Twitter Facebook Linkedin Youtube

BALIKESİR’İN TARİHÎ VE DOĞAL GÜZELLİKLER ZENGİNİ ŞİRİN İLÇESİ BURHANİYE

Geçen hafta sonu Körfez Oğuz Boyları Derneğinin düzenlediği seminere konuşmacı olarak katılmak üzere Balıkesir’in şirin ilçelerinden Burhaniye’de idim. Cumartesi günü düzenlenen seminer programının akabinde akşam muhteşem bir Yaren Gecesi düzenlendi. Burhaniye Gençlik Merkezinin yetiştirdiği öğrenciler, halk oyunları ve orta oyunu skeçleriyle çok güzel gösterilere imza attılar. Ancak Aşıkların performansları konukları coşturacak derece muhteşemdi. Aşık Nuri Şahinoğlu, Ozan Selahaddin Kazanoğlu ve Aşık Muhsin Yaralı’dan oluşan ekip, konuklara milli ve manevi değerlerimizi ön plana çıkaran muhteşem bir ziyafet verdiler.

Pazar günü Dernek Başkanı Sn.Beytullah Duyar ve Dernek Genel Sekreteri Mustafa Durmaz’ın rehberliğinde Anadolu’nun İslamlaşmasında büyük emekleri olan mübarek zatların türbelerini gezdik.

Bu zatlardan en eskisi, mezarı Burhaniye’nin Taylıeli Köyü’nde bulunan Taylı Baba. Taylı Baba’nın Anadolu Selçuklu hükümdarlarından Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın (1077-1086) uç beyi olduğuna yönelik bilgiler var. Burhaniye Kaymakamlığının web sitesinde kendisiyle ilgili şu ifadeler yer alıyor;

1075 yılından sonra Selçuklu Anadolu Sultanı Kurtulmuş oğlu Süleyman Bey’in Uç Beylerinden Taylı Baba’yı yöreye yolladığı ve bugün Taylıeli Köyü olarak bilinen yere Taylı Baba’nın Obası ile gelip yaylak olarak yerleştiği, kışlık olarak bugünkü ilçe merkezinin bir mahallesi olarak Giriş’i tuttuğu ve böylece Türk Hâkimiyetinin yöremize yerleşmesini sağladığı görülmüştür.

Yöre Taylı Baba’nın ölümünden sonra 1300 yılında Karesi Oğulları yönetimine katılmış, Orhangazi döneminde 1324’de Karesi Beyliğinin Osmanlılara katılmasıyla İlçe Osmanlı yönetimine girmiştir.” (http://www.burhaniye.gov.tr/ilcemizin-tarihcesi)

Ama ziyaretimiz sırasında üzücü bir manzara ile karşılaştık. Taylıeli Köyünde Taylı Baba’nın mezarının bulunduğu söylenilen ve Osmanlıca yazıların bulunduğu tarihi mezarlık, kaderine terk edilmiş. Mezarlığın ortasından yol geçmiş ve söylenildiğine göre bazı önemli mezar taşları çalınmış. Hangi mezarın Taylı Baba’ya ait olduğuna dair bile bir bilgi yok. Mezarlıkta ilginç bir taş yapı var. Uzun yuvarlak bir taşın ortasından yarım küre şeklinde bir taş geçirilmiş ve adeta bir mantar şekli verilmiş bu taşın Taylı Baba’nın mezar taşı olabileceği düşünülüyor. Dernek Başkanı Beytullah Bey, tarihi alanın korunması için proje hazırladığını ve devlet kurumlarından destek talep ettiğini ifade etti.

Bölgede bu şekilde kaderine terk edilmiş, resmi kayıtlara da girmemiş çok sayıda kabir olduğu anlaşılıyor. Çünkü hem Taylıeli Köyünde, hem de Çayırlı Dede türbesi için gittiğimiz Havran’a bağlı Büyükdere Köyü’nde bölge halkı tarafından hürmet edilen ve haklarında efsaneler bulunan kabirler olduğu ancak bu kabirlerden bazılarının özel mülkiyetlerin içinde (ev bahçelerinde) kaldığı ifade edildi.

Balıkesir Üniversitesinden ilgili bölüm yetkililerinin, öğrencilerin de desteğiyle bölgeyi karış karış gezerek bir envanter çıkarmaları, tarihi kayıtları incelemeleri ve ulaşabildikleri bilgileri yereldeki ilgili kurumlarla paylaşmaları çok iyi olur.  Bu bilgilerden yola çıkarak da tarihi yapıların korunması, yöre halkının doğru bilgilendirilmesi ve bu yapıların iç ve dış turizme kazandırılmasına yönelik öneri ve projeler de geliştirilebilir.

Taylı Baba’dan sonra bilinen en eski zatlar, Yıldırım Beyazıt döneminde yaşamış Emir Sultan Hazretlerinin halifeleri Muhyiddin-i Rumi ile Sinan Dede. Muhyiddin-i Rumi Hz.’nin türbesi, Burhaniye merkezde.

Etrafında asırlık selvilerin yer aldığı Sinan Dede Türbesi ise Kızıklı Köyü sınırlarında. Sinan Dede Türbesinde halk kurban kesip veya yemek yapıp dağıtarak Türbeyi bir nevi hayır merkezi olarak kullanıyor. Ziyaretimiz esnasında biz de bir hayır programına denk geldik.

Sinan Dede’nin türbesinden çıkıp Kızıklı Köyü’ne dönmeden hemen önce Çayırlı Dede levhasını gördük. Çok sapa ve bozuk bir yoldan devam ederek Çayırlı Dede türbesine ulaştık. Türbede yatır ile ilgili herhangi bir bilgilendirme yoktu. Bilgi alma ümidiyle türbenin sınırları içinde yer aldığı Büyükdere Köyüne geçip köylülere danıştık. Köylülerden de yatırla ilgili fazla bilgi sahibi olan yoktu. Zamanında türbenin olduğu yerde taşlarla örülmüş bir mezar olduğunu ve hayır sever bir köylünün buraya bir türbe inşa ettiğini söylediler. Yatırın bazen Mehmet Dede diye isimlendirildiğini ve Sinan Dede’nin çağdaşı, hatta abisi veya kardeşi olduğuna yönelik söylentiler duyduklarını ifade edenler oldu. Köylüler ayrıca köy sınırları içinde 2 tane daha yatır olduğunu ve birinin Ümmühan Nene olarak anıldığını aktardılar.

Burhaniye gezimizde ayrıca Dutluca Köyünde yer alan Deliklitaş Kaya Sunağına uğradık. Kalp şeklinde benzer doğal bir yapını olduğu kayalık, Dutluca Köyü’nün tepesinde, Burhaniye Ovasına hakim bir mevkide. Sunağın olduğu mekan, belirli bir düzenlemeye tabi tutulmuş ancak uzun süredir bakımsız kaldığı görülüyor.

Bu aktardıklarım, bir gün içinde gezebildiğimiz tarihi şahsiyetler ve mekanlar. Öyle anlaşılıyor ki bu bölge, tarihi eserler ve doğal güzellikler açısından büyük bir turizm potansiyeline sahip. Şimdilik sadece deniz turizmi ön planda olsa da; Üniversite, Kültür İl Müdürlüğü ve belediyelerin sivil toplum kuruluşları ile el ele vererek yapacakları çalışmalar, hem tarihimizin gün yüzüne çıkmasına, hem de bölgenin turizm ve dolayısıyla ekonomik potansiyelinin geliştirilmesine büyük katkılar sunabilir.

Süleyman Erdem Hakkında

Balıkesir doğumludur. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden 2001 yılında lisans, Harvard Üniversitesi Kamu Politikaları Bölümünden 2009 yılında yüksek lisans derecesi almıştır. 2002 yılında Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde memur olarak kamuda göreve başlayan Erdem, 2003-2004 yılları arasında Maliye Bakanlığında Vergi Denetmen Yardımcısı olarak görev yapmış, 2004 yılından itibaren de Başbakanlıkta Uzman Yardımcısı, Uzman ve Tanıtma Fonu Genel Sekreteri görevlerinde bulunmuştur. 2009-2011 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK)’da Geçici Uzman sıfatıyla YÖK ve ÖSYM’deki denetimlerde görev almıştır. 2012 Aralık ayında kurulan Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM)'ın kurulduğu tarihten 08/10/2019 tarihine kadar başkanlığını yürütmüştür. Halen SASAM Uluslararası Güvenlik Masası Direktörü olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmalarını “radikalleşme ve terör” üzerine yürüten Erdem’in; “Cihatçılar; El Kaide ve IŞİD’e Katılanların Hikayesi” isimli yayınlanmış bir kitabı bulunmaktadır.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: