Twitter Facebook Linkedin Youtube

GORBAÇOV’UN ARDINDAN

Mihail Gorbaçov, 91 yıllık uzun bir yaşam sürdü. SSCB’nin dağılmasından direkt onu sorumlu tutanlar ve ihanetle suçlayanlar olduğu gibi, onu büyük bir demokrasi reformisti olarak görenler de oldu. Ölümünün ardından Gorbaçov ‘un yaşamını kısaca özetleyelim:

2 Mart 1931’de Kuzey Kafkasya’nın Stavropol bölgesinde Privolnoye köyünde doğdu. İlk öğrenimini köyünde yaptı. 1952 senesinde Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ne (SBKP) girdi. 1955’te Moskova Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Genç Komünistler Birliğinde görev aldı. 1970’te Genç Komünistler Birliği teşkilatı birinci sekreteri oldu. 1971’de ise SBKP Merkez Komitesi üyeliğine seçildi. 1978’de tarım sorumlusu olarak sekretaryaya girdi. 1979’da politbüro yedek üyesi, 1980’de de asil üyesi seçildi. Çernenko’nun 1985’te ölümü üzerine SBKP Genel Sekreteri oldu. Ekim 1988’de devlet başkanlığı görevini de üstlendi.

ABD Başkanı George H. W. Bush ile 2-3 Aralık’ta Malta açıklarındaki bir savaş gemisinde görüştü. 9 Eylül 1990’da Helsinki’de Bush ile tekrar görüştü ve Amerika Birleşik Devletleri’nden ekonomik yardım istedi. Aralık 1990’da Nobel Barış Ödülü’nü kazandı.

1990 yılının sonlarında Sovyetler Birliği’nin tüm Cumhuriyetlerine ‘Yenilenmiş Birlik Federasyonu’ için halk oylaması çağrısında bulundu. Gorbaçov’un bu çağrısına, dokuz Cumhuriyet olumlu yanıt verdi. 17 Mart 1991 tarihinde Rusya, Belarus, Ukrayna, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Azerbaycan’da, Sovyetler Birliği’nin korunması konusunda halk oylaması yapıldı. %80 katılımın olduğu referandumda, halkın %77’si Sovyetler Birliği’nin korunması yönünde oy kullandı. Diğer altı Cumhuriyette ise Merkezi Hükümetler oylamayı reddetmesine rağmen, yerel Sovyet konseyleri seçim sandıkları kurdu ve bu ülkelerde de birlik lehine sonuç çıktı.

19 Ağustos 1991 tarihinde SSCB’nin dağılmasına karşı KGB ve ordunun desteğini alan en yakın arkadaşı olan Gennadi Yanayev ve sekiz arkadaşından meydana gelen İhtilal Komitesi, Gorbaçov’a karşı darbe yapmayı denedi. Ancak darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Darbe girişiminden üç gün sonra, 22 Ağustos 1991 tarihinde Gorbaçov, Devlet Başkanlığını tekrar eline geçirdi. Boris Yeltsin, darbede Gorbaçov’u en çok destekleyenlerden olarak darbenin kısa sürede bastırılmasına yardımcı oldu. Fakat bu durum Yeltsin’in güçlenmesine, Gorbaçov’un gücünü kaybetmesine yol açtı. Nihayetinde SSCB’den kopan 11 devlet, 8 Aralık 1991 tarihinde bir araya gelerek Bağımsız Devletler Topluluğu’nu (BDT) oluşturdu. Artık Gorbaçov’u tamamen yetkisiz kalmıştı. Gorbaçov, 25 Aralık 1991 tarihinde televizyona çıkarak; “Görevimi kaygı içinde ama umutla bırakıyorum. Herkese iyi şanslar diliyorum.” diyerek istifa etti. Bu istifa sonrası oluşan iktidar boşluğunu hızla kendi karizması etrafında toplayan Yeltsin, SBKP’nin yasaklandığını ve partinin tüm malvarlığına el konduğunu açıkladı. Nihayetinde Sovyetler Birliği, 26 Aralık 1991’de Sovyetler Birliği Yüksek Sovyeti’nin üst meclisi Milletler Sovyeti’nin aldığı karar ile resmen dağıldı. Gorbaçov daha sonra, Sosyal-Demokrat Parti’yi kurarak birkaç kez parlamento seçimleri ile devlet başkanlığı seçimlerine katıldıysa da başarılı olamadı.

Yaşam serüvenine baktığımda, Gorbaçov’un bir demokrasi reformistinden ziyade, usta bir demokrasi cambazı olduğunu görüyorum. Zira, Almanya’nın yeniden birleşmesi onun sayesindedir. Ayrıca, Polonya, Çekoslovakya ve Macaristan ‘ı da elden çıkardı. Bu durum ise Rusya’nın NATO karşısında kabuğuna çekilmesi demekti. Günümüzde cereyan eden Ukrayna Savaşı ve Putin’in bu süreçteki tutumu, bu kabuğun tamamen kırılması anlamına da geliyor.

Rusya için rasyonel bir hedef olmasa da, AB’ne kabul edilmek Gorbaçov ‘un hayaliydi. Bir Rus -Alman ittifakı kurulursa, Berlin’den Vladivostok’ a dek uzanan bir Büyük Avrupa hayal ediyordu. Ancak bu hayali tasarlarken NATO ve ABD’ bin nasıl bir reaksiyon gösterebileceğini öngöremedi. Aslına bakılırsa, Berlin-Moskova ittifakı, ABD’nin İkinci Savaştan sonra kurduğu küresel hegemonyayı egemenliği kırabilecek bir hamle olacaktı. Peki bu tasarıyı engellemek için Pentagon ne yaptı?

Pentagon, öncelikle NATO genelini Rusya’ya karşı bir taarruz cephesi olarak konfigüre etti. Sovyetler Birliğinin parçalanması sonrasında, neredeyse Avrasya genelinin mikro-milliyetçilik trendine doğru yöneltmeyi de başardı. Bu doğrultuda Tacikistan’ı, Çeçenistan’ı, Gürcistan’ı, Ukrayna’yı, Belarus ve Kazakistan’ı karıştırmak için hamleler yaptı. Bu süreç halen devam ediyor. Gorbaçov ‘un yaptıklarıyla bu sürece verdiği katkı zaten apaçık ortadadır.

Kuşkusuz, Gorbaçov Soğuk Savaş’ı da kolayca sona erdirdi. Gorbaçov’un perestroika (yeniden yapılanma) ve glasnost (açıklık) adını verdiği reform çalışmaları Soğuk Savaş’ın sonunu getirdi. Fakat bu reformlar Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin tüm siyasi gücünü kaybetmesine ve sonrasında da SSCB’nin çözülmesine neden oldu.

Gorbaçov, Stalin’in mimarı olduğu Güvenlik odaklı totaliter sistemi sona erdirmek için çok çaba sarf etti. Buna karşın, Vladimir Putin’in yeniden güvenlik odaklı bir bürokrasi inşa etmesini ise sadece seyretti.

Ekonomik açıdan ise Rusya’yı felakete sürükledi. Bu korkunç ekonomik yıkımın Rus toplumunda doğurduğu sonuçları tam olarak hala telafi edilemedi. Dolayısıyla, Rusya’da ve diğer eski Sovyet coğrafyasında Gorbaçov’u iyi anan pek kimse kalmadı.

Umut Berhan ŞEN – SASAM Uzmanı

Umut Berhan ŞEN Hakkında

1991 yılında İstanbul’da doğdu. Okumayı çok küçük yaşlarda (okul öncesi) öğrendiğinden beri tarihe olan ilgisi hiç bitmedi. Lise yılarına geldiğinde, çeşitli internet site ve gazetelerinde yazmaya başlamıştır. Yayınlanmış bir adet tarih araştırma kitabı ve bir adet polisiye-casusluk türünde romanı bulunmaktadır. Günümüzde ise düzenli olarak ulusal basında yazmaya devam etmektedir. Bu yayın organları ve gazetelerin başlıcaları; ATAYURT Tarih Dergisi (devam), STAR Gazetesi AÇIK GÖRÜŞ EKİ (devam-halen AKŞAM Gazetesi yayın organı olarak devam etmektedir.), YURT Gazetesi (devam), -KARAR Gazetesi, CUMHURİYET Gazetesi (devam), HİSTODİA Tarih Dergisi (devam), MİSAK (Milli Stratejik Aaraştırmalar Kurulu-devam) Yayınlanmış kitapları: SAHİPKIRAN EMİR TİMUR (Araştırma-ATAYURT Yayınevi-2019 Nisan), FIRÇA TEMASI (Polisiye-casusluk seri roman-ATAYURT Yayınevi-2019 Kasım) Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde Sosyoloji Eğitimi alan yazar, Gazi Üniversitesi Sanat tarihi bölümünü de bitirmiştir. Ayrıca İstanbul İşletme Enstitüsü’nde Finansal Yönetim eğitimi ve sertifikası almıştır. Orta Asya Türk Tarihi, Osmanlı Silah Sanatı ve Teşkilat’ı Mahsusa konusunda çalışmalarını sürdürmektedir. Genelkurmay Başkanlığı ATASE Arşivinde Türk İstihbarat Tarihi, ATATÜRK’ün Yaşamı, Teşkilat’ı Mahsusa ve 1. Dünya Savaşı konusunda araştırma, inceleme ve tetkiklerde bulunmuştur. Ayrıca çeşitli araştırma merkezlerinde ‘work shop’ ve yuvarlak masa çalışmalarına da katılmaktadır. Devlet Tiyatroları için yazdığı ve henüz yayınlanmamış ‘ENVER’ adlı bir tiyatro eseri de bulunmaktadır. Bununla birlikte, tiyatro eserleri konusunda eleştiri yazıları da kaleme almaktadır. Yazar, Ahmed Yesevi Vakfı üyesi ve genel sekreteridir. Ayrıca Azerbaycan Kültür Derneği üyesi ve Türk Anıtlar Derneği yedek yönetim kurulu üyesidir.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: