Yaklaşık bir aydır Rus askerlerinin Suriye’de olduğu ve Rusya’nın Suriye’deki savaşa doğrudan müdahil olmaya başladığı yönündeki haberler dünya basınında yer aldı.
Bu iddiaların bir kısmı Rusya’nın Suriye’ye 6 adet MIG-31 savaş uçağı gönderdiği ile ilgiliydi. Haber Suriye tarafından değil Rusya tarafından yalanlandı. Ancak yerel kaynaklar yaklaşık bir aydır bu uçakların gerekli görüldüğü zamanlarda kullanıldığını belirtiyor.
Hatta bir kaynağa göre Duma’daki pazar yerinin bulunduğu caddedeki binaya yönelik saldırıyı bu uçaklar gerçekleştirdi.
İddialara konu olan mekan ise Lazkiye. Lazkiye Basil Esad Uluslararası Havalimanı Lazkiye’nin Ceble ilçesinde bulunuyor.
Rusya’nın Ceble’deki Basil Esad havalimanını askeri üsse çevirmek üzere çalışmalara başladığı belirtiliyor. Ceble’de bulunan Rus personelin sayısı tam olarak belli değil; ancak havalimanı ve çevresinde hummalı bir çalışma var.
Pist uzunluğu 3 km olan havalimanı askeri amaçlar için de kullanılıyordu. Ancak Rusya’nın bazı uçakları için yetersiz olması nedeniyle pistin askeri amaç için kullanılan kısmında ıslah çalışmaları hazırlıklarının sürdüğü belirtiliyor. Bu hava üssü Rusya’nın Ortadoğu’daki ilk hava üssü olma özelliğini de taşıyor.
Bilindiği gibi ABD’nin Türkiye’deki en önemli askeri üssü İncirlik. ABD, bölgedeki hemen her müdahalesinde bu üssü kullanıyor.
Lazkiye bu açıdan stratejik konuma sahip. Rusya buraya hava üssü kurmuş olmakla ABD / NATO’ya güneyden de komşu olmuş olacak. Diğer yandan olası bir durumda bölgeye hakim / hazır bir birliğe de sahip olmuş olacak.
Bölgede Suriye temelli yaşanan son gelişmeler, Rusya’nın ABD ve Batı ile sık sık karşı karşıya gelmesi, Türkiye’nin askeri müdahale olasılığının halen geçerli olması gibi nedenler ve uzun vadeli planlamalar Rusya’yı Lazkiye’de hava üssü oluşturmaya iten nedenler olarak görülüyor.
Rusya bugüne kadar Suriye’de sadece Tartus deniz üssüne sahipti. Bu üs Sovyetler Birliği döneminde 1971 yılında yapılan anlaşmaya göre kullanılıyor. Üs resmiyette üs olarak değil malzeme ve teknik destek noktası olarak tanımlanmış. Ancak 2008’de iki ülke arasında yapılan anlaşmalardan sonra üssün devamlı deniz üssü olarak kullanıldığı biliniyor.
Rusların bu üs dışında Suriye’nin bazı yerlerinde istihbarat üsleri, radarları da olduğu biliniyor. Suriye’de isyanın başlaması ile birlikte yaşanan bölgesel ve küresel gelişmeler sonrası bu tesislerin modernize edildiği ve yenilerinin eklendiği de biliniyor.
Diğer yandan Sovyetler döneminden bu yana iki ülke arasında devam eden askeri işbirliği nedeniyle Suriyeli subaylar Rusya’da (da) eğitim alıyor, Rus subaylar Suriye’de eğitim veriyor. Suriye ordusu zaten Rus ekolüne göre eğitiliyor.
Suriye’nin silah gücü büyük oranda Sovyetler – Rusya’ya dayanıyor. Bu silahlar arasında MIG serisi uçaklar; Pantsir savunma sistemleri, İskender füzeleri, T serisi tanklar, kimyasal silahlar da var. Rusya’nın geliştirdiği en önemli silahlardan olan S-300’lerle ilgili anlaşma / teslimat iddiaları ise bitmiyor. Kimine göre S-300’ler Suriye’ye verilmedi, kimine göre ise çoktan Suriye’de oldular bile.
Rusya ile Suriye arasında bugüne kadar yapılan askeri anlaşmaların çerçevesi tam olarak bilinmiyor.
Kriz döneminde daha önce zaten Suriye’de var olan Rus subay sayısında artış olduğu kesin. Bu subaylar askeri, istihbari, teknik destek için Suriye’de bulunuyorlar. Diğer yandan sahada bulunmasalar da (yeni yeni sahada bulunmaya başladıklarına dair iddialar var) askeri taktik açısından da destek sunuyorlar.
Bunların dışında Rus gemileri özellikle ABD gemilerinin Akdeniz’de daha çok görünmeye başladığı zamanlarda Akdeniz’de gövde gösterisi yaptılar.
Söylentilere göre Rusların çalışmaları havalimanı ile sınırlı değil. Rusya’nın Tartus deniz üssünü kıyıya çok yakın olan havalimanının hemen karşısına (Ceble’nin kuzeyinde, Rimeyli) taşıyacağı da öne sürülüyor. Böylece Rusya entegre bir tesise de kavuşmuş olacak. Rimeyli tarafındaki üssün Tartus’takine göre daha büyük olacağı belirtiliyor.
Tartus üssü dünya basınında yer aldığı kadar büyük ve işlevsel bir üs değildi aslında. Dolayısıyla Rusların küçük ve orta boy gemileri için bakım onarım amaçlı kullanılıyordu. Büyük (120 mt ve üstü) Rus gemileri ise Lazkiye limanına yanaşmak zorunda kalıyordu.
Rimeyli tarafına yapılacak deniz üssü ile birlikte kapasite sorunu da ortadan kalkmış olacak. Ancak havalimanının deniz limanı ile birlikte us olarak kullanılacak olması önemli bir dönüm noktasını da oluşturuyor: Rusya daha önce “geçerken uğradığı” Suriye’de Adana – İncirlik üssüne yaklaşık 185 km uzaklığa (aslında yakına demek lazım) bu kez somut askeri gücü ile tamamen yerleşmiş olacak.
Bu konuda resmi bir açıklama yok. Ancak iki ülke arasında bugüne kadar yapılan çok sayıda askeri işbirliği anlaşması var. Eğer yeni gizli bir anlaşma söz konusu değilse muhtemelen bu gelişmeler eski anlaşmalardan birinin çerçevesine oturtulacak.
Bugüne kadar Suriye krizi ile ilgili çok sayıda diplomatik girişim oldu. Bu girişimlerin hepsi aslında en baştan anlamsızdı. Çünkü tek anlaşmazlık noktası olan Esad konusunda taraflardan hiçbirisi geri adım atmıyor. Tam tersi zaman zaman savaşın konuşulduğu kontrollü bir gerginlik diplomasisi yürütüldü.
Gelinen noktada Rusya muhalifleri toparlamaya çalışıyor gibi yapıyor, İran Suriye’de siyasi çözümden bahsediyor, ABD ve onunla birlikte hareket eden devletler de siyasi çözüm söylemlerini sürdürüyor; ama herkes temelsiz konuştuğunun farkında. Kameralar önünde bu söylemler kullanılırken herkes kendi tarafını desteklemeyi de sürdürüyor, “daha kötüsü için” hazırlıklarını da.
Rusların bu adımı da sadece Suriye için değil orta ve uzun vadeli gelecekte bölge için de bu çerçevede ele alınabilir.
Diğer yandan Rusya’nın bu adımı “somut olanın konuştuğu” gerçeğini göstermesi bakımından önemli. Zaman zaman “Putin Esad’dan vazgeçiyor” söylemlerine karşın Rusya her adımda Esad’a olan desteğini biraz daha arttırıyor, “karşı tarafın” hamlelerine göre hamle yapıyor.
ABD öncülüğündeki Uluslararası koalisyonun İŞİD’e karşı yürüttüğü savaşın özde değil sözde olduğu anlaşıldı. Diğer yandan Putin Suudi Arabistan ile bir türlü ayar tutturamadı ve Salman kronik sevgilisinden vazgeçmedi.
AKP ve Katar ise Suriye konusunda geri adım atmıyor, üstelik Suriye’ye müdahale için kendisine (şimdilik İŞİD) yeni enstrümanlar geliştirme çabasında. Amaç ister Esad, ister Kürtler, ister İŞİD ya da her üçü olsun, AKP’nin Suriye’ye olan ilgisi bitmiyor. Üstelik bu ilginin bitip bitmemesi artık AKP’nin elinde de değil.
Bu gelişmeler Putin’i Esad konusunda daha somut adımlar atmaya itiyor ve Rusya bundan sonra da Esad’a olan desteğini arttırarak devam ettirecek. Bu üs bunun göstergelerinden birisi.
Zaten ABD’nin bilmiyor gibi yapıp “Ruslar son dönemde Suriye’de ne yaptıklarını açıklamalılar, endişeliyiz”[1] türünden açıklamaları Rusya’nın ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor.
Bugünlerde Lazkiye’nin Ceble ilçesi çok hareketli. Herkesin dilinde “Ruslar geldi, Ruslar geçiyor” cümleleri var. 3 bin Rus personelin (askerin değil) Lazkiye’de olduğu söylentileri boşuna değil. Ruslar hummalı bir çalışma içinde. Uçaklar sürekli malzeme taşıyor.
Batı basınında yer alan “Ruslar Suriye’de savaşmaya başladı” iddiaları böylece somutlaşmış oluyor; ama eksik yansıtılıyor. Ruslar bu kez ciddi biçimde yerleşmek için çalışmalara başladı bile.
Tartus limanı Lazkiye limanına göre daha yeni ve kapasitesi de Lazkiye limanına yakın. İki liman da ticari amaçlı olarak kullanılıyor; ancak Lazkiye limanı Tartus limanına göre daha aktif. Ruslar ise Tartus limanının bir kısmını kullanıyordu.
Rusların Lazkiye’ye taşınması ile birlikte Tartus limanı uluslararası bir yapıya kavuşturulacak. Lazkiye limanına göre konumu daha iyi olan Tartus limanı Lübnan, Humus, doğu illeri, Şam’a daha yakın. Otoyollarla bağlantısı açısından ise çok daha avantajlı konuma sahip. Tartus limanının hinterlandı ile birlikte serbest bölge olarak kullanılması projesi yıllar öncesinden mevcuttu.
Krizle birlikte ertelenen proje şimdi hayata geçirilecek. Bu projenin diğer ayağının Çin ile ilgisi olduğu söyleniyor. Böylece Ruslar askeri, Çinliler ise ticari açıdan Suriye ile işbirliğini kalıcılaştırmış olacak.
Tartus ile Humus arasına ise yeni ve büyük kargo uçaklarının da inebileceği 4 km uzunluğunda bir pistin yapılacağı da belirtiliyor.
Böylece Tartus Ortadoğu’daki en büyük hava / deniz limanlarından birine sahip olacak ve depolama / lojistik üslerinden bir haline getirilecek.
.
Mehmet SERİM – YDH (Yakın Doğu Haber)
Haberin orijinali için tıklayınız.
[1] YDH. 6 Eylül 2015. ABD, Rusya’nın Suriye’deki askeri hareketliliğinden endişeli
http://www.ydh.com.tr/HD14133_abd-rusyanin-suriyedeki-askeri-hareketliliginden-endiseli.html