TÜRPAV-Türkiye Politik ve Stratejik Araştırmalar Vakfı ve ULUĞ-Uluslararası Genç Bilimci, Girişimci ve Mentörler Ağı tarafından 19.06.2020 günü 15:00-17:00 saatleri arasında “Türklerde Doğa Sevgisi” konulu e-panel düzenlendi.
Panel, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali AKAR moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Etkinliğin başlangıcında ULUĞ Genel Koordinatörü ve TÜBİTAK Başuzmanı Fatih Mehmet ŞAHİN Muğla ili Ortaca ilçesi Dalyan kumsalında faaliyet gösteren Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezinden (DEKAMER), canlı yayın yaparak caretta caretta kaplumbağaları ve ilgili çalışmalar hakkında bilgiler aktardı. Daha sonra TÜRPAV Başkanı Prof. Dr. Suat KOLUKIRIK, vakfın tanıtımını yaparak çalışmaları hakkında bilgilendirme yaptı.
Denizli Pamukkale Üniversitesi öğretim Üyesi ve DEKAMER Başkanı Prof. Dr. Yakup KASKA, merkezin kuruluş amaçları ve çalışmaları hakkında bilgi verdikten sonra kaplumbağa yaşam felsefesini anlatarak Göktürk yazıtlarının kaplumbağa şeklinde kaideler üzerine yerleştirilmesinin amacını ve önemini belirtti. Kaplumbağanın belli bir amaç peşinde ısrarla ve azimle yürümeyi sembolize ettiğini, yere sağlam basan bir canlı olması hasebiyle Göktürk kağanları tarafından taşlara kazınan ölümsüz yazıtların altına dayanak yapıldığının altını çizdi. Bu canlıları korumak konusunda yüksek bir hassasiyet düzeyinde olunması konusunda kamuoyuna çağrıda bulundu.
SASAM Başkan Yardımcısı Cesurhan TAŞ, yüzyıllardır Türk varlığının esas taşıyıcı unsuru olan yörüklerin tabiat ile olan ilişkileri hakkında ayrıntılı bilgiler verdi. Kendisi de bir “yörük” olan Cesurhan TAŞ, “yörük” sözcüğünün kavramsal çerçevesini çizdikten sonra yörükler için tabiatın çok önemli olduğunu, tabiat olmadan yörüklerin var olamayacağını, tabiatın yörükler için varlık-yokluk meselesi olduğunu altını çizdi. Sözlerinin devamında TAŞ; “Bir yörük için tabiat özgürlük demektir. Yörük, kalabalık yaşamın bütün kısıtlarından ancak tabiata giderek kurtulabiliyor. Yörük için kabul edilebilir kısıtlama, tabiat kanunları ve kısıtlarıdır. Yörük, tabiat ile bütünleşik insandır. Topraktan geldiğini ve toprağa gideceğini iyi bilen bir yörük, kendisini tabiattaki diğer canlılardan üstün görmez. Onlarla barışık yaşar. Onlarla aynı evreni paylaştığının farkındadır. Bu sebeple de tabiatı sömürmez. Çevreyi kirletmez. Flora ve faunayı korur.” şeklinde konuştu. Şahsen yaşadığı tecrübelerden örneklerle görüşlerini destekleyen TAŞ, dünyanın ve tabiatın geleceğinin selameti açısından “yörük insan modeli”nin gerekliliğini belirterek sözlerini tamamladı.
Son olarak Uluslararası Şamanizm Araştırmaları Merkezi Müdürü Dr. Timur DAVLETOV; kadim şaman kültüründe doğa üzerine son derece ayrıntılı ve doyurucu bilgiler verdi. Şamanizmin Türklüğün en eski inanç biçimi olduğun belirterek bu inançta tabiat ile insan arasında sıkı ve spiritüel bağ ve bağlantılar kurulduğunu ifade ederek tabiatı, doğal yaşamı koruma konusunda Şamanizmin insanlığın geleceği olduğunu vurguladı. Kendisi de bir şaman olan sayın DAVLETOV, çevreci hareketlerin günümüzde son derece önemli bir konuma geldiklerini, bu hareketlerin bir sonraki aşamasının “Şamanizm” olacağını söyledi.
Panel, ULUĞ Genel Koordinatörü Fatih Mehmet ŞAHİN’in kapanış konuşma ve değerlendirmesi ile son buldu.