Ahmet Tahir CAN’ın kaleme aldığı ve Tutku Yayınevi tarafından 2014 yılında yayınlanan kitapta; Adnan Menderes’in bilinmeyen yönleri, siyasi ve özel hayatı ile askerî yaşamı tüm ayrıntısıyla ele alınmıştır. Kitapta Türk siyasi hayatının sembol isimlerinden olan Adnan Menderes’in darağacına giden yolda yaşadıkları kaleme alınarak merak edenler için güzel bir şekilde anlatılmıştır.
Yazar, bu kitabında bir toprak ağasının oğlunun önce başbakanlığa, daha sonra darağacına giden serüvenini ele almıştır. Gerçek adı Ali Adnan Ertekin olan ya da tüm Türkiye’nin bildiği adıyla Adnan Menderes’in on yıllık siyasi ve özel yaşamını ayrıntılarıyla ele almıştır.
Adnan Menderes, Aydın’ın Kaçarlı ilçesinde, Çakırbeyli köyünde doğdu. İbrahim Ethem Bey ile Tevfika Hanım’ın oğludur. Ailesini çocuk yaşta kaybeden Menderes’e babaannesi Fitnat Hanım bakmıştır. İlkokulu okuduktan sonra Amerikan Kolejinden mezun oldu. Mektepte yaşadığı sıkıntılar, ilerleyen yıllarda Celal Bayar’la yol arkadaşı olmasına vesile olacaktır. Kolejde son sınıf öğrencisiyken askere alındı. İlerleyen yıllarda, Kurtuluş Savaşı’ndaki mücadelesinden ötürü Cumhuriyet’in ilanından sonra İstiklal madalyası verilmiştir.
Menderes, dönemin önemli ailelerinden Evliyazadelerin kızı Fatma Berrin Hanım’la evlenmiş; bu evlilikten Yüksel, Mutlu ve Aydın olmak üzere üç oğlu dünyaya gelmiştir. Siyasi yaşamı gibi özel hayatı da bir hayli fırtınalı geçecek olan Menderes, her ne kadar siyasi ve özel hayatını karıştırmamak için çok hassas davransa da, 27 Mayıs’tan sonra özel hayatı bir bir karşısına çıkacaktır.
Siyasi yaşamına öncelikle Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın bir kolunu organize etmekle başlayan Menderes, daha sonra partisinin Genel Başkanı Ali Fethi Okyar’ın partisini kapatması üzerine Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçti. Seçimlerde CHP’nin Aydın Milletvekili seçildi. Menderes, Atatürk’ün ölümünden sonra CHP’nin başına geçen İsmet İnönü ile yaşadığı ‘çiftçiyi topraklandırma yasası’ tartışılırken yaşadığı sorunlar sebebiyle dört arkadaşıyla birlikte partiden ayrıldı. CHP’den ayrılıktan sonra dört arkadaşıyla birlikte Demokrat Parti’yi kurdu. İlk seçim demokratik yollardan uzak bir şekilde yapıldığı için seçimleri kazanamaz.
Daha sonra 1950 yılında Demokrat Parti ile iktidara geliyor. Cumhurbaşkanı Celal Bayar seçiliyor ve Başbakanlık görevini Adnan Menderes’e veriyor. İktidara hızlı bir giriş yapan Demokrat Parti hükümeti, devletin otomobillerini masraf oluğu için satıyor, Türk parasına Cumhuriyet’in kurucusu Atatürk’ün resmini bastırıyor. Halkın çok istediği Arapça ezanı serbest hale getiriyor. Bu hamlesinden sonra asker-sivil ilişkisi gerginleşmeye başlıyor. Darbe yapacağı gerekçesiyle dönemin generalleri görevden alınıyor. Kıbrıs Görüşmeleri yapıldığı sırada, tarihe 6-7 Eylül olayları olarak geçen olaylarda gazetelerde Rumların Atatürk’ün evine bomba atığı haberleri çıkınca Rum azınlıklara karşı olaylar çıkıyor. Kiliseler halk tarafından yakılıyor.
Kıbrıs görüşmeleri devam ettiği sıralarda çok vahim bir uçak kazası yaşanıyor. Menderes’i ve Türk Heyetini İngiltere’ye taşıyan uçak yere çakılıyor. Olaydan burnu bile kanamadan mucizevi bir şekilde kurtulan Menderes, kendisine yardıma gelenleri uçaktaki Tük Heyetine gönderiyor. Hastaneye kaldırılan Menderes, Kıbrıs Görüşmeleri’nin ertelenmesini istemiyor ve antlaşmayı hasta yatağında imzalıyor. Menderes’in kazadan sonra yurda gelişi sırasında onu karşılamaya başta CHP lideri İsmet İnönü olmak üzere, çok sayıda seveni geliyor. Paramparça olmuş uçaktan sağ salim kurtulan başbakan için sevenleri bu olayı ilahi bir işaret olarak görüyor. Uçak kazası olayı, o dönemde gergin ilişkileri olan iki liderin bir süre aralarını yumuşatmıştır.
Siyasi yaşamında olduğu gibi özel yaşamı da dolu dolu geçen Menderes birçok kadınla aşk yaşıyor. Evlilik dönemimde bir kadına âşık oluyor. Bu aşkından sonra tekrar bir başka kadına âşık oluyor. Ve onu da bir başka kadınla aldatıyor. Ama bu sırada evliliği devam ediyor. Menderes’i yasak aşklardan ne politikacılığı ne de muhafazakâr olabilmesi alıkoydu. Darbe yargılanmasında bir bir karşısına çıkacak olan bu özel ilişkileri Adnan Menderes’in darağacına gitmesinde önemli etkisi olacaktır. Opera sanatçısı Ayhan Aydan ile yaşadığı büyük aşkın meyvesi olan çocuğu henüz yeni doğmuşken ölecek, bu ölümden Menderes sorumlu tutulacak. Ayhan Aydan aşkı bununla da sınırlı kalmayacak, örtülü ödenekten Ayhan Aydan’ın kocasına yapılan para yardımı konusundan yargılanacaktır. Özel hayatı dolu dolu geçerken Menderes’in 27 Mayıs öncesi siyasi durumu da hiç hız kesmiyor.
Darbeden bir yıl önce, yani 1959 yılı, basın tarihinin en zor yılı olur. Gazeteler kapanıyor ve gazeteciler içeriye alınıyordu. Bozulan ekonomiyle birlikte Türkiye, Amerika’dan buğday ve Batı Almanya’dan yüklü miktar kredi alıyor. Darbe yargılamasına önemli bir yön veren dava olan İnönü’nün Kayseri’ye gelirken trenin durdurulması da bu dönemde yaşanıyor. Yani aslına darbe öncesinde yaşanılan olaylar, hareketli geçen dönem, muhalefete olan baskı, yoğun geçen maraton, darbenin bir işaretçisiydi. ABD’ den maddi destek isteyen Menderes, olumlu yanıt alamıyor ve yönünü doğu cephesine çeviriyordu. Kuşkusuz ki bu adım 27 Mayıs’ın gerekçeleri arasına giriyor.
Ve 27 Mayıs günü geliyor. Kurmay Albay Alparslan Türkeş, sabaha karşı 4’te yönetime el koyduklarını açıklayan bildirgeyi okuyor. Türkiye Cumhuriyet’inin ilk askeri müdahalesi 27 Mayıs sabahı radyodan duyuruluyor. Peki, bu darbenin nedeni neydi? Seçimlerle başa gelmiş iktidar neden indirildi? Cuntacıların açıkladığı bildiriye göre darbenin nedeni, Menderes’in uygulamaları ve çıkardığı yasalardı. Yeni başlamakta olan kriz, darbenin etkenleri arasında sunulmuştur. Demokrat Parti anayasayı ihlalle suçlanıyor. Menderes’in Doğu Bloğuna yaklaşması da darbenin nedenleri arasında gösteriliyor. Kayseri de İnönü’nün treninin durdurulması subayların görevlerinden emekli edilmesi de nedenler arasına giriyor. Darbe planı ortaya koyuluyor. Menderes Kütahya’da gözaltına alınıyor. Darbe yapan askerler Milli Birlik Komitesi adı altında iktidar olarak başa geliyor. Anayasal tüm haklar otuz sekiz askerin elindeki Milli Birlik Komitesine geçiyor. Başta Celal Bayar, Adnan Menderes, Ali Fuat Cebesoy olmak üzere, birçok üst düzey kamu görevlisi tutuklanıyor. Askeri darbe başarıyla sonuçlanıyor. On bir ay sürecek olan Yassıada duruşmaları başlıyor. Sivil ve askerlerden oluşan Yassıada Mahkemeleri, yargılamaya vatana ihanet gibi suçlardan başlıyor. Birçok konuda on dokuz dava açılıyor ve hepsi Anayasayı İhlal davasında birleştiriliyor.
Ve idam edildiler. Adnan Menderes ve arkadaşları, baskıyla geçen on bir ayın ardından İmralı Adası’nda idam ediliyor. Menderes, alışılmışın dışında öğlen vaktinde idam ediliyor. Peki, idama gelen süreçte neler yaşandı, darbeden sonra neler oldu? Yönetime geçen Milli Birlik Komitesi önce öğretim görevlilerini uzaklaştırıyor, emekli edilen askerler göreve çağırılıyor. Bir komisyon kurulup 1961 Anayasası çalışmaları başlıyor ve daha sonra anayasa kabul ediliyor.
Tüm bu gelişmeler yaşanırken on yılda bir ülkenin başında bulunan Başbakan’ın mahkeme sürecinde neler yaşandı? Menderes ve arkadaşları her gün duruşmalara giriyor ve onu yıllarca destekleyen halk mahkemeleri yuhalamaya başlıyor. Hâkim ve savcılar, yasaları ihlal edip Menderes’i aşağılamaya ve küçük düşürmeye çalışıyor. Menderes’in sözleri kesiliyor. Savunma hakkı bile verilmiyor. Menderes’i bir hücreye tek başına koyulup dört beş ay kimseyle tek kelime bile konuşturulmuyor. Mahkeme salonunda ilginç bir durum da yaşanıyor. Salonun ortasına komutana özel kürsü konulup mahkemenin gidişatına etki etmesi sağlanıyor. Adnan Menderes ilk önce gönüllerden düşürülmeye çalışılıyor. Yeni doğmuş bebeğini öldürmeye azmettirmekle suçlanıyor. Eyüp Sultan’a abdestsiz girmekle itham ediliyor ve halkın gözünde değersizleştiriliyordu.
Duruşmalarda önemli yere sahip olan ‘bebek davası’ bebeğin annesi tarafından reddediliyor ve Menderes’in yargılandığı davalarda tek beraat ettiği dava oluyor. Dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar ‘köpek davası’ ile yargılanıyor ve hüküm yiyordu. Mahkeme de başta Necip Fazıl olmak üzere dönemin ünlü yazarları davada dinleniyor. Savcı bir türlü istediğini başaramıyor herkes Menderes’in yanında oluyor ki hiç beklenmedik vefasızlıklar olana kadar. Menderes’in kendi soyadını verdiği Ethem Menderes davada aleyhte ifadeler veriyor ve yol arkadaşını yarı yolda bırakıyordu. Baskılara ve işkencelere dayanamayan Adnan Menderes intihar teşebbüsünde bulunuyor. Lakin başarılı olamıyor. Menderes teşebbüsten bir gün sonra idam edilecektir. Davanın sonucu o kadar belli ki duruşmalar devam ederken İmralı Adasında darağaçları hazırlanıyor.
Mahkeme sonuçlanıyor…15 idam kararının Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel dört tanesini onaylıyordu. Celal Bayar, 65 yaş sınırını aştığı için idam cezası ömür boyu müebbet dönüştürülüyordu.
Günlerden 17 Eylül… Türk Siyasi Tarihi’ne damga vuran Menderes’in son saatlerinde neler yaşandı? Menderes idamdan dört buçuk saat önce muayene ediliyor. İdama gönderilen eski Başbakan’a prostat muayenesi yapılıyor. Doktorun sağlam raporu vermesinin ardından vakit kaybetmeden Adnan Menderes güpegündüz asılıyor. Son isteği sorulduğunda ise çocuklarının devlet tarafından okutulmasını istiyordu.
“Ve belki de insanlık kanını donduran bir ayrıntı idam edilen Menderes’in başında bekleyen cellat, ipte sallanan Menderes’e doğru yaklaşarak, onun rugan ayakkabılarına baktı ve şöyle söyledi: ‘Bu ayakkabılar benim olacak!’ ”
.
Bülent OKŞAK -SASAM Stajyeri
Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Öğrencisi
(Editör Kurulu: Özgür YILDIRIM, Büşra BAYRAMOĞLU, Rabia BİLGE)