Twitter Facebook Linkedin Youtube

ARTAN TERÖR OLAYLARININ PERDE ARKASINDA NE VAR?

Süleyman ERDEM

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında artan PKK terörünün ülkemiz üzerinde oynanan büyük oyunun ikinci perdesi olduğunu düşünüyorum. Büyük ve nihai oyun/plan ise Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında kurulması hedeflenen Özgür Kürdistan isimli bir Kürt Devletinin parçalarının birleştirilmesi olsa gerek.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ABD ve Batı ülkelerinin tavırlarına bakıldığında, darbe girişiminin arkasında bu ülkelerden oluşan bir koalisyon olduğuna dair net bir tablo oluşuyor. Bu durumda 15 Temmuz’un başlı başına tek bir plan olmadığı, daha büyük bir planın ilk halkasını oluşturduğunu tespit etmek yanlış olmaz.

Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Haritası

buyuk_ortadogu_projesi_bop_haritasi

Not: Bu harita, ABD ordusunda görev yapan Yarbay Ralph Peters tarafından hazırlanmış ve Armed Forces Journal (Silahlı Kuvvetler Dergisi)’nin Haziran 2006 baskısında yayınlanmıştır.(*)

Zira “Paralel Yapının Darbe Girişimi Nasıl Başarısız Kılındı” başlıklı analizimizde değindiğimiz üzere; her ne kadar FETÖ mensupları 17/25 Aralık sürecinden sonra gerçeklikten kopmuş ve önemli stratejik hatalar yapmışlarsa da, FETÖ’nün arkasındaki emperyal güçlerin stratejik akılları hala dünyayı sömürmeye ve egemenliklerini devam ettirmeye yetecek düzeyde. Bu güçler, Türkiye’de bir darbe için sosyolojik temellerin olmadığını gayet iyi biliyorlardı. Ancak buna rağmen FETÖ’ye ümit ve destek vermelerinin arkasında nihai başka bir hedeflerinin olduğunu çıkarmak lazım. Ben o büyük hedefin; BOP kapsamında yer alan Özgür Kürdistan’ın kurulması için son hamlelerin yapılması olduğunu düşünüyorum.

Bugünlerde Suriye’nin kuzeyinde Kürt kantonlarının birleştirilmesi ve Kürt koridorunun kurulmasına yönelik gelişmeleri endişe ile izliyoruz. Menbiç’in YPG ağırlıklı güçler tarafından IŞİD’in elinden alınmasının ardından, Kürt güçlerinin Batı’ya doğru ilerlemeye devam ettikleri haberleri gelmekte. Darbe girişimi sonrası Türkiye içeriye yoğunlaşmış ve ordusu bir kırılma yaşamışken, Suriye’nin kuzeyinde Kürt koridorunun kurulması artık kaçınılmaz hale geldi. Bu süreç artık sadece bir zamanlama meselesi olarak görülebilir. Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki gelişmelere müdahale edebilmek için son şansını artık kaçırdı. Bu konuyu “Türkiye’nin Suriye’de Son Şansı”  başlıklı analizimizde işlemiştik.

Suriye’deki gelişmelere paralel olarak Türkiye’de artan PKK eylemleri, yakın zamanda Güneydoğu Anadolu’da da bir özerklik ilanının ön hazırlıkları olarak görülmeli bence. Terör saldırıları ve iç savaş çıkartmaya yönelik provokasyonlarla, Türkiye’nin BOP’ta yer alan Özgür Kürdistan isimli devletin kurulması sürecinde etkisiz hale getirilmesi ve sürece müdahale edememesi hedeflenmekte. 15 Temmuzdan aylar önce sosyal medyada Temmuz ayında önemli bir hadise yaşanacağını işaret eden bazı hesapların şimdi de Ekim ayını işaret ediyor olmaları, Ekim ayına kadar Türkiye’de çok çalkantılı bir süreç yaşanacağına ve belki de esas darbe için sosyolojik zemin hazırlamak için çaba sarf edileceğine işaret ediyor. Bu süreçte kullanılacak en önemli maşanın PKK olacağı görülüyor ama IŞİD başta olmak üzere diğer terör örgütlerinin ve özellikle suikast benzeri eylemler için DHKP-C’nin de devreye sokulabileceğini dikkate almak lazım.

Bununla birlikte önümüzdeki dönemde ekonomik bir kriz için de girişimler olabileceğini, bunun için de ülkemizde oynanan oyunların arka planında yer alan ülkelerin güdümündeki kredi derecelendirme kuruluşlarının not düşürme silahının kullanılabileceğini göz ardı etmemek lazım.

Kısaca özetlersek; artan terör eylemleri, ülkemizin bölünmesi ve Büyük Ortadoğu Projesi’nde (BOP) yer alan bir Kürt devletinin kurulması için oynanan oyunun 15 Temmuz darbe girişiminden sonraki ikinci perdesi olarak düşünülmeli ve bu nihai hedefin akamete uğratılması için stratejik hamlelerin bir an önce planlanması ve tedbirlerin alınması ihmal edilmemeli.

.

Süleyman ERDEMsuleyman@sahipkiran.org

Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.

________________________________________

* Kaynak: Nazemroaya, Mahdi Darius, Plans for Redrawing the Middle East: The Project for a “New Middle East”, http://www.globalresearch.ca/index.php?context=va&aid=3882 (Erişim, 12/5/2010)

 

Süleyman Erdem Hakkında

Balıkesir doğumludur. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden 2001 yılında lisans, Harvard Üniversitesi Kamu Politikaları Bölümünden 2009 yılında yüksek lisans derecesi almıştır. 2002 yılında Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde memur olarak kamuda göreve başlayan Erdem, 2003-2004 yılları arasında Maliye Bakanlığında Vergi Denetmen Yardımcısı olarak görev yapmış, 2004 yılından itibaren de Başbakanlıkta Uzman Yardımcısı, Uzman ve Tanıtma Fonu Genel Sekreteri görevlerinde bulunmuştur. 2009-2011 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK)’da Geçici Uzman sıfatıyla YÖK ve ÖSYM’deki denetimlerde görev almıştır. 2012 Aralık ayında kurulan Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM)'ın kurulduğu tarihten 08/10/2019 tarihine kadar başkanlığını yürütmüştür. Halen SASAM Uluslararası Güvenlik Masası Direktörü olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmalarını “radikalleşme ve terör” üzerine yürüten Erdem’in; “Cihatçılar; El Kaide ve IŞİD’e Katılanların Hikayesi” isimli yayınlanmış bir kitabı bulunmaktadır.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: