Twitter Facebook Linkedin Youtube

MACARİSTAN’DA TÜRKÇÜ PARTİ, TARTIŞMALAR EŞLİĞİNDE ANA MUHALEFET KONUMUNA YÜKSELİYOR

“Yanlışa cesurca karşı gelen ve Allah’tan başka hiç kimseden korkmayan Atilla’nın torunlarıyız.”

Macar milliyetçiliğini savunan Jobbik Partisi lideri tarafından bundan dört yıl önce Türkiye’de ve Türkçe olarak söylenen bu cümleler Macaristan’da son dönemlerin en büyük seçim kampanyası malzemesi oldu.

Jobbik, Nisan ayında yapılacak genel seçimlerde kamuoyu yoklamalarına göre sandıktan ikinci parti olarak çıkacak ve ana muhalefet partisi konumuna yükselecek.

Bu da Jobbik’in iktidardaki Fidesz’in en büyük rakibi haline geldiğini gösteriyor ve işte bu nedenle de hükümete yakın medya, seçim kampanyasının ilk maddesine Jobbik ile ilgili iddiaları oturtuyor.

Hükümete yakın görsel ve yazılı medya son zamanlarda şu iddiayla yankılanıyor:

“Jobbik lideri Gabor Vona, aslında Müslümanlığa geçti. Allah’a inanır oldu. Müslüman dünyanın daha iyi bir geleceğe sahip olduğunu düşünüyor ve Macaristan’ın yüzünü Batı’dan Doğu’ya çevirip Türkiye ile stratejik ortaklık kurmasını öneriyor.”

İddialar ne kadar gerçekçi?

Milliyetçi Jobbik Partisi Türkiye ile ve Türk ulusu ile sıkı ilişkileri olduğunu hiç saklamadı. Türk milliyetçileri gibi “Turancı” bir parti olan ve yine Hunları, Türklerle birlikte ortak ata olarak gören Gabor Vona çok kez Türkiye’ye gitti ve hem hükümet çevreleriyle ve hem de ideolojik olarak çok yakın olduğu Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) çevreleriyle toplantı ve görüşmeler yaptı.

4 yıl önceki toplantılardan birinde Gabor Vona yukarıdaki “meşhur” cümleleri söyledi ve hatta daha sonra katılımcılarla birlikte “bozkurt selamı” da verdi.

Telif hakkı AFP Image caption İktidardaki Fidesz partisi, Jobbik’i ‘faşist eğilimleri olan bir parti’ olmakla suçluyor.

Gabor Vona, Türkiye’yi uzun vadeli dostluğun inşa edilebileceği bir ülke olarak görüyor ve Türklerle Macarların ortak tarihinin değerini vurguluyor.

Müslüman toplumları öven ifadeler kullandığını da inkar etmiyor. Ancak Vona, bunların Amerika Birleşik Devletleri’nin ve Batı’nın Orta Doğu’da hegemonyasını açık bir şekilde hissettirdiği şu dönemde bir siyasi stratejinin yansıması olarak görülmesi gerektiğini söylüyor.

Jobbik liderine karşı iddialar sadece basında yer almıyor. Seçim kampanyası döneminde bu iddialar insanlara telefon mesajlarıyla iletilir hale geldi.

Jobbik ise iddiaların “kasıtlı” olduğunu söyleyip mahkemeye başvurdu.

Geçtiğimiz günlerde sonuçlanan davada mahkeme Jobbik’e hak verdi. Haksız ve mesnetsiz bulduğu iddiaları gündeme getiren basın organları para cezasına çarptırıldı.

 

Kaynak: BBC TÜRKÇE (Tarık Demirkan/Budapeşte)

 

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: