Twitter Facebook Linkedin Youtube

İsrail’in “Yeni Soğuk Savaş” Senaryosuna Karşı Tutumu

Rusya-Ukrayna gerginliğinde Avrupa ve NATO üyesi devletler zımni veya açık şekilde kendi taraflarını belirlerken, uluslararası sistemin en etkin devletlerinden biri olan İsrail taraf tutmada acele etmemektedir. İsrail, Rusya-Ukrayna gerginliğinin sıcak bir savaştan daha çok yeni bir “soğuk savaş” senaryosuna benzediğini düşünmektedir. İsrail’e göre, bu soğuk savaşın tarafları ABD, Rusya ve Çin’dir.
Hem Amerika Birleşik Devleti (ABD) hem de Rusya ile son derece iyi ilişkileri olan İsrail, Rusya-Ukrayna gerginliğinde taraf tutması halinde aniden bu soğuk savaşın başrol oyuncularından birine çevrileceğinin farkındadır. Dolayısıyla İsrail, kenarda durması gerektiğinin bilincindedir. Bununla birlikte İsrail’deki bazı siyasi gruplar Soğuk Savaş döneminde devam eden İsrail-Arap gerginliğinde Sovyetler Birliği’nin Arap devletlerini desteklemesine vurgu yaparak, şimdi de taraf tutma konusunda İsrail’e sıra geldiğine vurgu yapmaktadırlar.

Peki, İsrail taraf seçecek midir? Ya da tarafsız kalabilecek midir? Bu sorulara doğru yanıt verebilmek adına İsrail’in Ortadoğu’daki konumuna ve ABD, Rusya ve eski Sovyet ülkeleri olan Ukrayna ve Gürcistan ile ilişkilerini değerlendirmek gerekir.
Her şeyden önce İsrail, en güçlü müttefikinin ABD olduğunu bilmektedir. Fakat 2010 yılında patlak veren Suriye’deki iç savaşla Rusya ve İran’ın Ortadoğu’da etkisinin artmasıyla birlikte, İsrail artık daha ihtiyatlı olması gerektiğinin farkındadır. Zira Rusya şuan İsrail için Ortadoğu’da “anahtar etkisi”ne sahiptir. Şöyle ki, İsrail, Suriye’de İran ve Hizbullah’a karşı savaş kampanyasını devam ettirebilmek için Rusya’yla birlikte hareket etmesi gerektiğini bilmektedir. Diğer bir değişle İsrail, Rusya olmaksızın Suriye’de İran ve Hizbullah’a karşı manevra imkânlarına sahip olamayacaktır. Rusya’nın Suriye üzerinden İsrail’e olan etkisine örnek olarak kısa bir süre önce Rus savaş uçaklarının, Suriye’nin Golan Tepeleri üzerinde Suriye Hava Kuvvetleri ile birlikte İsrail’e bir ihtar gönderircesine devriye uçuşları gerçekleştirdiğini hatırlamak yeterli olacaktır.
İsrail, eski bir Sovyet ülkesi olan Ukrayna ile de çok iyi ilişkiler içerisindedir. Örneğin, Eylül ayında, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski, İsrail’den Demir Kubbe füze savunma sistemini tedarik etmekle ilgilendiğini ifade etmişti. Haziran ayında ise Ukrayna’nın Mariupol şehri de havalimanını korumak için İsrail’den Demir Kubbe sistemini satın almakla ilgilendiğini belirtmişti. İsrail ise Ukrayna’da gelen bu teklifleri Rusya ile ilişkilerini gözden geçirerek neredeyse görmezlikten gelmişti. Ayrıca İsrail, eski bir Sovyet ülkesi olan Gürcistan’a da silah satmamaktadır. Burada da İsrail, Rusya faktörünü dikkate almak mecburiyetinde kalmıştır.

Dolayısıyla İsrail, Ortadoğu’dan gelebilecek tehlikeleri bertaraf edebilmek için Rusya ile ilişkilerini bozmaması gerektiğinin farkındadır. Bunu dikkate alan İsrail, NATO’ya üye olmak isteyen Ukrayna ve Gürcistan’a da silah satmamaktadır. Aksi bir durum Rusya vasıtasıyla İsrail’in Suriye’deki bataklığa saplanmasıyla sonuçlanabilir. Rusya’nın İsrail üzerindeki diğer bir etkisi ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden kaynaklanmaktadır. Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden biri olan Rusya, Filistin meselesinde adeta İsrail’den yana bir tavır içerisindedir. Bunun farkında olan İsrail, Rusya aleyhine herhangi bir tutumun ileride Filistin meselesinde kendi aleyhine patlak verebileceğinin farkındadır.
Sonuç olarak İsrail, Rusya-Ukrayna gerginliğini, ABD, Rusya ve Çin arasında başlayan yeni bir “Soğuk Savaş” senaryosu olarak görmektedir. Çin’in de bu senaryoya dahil olması ile, İsrail’in bölgedeki askeri üstünlüğünü korumak adına çok ince bir ip üzerinde yürümeye devam etmesi gerekecektir. Aksi takdirde, İsrail’in operasyon özgürlüğü, en değişken cephelerde risk altında olabilecektir.
Memmed ISMAYİLOV – Kafkassam Uzmanı

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: