Yine bir şubat ayını geride bıraktık. Şubat ayı denince aklımıza ilk gelen olaylardan biri Hocalı katliamıdır. Şubat ayı insanlık tarihinin kan ve vahşetle dolu ayıdır bizlerin hafızasında. Yıllar halen de o acıyı söküp atamadı kalbimizden. Hocalı katliamı dün yaşanmış acı gibi kazındı kalbimizin başköşesine. Hocalı katliamı dehşeti ve vahşeti ile o kadar acıdır ki, asla unutulacak ve hafızalarımızdan kazınacak gibi değildir. Olay XX. Yüzyılın soykırımı ve kara tablosu olarak tarihe geçmiştir. Hocalı`da Azerbaycan Türklerine karşı Ermeni mezalimleri tarafından işlenmiş bir insanlık vahşeti yaşanmıştır. Bu vahşeti yapanlar ise cezalandırılacakları yerde üstüne üstelik Ermenistan yönetimi tarafından “gazi” ve “kahraman” olarak ödüllendirilmiş, makam ve yetki sahibi olmuşlardır. Hamile kadınların karnını yırtarak karnından doğmamış bebeğini çıkartıp katleden, çocuklara tecavüz edip, canlı canlı derilerini soyanlara kahraman adının ve halkı temsil etme yetkisinin verildiği yakın tarihimizde bu tarz olayların yaşanması dehşet vericidir. Uygar ve medeni dünyada yaşanan bu ermeni vahşetini göz ardı edenler de var, görmezden gelenler de var. Bu katliama dünyanın ve insanlığın duyarsız kalması ise insanı daha da kahrediyor. Hiçbir milletin ve toplumun böyle bir katliam ve vahşeti yaşamasını istemiyoruz. Katliam ve vahşetleri yapan ve yaptıran kimler varsa onların önüne geçilmeli, insanlığın bu tarz zihniyetlerden arındırılmasının yollarını aramalıyız. Dünyamızda başka Hocalı katliamı yaşanmaması adına bu katliamı yapanların adalet karşısında hesap vereceğini ummaktayız. İnternetteki sayısız video görüntüleri Hocalı’da yapılan vahşetin canlı kanıtlarıdır.
Azerbaycan’ın ayrılmaz bir parçası olan Karabağ’ın, yukarı Karabağ denilen bölgesinin en önemli tepelerinden birisinde bulunan Hocalı kenti stratejik olarak Ermenistan silahlı kuvvetleri için askeri bir hedef niteliğinde idi. Hocalı kenti stratejik olarak Karabağ dağlık silsilesinde Ağdam – Şuşa, Eskeran – Hankendi yollarının üzerinde yerleşmektedir. 936 km2 alana ve 11.356 kişilik nüfusu ile Hankendinin 10 km güneydoğusunda bulunan ve ayrıca Karabağ’ın tek havalimanına sahip olan Hocalı kenti konumu itibarı ile Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından savaş boyunca sürekli olarak ateş ve tacizlere maruz kalmakta idi. 1991 yılı Ekim ayından itibaren Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından ablukaya alınan kente karayolu ulaşımı da 30 Ekimden itibaren kapatılmıştır. Tek ulaşımın havayolu ile sağlanabilindiği kente sadece sayısı birkaç tane olan helikopter ile ulaşmak mümkündü. 2 Ocak tarihinde şehrin elektrik hatları kesilmiş ve şehir karanlığa terk edilmiştir. Hocalıya en son helikopter 28 Ocak 1992 yılında gidebilmiştir. Kentten sivil tahliyesi yapan 40 kişinin içinde bulunduğu helikopterin Şuşa yakınlarında Ermenistan ordusu tarafından vurularak düşürülmesi olayından sonra Hocalıya hava ulaşımı da kesilmişti. Hocalıyı kuşatma yolu ile zerbaycan’dan ayırarak, Azerbaycan’dan destek alamayacak duruma düşüren Ermeni ordusunun hain katliam planını çok daha önceden hazırlamış olduğu görülmektedir. Yiyecek ve yakıt sıkıntısı yaşayan hayalet kenti andıran Hocalı açlık ve hastalığın pençesinde kıvranmakta idi. Bariz katliam sinyalleri verilen Hocalıda Ermenistan’ın katliam yaparak, Azerbaycan Türkleri ve bölge halklarına mesaj verme peşinde olması olayı net ve aydındı. Her şeyden haberi olanlar, dünyayı avuçlarının içi gibi izleyebilenler bu olaya neden ve nasıl sessiz kaldılar?, neden görmezden ve duymazdan geldiler?, neden acımadılar?, neden kurtarmak için uğraşmadılar?. Bu trajediden ve insanlık dramından haberleri olsa da haberleri yokmuş gibi davranmaya çalıştılar. Neden ama…. İnsanlık ve insanlar bu kadar mı ucuz, bu kadar mı değersizdi sizce?
Yıl 1992 tarih 25 Şubat`ı, 26 Şubat`a bağlayan gece Ermenistan silahlı kuvvetleri ve bölgede bulunan eski Sovyetler Birliği silahlı kuvvetlerine ait 366. Motorize Alayı kuşatma altına aldıkları kente helikopter, tank ve ağır makineli silahlardan uzun süre mermi ve kurşun yağdırdıktan sonra kente girmişlerdir. Albay Zarvigarov komutasındaki 366. Rus motorize alayı ve Ermenistan ordusu askerleri Hocalı kentine girerek kenti yakarak harabeye çevirmiş ve tarihin en vahşi ve kanlı katliamını yapmıştır. Kanlı katliamın bilançosu tüyler ürpertici sonuçla dünya tarihinin utanç sayfasına yazılmıştır. Hocalıda sivil, kadın, çocuk ve yaşlı ayrımı yapılmadan resmi rakamlara göre 613 kişi katledilmiştir. Katledilenlerin 83’ü çocuk, 106’sı kadın geri kalanlar yaşlıydı. 1275 kişi esir alınmış, 150 kişi kaybolmuş ve 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulmayı başarmıştır. Büyük ve şiddetli savaşlarda dahi, savaş dışında tutulan, dokunulmayan çocuk, yaşlı ve kadınları bile Ermeniler acımasız işkenceler yaparak katletmişlerdir. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin, oyulduğu, kulakları, burunları ve kafaları ile vücutlarının çeşitli organlarının kesildiği görülmüştür. Aynı vahşetten çocuklar ve hamile kadınlar bile nasibini almıştır. Hamile annelerin karnından çocukları çıkartılarak kafaları kesilmiş, delik deşik edilmişlerdir. Kenti ve halkı korumaya çalışan az sayıdaki Azerbaycan askerleri ve gönüllüler öldürülerek kafaları kesilmiş, yaralıların üzerine ise benzin dökülerek yakılmıştır. Genç kızların önce saçlarını, daha sonra kafa derilerini yüzmüşler. Babasının gözü önünde evladını, evladın gözü önünde babasını kurşuna dizmişler.
Hocalı soykırım vahşetinin tanığı olan ve daha sonra Beyrut’a yerleşen Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan “For The Sake Of Cross” (Haçın Hatırı İçin) adlı kitabında şu satırlara yer vermiştir. “…..Gaflan denen ve cesetlerin yakılması ile görevli Ermeni grup, Hocalının 1 kilometre Batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri cesedini getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaş civarlarında olan bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, yaralarına ve açlığa rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli Ermeni asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm. Onlar Haçın hatırı için savaşa devam ettiler”. Bu satırları yazarken ve okurken insanların parmakları titriyor, kalbi ve vicdanı sızlıyor. Peki bunları yapanlara sizce ne demeli?
Sene 2021 Hocalı katliamının 29. yılı. 29 yıl geçmesine rağmen bu katliamı yapanlar ve yönetenler hala hiçbir ceza almadan özgürce hayatlarını yaşamaktadırlar. Hatta bu iğrenç emelleri karşılığında kahraman adı alanlar, şeref madalyası ve servetle ödüllendirilenler bile oldu. 15 Şubat 2020 yılında Almanya`nın Münih kentinde Uluslararası Konferans yapıldı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan`ın moderatör eşliğinde katıldığı ikili oturumda Paşinyan, Karabağ`ın işgali ve Hocalı katliamı konusundaki tarihi gerçekleri inkar etmeye çalışması ile dünyaya bir daha Ermenilerin iç yüzünü göstermiş oldu. Sayın İlham Aliyev`in tutarlı cevap ve açıklamaları ile gerçekleri anlatarak dünya kamuoyunu bilgilendirmesi karşısında, Paşinyan`ın göstermiş olduğu inkar edici ve vurdumduymaz tavır katılımcılar ve dünya kamuoyu tarafından da büyük tepki ile karşılanmıştır.
29 yıl geçmesine rağmen halen hatırı sayılır uluslararası teşkilatlar Hocalı katliamında katledilmiş Azerbaycan Türklerinin hakkını aramıyor, hesabını sormuyor. Katledilen çocuk, kadın, yaşlı sivil ve savunmasız masum insanlar olmasına rağmen nedense bize gelince gözü kör olan adalet halen sessiz kalmakta. Dünyanın gözü önünde, bilim ve teknolojinin geliştiği çağda Ermenilerin dışarıdan sağladığı destekle Azerbaycan Türklerine Hocalı ’da yaptıkları katliamın videosu ve görüntüleri gerçekleri ile sergilense de adalet bu gün de sağlanmış değildir. Adaletin “savunucusu” sayılan uluslararası teşkilatlardan ise Hocalı katliamına sözde beyanat ve taziye ile yanıt vermekten, duyarlıymışlar gibi davranmaktan ziyade daha somut adımlar beklenmektedir. Uluslararası hukuk ve adaletin ise yazılı, görsel ve canlı şahitleri olan işlenmiş ve işlendiği kanıtlanan bu katliamın faillerini cezalandırması ve adaletin temin edilmesini sağlaması adına Ermenistan yönetimine baskı ve yaptırımlar uygulaması gerekmektedir.
27 Eylül 2020 yılında işgalci Ermenistan`ın Azerbaycan topraklarına saldırması üzerine II. Karabağ Savaşı başladı. Güçlü yönetimi ve ordusu ile Azerbaycan 44 gün süren tarihi Vatan savaşında Ermenistan ordusunu ağır yenilgiye uğratarak işgal altındaki topraklarını azat etti. Cumhurbaşkanı, Ali Baş Komutan İlham Aliyev`in komutanlığında kazanılan bu zafer ile Azerbaycan ordusu Hocalı katillerini de cezalandırmış oldu. Azerbaycan, Hocalı katliamının 29. Yılını önceki yıllardan farklı olarak soykırım kurbanlarının ruhlarını onurlandırırarak anacak.
Ermenistan`ın Hocalı soykırım suçlularını adalet karşısına çıkarıp yargılamadan demokrasi, insan hakları, barış, insanlık, adalet ve diğer umde değerlerden bahis etmesi sizce doğru mudur?
Dr. Afgan VALİYEV – Azerbaycan Sosyal Tatkikatlar Merkezi Baş Danışmanı