Azerbaycan ve Ermenistan arasında Şubat 1988’de başlayan savaş 1991-1993’te Ermenilerin Dağlık Karabağ ve etrafındaki 7 ili işgal etmesinin ardından 1994’te yapılan ateşkes mutabakatı ile sonuçlanmış gibi gözükse de Ermeniler bugüne dek çok sayıda ihlal ve saldırılar gerçekleştirmiştir. Hukuken Azerbaycan’ın bir parçası olan Dağlık Karabağ yıllardır Ermenistan işgali altında bulunmaktadır. Şimdiye kadar Dağlık Karabağ ile diğer illerdeki cephe hattında yaşanan çatışmalar, bu kez iki ülkenin sınır hattına sıçradı. Ermenistan son dönemde sanki bir üst aklın talimatlarını dinleyerek can Azerbaycan, kardeş Azerbaycan’a karşı direniş ve saldırıya geçmiştir. Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki 30 yıllık gerilim, 12 Temmuz’da Ermenistan ordusunun, Tovuz bölgesindeki Azerbaycan mevzilerine top atışlarıyla başlattığı saldırılar ile yeniden tırmandı. Söz konusu saldırı, Azerbaycan ordusunca püskürtüldü fakat Ermeni güçler sonraki günlerde de girişimlerini sürdürdü. Çatışmalarda şehitler veren Azerbaycan ordusu, Ermenistan ordusuna geçit vermedi. Özellikle tansiyonu yükseltecek bir biçimde direkt olarak Tovuz bölgesindeki sivil yerleşim yerlerini hedef alan Ermenistan Ordusu karşısında Azerbaycan Ordusu kuvvetli bir karşılık verdi. Erivan yönetimine bağlı birlikler sınırda köylere ve askeri bölgelere taciz atışları yaparken, Bakü yönetimi bu saldırı girişimlerine misliyle cevap karşılık veriyor. Asker, sivil ayırt etmeksizin bildik saldırganlığından, hukuk tanımazlığından vazgeçmeyen Ermenistan sınırda gerginlik çıkararak, Rusya’nın öncülüğündeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütünü (Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü ya da kısaca KGAÖ 7 Ekim 2002 tarihinde altı Bağımsız Devletler Topluluğu ülkesi-Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Beyaz Rusya ve Ermenistan- tarafından kurulan hükûmetlerarası askerî ittifaktır. İmza atan ülkeler, başka herhangi bir askeri ittifak ya da ülkeler grubuna dâhil olamazlar. Bu ülkelerden herhangi birisine karşı gerçekleştirilen bir saldırı, tüm üye ülkelere gerçekleştirilmiş gibi karşılanır.) çatışmada taraf yapma isteği Erivan yönetiminin en önemli idealidir. Yaklaşık 30 yıla aşkın süreden beri Dağlık Karabağ’ı zulümle işgal eden Ermenistan, şimdilerde Azerbaycan’ın enerji kaynaklarının, dünya pazarına çıkarıldığı önemli stratejik bölge olan Tovuz’u kendi idaresi altına almak istiyor. Uzun zamandır Azerbaycan ile sınır hattında ufak tefek tacizler dışında suskun olan Ermenistan Ayasofya kararından hemen sonra aniden saldırıya geçmesi de ayrıca manidardır. Danıştay 10. Dairesi’nin Ayasofya’nın cami olarak yeniden ibadete açılması kararı en çok Yunanistan ile birlikte Ermenistan’ı rahatsız etmiştir. Diğer önemli bir husus ise Türkiye’nin son yıllardır hem yurt içindeki PKK terör örgütüne ve uzantılarına karşı yapmış olduğu başarılı operasyonlar hem de sınır ötesinde terör örgütlerine karşı yapmış olduğu operasyonlardan yine en çok rahatsız olan ülke Ermenistan olmuştur. Ermenistan; PKK terör örgütünü, ASALA’nın amaçlarına yenilerine eklenti yapan uzantı bir örgüt olarak görmektedir. (20 Ocak 1975 ’ de bir ermeni tarafından Lübnan’ın Beka vadisinde kurulan ‘‘ASALA ’’ terör örgütü ile aynı çizgide olan bebek katili PKK terör örgütü de Beka vadisinde kuruluş aşamalarını gerçekleştirmiş ve örgüt militanlarını bu yerde eğitmiştir. Bir zamanlar ASALA ve PKK birlikte terör militanları yetiştirip askeri eğitim verdiler.) Buna benzer kirli ilişkilerden dolayı Ermenistan PKK terör örgütüne dolaylı ya da açıktan birçok desteği olduğu gibi Suriye, Irak ve İran da tutunamayan PKK/YPG/PJAK elebaşları ve militanları Ermenistan’ı can simidi gibi görerek oraya sığınmaktalar. Türkiye’nin Libya halkı ve meşru hükümeti UMH ‘nin daveti üzeri Libya’da bulunması ile başlayan süreçte darbeci Hafter’in üstünlük kaybetmesi yine Ermenistan ve üst akıl yapısını tedirgin etmiştir. Ermenistan bölgesel istikrarsızlığın en büyük faktörüdür. Azerbaycan’ın enerji kaynaklarını dünya pazarına çıkardığı stratejik öneme sahip bölgesi Tovuz’a gerçekleştirilen provokatif saldırılar bunun son kanıtıdır. Çünkü Azerbaycan enerji kaynakları Tovuz-Gürcistan-Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınmaktadır. Azerbaycan’ı dünya arenasında öne çıkaran bu enerji politikasına karşı, Ermenistan ekonomi koridorunun güvenliği tehdit ederek güvensizlik durumu oluşturuyor. Türkiye olarak tüm imkânlarımızla dün olduğu gibi bugünde dost ve kardeş Azerbaycan’ın yanında olmaya devam edeceğiz.
Dr. İmbat MUĞLU – Güvenlik ve Terör Uzmanı