Twitter Facebook Linkedin Youtube

CEZAYİR, AFRİKA’YA AÇILAN KAPI

Cezayir, Sudan’ın bölünmesini müteakip Afrika’nın en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi olarak Akdeniz havzası, Sahel bölgesi ve Arap dünyası arasında kilit bir jeopolitik konuma ve role sahiptir. Son dönemde hem iç dinamiklerde hem de dış politikada önemli değişimler yaşayan ülke, bölgesel istikrar ve enerji güvenliği açısından stratejik bir aktör olarak öne çıkmaktadır. Bu analiz, Cezayir’in mevcut jeopolitik durumunu sivil toplum perspektifinden değerlendirme amacını taşımaktadır.

İç Dinamikler ve Siyasi Geçiş Süreci

  • Hirak (önceki siyasi otoriteye karşı başlatılan sivil eylem hareketi) sonrası siyasi ortam

2019’da başlayan kitlesel protestolar, Bouteflika’nın uzun süreli liderlik dönemini sonlandırarak anayasal reform sürecini başlatmıştır. Ancak sivil toplumun yönetimde şeffaflık ve katılımcılık talepleri hâlâ gündemdeki yerini korumaktadır.

  • Ekonomik kırılganlıklar

GSYH’nin %20’sini oluşturan hidrokarbon sektörüne bağımlılık, genç işsizliği (%30’un üzerinde) ve enflasyon gibi sorunlar toplumsal huzursuzluğu tetiklemektedir.

  • Güvenlik senaryosu

Ülkeyi yıllardır sarmış olan terörle mücadelede sağlanan başarıya rağmen Mali ve Libya sınırındaki istikrarsızlık, iç güvenliği tehdit etmeye devam etmektedir.

Bölgesel ve Küresel İlişkiler

  • Fas ile gerilim

Her ne kadar yakın zamanda Batı Sahra’da yaşayan halkı Fas ile bütünleşmeye yakınlaştıran adımlar atılmış olsa da, bu sorun ve sınır güvenliği nedeniyle diplomatik ilişkilerin kesilmesi, Mağrip (Kuzey Afrika bölgesi) birlikteliğine zarar vermiştir.

  • Avrupa Birliği ile enerji işbirliği

Rus gazına alternatif arayan AB ülkeleriyle imzalanan anlaşmalar, Cezayir’in enerji ihracatını önemli ölçüde artırmıştır.

  • Çin ve Rusya etkisi

Askerî işbirlikleri ve altyapı yatırımlarıyla bu ülkeler, Cezayir’in geleneksel Batı odaklı dış politikasında çeşitlilik yaratmaktadır.

  • NATO ile ilişkiler

Sahra Güvenlik İnisiyatifi kapsamında sınırlı askerî işbirliği devam etmektedir. Bu işbirliğinin sınırlı kalmasında Çin ve Rusya’nın önemli payı bulunmaktadır.

Enerji Jeopolitiği ve Ekonomik Çeşitlendirme

  • Doğalgaz ihracatında rekabet

Küresel enerji krizi, Cezayir’i Avrupa için stratejik bir tedarikçi konumuna hızla yükseltmiştir. Ancak LNG altyapısının yetersizliği ve iç tüketimdeki artış, ihracat potansiyelini kısıtlamaktadır.

  • Yenilenebilir enerji yatırımları

2030 hedefleri doğrultusunda özellikle Çinli ve kısmen Türk firmalarıyla işbirlikleri kurularak güneş ve hidrojen enerjisi projeleri, fosil yakıt bağımlılığını azaltmaya yönelik adımlar olarak öne çıkmaktadır.

Sivil Toplumun Rolü ve İnsan Hakları

  • Bağımsız STK’ların zorlukları

Kayıt dışı çalışan sivil toplum grupları, finansman kısıtlamaları ve idari–bürokratik engellerle karşılaşmaktadır.

  • İfade özgürlüğü endişeleri

Basın özgürlüğü sıralamasında (RSF: 136/180) yaşanan gerileme, demokratikleşme sürecine ilişkin tartışmaları olumsuz yönde etkilemektedir.

  • Gençlik ve kadın hareketleri

Hirak sonrası dönemde toplumsal cinsiyet eşitliği ve gençlerin siyasete katılım talepleri büyük ölçüde artış göstermiştir.

Türkiye–Cezayir İlişkileri: Mevcut Durum ve Gelecek Perspektifleri

Türkiye ve Cezayir arasındaki ilişkiler son yirmi yılda önemli bir ivme kazanmış olup stratejik ortaklık seviyesine ulaşmıştır. İki ülke arasındaki bu dinamik ilişki, Kuzey Afrika ve Akdeniz havzasındaki jeopolitik denklemde kilit bir faktör olarak öne çıkmaktadır.

Mevcut ilişkilerin temel dinamikleri

  • Ekonomik ve ticari işbirliği

Türkiye, Cezayir’in en önemli ticaret ortaklarından ve dış yatırımcılarından biridir. İnşaat, tekstil, ev aletleri ve otomotiv sektörlerinde 1.400’ün üzerinde Türk firması Cezayir’de faaliyet göstermektedir.
İki ülke arasındaki ticaret hacmi 2023 verilerine göre 5 milyar dolar seviyesini aşmış olup, her iki taraf da bu rakamı kısa vadede 10 milyar dolara çıkarmayı hedeflemektedir.
Serbest ticaret anlaşması müzakereleri devam etmekte olup, bu anlaşmanın imzalanması ekonomik entegrasyonu daha da derinleştirecektir.

