Kazakistan’ın başkentinde önümüzdeki iki ay içerisinde Suriye’deki ihtilafın çözümü ile ilgili müzakerelerin ikinci tur görüşmeleri gerçekleşebilir. Bu görüşmeler, Astana Görüşmelerinin 14’üncüsü olacaktır. Bu kadar çok toplantıların düzenlenmesi, bütün tarafların Kazakistan formatındaki diyalog platformuna yoğun ilgisini göstermektedir. Eğer katılımcıların böylesine yoğun ilgisi olmasaydı, görüşmelerin bu kadar büyük değeri ve anlamı olmazdı. En son gerçekleştirilen Ağustos 2018 görüşmeleri, uluslararası basın tarafından “Astana-13” şeklinde adlandırılmıştı.
Suriye devlet televizyonu, Kazakistan’ın başkentindeki müzakereler sırasında İdlib’te ateşkes ilan etti. Bu olay, uzun zamandır beklenen ancak bir o kadar kırılgan olan barış zeminini güçlendirdi. Suriye’nin kuzeybatısındaki bu ilde, çeşitli kaynaklara göre bir buçuk ila üç milyon insan yaşıyor. Uluslararası uzmanların en son tespitlerine göre, İdlib’te önemli bir insani kriz yaşanıyor.
BM resmi internet sayfasında yayınlanan BM İnsani İşler Genel Sekreterliği Acil Yardım Koordinatörü Mark Lokoc’un İdlib olaylarıyla ilgili konuşmasında, insani durumun kötü yönde geliştiği dile getirildi; “Sivil halk, politikacıların şiddete son verememeleri ve askeri operasyonlar sırasında sivilleri koruyan uluslararası hukuku uygulayamamaları sebebiyle cezalandırılmaktadır”.
Bu bağlamda, Kazakistan’ın başkenti diyalog platformu olarak tam bir çözüm arayışı ve uzlaşma sağlanabilecek yerdir. Ayrıca, Nur-Sultan’daki müzakereci taraflar, ülkelerindeki potansiyel güvenlik ve istikrar için bir tehdit oluşturduğundan dolayı Suriye’deki iç savaşa son verme yönünde çaba sarf etmektedirler.
Şimdiye kadar Kazakistan’daki barış görüşmelerine Suriye’deki çatışmanın farklı tarafları müzakere masasına oturdu. Garantör ülkeler arasında bulunan Rusya heyeti, Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanının Suriye konusundaki Özel Temsilcisi Alexander Lavrentyev tarafından yönetildi. Türkiye heyeti, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığında toplantılara katılırken, İran heyeti ise Siyasi İşlerden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Asgar Hacı başkanlığında katılım sağladı. BM Suriye Özel Temsilcisi Yardımcısı Khavla Matar başkanlığındaki BM heyeti de Kazakistan’daki toplantıya katıldı. Özel Temsilci Geir O. Pedersen, sağlık sorunları nedeniyle Nur-Sultan’a gelmedi. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Ofisi temsilcileri ve Kızıl Haç ve Ürdün temsilcileri de Kazakistan’ın başkentinde yuvarlak masa toplantısına katıldı.
İlk defa Lübnan ve Irak, Astana formatındaki müzakerelere katıldı. Kazakistan’ın başkentinde yapılan bir önceki toplantının sonuçlarının ardından müzakere sürecine iki Orta Doğu ülkesinden heyetleri dahil etme kararı verilmişti. Görüşmelere, Beyrut ve Bağdat’ın ilgisi oldukça yüksek düzeyde olduğu söylenebilir. Suriye’nin coğrafi komşuları olan bu ülkeler, Suriyeli mültecilerin ve ekonomik olarak istikrarlı bir ortama geri dönüşleriyle ilgili sorunların çözümüne ilgi duyuyor.
Ancak İdlib üzerindeki anlaşma, Nur-Sultan müzakerelerinin esas sonucu değildir. Müzakerelerde Suriye ile ilgili bir anayasa komisyonu oluşturulması konusuna değinildi. Bu konuyla ilgili olarak Rus müzakerecilerin Suriye’deki anlaşmazlığı çözmek için iki yıl önceden teklifte bulundukları açıklandı. Anayasa komisyonu yeni bir anayasa metni oluşturacaktı. Ancak müzakereler, anayasa komisyonu üyelerinin belirlenmesi aşamasında durdu. İlk defa, komisyonun oluşturulmasındaki ciddi ilerleme, Nur-Sultan’daki müzakerelerin sonucu olarak ortaya çıktı. Uluslararası uzmanlar, Suriye’de anayasa komisyonu oluşturma sürecinin önümüzdeki yılın Eylül ayında tamamlanabileceğini göz ardı etmiyor.
Talip ERGUVAN – Sahipkıran HABER