Sih dini, Hindistan’ın Pencap eyaletinde yaklaşık 500 yıl önce ortaya çıktı. Ä°ngilizcede ‘Sikh’ ÅŸeklinde yazılan ‘Sih’ sözcüğü ‘talebe’, ‘çırak’ anlamlarına geliyor. Bugünkü Pakistan’ın Pencap eyaletinin Lahor ÅŸehri yakınlarında 1469’da doÄŸan Nanak adlı bir ‘guru’ (Sanskrit dilinde usta/ üstad) tarafından kuruldu. Bugünkü Sih ibadet ve davranışları ise Guru Gobind Singh tarafından 1699 yılında formüle edildi.
Hindu – İslam karışımı bir din
Sihlerdeki tanrı anlayışı, Hinduların çok tanrılı anlayışının aksine Ä°slamdaki tanrının birliÄŸi inancına benziyor. Reenkarnasyon, karma gibi yönlerden ise Hunduizme benziyor. Her yerde bulunan tek tanrıya, peygamber gibi gördükleri 10 guru’ya, kutsal kitapları ‘Sahib‘e inanmak inançları açısından farz.
Sihlerde de alkol, tütün mamülleri, uyuşturucu ve evli olmadığı biriyle cinsel ilişki haram kabul ediliyor. Sihlerde imam veya rahip gibi dini sınıf bulunmuyor. Sadece mabetlerde maaş karşılığı veya gönüllü ilahi (kirtan) okumakla görevli kişiler var. Sihlerde ‘kuta’ et (Müslümanlıktaki ‘helal’ veya ‘Yahudilikteki ‘koşer’ usülünde, yani boğazı kesilerek yavaş yavaş can vermiş hayvanın eti) yemek haram. Hinduların ‘çetka’ usülüyle (bir anda öldürülmüş) hayvanların etlerini yiyebiliyorlar.
Sihler, yaşamlarının bir aşamasında kendini hazır hissedince ‘Halsa’ denen vaftizi gerçekleştiriyor ve tamamen dini yaşama geçiyor. Halsa, halas (kurtuluş) ve halis(saf/pür) sözcükleri ile aynı kökten. Özgürleşmeyi ve saflaşmayı ima ediyor. ‘Halsa’ denen bu vaftizi gerçekleştirmiş Sihlere ‘Amridari’ deniyor. Amridari erkeklerin isimlerine ‘singh (aslan)’ ve kadınların isimlerine ise ‘kaur(prenses)’ ekleniyor. Amridari erkekler saçlarını ‘dastar’ veya ‘pegri’ dedikleri bir sarık sararak örtüyor. Genç erkekler ‘patka‘ denilen daha basit bir örtü kullanıyor.
Vaftiz olmuş Sih erkek ve kadınlar, Pencabi dilindeki isimleri nedeniyle 5K (penc kakke veya penc kakkar) diye anılan, Sihliğin 5 şartını yerine getirmek zorundalar. Bunlar:
1 – Kes veya keş: Tanrının yaratışındaki mükemmelliğe saygının bir işareti olarak saç kesiminin terk edilmesi ve saçların uzatılması. Erkekler için buna sakal ve vücut kılları da dahil. Sürekli yanlarında taşıdıkları ‘kanga’ adı verilen tarak ile günde iki kez saçlarını tararlar.
2 – Kanga veya Kanka: Kanga, çoğunlukla ahşaptan yapılmış saç tarağı. Halsalı Sihler günde iki kez bu tarakla saçlarını tarar. İlahi temizliği sembolize ediyor. Sürekli yanında taşımaktan kinaye, Roman argosundan Türkçe’ye geçen ve sürekli yanında gezdirilen arkadaşlar için kullanılan ‘kanka’ sözcüğünün de kaynağı.
3 – Kara: Çelik veya demirden bir bilezik. Dinlerine kendilerini teslim ettiklerinin bir sembolü ve inançlarını sürekli hatırda tutmalarının bir aracı olarak bunu sürekli takarlar.
4 – Kaççera veya Kaçça: Kadın erkek bütün vaftizli Sihlerin giymek zorunda olduğu şort şeklinde bir iç çamaşırı. Sihlere, cinsel arzularını kontrol etmelerini hatırlatır.
5 – Kirpan: Bütün vaftizli Sihlerin sürekli yanında taşımak zorunda olduğu kısa hançerdir. Sihlere, ne kendisine ne de başkasına yapılan zulme asla sessiz kalmama, yardımlarına koşma görevini hatırlatır.
Diğer inançları da tanrıya götüren yollar olarak görüyorlar. Aslında Sih kaynakları ‘Sih’liği bir din olarak görüyor ve herkese açık olduğunu ilan ediyor. Bu yüzden Sihlerde başkalarını Sihliğe kazandırma çabası yok. bununla beraber isteyen herkes Sih dinine katılabiliyor. Ancak zaman içinde anne babadan çocuğa geçen etnik bir dine benzemiş daha çok. Bu nedenle de birçok Batı ülkesi nüfus analizlerinde Sihlik, din bölümünde değil de etnik kategorilerde yer alıyor. Bu yönüyle zamanla milliyetçiliğini de üretmiş. Sihliğin dini görüşünden çok etnik boyutuyla ilgili, bir sih vatanı kurmak isteyen Sih milliyetçiliği zaman zaman Müslümanlara ve Hindulara karşı şiddet ve terör eylemleri de gerçekleştiriyor. Bu anlamdaki Sih milliyetçiliğinin, Sih toplumunda çok yaygınlığa ve desteğe sahip olduğu söylenemez. Çok büyük çoğunluğu herkese saygılı ve barışçı bir yaşam tarzına sahip.
1947 yılında Hindistanın ikiye bölünmesi sırasında Müslümanlarla Sihler arasında çıkan çatışmalardan sonra Batı Pencab’taki (Pakistan Pencabı) Sihler Doğu Pencab’a (Hindistan Pencabı), Hindistan Pencabındaki Müslümanlar da Pakistan Pencabına kitlesel olarak göç etti. 1960’lı yıllardan itibaren ise Sihlerin ‘pencabi’ dili konuşulan coğrafyayı eyalete dahil etme istekleri yüzünden Hindistan Sih ve Hindu çatışmalarına sahne oldu. Tansiyon 1970’li yıllarda Başbakan İndira Gandi’nin ayrımcı politikaları ile yükselince birçok Sih, başta Kanada ve ABD olmak üzere Batı ülkelerine iltica etti. İndra Gandi’nin 1984 yılında Sihlerin kutsal tapınağı Altın Tapınak’a operasyon düzenlemesini, Sih bir korumasının suikastle onu öldürmesi izledi. İndra Gandinin öldürülmesi, Hindistan genelinde Sihlere yönelik bir saldırı ve şiddet dalgasına yol açtı. Binlerce Sih öldürüldü. Şiddet ortamının yatışmasından sonra Hindularla Sihler arasında daha uzlaşmacı bir yaklaşım gelişti. Bazı Hindu milliyetçilerin ‘Sihlerin aslında Hindu olduğu ve Sihlik diye birşey olmadığı’ tezleri zaman zaman gerginliğe neden olsa da tansiyon bir Sih’in başbakan olabileceği kadar düştü. Manmohan Singh 2004 yılında Hindistan’ın ilk Sih başbakanı oldu ve bu görevi 2014 yılına kadar sürdürdü. Manmohan Singh, Nehru’dan beri ilk 5 yıldan sonra ikinci kez başbakanlığa seçilen ilk politikacı olmayı da başardı.
Dünyada bugün 25 milyonu aşkın Sih yaşıyor. Sihlerin yüzde 83’ü Hindistan’da ve bunun da yüzde 75’i Hindistanın Pencab eyaletinde yaşıyor. Pencab ise, Hindistanın en zengin eyaleti konumunda. Sihler Hindistan nüfusunun yüzde 2’sini oluşturuyor. Dünyadaki en büyük Sih diyasporası Kanada’da yaşıyor. 19’ncu yüzyıldan itibaren Sihler, başta Vancouver çevresi olmak üzere Kanada’nın değişik kesimlerine göçmeye başladılar. Bugün, radyo ve TVleri, gazeteleri, dernekleri ve organizasyonlarıyla çok etkili bir sosyal gruba dönüşmüş durumdalar. ABD, İngiltere ve Kanada başta olmak üzere birçok dünya ülkesinde Sih milletvekilleri veya bakanlar görev yapıyor.
Kaynak: Amerika Bülteni