Twitter Facebook Linkedin Youtube

TÜRKİYE’NİN SONRAKİ HEDEFİ: MÜNBİÇ Mİ? AFRİN Mİ?

Süleyman ERDEM

Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde kesintisiz bir PYD/YPG koridoru oluşturulması çabalarına karşın PYD/YPG için Fırat nehrini kırmızıçizgisi olarak ilan etmiş ve nehrin batı yakasına geçmemesi için PYD/YPG’yi uyarmıştı. Ancak PYD, arkasındaki güçlerin de desteği ile 2016 Haziranında Fırat’ın batısına geçerek Münbiç’i ele geçirmişti.

Kırmızıçizgisinin aşılması üzerine Türkiye, 15 Temmuz hain darbe girişimini yeni atlatmasına rağmen Ağustos ayında Fırat Kalkanı operasyonunu başlattı ve geçtiğimiz günlerde El Bab’ı IŞİD’ten tamamen temizleyerek PYD/YPG’nin Afrin Kantonuyla bağlantı ihtimalini ve dolayısıyla kesintisiz bir PYD koridoru olasılığını sona erdirdi.

Bu noktadan sonra Türkiye’nin yönünü, kırmızıçizgisinin aşıldığı Münbiç’e çevireceğinin farkında olan ABD, son günlerde Türkiye’nin Münbiç’e yönelmemesi için doğrudan ve dolaylı mesajlar gönderiyor. ABD Merkez Komutanlığının YPG’nin kadın kolu YPJ savaşçılarının fotoğraflarını paylaşmasının ardından, son olarak Amerika’nın Sesi Radyo ve Televizyonu da ABD ordusunun bir birliğini Münbiç’in yakınlarına yerleştirdiğini iddia etti.

Türkiye, YPG’nin Münbiç’ten çekilmesi gerektiğini uzun zamandır ihtar ediyor ve ABD de uzun zamandır “YPG çekiliyor” diyerek Türkiye’yi oyalıyorken, bugün geldiğimiz nokta itibariyle Türkiye’nin Münbiç’e girmesi durumunda ABD askerleriyle karşı karşıya kalacağını ima etmesi, ABD’nin BOP kapsamında Suriye’nin kuzeyinde bir Kürt devleti kurulması planından vaz geçmediğini gösteriyor.

Bu durumda Türkiye’nin ilk etapta Münbiç’i hedef alarak ABD ile karşı karşıya gelmesi yerine, Afrin’i hedef alması daha isabetli olur. Çünkü Hatay’ın hemen doğusunda kalan Afrin Kantonunun PYD kontrolü altındaki diğer bölgeler ile bağlantısı, Fırat Kalkanı Harekatı ile tamamen koptu ve lojistik açıdan Münbiç ve Fırat’ın doğusunda kalan PYD bölgeleri kadar (ABD’den) destek alamıyor. Ancak son günlerde Rejim güçlerinin El Bab’ın hemen güneyinde ele geçirdiği bölgeler sayesinde bu bağlantının tekrar kurulma ihtimali doğdu. Bu bağlantı üzerinden Afrin’deki PYD güçleri, lojistik tedariki sağlamadan Türkiye’nin bu bölgeye operasyon yapması, Münbiç’e düzenlenecek muhtemel bir operasyona göre daha kolay ve daha anlamlı olur. Böylece Fırat Kalkanı Operasyonu ile kontrol altına alınan bölge ile Özgür Suriye Ordusunun kontrolündeki Hatay’a sınır bölge arası da birleştirilmiş olur.

ABD üzerinden mesaj verilerek Münbiç’e girmesi engellenen Türkiye, Afrin’e girerek PYD’ye, PYD’nin arkasındaki ABD’ye ve aynı zamanda Münbiç ile Afrin kantonları arasında bir hat oluşturmaya çalışan Suriye Rejimine karşı cevabını verebilir. Türkiye, PYD’ye ve arkasındaki güçlere; “Kırmızıçizgilerim dikkate alınmaz ve PYD Münbiç’ten çıkmazsa, ben de PYD kontrolündeki Afrin’e girerim. Ayrıca Rakka’ya PYD ile yapılacak bir operasyonda PYD’nin arka cephesi güvende olmaz. Gerekirse Fırat’ın doğusundan da terör örgütü olarak kabul ettiğim PYD bölgesine girerim.” şeklinde bir mesaj, Suriye Rejimine ise; “Senin ülkeni bölmek ve ülke sınırların içinde ayrı bir devlet kurmak isteyenlere destek olursan, sen zarar edersin” şeklinde bir mesaj vererek oyunun gidişatını değiştirebilir ve Türkiye’nin kararlılığını gözler önüne serer.

.

Süleyman ERDEMsuleyman@sahipkiran.org

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

Süleyman Erdem Hakkında

Balıkesir doğumludur. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden 2001 yılında lisans, Harvard Üniversitesi Kamu Politikaları Bölümünden 2009 yılında yüksek lisans derecesi almıştır. 2002 yılında Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde memur olarak kamuda göreve başlayan Erdem, 2003-2004 yılları arasında Maliye Bakanlığında Vergi Denetmen Yardımcısı olarak görev yapmış, 2004 yılından itibaren de Başbakanlıkta Uzman Yardımcısı, Uzman ve Tanıtma Fonu Genel Sekreteri görevlerinde bulunmuştur. 2009-2011 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK)’da Geçici Uzman sıfatıyla YÖK ve ÖSYM’deki denetimlerde görev almıştır. 2012 Aralık ayında kurulan Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM)'ın kurulduğu tarihten 08/10/2019 tarihine kadar başkanlığını yürütmüştür. Halen SASAM Uluslararası Güvenlik Masası Direktörü olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmalarını “radikalleşme ve terör” üzerine yürüten Erdem’in; “Cihatçılar; El Kaide ve IŞİD’e Katılanların Hikayesi” isimli yayınlanmış bir kitabı bulunmaktadır.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: