Son zamanlarda Hollanda’da garib şeyler oluyor. Normalde Hollanda denilince akla Amsterdam, su kanalları, kıtalararası ticaret, peynir ve özgürlükler gelir. Hollanda, bugünlerde ırkçı ve aşırı sağcı söylemleriyle gündeme geliyor. Peki, neler oldu son zamanlarda, kronolojik olarak bir göz atalım.
Geert Wilders’in başını çektiği ve ırkçı söylemleri olan Özgürlükler Partisinin (ki ismiyle bir hayli çelişkili) seçimlerde gösterdiği başarı, diğer merkezi partilerin de iştahını kabartı. Bu partiler de modaya uyup, aşırı sağcı ve ırkçı beyanlarda bulunmaya başladılar. Wilders, Hollanda siyasetini karıştırdığı gibi Avrupa ve dünyada da sesini duyurdu. Hollanda bir anda ırçılığın merkezi oldu.
Bir diğer husus, yabancı ailelerin çocuklarının çok basit sebeplerden dolayı ellerinden alınıp koruyucu ailelere verilmesiydi. Yunus vakası, Hollanda ve Türkiye kamuoyunu epey meşgul etmişti. Koruyucu ailelere verilirken ailelerin ve çocukların dini ve kültürel hassasiyetlerini dikkate almadan; “bizim için çocuğun güvenliği daha önemli, hem Müslüman koruyucu aile yok!” savunmasıyla konu geçiştirildi. Bu tartışma sırasında, başrollerde yine Başbakan Yardımcısı Lodewijk Asscher vardı.
Türk kamoyuna fazla yansımadı fakat Hollanda Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Eğitim Teftiş Kurumu’nun yayınladığı raporda; sosyo-ekonomik statüsü düşük (SES) velilerin çocuklarının ilkokuldan ortaokula geçişte bilerek ve sistematik bir şekilde düşük seviyeli okullara yerleştirildikleri ifade edildi. Her ne kadar çocukların etnik kökenine bakılmadığı bildirilse de, yabancıların çoğunluğunun düşük SES’te olduğu gerçeğini, bilmekte fayda var.
Son günlerdeki bir diğer aktüel konu da; Sint Nicolaas Bayramı… Bu bayram, adını M.S. 300. yıllarda Antalya Myra’da yaşamış ve iyilikleriyle tanınan bir papazdan alıyor. Sint Nicolaas Bayramı, bu papazın anısına her yıl 5 Aralıkta kutlanan bir çocuk bayramı. Bu bayramı tartışmalı kılan nokta; Sint Nicolaas’ın her iş için kullandığı “siyahi” yardımcıları. Adları Zwarte Piet olan bu yardımcılar, getir götür işlerinde kullanılıyorlar. Manası Siyah Piet. Piet, Hollanda’da çok karşılaşılan bir isim. Bizdeki Ahmet ve Mehmet gibi… Yardımcılarının siyahi olmasının sebebi hakkında iki rivayet var. Birincisi, çok masum; yardımcılarının çocuklara hediyelerini soba bacalarından inip ayakkabılarının içine koyarak vermeleri… Yani baca isinden dolayı siyah oluyorlar. İkinci riyavet ki daha yaygın, gerçekten ırkçlık içermekte. Hollanda’da Sint Nicolaas’ın İspanya’dan gemiyle Hollanda’ya geldiğine inanılır. İspanya’dan gelen Sint Nicolaas’ın yardımcıları Zwarte Piet’ler ise Endülüslü Müslümanlardır ve köleleştirilmişlerdir. Tartışma da işte tam burada çıkıyor. “Zwarte Piet tiplemesi, ırkçıdır ve kalırılsın” diyen kesimle “Hayır, bu Hollanda kültürünün bir parçasıdır ve kimse bunu değiştiremez“ diyen kesim arasında hararetli tartışmalar yaşanıyor. Bu seneki 5 Aralık bayramı, bu tartışmaların gölgesinde geçeceğe benziyor.
En son olarak Hollanda’da yapılan bir kamuoyu araştırmasında; Hollanda’da yaşayan Türk gençlerinin yüzde 90’ının IṢID’i desteklediği ve gayri müslimlere şiddet kullanılmasını onayladığı sonucuna ulaşılması, ortalığı karıştırdı. Biraz analiz edildiğinde, araştırma sonuçlarıyla ilgili göze çarpan çelişkiler şöyle:
• 300 Türk genciyle yapıldığı söylenilen bu araştırmanın kamuoyunda kafa karışıklığı yaratmak için sipariş bir araştırma olduğu hemen belli oluyor. 300 sayısı da 300 Spartalı filminden esinlenilerek ortaya atılmış mıdır bilinmez.
• Araştırmanın medyaya yansımasından bir gün sonra, “Paralel Toplum” araştırmasıyla alakalı Başbakan Yardımcısı Lodewijk Asscher’la araştırmaya tabi tutulan Türkiye çıkışlı 4 dini kurumun temsilcilerinin (Hollanda Diyanet Vakfı, Milli Görüş Teşkilatı, Süleymancılar ve Fethullah Gülen grubu) görüşme yapacak olması, manidardır. Amaç, kurumların baskı altına alınıp, toplantının manipüle edilmesidir.
• Paralel Toplum araştırmasından çıkan sonuç, incelemeye tabi tutulan kurumların entegrasyona engel teşkil etmediği, aksine pozitif katkı sağladığı şeklindedir. Buna rağmen Hollanda Hükümeti’nin 5 sene boyunca bu kurumları yakın takibe alma isteği, bize Türkiye’deki 28 subat kararlarını hatırlatmakta. 28 Şubat’ı yapanlar, bu sürecin yüzyıllarca devam edeceğini iddia ediyorlardı.
• Bu süreç içerisinde İşçi Partisi milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk, partiden ihraç edildiler. Parti içerisinde uzun zamandır her iki Türk asıllı milletvekiline, Türkiye bağlantılı olma suçlamaları yöneltiliyordu. Her iki parlementerin Asscher’ın politikasını onaylamamasını sebep gösterip, partiden uzaklaştırılması da manidardır.
Hollanda’da yaşananlar örneğinden yola çıkarak, şu sonuçlara varılabilir:
1. Artık Avrupa, yaşadığı topluma entrege olmuş ama kendi kültür ve dini yapısını koruyan bir Türk toplumunu, kendi içerisinde istememektedir. “Entegrasyon Politikası’nın yerini, giderek belirli bir hal alan “Asimilasyon Politikası” devralmaktadır.
2. Dünyanın her yerinde, artık ayrıştırma ve polarize etme politikaları uygulanmakdır. Bugün Ukranya’da, Arap Baharı adı altında Arap dünyasında, İsrail’de, Uzak Doğu’da yaşanılan bütün gelişmeler, bunu göstermektedir. Hollanda’da yaşanılanlar, bu büyük politikanın Hollanda’ya düşen parçasıdır. Türkiye’de yaşananlar ki malumunuzdur, o da Türkiye’ye düşen paydır.
Peki Avrupalı Türkler olarak bize düşen ve yapmamız gerekenler nelerdir? Bir sonraki yazıda bunun analizini yapacagız.
Mehmet Akif merhum, 1913’te Tefrika şiirinde sanki bugünleri yazmış:
Müslümanlık sizi gayet sıkı, gayet sağlam,
Bağlamak lazım iken, anlamadım, anlıyamam,
Ayrılık hissi nasıl girdi sizin beyninize?
Fikr-i kavmıyyeti şeytan mı sokan zihninize?
Birbirinden muteferrik bu kadar akvamı,
Aynı milliyetin altında tutan İslam’ı,
Temelinden yıkacak zelzele, kavmiyettir.
Bunu bir lahza unutmak, ebedi haybettir…
Arnavutlukla, Araplıkla bu millet yürümez,
Son siyasetse bu! Hiç böyle siyaset yürümez!
Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan;
Kaldırın ayrılık esbabını artık aradan.
Siz bu davada iken yoksa, iyazen-billah,
Ecnebiler olacak sahibi mülkün nagah.
Diye dursun atalar: ‘Kal’a içinden alınır.’
Yok ki hiç bir kişiden… Millet-i merhume sağır!
Bir değil mahvedilen devlet-i İslamiyye…
Girdiler aynı siyasetle bütün makbereye.
Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez;
Toplu vurdukca yürekler, onu top sindiremez.
Bırakın eski hükümetleri meydandakiler
Yetişir, şöyle bakıp ibret alan varsa eğer.
İşte Fas, işte Tunus, işte Cezayir, gitti!
İşte Irak’ı da taksim ediyorlar şimdi.
Bugünlerde Irak tekrardan taksim ediliyor. Görebileniniz var mı, sırada kim var?
.
Hacı SARIASLAN – SASAM Hollanda Temsilcisi
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.