Umut Berhan ŞEN
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in emriyle Rus ordusu tarafından 24 Şubat’ta başlatılan savaşta çatışmalar tüm şiddetiyle sürüyor. Rus ordusu havadan ve karadan kritik noktaları ele geçirmeye devam ediyor. Şu ana kadar Harkov, Çernihiv, Irpin, Borodyanka, Zitomir, Mariupol, Herson ile başkent Kiev’e yoğunlaşan Rus ordusunun şimdi de Ukrayna’nın Karadeniz’e açılan kapısı konumundaki liman kenti Odesa’yı hedef alabilir. Savaş hava, kara ve denize yakın noktalarda şiddetlenerek devam ederken Ukrayna’nın sokak savaşı sürdürme stratejisini uygulamasıyla Ukrayna’da birçok şehrin merkezinde çatışmaların dozu oldukça yükseldi. Savaşın ne kadar süreceği, bölgesel çapta mı devam edeceği veya büyük ölçüde küresel bir savaşa mı neden olacağı henüz belirsizliğini korurken, Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ise tüyler ürpertici nitelikte: “Üçüncü Dünya Savaşı, nükleer silahların kullanılacağı yıkıcı bir savaş olacak.” Bu açıklama dünya kamuoyunun tüylerini ürpertirken, bizler de haklı olarak şu soruyu soruyoruz; Dünya 77 yıl sonra yeni bir dünya savaşını konvansiyonel ve nükleer ölçüde kaldırılabilir mi? Bu sorunun cevabını vermeden önce, öncelikle Rusya’nın sahip olduğu nükleer kapasiteye bir göz atmak gerekiyor.
2010 yılında yayınlanan Rus Askeri Doktrinine göre, (bir diğer adıyla Gerasimov Doktrini) kendisine veya müttefiklerine karşı nükleer silah kullanılması halinde Rusya Federasyonu da aynı şekilde karşılık verebiliyor. Ayrıca yine bu doktrine göre, konvansiyonel silahlarla Rusya’ya karşı yapılan saldırılarda veya Rusya Federasyonu açık tehdit altındaysa yine nükleer silahlar kuvvetli bir seçenek olarak belirebiliyor.
Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu’na göre Rusya’nın 5 bin 997 savaş başlığı (nükleer patlamayı tetikleyen mekanizması) bulunuyor. Elbette bu sayıya söküm emri verilmiş 1500 civarında başlık da dahil. Geriye 4 bin 500 civarındaki savaş başlığı kalıyor ki, bunların büyük kısmı balistik füze veya roketlerden ( yani uzun mesafeyi vurabilen stratejik nükleer silahlar) oluşuyor. Zaten muhtemel bir 3. Dünya Savaşı çıkarsa bunlar kullanılacaktır.
Rusya’nın elindeki nükleer güce bir göz atalım;
RS-28 Sarmat
RS-28 Sarmat ağır termonükleer kıtalararası balistik bir füze. 10 ağır ya da 15 hafif füze başlığını aynı anda taşıyabiliyor. Menzili 18 bin kilometre. Saatteki hızı 25 bin 560 kilometreye kadar çıkıyor.
R-36
R-36’ya Sarmat’ın eski modeli de denilebilir. 1962 yapımı, kıtalararası balistik bir füze olan R-36 aynı anda 3 savaş başlığı taşıyabiliyor. NATO raporlarında SS-9 Scarp olarak geçen nükleer füzenin menzili 10 ile 16 bin kilometre arasında değişiyor.
AVANGARD
Rusya’nın en etkili ve güçlü nükleer silahlarından Avangard, hipersonik bir füze olarak 2019 yılında üretildi. Malum, hipersonik füzeler ses hızını katbekat geçebiliyor. Saatte 33 bin kilometre hıza ulaşan Avangarda, hızı sayesinde herhangi bir savunma sistemine karşı oldukça dayanıklı.
POSEİDON
NATO istihbarat raporlarında ‘Kanyon’ kod adıyla da geçen Poseidon, nükleer silah taşıma kapasitesine sahip insansız bir denizaltı. Uydu veya yapay zekâ aracılığıyla kontrol ediliyor. Saatte 185 kilometre hıza ulaşıyor. 1 kilometre kadar derine inebiliyor. Patladığında 100 megatona kadar enerji yayıyor ve 500 metreye kadar radyoaktif tsunami oluşturuyor.
BUREVESTNİK
Tam adı 9M730 Burevestnik olan nükleer silah bir seyir füzesi. Şu anda geliştirilme aşamasında.
KİNZHAL
Bir tür hipersonik seyir füzesi olan silahın tam adı Kh-47M2 Kinzhal’dır, savaş uçaklarına entegre edilir. 3000 kilometre menzile sahiptir. Saatte 14700 kilometre hıza kadar ulaşabilir.
Rusya Federasyonu Devlet Başkanı V. Putin, göreve geldiği günden beri Stratejik Füze Kuvvetlerinin gelişimine özel bir önem vermiştir. Bu nedenle Putin ve ekibi, Rusya’ya yönelik muhtemel dış füze tehlikelerine karşı caydırıcı ve üstün bir konuma gelebilmek için eski füze sistemlerinin yenilenmesi çalışmalarını ara vermeksizin sürdürmektedir.