlikleri bozulmuş Müslümanları yeniden kardeşler haline getirip birleştirmek mi istiyoruz? Örneğimiz O (s.a.s).
Dünya ve ahiret cennetini mi istiyoruz? Selametin yolu O (s.a.s).
Gelin bu gece karar verelim. Artık yanlışlarımız bir tarafa atalım. Artık ayrılıkları bırakalım. Ayrışma yollarını terk edelim.
Gelin O’na uyalım. Gelin selameti bulalım. Gelin Rabbimizin rızasına nail olalım.
Kendisine (s.a.s) uyduğumuz zaman kurtuluşa erenlerden olacağız.
Bugün Peygamberimize olan bağlılığımızı ve O’na olan sevgimizi çokça salat ve selam getirmekle ifade etmeliyiz. Çünkü Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulmaktadır:
إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَآمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيماً
“Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin.”
Mevlit Kandiliniz mübarek olsun. Allah’a emanet olalım.
Sahipkıran AKADEMİ kategorisinde yayınlanan diğer yazılar için tıklayınız.