Hakan HANÇER
Günümüzde havacılık dediğimizde aklımıza gelen artık devletlerin yeni bir soğuk savaş varmışçasına ARGE’sini ve APEK’ini sürdürdüğü hava üstünlüğü savaşçıları; yeni nesil savaş uçakları geliyor. Yeni nesil savaş alanları, yeni nesil savunma alanlarının gelişim sürecini etkiliyor. Bu alanda yapılan prospektif araştırmalar her yıl milyarlarca dolar bütçelerle ileri düzey uçakların geliştirilmesine imkân sağlıyor. Yani gelecekte hava üstünlüğünü sağlayabilen devletler, küresel gücü de elinde tutan devletler haline gelecektedir. Bu nedenle bu alandaki projeler küresel ekonomiden ve demokrasiden bağımsız ve gizli olarak yürütülmektedir. Devletler açısından, hava sahasını savunmak ve korumak temel bir ulusal güvenlik meselesidir. Ve oldukça ciddiye alınması gereken bir durumdur. Hem dünya içi saldırılar için hem de gelecekte oluşabilecek dünya dışı tehditler için geçerlidir. Bununla ilgili 7/24 izleme sağlayabilen tehdit algılama ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Örneğin, dünyada bazı ordularda, atmosferde yaşanabilecek termal değişiklikleri bile algılayabilen havada ve karada erken uyarı veren sistemler bulunmaktadır. Bu sistemler, elektromanyetik alanların değişimiyle algıladığı manyetik alan ölçümleri ile depremleri bile önceden tahmin edebilmektedir. Aşağıda Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) etkili birkaç erken uyarı sistemi örneği bulunmaktadır. Küresel savunmada, bu sistemlerin temel makine bileşenleri savaş yönetimi, komuta ve kontrolü ile yönetilmektedir. Bunlar:
-Airborne Early Warning and Control (AEW&C) Havadan Erken Uyarı ve Kontrol Sistemi
-Ballistic Missile Early Warning System (Project 474L) Balistik Füze Erken Uyarı Sistemi
-E-3 Sentry-Airborne Warning And Control System (AWACS) Havadan Uyarı Ve Kontrol Sistemi
AWACS sistemleri (uçakları) sıklıkla, NATO ve ABD tarafından donanmaya entegre edilmiş halde rutin olarak kullanılmaktadır. AWACS uçakları buna göre hem savunma hem de saldırı hava operasyonları için kullanılır. Son derece güçlü bir radar entegrasyonuna sahip uçaklardır. AWACS’lar havadan ve karadan kolayca saldırı uçaklarını operasyon bölgelerine yönlendirebilmektedir. Görev misyonları küresel operasyonlar dışında donanma gemilerine koruma sağlar ve yerleşik komuta bilgi merkezlerini de sinyal istihbaratı ile güçlendirmektedir.
6. Nesil Hava Üstünlüğü Savaşçıları
“Yeni nesil savaş uçakları” kavramına baktığımızda, 1970’lerin sonlarından itibaren hava muharebelerinde kullanılmak üzere geliştirilmiş ileri düzey askeri uçaklar üzerinden ortaya çıkmış bir terimdir. “Hava üstünlüğü savaşçıları” terimi ise II. Dünya Savaşı’nda hava muharebeleri sırasında çatışmadaki bir tarafın birlikler üzerindeki hava gücünün dominantlığını anlatmak için kullanılmıştır. Yakın geçmişten hatırlayalım, Pentagon’un yüksek gizlilik derecesiyle ürettiği ilk “Stealth” (Hayalet) uçak projelerinden olan F-117 Nighthawk’lar, tarihte radara yakalanmayan veya kuş gibi görünen “hava üstünlüğü savaşçılarının” ilk adımları olarak anılmaktadır. F-117‘ler ayrıca, “TR3B Black Manta” gibi çok gizli, başka teknolojik üstünlüğe sahip hava araçlarıyla entegre olarak çalışmış ilk savaş uçaklarıdır (TR3B’ler, Körfez Savaşı’nda F-117’lerin lazer güdümlü bombalarına, lazer tayini yapmak için kullanılmıştır). F-117 ve TR3B formatındaki uçaklar, Pentagon’un yüksek gizlilik statüsüne sahip kod adıyla “Black Projects” (Kara Projeler) bilinen programları dâhilinde geliştirilmiştir.
Peki, günümüzde hâlihazırda ABD gibi büyük devletler şimdiden Northrop Grumman gibi sözleşmeli şirketlerle 6. nesil uçaklara geçiş yapmaya hazırlanırken bizim ne yapmamız gerekiyor? Bu alanda elbette, hâlihazırda devletimizin ilgili kurumlarca geliştirdiği-yürüttüğü başarılı projeleri bulunmaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz (TSK), Türk Hava Kuvvetlerimiz, Milli Savunma Bakanlığımız (MSB) ve devletimizle entegre çalışan diğer ilgili departmanlar gece gündüz demeden mevcut sistemler üzerinde çalışmaktadır. Ancak bilmediğimiz yeni nesil alanlar da çok hızlı bir şekilde gelmektedir. Bizim burada yapmamız gereken, devlet bünyesine bu alana yatkın ilgili sivil mühendisleri, tasarımcıları ve geliştiricileri sivil yükleniciler olarak devlet programlarına dâhil etmek olacaktır. Gelecekle savaşa bu kadar yakınken, 5. nesil ve 6. nesil projelerin beraber eşgüdümlü yürütülmesi küresel dengeyi yakalamak için önem arz etmektedir. ABD’nin bu denli gelişmesinin ve küresel bir dominant güç olmasının ana sebeplerinden biri de budur. Özetle, USAF gibi bizim de bir Next Generation Air Dominance (NGAD), “Yeni Nesil Hava Üstünlüğü” programına ihtiyacımız var.
Örnek olarak, ABD Donanması 80’lerde 51. Bölge’ye ileri düzey hava araçları ve potansiyel itici güç sistemlerinin geliştirilmesi için alanında entelektüel zekâya sahip Robert Scoott Lazar gibi yetenekli sivil yüklenicileri bünyesine katmıştır. Böylece program aritmetiği ilgili zekâların katılımıyla beraber askeri bir statü altında melez bir program olarak ilerlemiştir. Her ne kadar Lazar bilime dayalı projelerin askeri bir protokol altında yürütülemeyeceğini belirtse de, bu durum ABD devletinin yıllar içerisinde olumlu yönde gelişmesini sağlamıştır.
Buna göre 6. nesil savaş uçakları, geleneksel itici güçle çalışan turbojetli savaş uçaklarından daha hızlı ve daha farklı konfigürasyonlarla tasarlanmaktadır. Yeni konfigürasyonlarla hava muharebelerinde tam üstünlük sağlanmaktadır. Havacılık tarihinde bir ilk olarak 6. nesil savaş uçaklarının motorlarında nükleer (füzyon) enerjisi kullanılması planlanmaktadır. Bu uçakların yüzeylerinde ise Mach 10 gibi hızlarda sürtünme yalıtımına sahip malzemeler geliştirilmektedir. Çünkü füzyon enerjisiyle itiş gücü sağlayan uçakların gelecekte maksimum Mach değerleri 9 olarak sınıflandırılmıştır. Bu da aşırı bir ısınma ve kuvvet gücü anlamına gelmektedir. Bunlara ek olarak, atmosfer dışı ve atmosfer dışı seyahat kabiliyetleri de vardır. Yani 5. nesillerle bir 6. nesil uçağı avlamak savunma gücü açısından zor bir muharebe durumu yaratacaktır. Örneğin, Mach 5 üzerinde seyreden bir uçağı yerden yakalamak ve tespit etmek son derece imkânsızdır. Radar ekranlarında gözükse bile çoktan gitmiş bir veri alınacaktır. Tabii bunun da bir anti-savunma teknolojisi zamanla geliştirilecektir.
Tanım gereği aerodinamikte Mach değerleri, bir objenin A noktasından B noktasına saatlik-seslaltı hızından, sesüstü hızına hesaplanarak belirlenmektedir. Buna göre Mach sayısı (Mcr), uçaklarda kanat profilinde sonik akışın ilk kez elde edildiği serbest sürtünmeli Mach (değeri) sayısıdır. Uçaklarda kritik (son) Mach değeri ise rüzgâr tüneli testlerinde ilk şok dalgası üzerinden hesaplanır. Yani, uçağın ulaştığı azami süratin gövde üzerinde yarattığı ilk şok dalgası etkisidir.
Havacılık ve uzay alanında Mach değerleri sınıflandırmaları;
-Mach 1.0 Subsonic (Sesaltı)-Transonic (Transonik)
-Mach 1.2 Supersonic (Sesüstü) / 1.2–5.0 = 794-3,308 Knot
-Mach 5.0 Hypersonic (Hipersonik) 5.0–10.0 = 3,308-6,615 Knot
-High-hypersonic 10.0 (Yüksek Hipersonik) 5.0–25.0 = 6,615–16,537 Knot
“NASA’nın bir Mach değerleri sınıflandırması şeması.”
Aşağıda bazı devletlerin ürettiği 5. nesil uçakların maksimum saatlik hız değerleri yer almaktadır;
ABD F22-Raptor (Mach 2.25)
ABD NASA/USAF X-15 (Mach 6.70) (Dünyanın en hızlı uçağı)
Türkiye TAI TF-X (1.8)
Rusya Sukhoi Su-57 (Mach 2.0)
Çin Chengdu J-20 (Mach 1.6)
Hindistan HAL AMCA (Mach 2.15)
İran IAIO Qaher-313 (Mach 2.15)
Siyah Hançer SH-73 (Atlantis Projesi)
Aşağıda Türkiye’de sivil katılımcılardan 2022 yılında TSK’ya sunulan bir altıncı nesil proje örneği bulunmaktadır. Siyah Hançer (SH-73), 2022 yılında kod adı Atlanis Projesi adı altında Türk Hava Kuvvetleri için tasarlanmış altıncı nesil savaş uçağı projesidir. Alanında, Advanced Tactical Fighter-Gelişmiş Taktiksel Avcı Uçağı (ATF) programı dâhilinde bir Air Superiority Fighter (Hava Üstünlüğü Savaşçısı) olarak geliştirilmiş, yeni nesil avcı ve istihbarat uçağıdır. Tek kişilik mürettebat ile gelecekteki muhabarebelerde “Next Generation Air Dominance-Yeni Nesil Hava Hâkimiyeti” (NGAD) için hem saldırı, hem de savunma amaçlı kullanılması amaçlanmaktadır. Stealth (görünmezlik) teknolojisi, Electronic Warfare-Elektronik Savaş (EW) ve Signal Intelligence-Sinyal istihbaratı (SIGINT) gibi yeteneklere sahip olarak üretilmesi planlanmaktadır.
Türk Kava Kuvvetleri için bu alanda ileri düzey hava araçları üretmeyi planlayan program genel vizyonuyla birlikte, dünya “Astropolitika” (Uzay Çağı) alanına ilerlerken dünyanın 2050 misyonunda, Türkiye’nin güçlü bir savunma gücü oluşturmasını hedeflemektedir. Buna göre SH-73 projesi, Atlantis Programı dâhilinde tasarlanmış ilk projedir.
“SH-73’ün yan görünüşü / Proje Hakan Hançer (2022).”
SH-73 türlerinden farklı olarak, ilk kez nükleer füzyon enerjisi ile çalışan potansiyel itiş gücüne sahip bir uçak olarak düşünülmüştür. Altıncı nesil bir tasarım olarak iki farklı versiyonuyla geliştirilmesi planlanmıştır. Bu iki versiyon hem donanma sahasında, hem de ülkenin kendi hava sahasını savunma amaçlı kullanılmak üzere iki temel farklı misyon içermektedir. İki tip motorda “Twin-Engine” olarak bilinen çift motorla çalışan sisteme sahiptir. Nükleer füzyon teknolojili versiyonu daha çok ülkenin hava sahasını savunma ve istihbari görevleri içerirken, geleneksel turbojet motorlu versiyonu ise uluslararası operasyonları ve muhaberebeleri kapsamaktadır. Nükleer enerji ile yeni nesil yakıt ve hız anlayışı dışında, çevresel risk faktörleri de hesaplanmıştır (CO2 ve yakıt izleri emisyonlarının azaltılması gibi).
Buna göre uçağın, nükleer füzyonla çalışan turbojet versiyonu “SH-73A” olarak sınıflandırılırken, geleneksel turbojet motorlarına sahip donanma modeli ise “SH-73B” olarak sınıflandırılmıştır. Bu nedenle SH-73’ün bütün jet çıkışları dışarıda tasarlanmıştır. Çünkü SH-73B versiyonuyla uçağın donanma gemilerinde veya hava sahası olmayan bölgelerde, “A vertical take-off and landing-dikey kalkış ve iniş” (VTOL) yapabilmesi planlanmaktadır.
“SH-73’ün perspektif görünüşü/ Proje Hakan Hançer (2022).”
SH-73A motorları nükleer füzyon enerjisi ile içeriden birleşme ve kaynama reaksiyonu ile tasarlanmıştır. Yani, motor için gerekli ısı enerjisi bu modelde nükleer tepkimeyle hedeflenmektedir. Bu tarz bir reaksiyonun yakıtı ise hidrojenin kararlı izotopları olan döteryum (2H -D) ve trityum (3H-T) ile elde edilebilmektedir. Nükleer enerjide fisyon enerjisi daha çok nükleer santrallerde kullanılırken, füzyon işlemi ise genellikle ileri teknoloji askeri araçlar ve termonükleer füzelerde kullanılmaktadır. Örneğin, günümüzde “Aneutronic Fusion Fuels” (Anötronik Füzyon Yakıtları) derin uzay ve yeni nesil potansiyel itiş gücü araştırmalarında National Aeronautics and Space Administration (NASA) gibi devlet kurumlarında kullanılmaktadır. Buna göre füzyon işleminin yıllar içerisinde geliştirilen birden fazla yöntemi bulunmaktadır. Füzyon reaksiyonları kullanımına göre daha bol, güvenli, ucuz ve uzun ömürlü enerji sağlamaktadır. Ayrıca bu sistemler, geleneksel jet motorlarına göre 3-4 kat daha yüksek hız limitlerine ulaşabilmektedir. Buna göre SH-73A’nın yeni nesil nükleer jet motorlarıyla, teorik olarak Mach 4.0 (hipersonik) hıza sahip olması beklenmektedir. Potansiyel füzyon itiş gücü teknolojisine sahip bir ülke hem jeopolitika, hem de astropolitika alanında diğer rakip ülkelerden ileride olacaktır.
“SH-73’ün arkadan perspektif görünüşü/ Proje Hakan Hançer (2022).”
Diğer dahil edilmesi planlanan elektronik sistemler aşağıdaki gibi listelenmiştir; –
-Synthetic-Aperture Radar-Sentetik Diyafram Radarı (SAR) teknolojisi ile nesnelerin 2D veya 3D görüntülerini, rekonstrüksiyonlarını (jeolojik haritasını) tarama
-Radio Direction Finding-Radyo Yönü Belirleme (RDF)
-Missile Approach Warning System-Füze Yaklaşımı Uyarı Sistemi (MAW)
-Radar Warning Receiver-Radar Uyarı Sistemi (RWR)
-Drone Killer-Drone Öldürücü Sinyal Sistemi
-Cortana ile Erken Uyarı Sistemi
Bunların dışında SH-73, düşmana saldırmak veya düşman saldırılarını engellemek için enerji yönlendirici silahlar ve uçağa daha fazla sayıda bomba taşıma yeteneği sağlayan Small Diameter Bomb-Küçük Çaplı Bomba (SDB) sistemleri içermektedir.
SH-73’ün sistemlerinin yazılım dilinde ise ile “Ada 83” (Block 3F yazılımı) programlama dilinin kullanılması düşünülmektedir (Block 3F, F-22’lerde sorunsuz çalışmaktadır). Block 3F yazılımı, güncel olarak ABD donanmasında kullanılmaktadır. Avcı uçaklarına tam kapasitede savaş yeteneği, veri bağlantısı ve silahlara erişim olanağı sağlamaktadır. Alternatif olarak, C ve C ++ yazılım dilleri de önerilmektedir.
“SH-73’ün şematik görsel üzerinde özellikleri / Proje Hakan Hançer (2022).”
Siyah Hançer SH-73’ün Genel Özellikleri;
Mürettebat: 1
Uzunluk: 65.09 feet, 19 metre
Genişlik: 18 feet, 5.4864 metre
Hız: Turbojet Motorlu Mach 2.0, Nükleer Füzyon Motorlu Mach 4.0
İrtifa: 60,000 feet
Motor tipi: Twinjet
Motor türleri: Nükleer Füzyon Jet Motoru, Pratt&Whitney F119 Turbofan Motoru
Gövde malzemesi: %55 Titanyum, %30 kompozit malzemeler ve %18 alüminyum
Gövde kaplaması: Radar Absorbent Material (RAM), karbon nanotüp ile güçlendirilmiş kompozit epoksi
Elektronik sistemler;
Synthetic-Aperture (SAR)
Radio Direction Finding (RDF)
Missile Approach Warning System (MAW)
Electronic Countermeasure (ECM)
Radar Warning Receiver (RWR)
Drone Killer-Signal Killer
Electronic Warfare System (Cortana AI)
Mühimmat desteği;
AIM-120C
AIM-9 Sidewinder
Joint Direct Attack Munition (JDAM)
Advanced Medium-Range Air-to-Air Missile (AIM-120C AMRAAM)
Gatling Vulcan M61A2 (Rotary Cannon)
GBU-39 Small Diameter Bombs (SDB)
Sidekick Blok 4 (F-35A) (Mod desteği)
“SH-73’ün koyu gri versiyonundan bir demo görüntüsü / Proje Hakan Hançer (2022)”
Not: SH-73’ün koyu gri versiyonu, stealth (hayalet-görünmezlik) operasyonlarda; savaşı önlemek, ulusal ve askeri istihbarat görevlerinde kullanılması için düşünülmüştür. Buna göre yüksek optik gücüne sahip kamera sistemleri gibi ek modifikasyonların eklenmesi planlanmaktadır. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Türk Hava Kuvvetleri dâhilinde operasyonel program güncellemeleri yapılabilir.
Referanslar
SH-73 Stealth Siyah Hançer (Black Dagger), Atlantis Projesi Türk Hava Kuvvetleri, Hakan Hançer
“Gelecekle Savaş” Kitap, Hakan Hançer
USAF (Af-Mil), “E-3 Sentry (AWACS)” Article
RAND Corporation, “Developing an Air Force Retention Early Warning System” (Concept and Initial Prototype) Article
Northrop Grumman, “Missile Defense Program” Article
Glenn Research Center, NASA “Mach Number” Article
Global Security, “TR3A” Article
Global Security, “Space Systems, Ballistic Missile Early Warning System (BMEWS)” Article
Popular Science, March 1993
Britannica, “AWACS (Aircraft and Military Technology)” Article.
U.S. Department of Defense “High Frontier: The United States Air Force and the Military Space Program” Article