Twitter Facebook Linkedin Youtube

TERÖRİST BATAKLIĞI İSRAİL

Engin ÇAM

2014’ün Haziran ayı. DAEŞ terör örgütü Irak’ın ikinci büyük kenti Musul’u sadece 1500 terörist ile yaklaşık 50.000 Iraklı asker ve polise rağmen çok kolay bir şekilde ele geçiriyordu. Iraklı Vali, asker ve polis kim varsa kaçmış, bizim Türkiye Konsolosluğu’ndaki 109 vatandaşımız DAEŞ tarafından rehin alınmıştı.

Türkiye ve dünya belki de DAEŞ adını böyle büyük bir kenti aldıktan sonra duydu. Herkes “Bu örgüt nereden çıktı?” derken, bir şekilde açıklamaya çalışırken, benim hemen aklıma “İsrail” geliyordu. Fakat kimse İsrail’den bahsetmiyordu.

PKK’yı, FETÖ’yü yıllardır destekleyen, akıl hocalığı yapan, kullanan ama kendi adının bu örgütlerle hiç anılmayacak şekilde dünya medyasını bile kontrol altında tutan bir İsrail. Tabii ki DAEŞ gibi adını İslam koyup İslam’a, Müslümanlara saldıracak bir şeytani fikir anca İsrail’den çıkardı.

8.5 milyonluk bir ülke İsrail. Tükürsen boğulacak ama öyle büyük ülkelerle ve örgütlerle işbirliği içinde ki, sözde 1,5 milyarlık İslam dünyasını elinde oynatıyor. Hristiyan âlemini kendine alet etmiş, diğerlerini de bir şekilde idare ediyor.

Yüz yıldan önce başlamış bir planla, en son Hitler’e bilerek zulüm yaptırarak, kendi milyonlarca Yahudi milletini bile feda ettirerek, türlü entrikalarla kurdukları bir İsrail. Kurmaları önemli değil belki ama ilk andan itibaren rahat durmayan, Müslümanları birbirine karşı kışkırtan, sözde İslam adıyla her türlü terör örgütünü kurarak İslam’a saldıran bir terörist devlet.

Katar krizinde tamamen kardeş Arap milletlerini bile karşı karşıya getiren İsrail’den bahsedildiğini duydunuz mu? Görüntüde Amerika var, Mısır var, Arabistan var. İsrail yok! İnanırsan!

Terörist devlet İsrail’in en son yaptığı haltı da gördük. Kudüs’te Mescid-i Aksa’yı yıkmayı planlıyor, orada Cuma namazını yasaklıyor, sadece 50 yaş üzerine giriş izni veriyor, cumayı en azından oraya yakın bir yerde kılalım diyen Müslümanlara hatta bizzat namaz kılanlara saldırıyor, tekmeliyor, öldürüyor, türlü türlü zulümler, zulümler…

Kudüs’ün önemi anlatmaya gerek bile yok. İlk kıblemiz, Peygamber Efendimiz (A.S.M.)’in mi’raca yükseldiği mübarek şehrimiz. 400 yıl boyunca Osmanlı şehri iken Hristiyan ve Yahudiler için de mübarek sayıldığı için özgürce her din mensubunun rahatça ibadet edebildiği özel bir mekân.

Yıllardır Filistinlilere yapılan zulümlere karşı İsrail’in karşısında en sağlam duran Türkiye’miz yine destek olacaktır. Ama diğer Müslüman ülkeler nerede? İsrail’in Amerika’nın kuklası olmaya devam… Birbirinizi yemeye devam ederken bakın bir avuç şeytan neler başarıyor. Sizden fayda gelmese bile bin yıldır İslam’ın bayraktarlığını yapmış bu millet yine bayraktarlığa devam edecek.

Arap halklarının, başlarındaki kukla yöneticilerden değil Türkiye’den umudu var, duası var. İsrail devletinin terörist faaliyetlerinden gerçek Yahudiler de rahatsız. “Biz zayıfken çok zulüm gördük, şimdi güçlüyken İsrail devleti aynı zulmü Müslümanlara yapıyor” diyorlar. O yüzden tüm Yahudileri aynı zulüm tarafında düşünmek hata olur. Onların da desteğini alarak İsrail’in bizzat ve sponsor olarak yaptığı tüm terörist faaliyetlerine karşı birlik olmamız gerekiyor. Birlik olmamız için de öncelikle içimizdeki kazurattan kurtulmamız lazım.

Cenab-ı Hakk tüm Müslümanların umudu olan Türkiye’mize, önce içimizdeki hainlere karşı, sonra dışarıdaki düşmanlarımıza karşı büyük güç, kuvvet versin. Amin.

 

Engin ÇAM

___________________________________

Not: Web sayfamızda yayınlanan yazılarda dile getirilen görüşler, yazarların kendi görüşleri olup Merkezimizi kurumsal olarak bağlamamaktadır. SASAM, her görüşten yazara fikirlerini özgürce dile getirebildiği bir platform sunmaktadır.

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: