Merkezimizce 2025 yılında düzenlenen okuyucularımıza açık etkinliklerin 2’ncisi; Kamuoyu Araştırmacısı ve Hukukçu Ayhan BİLGİLİ’nin sunumuyla, “Yeni Çözüm Sürecinin Fay Hatları ve Suriye” başlıklı bir söyleşi şeklinde gerçekleşti.
Sayın BİLGİLİ;
Türkiye Cumhuriyetinin kurucuları açısından cumhuriyetin bir tercih olmadığını, bir imparatorluğun yıkılışının sonucunda elde edilen tecrübelerin götürdüğü mecburi bir istikamet olduğunu,
Farklı etnik ve dini unsurların devlet içinde çekişmesinin devleti yıkacağı bilindiği için etnik rekabetin önünün Türklük üst kimliğinde; mezhebi çekişmenin önünün ise Hanefi ve Maturidi çizgide kurumsallaşması sağlanan Diyanet İşleri Başkanlığı ile kapatılmaya çalışıldığını,
Adı konulmayan yeni süreç ile birlikte anayasa değişikliği ve anayasada “milletin çeşitliliği” yönünde vurgular yapılacağına dair işaretler olduğunu ve bunun Cumhuriyetin kurucularının tecrübelerine ters bir uygulama olacağını,
Osmanlı Devletinin yaklaşık 150 yıl boyunca egemenliği paylaşarak ayakta kalmaya çalıştığını ama sonunda başarısız olduğunu, bugün de benzer bir durumu yaşadığımızı,
Soğuk savaş döneminin bir ürünü olan PKK’nın bölge üzerine emelleri olan güçler açısından miadını doldurduğunu, Suriye’nin kuzeyinde yaklaşık 100 bin kişilik düzenli ordusu oluşan Kürtler açısından da uluslararası düzeyde terör örgütü olarak kabul gören PKK’nın lağvedilmesinin gerekli olduğunu (Bu konuda Neçirvan Barzani: “PKK’nın silah bırakması, teslim olması anlamına gelmiyor. Silahlı mücadele, artık Türkiye’deki Kürt meselesini çözmeyecek” demekte.)
Ayrılıkçı Kürt yapılarının ve onların hamisi dış güçlerin ortak kararının; PKK’nın lağvedilerek bundan sonra (Türkiye tarafından terör örgütü ilan edilse de, Türkiye dışında hiç bir ülkenin terör örgütü olarak kabul etmediği) Suriye’nin kuzeyindeki PYD/YPG üzerinden politikalar izlenmesi yönünde olduğunu,
Bu durumda DEM Parti ve bileşenlerinin yeni başlayan süreçte devlet veya hükümetten olumlu bir yaklaşım olmasa da PKK’nın lağvedilmesinin gerçekleşeceğini ama anayasanın yenilenmesi süreci başlarsa, uluslararası güçlerin izlediği politikalar bağlamında anayasanın dibacesine ve çeşitli maddelerine “milletin çeşitliliği” yönünde vurgular eklenmesi yönünde girişimlerin olmasının kaçınılmaz olduğunu,
Batı bloğunun Türkiye’nin bölgedeki stratejik konumu gereği Türkiye’ye duydukları ihtiyaçlarını, Irak’ın kuzeyi ile Suriye’nin kuzeyinde ve doğusunda ortaya çıkan Kürt güçlere devretmek istediğini,
ve 2. çözüm süreci bağlamında Türkiye’de ve Suriye’de yaşanan gelişmelerin Türkiye’nin geleceği açısından önemli fay hatları barındırdığını
ifade etti.
Sayın BİLGİLİ’ye ufuk açıcı sunumu için teşekkür ederiz.
SÖYLEŞİDEN KARELER: