“BİR KERE YÜKSELEN BAYRAK, BİR DAHA İNMEZ!”
Mehmet Emin RESULZADE
Tarihde var olan kadim devletlerin ve milletlerin mevcut olduklarını ispatlayan en önemli kanıtlar,ulusal dilleri ve kendilerini temsil eden simgeleri bayraklardır.Bayraklar, ayrıca geçmişte var olmuş olan şimdi de var olan devletlerin,milletlerin töresini kültürünü,ahlaki değerlerini de yansıtıyor.Bu bakımdan, bayraklar,başka bir deyişle sancaklar veya alemler dünya tarihinde ciddi öneme sahibtirler.Biz Türklerin ataları eski ve köklü devletler kurduklarından bizim de kültürümüzde töremizde bayraklarımızın özel bir önemi vardır.(1).
Bayrak bizim şerefimiz ve namusumuzdur.Belki de dünyadaki hiçbir millet bizler kadar bayraklarına değer vermemiş,onu yüceltmemiş ve manevi bakımdan değerli bilmemiştir.Çünkü biz bayrağımızı sadece bir simge olarak görmüyoruz, canlı,kutsal bir varlık,güç kaynağımız olarak önemseriz. Bayrak konusunda, son dönem Türk tarihinin yetiştirdiği en önemli tarihçilerden birisi olarak kabul edilen Prof.Dr.Bahaeddin Ögel şunları kaydetmektedir:”Bayrak koruyucu bir ruhtur. O, bir zafer tanrısıdır. Bayrak kutlu ve mübarek bir kişi gibidir; kızar, sevinir, kırılır, düşerse onu tutanlar da yok olur.Kökü,dibi yerde; başı ise göklerde olan bir varlıktır.Göklerde enginleşir, yayılır, yücelir, milletlerin soyunun ve kökünün sembolüdür.”(2).
İstiklal Marşımızın yazarı olan kutlu Türk şairi büyük şairimiz MEHMET AKİF ERSOY da İstiklal marşımızın şu dizelerinde bayrağımıza canlı bir varlık olarak şu şekilde hitap etmektedir:
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal…
Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!
***
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk’a tapan, milletimin istiklal!
Bayrağımız bizim özümüzdür,bu sebeptendir ki,şehitlerimizin kanı bayrağımız göklerde başı dik bir şekilde gururla asaletle onurlu dalgalansın diye akar ve bayrağımızın hep yükseklerde şerefle dalgalanması için canımızdan – kanımızdan bile geçeriz. Anadolu Türkü şair,düşünce adamı, filosof,edib Mithat Cemal Kuntay misralarında ne güzel söylemiştir:” Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” Aslında Mithat Cemal Kuntay`ın diller ezberi olan ve nerdeyse biz Türklerin atasözü olabilecek bu mısralar her şeyi izah ediyor. Türk milleti olarak bizlerin tarihinde bayrakların önemi ile ilgili “ Türklerde Bayraklar,Sancak ve Tuğların Değeri ve Yeri” isimli makalede bahis etmiştik.Bu araştırmamızda özellikle Azerbaycan Türklerinin üç renkli bayrağından bahis edeceğim.
Oğuz Türk Yurdu olan Azerbaycan Türklerinin tarihine dikkat yetirirsek,eskiden çeşitli şekilde bayraklarımızın mevcud olduğunu görüyoruz. Ancak Azerbaycan ismi etrafında birleşip Osmanlı Türkü kandaşlarımızın vefası yani,Türk Kafkas İslam Ordusu`nun desteği ile Doğuda ve Türk İslam dünyasında ilk demokratik ve laik cumhuriyeti kurduğumuzdan,sonradan da Sovyet-Rus işgalinden kurtulup şehitlerimizin kanı ile müstakil-hür,çağdaş bugün var olan ve daima var olmasi için duacı olduğumuz çalışıp çabaladığımız Azerbaycan Devleti`ni kurduğumuz günden bugüne kadar iki farklı bayrağa sahib olmuşuzdur.
Bunlardan ilki,doğuda kurulan ilk cumhuriyetin,Azerbaycan Halk Cumhuriyeti`nin devlet bayrağının tasdik edilmesi- onaylanması hakkında kararla ,yani Feteli Han Hoyski”nin rehberlik etdiği Azerbaycan Muvakkati (geçici) hükümetinin 21 haziran 1918 yılı tarihi kararıyla,üzerinde beyaz(ağ)renkli aypara-hilal ve sekiz köşeli yıldızın tasviri olan kırmızı rengli bayrak Azerbaycan Halk Cumhuriyeti`nin devlet bayrağıdır.Bu bayrak Türk Osmanlı İmparatorluğu`nun XVII. yüzyılın sonundan,XX.yüzyılın 20. yıllarına kadar mevcud olmuş üzerinde beyaz rengli hilal ve sekiz köşeli yıldız tasviri olan kırmızı renkli devlet bayrağından ibaret idi.
Aslında Türk Osmanlı İmparatorluğu`na ait bir bayrağın Azerbaycan Halk Cumhuriyeti`nin bayrağı olarak onaylanmasının çok önemli ve anlamlı bir manası vardı.Bununla da Azerbaycan`ın Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olduğu anlamı ifade ediliyordu ve hakikaten de öyledir.(3). O dönemin malum siyasi olayları sonucunda Azerbaycan Halk Cumhuriyeti`nin Nazırlar Şurası(Bakanlar Kurulu) 1918 yılının 9 Kasım`ında hükümetin başçısı Feteli Han Hoyski`nın imzaladığı kararla Azerbaycan Türkleri`nin bayrağının şeklinde değişiklik edilmesinin uygun olduğu kararını aldı. Bakanlar Kurulu Başkanı Feteli Han Hoyski nin imzaladığı bu kararla Azerbaycan`ın yeni üç renkli – mavi,kırmızı, yeşil şeritlerden ibaret ve üzerinde beyaz renkli hilal ve sekiz köşeli yıldız tasviri olan milli bayrağı onaylandı. Böylelikle,üç renkli,ay yıldızlı bayrak Azerbaycan Türk`lerinin devlet bayrağı olur.
Azerbayca`nın ve Türk dünyasının söz ustası,Turan sevdalısı Azerbaycan Türk`ü şair Ahmet Cevat üç renkli şanlı bayrağımıza olan aşkını “Azerbaycan Bayrağına” isimli şirinde milli bir ruhla aks etdiriyor ve aynı Mehmet Akif Ersoy`un İstiklal marşında al kırmızı ayyıldızlı bayrağımıza canlı bir varlık gibi hitab etdiği şekilde o da üç renkli ayyıldızlı bayrağımıza canlı ülvi,kutsal bir varlıkla konuşurcasına hitab ediyor:
Türküstan elləri öpüb alnını,
Söylüyor dərdini sana, bayrağım!
Üçrəngli əksini Quzğun dənizdən,
Ərməğan yollasın yara, bayrağım!
***
Gedərkən Turana çıxdın qarşıma,
Kölgən dövlət quşu, qondu başıma…
İzn ver gözümdə coşan yaşıma
Dinlətsin dərdini aha, bayrağım!
***
Qayi xan soyundan aldığın rəngi,
Qocalmış Elxanla müsəlman bəgi.
Elxanın övladı, dinin dirəgi,
Gətirdin könlümə səfa, bayrağım!
***
Köksümdə tufanlar gəldim irəli,
Öpüm kölgən düşən mübarək yeri!
Allahın yıldızı, o gözəl pəri,
Sığınmış qoynunda Aya, bayrağım!
Şarkda-Doğuda ve Türk İslam dünyasında kurulan ilk demokratik cumhuriyetin kurucusu Mehmet Emin Resulzade üç renkli milli bayrağımıza hitaben, söylediği “Mustakil (bağımsız) Azerbaycan`ı temsil eden üç boyalı bayrağı Şuarayi- Milli kaldırmış(yükseltmiş),Türklük ve Türk özgürlüğü,islam medeniyeti ve muasır çağdaş Avrupa iktidari-ahraranesini(özgürlükçü,hürriyetçi) temsil edən üçboyalı bayrak daima başlarımızın üzerinde ihtizaz( titreşmek,dalgalanmak) edecektir.Bir defa kaldırılmış bayrak,bir daha inmeyecektir.Ben buna iman ederim.Benim bu imanımı milletlerin kalbine doğmuş olan emel (amaç-gerçekleşmesi zamana bağlı istek)güneşi işıklandırıyor.Bu güneş bir daha üful etmeyecektir,sönmeyecektir.”sözleri bugün de dilimizde ezbere çevrilmiştir.
Maalesef,ne yazık ki,sonradan bağımsızlığımızı Rus işgali sonucunda yitirdik ve bayrağımızı hür bir şekilde vatanımızın göklerinde dalgalandıramadık.Bunun acısını kalbinde derinde hisseden cumhuriyetin kurucusu Mehmet Emın Resulzade Azerbaycan Türklerinin şanlı bayrağının yeniden yükseklerde hür bir şekilde dalgalanacağı umudunu şu sözleriyle belirtiyor:
“Milli Kültürün esasına dayanması ve milli demokratik Türk devletçiliği temeli üzerine kurulması itibariyle Azerbaycan,ilk Türk Devleti ve ilk müslüman Türk cumhuriyetidir. Yıkıcı ve çökertici enternasyonalist ve kozmopolit fikirlerin önüne ancak milli bünyeyi kuvvetlendirmek ve sağlamlaştırmak suretiyle geçilebilir. Milletçilik fikri, en tabii, en medeni ve en ileri bir fikirdir. İlim ve kültürün gelişmesini ve yayılmasını engellemek şöyle dursun, bu gelişme ve yayılmanın en müessir ve en kuvvetli bir amilidir. Hem de insanlık kültürünün en tabii en normal inkişaf yoludur.
Ey Gençlik! Senin uhdende büyük bir vazife var: Senden evvelki nesil yoktan bir bayrak, mukaddes bir ideal remzi yarattı. Onu bin müşkülatla yücelterek dedi ki; Bir kere yükselen bayrak,bir daha inmez!.. Bunu derken o, bugünkü yetimhane manzaranı dikkate almamış değildi. Bu onun tarafından düşünülmüştü. O, senin o zaman bu bayrağı genç omuzlarına alıp masumane bir tarzda sokak sokak dolaşarak; “İleri ileri Azerbaycan askeri” – diye asker gibi adım atmasını görmüştü ve bu sözü cesaretle söylemişti. Elbette ki, sen onun bu ümidini kırmayacak, bugün parlamento binası üzerinden Azerbaycan Türklerinin yanık türkülerine konu olmuş, yüreklerine inmiş bu bayrağı tekrar o bina üzerine dikecek, Büyük demircinin geri dönüşünü görünce onun tarafında geçecek, -Ya gazi ve ya şehit olacaksın!” (Lahıc, Temmuz 1920. M.E.Resulzade. “Asrımızın Siyavuşu”. İstanbul 1923, s.70.)
Sovyetler Birliğindeki işgalci mevcud rejim üç rengli bayrağımızın başımızın üzerinde dalgalanmasını hatta tasvirini bile yasaklasa da,onu yürklerinde yaşatan insanlar Azerbaycan`ın ve Türk dünyasının şairi Ahmet Cavadın bu sözlerini dillerinden düşürmüyorlardı:
Çoxdandır ayrı düşdüm
Üç boyalı bayraqdan.
A dostlar ,men yoruldum,
Bu gizli ağlamaqdan.
Sonradan kardeş Türkiye Cumhuriyeti Mustafa Kemal AtaTürk tarafından kurulunca ilk al kırmızı bayrağımız 5 köşeli yıldızla kardeş Türkiye Cumhuriyeti`nin bayrağı oldu.Mustafa paşanın yazdığı söylenilen bir mektupda bu konudan bahsediliyor ve Mustafa Kemal paşa Doğuda ilk Cumhuriyetin banisi M.E. Resulzade`ye hitaben şöyle yazıyordu: “Ben dünyaya senden üç sene erken göz açmışım. Ancak tüm Türk aleminde Türk`ün istiklal bayrağını sen kaldırmışsın ve bayrak inmesin diye,ben senin elinden alıp Türkiye üzerinde dalgalandırmışım. İnməz demişsin bu bayrak, inmeyecektir” (Mustafa Kemal Atatürk).
Azerbaycan Sovet-Rus işgalinden Türk Ordusu`nun yetişmesiyle özgür olunca, Azerbaycan Ali Meclisi, 18 Ekim 1991 yılı tarihi oturumunda ”Azerbaycan Cumhuriyeti Bağımsızlığı”adlı anayasal tasarıyı oybirliği ile kabul etti. Böylece Azerbaycan kendisinin devlet bağimsızlığını ilan etdi. İlk olarak kardeş Türkiye Cumhuriyeti ülkemizin ,can- kan kardeşi Azerbaycan`ın bağımsızlığını tanıdı. Büyük Önder gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün vaktiyle söylediği «Azerbaycan bayrağının Türkiye bayrağının yanında Türkiye semasında dalgalanmasını görmek tüm milletimiz için büyük bir bayramdır» sözleri artık hakikate çevrilmiştir.…(3).
Sizlerle Azerbaycan Türklerinin bayrağının tarihine kısa yolculuk etdik. Azerbaycan`ın ve Türk dünyasının bilinmeyen kahramanlarından ,Türk komutan İshak Çelik beyin çok güzel biri sözü var :” Azerbaycan Türklerinin bayrağı Türk- İslam ülküsünün simgesidir. Bu bakımdan şanlı üç renkli, ay yıldızlı, bayrak sadece Azerbaycan Türkleri için değerli değil, tüm Türk milletinin değerlerinin özüdür ve tüm Türkler için değerlidir.” Türk komutanın sözlerinin ne kadar değerli ne kadar doğru olduğunu bayrağımızdakİ renklerin ve simgelerin anlamlarından bahsedince daha aydın şekilde anlamış olacağız. Araştırma makalemizin ikincı bölümünde bu konuyu özellikle mevzu edeceğiz. Ne Mutlu Türküm Diyene!
P.S. Her zaman öz maslahatlərı ve değerli bilgileri ile destek olan Türk komutan İshak Çelik beye teşekkürümü bildirirəm!
Aynur TALIBLI – Tarih ve Medeniyet Araştırmacısı
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.
_________________________________________
İstifadə edilən mənbələr:
1- Yazar Aynur Talıblının ” Türklərdə Sancaqlar, Bayraqlar və Tuğlar” isimli məqaləsindən.
2- Bahattin Ögel, Türk Kültür Tarihine Giriş, T.T.K Yay., Cilt: VI, Ankara, 1984, s.311–312–313.
3- Azərbaycan Respublikası Prezidentinin İşlər İdarəsinin PREZİDENT KİTABXANASI “Bayraq” s. 22-23,26-27!