  • Enerji işbirliği

Türk enerji şirketleri Cezayir’deki hidrokarbon yataklarında arama ve üretim projelerine aktif katılım göstermektedir.
LNG tedariki ve petrokimya alanındaki işbirlikleri, ilişkilerin stratejik boyutunun güçlenerek devam etmesini sağlamaktadır.

  • Güvenlik ve askerî işbirliği

Terörle mücadele ve sınır güvenliği konularında istihbarat paylaşımı ve ortak eğitim programları yürütülmektedir.
Savunma sanayi alanındaki işbirliği, Türkiye’nin insansız hava araçları ihracatı ve ortak üretim projeleriyle gelişim potansiyeli taşımaktadır.

İlişkilerdeki Zorluklar ve Fırsatlar

  • Zorluklar

Cezayir’in dış ticaret dengesindeki kısıtlamalar, Türk yatırımlarının önündeki idari ve bürokratik engeller, Türk ticari ürünlerinin Çinli ve Avrupalı muadillerine kıyasla vergi ve harç dezavantajları mevcut ticari güçlüklerdendir.
Ayrıca Cezayir’in Batı Sahra politikası ile Türkiye’nin bazı bölgesel konulardaki yaklaşımları arasındaki potansiyel farklılıklar göz ardı edilmemelidir. Bunun dışında Cezayir pazarındaki artan rekabetin mevcut ticaret hacminin pazar payını azaltma ihtimali de bir diğer zorluktur.

  • Fırsatlar

Cezayir’in enerji geçiş sürecinde Türkiye’nin yenilenebilir enerji teknolojileri ve altyapı yatırımlarındaki deneyimlerinden faydalanma ve Cezayir’in Afrika pazarına erişiminde Türkiye’yi üs olarak kullanma potansiyeli oldukça önemlidir.
Ayrıca savunma sanayiinde ortak Ar-Ge projeleri ve üretim işbirlikleri de önemli fırsatlar sunmaktadır.

Olması Gereken İlişkiler ve Öneriler

  • Kapsamlı stratejik diyalog mekanizması

İki ülke arasında düzenli üst düzey stratejik diyalog forumları oluşturulmalı, bölgesel güvenlik konularında ortak bir vizyon geliştirilmelidir.

  • Ekonomik işbirliğinin çeşitlendirilmesi

Tarım teknolojileri, sağlık turizmi, dijital dönüşüm ve finansal teknolojiler gibi yeni sektörlerde işbirlikleri teşvik edilmelidir.

Türk yatırımlarının Cezayir’in güney bölgelerine kaydırılması için teşvik mekanizmaları geliştirilmeli ve sürdürülebilir destek oluşturulmalıdır.

  • Eğitim ve kültür köprülerinin güçlendirilmesi

Cezayirli öğrenciler için Türkiye’de burs imkânları artırılmalı ve çeşitlendirilmelidir.
Ortak üniversite programları ve akademik değişim projeleri hayata geçirilmelidir.
Türk kültür merkezlerinin Cezayir’in çeşitli şehirlerine yaygınlaştırılması için gerekli destek sağlanmalıdır.

  • Sivil toplum işbirliği

İki ülke sivil toplum kuruluşları arasında düzenli diyalog platformları kurulmalı; gençlik değişim programları ve ortak sosyal sorumluluk projeleri desteklenmelidir.

  • Bölgesel istikrar ve Afrika açılımı

Libya krizi ve Sahel bölgesindeki güvenlik sorunlarının çözümüne yönelik ortak inisiyatifler geliştirilmeli; Afrika ülkelerine yönelik kalkınma yardımlarında koordinasyon sağlanmalıdır.

Sonuç

Cezayir, iç siyasette demokratikleşme, bölgede istikrarın sağlanması ve küresel enerji piyasasında rekabet gücünü koruma arasında bir denge kurmak zorundadır. Sivil toplumun bu süreçteki izleme ve savunuculuk rolü, ülkenin uzun vadeli istikrarı için hayati önem taşımaktadır.


Uluslararası toplum, Cezayir’in geçiş sürecini desteklerken insan hakları ve şeffaflık ilkelerini merkeze alan bir yaklaşım benimsemelidir.

Bu bağlamda Türkiye–Cezayir ilişkileri, mevcut olumlu seyrine rağmen potansiyelin tam olarak kullanıldığını söylemek zordur. İki ülke arasındaki işbirliği, geleneksel alanların ötesine taşınarak yeni stratejik perspektiflerle desteklenmelidir. Özellikle enerji güvenliği, bölgesel istikrar ve ekonomik çeşitlendirme alanlarında derinleştirilecek işbirliği, hem iki ülkenin çıkarlarına hem de bölgesel barışa katkı sağlayacaktır. Sivil toplumun bu sürece aktif katılımı ise ilişkilerin halklar nezdinde de kök salmasını sağlayacak en önemli unsurlardan biridir.

.

Recai BAYHAN
SASAM Batı Afrika Bölge Koordinatörü
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: