Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz günlerde yeni kabinede görev alacak bakanları açıkladı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy göreve devam ederken, Mehmet Özhaseki, Osman Aşkın Bak ve Mehmet Şimşek geçmiş dönemlerde yine bakanlık yapmış isimler olarak öne çıktı. Geçtiğimiz dönemde Kalkınma Bakanı olarak görev yapan Cevdet Yılmaz ise Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atandı. Bunun dışında kalan 12 isim ilk defa bakanlık yapacak kişilerden oluşsa da MİT Başkanı, Genel Kurmay Başkanı, bakan yardımcısı, müsteşar gibi üst düzey bürokratik görevlerden gelenlerin ağırlıkta olması önemli bir işaret.
Peki, yapılan bu atamalarla topluma nasıl mesajlar verilmek istendi?
Hepimizin bildiği üzere hükümet seçimlere bazı kritik konularda oldukça sorunlu girdi. Bunlardan en önemlileri yurt dışına beyin göçü, sayıları on milyonu aşan sığınmacı ve kaçakların Türkiye’de bulunması, uyuşturucu kullanımı ve uyuşturucuya bağlı suçların artması, enflasyon ve yüksek döviz kuru, ABD ile sorunlu ilişkilerdir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni açıkladığı kabinede görev verdiği bakanlar vasıtasıyla sorunların çözümü noktasında mesaj vermeyi ve sorunlu alanlardaki enkazın restorasyonunu mu amaçlamıştır?
Belçika’da milletvekilliği ve Türkiye’nin Cezayir Büyükelçiliğini yapan Mahinur Özdemir Göktaş’ın bakan olarak atanmasıyla, yurt dışına beyin göçüyle giden eğitimli vatandaşlarımıza yönelik ülkelerine dönmeleri halinde kendilerini iyi bir kariyerin beklediği hususunda bir mesaj mı verilmek istenmiştir?
İçişleri Bakanlığına Ali Yerlikaya’nın atanmasıyla; uyuşturucu ile mücadele ve sınırların korunması, sığınmacı ve kaçaklar hususunda politika geliştirilmesi ve gönderilmeleri yoluyla bu sorunların çözüleceğinin mesajı mı verilmek istenmiştir? Çünkü Ali Yerlikaya aynı zamanda uyuşturucu ve sığınmacı sorununun en yüksek yaşandığı yerler olan Gaziantep ve İstanbul’da valilik yapmıştır.
Enflasyon ve yüksek döviz kuru Türkiye açısından çok büyük bir sorun teşkil etmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığına uluslararası piyasalarca tanınan Mehmet Şimşek’in atanması ve kendisinin göreve gelir gelmez Türkiye’nin ekonomi programında rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmadığını beyan etmesi de ekonomiyi içinde bulunduğu zor durumdan kurtarmaya yönelik hamle olarak gözükmektedir. Ayrıca Merkez Bankasının başına yurt dışında önemli bir finans kariyerine sahip Hafize Gaye Erkan’ın getirilmesi de enkazı kaldırma noktasında atılmış bir adım olarak gözükmektedir.
Diğer problemli alan ise ABD ile ilişkilerdir. Bu noktada Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu yerine Hakan Fidan’ın Dışişleri Bakanı olarak atanması ve yine ABD ile ilişkileri daha iyi seviyelere taşıyabilecek Prof. Dr. İbrahim Kalın’ın MİT Başkanlığına atanması da hükümetin bu sorunlu alanda da adım attığını göstermektedir.
Bütün bu alanlarda yapılan atamalar aslında geçtiğimiz dönemde bu alanlarda ciddi sıkıntılar yaşadığının da kabulü niteliğinde olmuştur.
Tahribat oluşan alanlardaki politikaların sürdürülmesi mümkün görünmemektedir. Bu sebeple bu seçimde yaşadığı zorlukları ve gerginliği önümüzdeki yerel seçimlerde yaşamamak ve kayıp yaşamamak için restorasyon yoluna gidilmiştir. Yapısal bütünlüğü bozulmuş kurumların ve tahrip edilmiş geleneklerin atanan siyasetçilerle ne ölçüde düzeltilebileceğini önümüzdeki günler gösterecektir.
Bekir Ali YÜKSEL – Siyasal İletişim Uzmanı