Twitter Facebook Linkedin Youtube

TÜRKİYE’DE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ: UYGULAMADAKİ EKSİKLİKLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Mahmut BEKTAŞ / SASAM Güneydoğu Anadolu Bölge Koordinatörü 

Bu yazıda, Türkiye’deki İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) mevzuatlarına değinilmeyecektir. Daha çok, uygulamadaki İş Sağlığı ve Güvenliği eksikliklerine dikkat çekilecektir.

İş Sağlığı ve Güvenliği, tüm mesleklerden çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal iyilik durumlarını en üst düzeye ulaştırmayı, bu düzeyi sürdürmeyi ve çalışanların çalışma şartları yüzünden sağlıklarının bozulmasını önlemeyi amaçlar (ILO-WHO, 1950). Dünya Sağlık Örgütü sağlığı, “yalnızca hastalık ve sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali” olarak tanımlar.

Ülkemizde, özellikle inşaat sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği denilince, beden gücü ile olan işler akla gelmektedir. Ancak, kapsam bu kadarla sınırlı değildir.

  • Çalışanların Korunması:

İş sağlığı ve güvenliği önlemleri, çalışanların işyerinde maruz kaldıkları risklere karşı korunmalarını sağlar. Bu, potansiyel tehlikelerin tanımlanması, değerlendirilmesi ve önlenmesi yoluyla gerçekleştirilir. Örneğin, iş kazaları ve meslek hastalıkları risklerinin azaltılması için uygun koruyucu ekipmanların sağlanması, işyerinde güvenli çalışma prosedürlerinin belirlenmesi ve çalışanların eğitilmesi gibi önlemler alınır.

  • İşletmenin Korunması:

İşletmenin korunması, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesiyle doğrudan ilişkilidir. İş kazaları ve meslek hastalıkları, işletmeler için önemli maliyetlere neden olabilir ve iş sürekliliğini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, iş sağlığı ve güvenliği önlemleri, işletmenin faaliyetlerini sürdürürken oluşabilecek zararları en aza indirmeyi amaçlar. Önleyici faaliyetlerin uygulanması, işletmenin finansal ve itibari kayıplarını önler ve rekabet gücünü artırır.

  • Üretimin Korunması:

İş sağlığı ve güvenliği önlemleri aynı zamanda üretimin sürekliliğini ve verimliliğini korumayı hedefler. İş kazaları ve meslek hastalıkları, işgücündeki kayıplara ve iş süreçlerindeki aksamalara neden olabilir. Bu durumlar, üretimde verimsizliğe yol açabilir ve işletmenin karlılığını olumsuz etkileyebilir. İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınması, bu tür risklerin minimize edilmesine ve iş süreçlerinin düzenli bir şekilde devam etmesine yardımcı olur.

Bu üç temel amaç, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin hem çalışanların hem de işletmelerin uzun vadeli sağlık, güvenlik ve başarılarına katkıda bulunduğunu vurgular.

6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte önemli düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Bu düzenlemeler, iş kazaları ve meslek hastalıklarıyla mücadelede önemli adımların atılmasını sağlamıştır. İşte bu düzenlemelerin detaylı bir açıklaması:

  1. Kamu-Özel Sektör Ayrımı Kaldırıldı: Artık kamu ve özel sektör çalışanları arasında ayrım yapılmamaktadır. Her iki sektörde çalışanlar, aynı iş sağlığı ve güvenliği standartlarına tabidir.
  2. İşçi-Memur Ayrımı Yerine “Çalışan” Tanımı: İşçi ve memur ayrımı yerine genel bir “çalışan” tanımı getirilmiştir. Bu, tüm çalışanların iş sağlığı ve güvenliği haklarından eşit şekilde yararlanmasını sağlar.
  3. Önleyici Yaklaşım Tanımı Getirildi: İş sağlığı ve güvenliği konusunda önleyici yaklaşım benimsenmiştir. Bu, işyerlerinde olası risklerin önceden belirlenerek önlemlerin alınmasını sağlar.
  4. İşyerlerinin Tehlike Durumlarına Göre Sınıflandırılması: İşyerlerinin tehlike durumlarına göre sınıflandırılması yapılmıştır. Bu, farklı işyerlerinde farklı risklerin belirlenmesini ve buna göre önlemlerin alınmasını sağlar.
  5. Küçük İşletmelere Devlet Desteği: Küçük işletmelere yönelik devlet desteği getirilmiştir. Bu, küçük işletmelerin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine destek olur.
  6. Risk Değerlendirmelerinin Yapılması Zorunluluğu: İşyerlerinde risk değerlendirmelerinin yapılması zorunlu hale getirilmiştir. Bu, potansiyel tehlikelerin belirlenerek önleyici önlemlerin alınmasını sağlar.
  7. Her İşyerinde İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı Bulundurulması Zorunluluğu: Her işyerinde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı bulundurulması zorunlu hale getirilmiştir. Bu, iş sağlığı ve güvenliği konusunda uzmanların sürekli olarak işyerlerinde bulunmasını sağlar.
  8. İş Kazası ve Meslek Hastalıklarında Etkin Kayıt Tutulması: İş kazaları ve meslek hastalıklarında etkin kayıt tutulması gerekmektedir. Bu, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının etkin bir şekilde takip edilmesini sağlar ve önleyici önlemlerin alınmasına yardımcı olur.
  9. İşyerlerinde Acil Eylem Planı Hazırlanması: İşyerlerinde acil eylem planı hazırlanması zorunludur. Bu, acil durumlarda hızlı ve etkili müdahaleyi sağlayarak çalışanların güvenliğini korur.
  10. İSG Kurullarının Oluşturulması Zorunluluğu: İş sağlığı ve güvenliği kurullarının oluşturulması zorunludur. Bu kurullar, işyerlerinde İSG politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasını sağlar.
  11. İSG Çalışmalarında Çalışanların Katkı Verilmesi: İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarında çalışanların katkı vermesi sağlanmıştır. Bu, işyerindeki herkesin sorumluluk almasını ve iş sağlığı ve güvenliği kültürünün yaygınlaşmasını sağlar.
  12. Çalışanlara İSG Eğitimi Verilmesi Zorunluluğu: Çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmesi zorunludur. Bu, çalışanların işyerindeki potansiyel riskleri tanımasını ve güvenli çalışma yöntemlerini öğrenmesini sağlar.
  13. İSG Yönünden Tehlike Arz Eden Durum Söz Konusu İse Çalışmaktan Kaçınma Hakkı: İSG yönünden tehlike arz eden durum söz konusu ise çalışanlara çalışmaktan kaçınma hakkı tanınmıştır. Bu, çalışanların güvenliğinin her şeyden önce geldiğini vurgular.
  14. Hayati Tehlike Durumunda İşin Durdurulması Mümkün Müdür?: Hayati tehlike durumunda işin durdurulması mümkündür. Bu, çalışanların hayatlarının tehlikeye atılmamasını sağlar ve acil müdahale için zaman kazandırır.
  15. İdari Yaptırımlar Etkinleştirilmiştir: İSG kurallarına uymayan işletmelere idari yaptırımlar uygulanmaktadır. Bu, İSG önlemlerine uyumu teşvik eder ve kurallara uyulmasını sağlar.

Bu düzenlemeler, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün güçlendirilmesini ve çalışanların ve işletmelerin güvenliğinin sağlanmasını amaçlamaktadır.

Yukarıda belirtilenler, İş Sağlığı ve Güvenliği açısından tarafların kanunen güvence altına alınmasında proaktif bir yaklaşımla yapılmıştır.

Sahadaki uygulamalara bakıldığında, kurumsal firmalar ve/veya uluslararası ortakları olan firmalar, iş güvenliği konusunda yerel kanunlara ve uluslararası standartlara uyarak iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliklerine riayet etmektedir. Bu konuda gerekli nitelikli personel (ulusal ve uluslararası kuruluşlardan sertifika programlarına katılmış ve başarı sağlamış deneyimli kişiler) organizasyonlarını kurmakta, işveren risk analizlerini yapmakta ve gerekli durumlarda güncellemelerini yapmaktadır.

Türkiye’nin ekonomik olarak önemli sektörlerinden biri olan inşaat sektöründe, birçok firmanın uygulamalarında belirgin eksiklikler gözlemlenmektedir. Bu eksikliklerin başında şunlar gelir:

  1. İş Organizasyonunda Öncelikli Olarak İş Güvenliği Yerine İş Yaklaşımının Benimsenmesi: Birçok firma, iş organizasyonunu yaparken iş güvenliğini ikinci plana atmakta ve öncelikli olarak iş yaklaşımını benimsemektedir. Bu durum, iş güvenliğinin önemini yeterince vurgulamamakta ve çalışanların güvenliğini riske atmaktadır.
  • Risk Tespitlerinin Yapılmaması ve Önleyici Faaliyetlerin Tanımlanmaması: İş organizasyonunda, olası risklerin tespit edilerek önleyici faaliyetlerin belirlenmemesi ciddi bir eksikliktir. Risklerin belirlenmemesi, potansiyel tehlikelerin önlenmesi için gerekli adımların atılmamasına ve iş kazalarının yaşanma olasılığının artmasına yol açar.
  • İnşaat Sahalarında Çalışmalar Devam Ederken İş İlerlemesinin Önemsenmesi: Birçok firma, inşaat sahalarında çalışmaların devam etmesini ve iş ilerlemesini ön planda tutmaktadır. Bu durumda, işçi güvenliği ve iş sağlığı önlemleri ikinci plana atılmakta ve olası kazaların maddi ve can kayıplarına neden olabilecek riskler göz ardı edilmektedir.

Bu eksiklikler, inşaat sektöründe iş sağlığı ve güvenliği konusunda ciddi bir farkındalık ve iyileştirme ihtiyacını ortaya koymaktadır. İş güvenliği önlemlerinin etkin bir şekilde uygulanması ve iş organizasyonunda işçi sağlığı ve güvenliğinin öncelikli bir konu olarak ele alınması, çalışanların güvenliğini sağlamak ve iş kazalarının önlenmesi açısından hayati öneme sahiptir. Bu sayede, inşaat sektöründe çalışanların sağlığı ve güvenliği korunacak, işletmelerin ise mali kayıplarının önüne geçilecektir.

Yukarıdaki değerlendirmeler ışığında, İş Güvenliği ve İş Sağlığı konusunda ilgili kamu kurumlarının etkin bir denetleyici mekanizma içerisinde olması gerekmektedir. Bu denetim mekanizması, iş kazalarının meydana gelmesini beklemeksizin proaktif bir yaklaşımla her sektöre göre risklerin belirlenmesini ve azaltılmasını sağlayan bir yapıya sahip olmalıdır.

İş Güvenliği denetiminden sorumlu olan ilgili personelin (Şantiye Şefi, İşveren Temsilcisi, İSG uzmanı) denetimlerinin periyodik olarak yeterli düzeyde yapıp yapılmadığının denetlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, işveren temsilcisi ve şantiye şefi gibi pozisyonlarda çalışanların İSG eğitimi almış olmaları ve bu eğitimi belgelemiş olmaları zorunlu kılınmalıdır.

Bu düzenlemelerin yanı sıra, iyileştirilmiş İSG uygulamalarının etkinleştirilmesi için organizasyonel yapıların güçlendirilmesi ve önleyici faaliyetlerin sürekli olarak gözden geçirilip geliştirilmesi gerekmektedir. Bu şekilde, çalışanların korunması ve vicdani olarak sorumlulukların yerine getirilmesi sağlanacak, işletmelerin ve üretimin korunması ile maddi kayıpların önüne geçilecektir.

Ancak en önemlisi, İş Sağlığı ve Güvenliği kültürünün tam anlamıyla yerleşik hale getirilmesidir. Bu kültür, işyerlerindeki herkesin iş sağlığı ve güvenliği konusunda bilinçlenmesini ve sorumluluk almasını sağlayarak, kazaların ve risklerin minimize edilmesine büyük katkı sağlayacaktır.

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: