Twitter Facebook Linkedin Youtube

IRAK SİYASETİNDE YENİ AKTÖR; HAŞDİ ŞÂBİ

Muhammed IŞIK

20 Mart 2003’te Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık önderliğinde oluşturulmuş Çokuluslu Koalisyon Kuvvetlerinin bir askeri harekâtla Irak’a girmesiyle başlayan Irak savaşı ile Irak siyaseti değişmeye başladı. Baas rejiminin yıkılması sonrası oluşan boşlukta dini oluşumlar (Şiiler – Sünniler) ve ırkî oluşumlar (Kürtler – Türkmenler – Araplar) ülke siyasetinde etkin olma çabası içine girdiler.

İşgal sonrası kurulan ilk hükümete Başbakanlık yapan (28 Mayıs 2004 ve 7 Nisan 2005 ) İyad Allavi ile Şii Başbakanlar (İbrahim el-Caferi – Nuri el-Maliki – Haydar el-Abadi ) devri başlamış oldu. Böylelikle Irak siyasetine Şii siyasetçileri etki etmeye başladı. Bu aynı zamanda Irak siyasetinde İran etkisinin yoğun olduğu anlamına gelmektedir.

Irak Şii din adamlarından olan Ayetullah Sistani ve Mukteda Es Sadr ise Irak siyasetinde etkin dini figürler olarak karşımıza çıkıyor. Siyasal ve dini anlamda Irak siyasetinde etkili olan Şiiler, IŞİD Musul’u işgal edince yeni bir oluşuma giderek Haşdi Şâbi örgütünü kurdu. Peki, bu süreç nasıl işledi?

Musul saldırısı ardından Irak’ın Şii dini lideri Ayetullah Sistani tüm Irak halkına hitap eden tarihi bir fetva yayımladı. Söz konusu fetvada Sistani, Irak’ta eli silah tutan herkesi ülkelerini ve kutsal mekânlarını savunmaya çağırdı. Bu fetvanın ardından farklı milis güçleri, Haşdi Şabi çatısı altında bir araya geldi.[i]

Çoğunluğu Şii milislerden oluşan bu örgütü Irak Hükümetinin desteklediğini görüyoruz. Bu örgüte önemli bir destek de İran’dan geliyor. Haşdi Şâbi’yi güçlendirmek için İran dini lideri Hamaney bizzat devrim muhafızlarını görevlendirdi. Böylece gizemli İran generali Kâsım Süleymani, Irak’ta ortaya çıkmış oldu ve İran, sayıları 45’i bulan aşiretleri paraya ve silaha boğdu. Bu aşiretlerin hepsi Kâsım Süleymani aracılığı ile askeri eğitimden geçirildi. Eğitime tâbi tutulan birliklere, Ehlibeyt isimleri verildi. (İmam Ali Tugayı, Seyyid Şüheda Tümeni, Asain El Hakk, Ali Ekber Tugayları, Seraya Aşura…)[ii]

Şii Haşdi Şâbi örgütünün Sünnilere yaptığı saldırılar ise Uluslararası Af Örgütü tarafından gündeme getirildi. Bu konuda bir rapor hazırlayan Af Örgütü, mezhepçiliği körükleyen bu ihlâllerin devletin sağladığı silahlarla işlendiğini hatırlatarak yetkililere “ihlâlleri durdurun” çağrısı yaptı.[iii]

IŞİD ile mücadele etmesi için kurulan Haşdi Şâbi’nin giderek bölgede yeni bir terör dalgası yaymaya başlayarak mezhepçi politikalar uygulaması, akıllara her iki örgütün de kaynağının aynı olabileceği ihtimalini getiriyor. Sünni bir kisveyle yola çıkan IŞİD ile Şii dini önderlerin çağrısıyla kurulan Haşdi Şâbi arasında bu gün bir fark görmek çok zorlaşıyor. Buna rağmen Irak Devleti, Haşdi Şâbi için gerekli her türlü yasal yolu deniyor. Irak Parlamentosu, 26 Kasım 2016’da Haşdi Şâbi milislerinin statüsünü resmileştiren ve fiilen Irak Silahlı Kuvvetleri’nin çatısı altına alınmasını öngören tasarıyı kabul etmişti.

Irak Başbakanı Haydar el-Abadi’nin Irak ordusu komutanları ve Gönüllü Halk Güçleri yetkilileri ve komutanlarıyla yaptığı toplantıda; Haşdi Şâbi’nin Irak için büyük fedakârlıklarda bulunduğunu belirtip hiç kimsenin Haşdi Şâbi’ye hakaret etmesine izin vermeyeceklerini söylemesi dikkate değerdir.[iv]

Haşdi Şabi Sözcüsü Ahmed El Asadi’nin, Başika’daki Türk askerilerinin varlığı nedeniyle iki ülkenin askeri çatışmaya girmesi durumunda Haşdi Şabi güçlerinin Türkiye’ye karşı mutlaka bu çatışmada yer alacağını söylediğini de unutmayalım. Sırf Türk askeri eğitim verdi diye birlikte hareket ettikleri Haşdi Vatani ile bağlarını koparan Haşdi Şâbi’nin gelecekte Irak ve bölge için tehlike arz ettiğini düşünmemiz gerekiyor.[v]

Haşdi Şabi ile Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin arasının da iyi olmadığı ortada. Anadolu Ajansı’na konuşan Peşmerge Güçleri Sincar Bölgesi Komutanı Serbest Lezgin, Haşdi Şabi’nin Telafer ile Sincar arasında kalan Peşmerge mevzilerini toplarla vurduğunu, saldırıda 1 askerin yaralandığını ifade edip, Haşdi Şabi güçlerinin şimdiye kadar 5 kez Peşmerge güçlerine yönelik saldırı gerçekleştirdiğini söylemesi, bu duruma örnek olarak verilebilir.[vi]

IŞİD ile savaşın sona ermesinden sonra bölgenin Haşdi Şâbi ile uğraşmayacağının herhangi bir garantisi yok. Zira vahşette IŞİD’den geri kalmayan örnekler sergilediler bugüne kadar.

Sünni Türkmenler ve Kürtler tarafından benimsenmeyen ve sevilmeyen, sadece Şiilerin desteklediği Haşdi Şâbi, IŞİD tehdidi ortadan kalktıktan sonra ne olacak? Irak siyaseti için belirleyici bir aktör mü olacak, yoksa kendiliğinden ortadan mı kalkacak? Maalesef tarihi seyri ve eylemlerine bakıldığında, Irak ve bölge için yeni bir tehdit dalgası oluşturacak gibi görünüyor.

.

Muhammed IŞIK

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız

________________________

[i] http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-37778936

[ii] http://www.yenisafak.com/hasdi-sabi-orgutu-kimdir-hasdi-sabiyi-kim-kurdu-h-2551540

[iii] http://www.gazetevatan.com/hasdi-sabi-ile-ilgili-korkunc-iddia–1025404-dunya/

[iv] http://www.ydh.com.tr/HD15074_ibadi–hasd-sabiye-hakarete-izin-vermeyecegiz.html

[v] http://www.aljazeera.com.tr/haber/hasdi-sabi-sozcusu-turkiyeyle-savasiriz

[vi] https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201701261026953308-irak-hasdi-sabi-pesmerge-gerginlik/

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: