Twitter Facebook Linkedin Youtube

ÇİN’İN JEOPOLİTİKA VE ASTROPOLİTİKA ALANINDAKİ KÜRESELLEŞME ÇABASI

Hakan Hançer-Umut Berhan Şen

       Çin Halk Cumhuriyeti uzun bir süredir yeni bir jeopolitik ve astropolitik küreselleşme çabası içerisinde. Yayılımcı politikası ile ABD’den sonra dünyada bölgesel güç olmayı hedefliyor. Çin hükümeti bu yöndeki çalışmaları için genellikle Çin devletine bağlı özel kuruluşları kullanıyor. Bu kuruluşlar, jeopolitik sahada Çin’in çıkarları doğrultusunda ülkeleri ve misyon hedeflerini belirliyor. Doğrudan Çin’in istihbaratına (MSS) çalışan şirketler, ekonomik gücü olan düşük ülkelere mali yardımlar yaparak politik duruşlarına müdahale ediyor. “Borç batağı stratejisi” olarak bilinen bu yöntem, ülkeleri uzun süreler boyunca Çin’in stratejilerine ayak uydurmaya zorluyor. 1983 yılında karşı istihbarat unsurlarının yapılandırılmasıyla güçlendirilen MSS, bugünkü haliyle uluslararası operasyonlarına daha agresif bir şekilde devam ediyor. Ancak, Çin gücünün işleyişini takip etmek kolay değil. Çünkü aşırı komünist eğiliminde yönetilen ülkenin içerisindeki her şey sıkı bir protokolle denetleniyor. Basın ve ifade özgürlüğü oldukça düşük.

      Çin, “Siyah” ve Kırmızı”nın iç içe geçtiği bir yapıya sahip. Çin’in bürokratik argümanında bu durum “parti ve devlet omuz omuza” olarak biliniyor. Buna göre kırmızı renkler partiyi, siyah renkler de devlet işlerini temsil ediyor. Çoğunlukla, iki yürütme organı aynı operasyonları denetlerler ve bilgi şeffaflığı yoktur. Aynı işleyişleri uluslararası iş ortakları arasında da geçerlidir. Çin devleti yapılan anlaşmalarda, önceliğini gizliliğe vermektedir. Bu nedenle Çin hükümetinin küresel alanda stratejik hamlelerini analiz etmek derin bir gözlem gerektiriyor. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın birinci yılında Çin’in barış yanlısı gibi gözükerek, çözüm önerilerini kamuoyuna sunması, sessizce de Rusya’ya ölümcül mühimmat desteği sağlamayı düşünmesi rutin bir “Çin” stratejisine işaret ediyor. Bu konuda ABD’nin Merkezi İstihbarat Ajansı’nın (CIA) Direktörü William J. Burns bu “olasılığı” doğrulamıştı. Eğer Çin, Rusya’ya NATO karşısında silah desteği sağlarsa bu durum savaşın gidişatını önemli ölçüde değiştirebilir. Ayrıca bu durum, Çin’in ABD ve Avrupa ilişkilerinde daha derin bir krizi tetikleyecektir. Geçmişe bakacak olursak Rusya, Çin’in önemli bir stratejik müttefikiydi. Rusya, Çin’e 2001 ile 2010 yılları arasında ortalama olarak her yıl 2 milyar dolar değerinde mali destek sağladı ve 2015 yılında 7 milyar dolarlık bir Bonanza Anlaşması yaptı. Alman basınında ise Der Spiegel’de yer alan bir iddiaya göre Rusya silahlı kuvvetlerinin Çinli bir firma olan “Xi’an Bingo Intelligent Aviation Technology” ile 100 saldırı uçağı satın almak için pazarlık yapıldığı iddia ediliyor.
      Öte yandan, Çin’in dünya dışı astropolitik projeleri de bulunuyor. Bunlardan biri yüksek fonlarla sağlanan uzayda madenciliğini içeriyor. “Astropolitika” dünya için henüz yeni bir alan olsa da, Çin gibi devletler için her zaman güncel bir politika konusu olmuştur. Buna göre Çin, COVID-19 salgınından önce dünyanın uydusu Ay’ın yüzeyinden yüksek miktarda Helyum-3 (He-3) çıkarmayı planlıyordu. Helyum-3 projesi, Çin’in uzayda madencilik alanındaki ilk projesiydi ve hedefleri hala güncel misyonunu koruyor. Peki, Çin neden Ay’da madenciliği hedefledi?
Bunun nedenine gelirsek;

    Gelecekte sosyoekonomik dengelerin değiştiği zamanlarda, Helyum-3 gibi elementlerin değer kazanacağı ön görülüyor. Ay’da DA atmosfer olmadığı için yüksek miktarda He-3 yüzeyde birikiyor. İkinci neden ise uzay alanında bir hakimiyet. He-3, nükleer füzyon yakıtları için genellikle Döteryum (2H) ve Helyum-3 kombinasyon formülü ile kullanılıyor. Bu yakıt reaksiyonu “Anötronik Füzyon Yakıtları” olarak biliniyor. Anötronik yakıtlar, fosil yakıtlardan 1 milyon kat daha fazla enerji sağlıyor.

Bu da uzun mesafeli uzay yolculuklarını daha kolay hale getiriyor.

SASAM Uzmanı Umut Berhan Şen’in yorumu;

Nihayetinde Çin, 21. yüzyılın bir ‘Pax Sinica’ (Çin Barışı) çağı olması için mevcut güvenlik stratejisini hem jeopolitik hem de astropolitik düzlemde konfigüre etmeye çalışıyor. Çin Komünist Partisi’nin artık yeni bir güvenlik stratejisi ve yeni bir politik yol haritasını yürürlüğe sokmasının nedeni de budur. Son olarak, Suudi Arabistan ile İran’ın ikili ilişkileri yeniden başlatmak için Çin’in arabuluculuğunda bir araya gelmeleri ABD tarafından endişeyle karşılandı. Malum, geçtiğimiz günlerde Çin’in başkenti Pekin’de iki ülke arasında oluşan mutabakat sonucunda, iki ay içinde elçilikleri yeniden açma ile güvenlik ve ekonomik iş birliği anlaşmalarını gerçekleştirme konularında bir konsensüs sağlanmış ve imzalar atılmıştı. (10 Mart 2023)

      Unutmadan ekleyelim; ABD merkezli düşünce kuruluşu Atlantik Konseyi’ne bu konuda bir analiz kaleme alan, eski CIA şeflerinden Jonathan Panikoff; ‘Çin’in hamlelerinin Amerikan yönetimi için bir uyarı olması gerektiğini ve Washington’un Orta Doğu’daki nüfuzuna gölge düşürecek nitelikte olduğunu’ ifade etmişti. Bu bağlamda konuyu ele alırsak; ilerleyen süreçte Pekin ve Moskova arasında, Çin istihbaratının jeopolitika ve astropolitika alanındaki hamlelerinin bir sonucu olarak, ciddi bir istihbarat savaşı yaşanabilir. Uzun vadede kazanan; ‘CIA’mi olacak yoksa MSS’mi ?’  Bunun cevabını şimdiden kestirebilmek zor olsa da ilerleyen süreçte bu konuyu irdelemeye devam edeceğim.
Referanslar
 
“CIA confirms possibility of Chinese lethal aid to Russia” CBS NEWS
“What party control means in China” The Economist
“Chinese arms could revive Russia’s failing war” The Economist
“Gelecekle Savaş” kitap Hakan Hançer
“Çin’in çözüm önerileri Rusya-Ukrayna Savaşı’nı bitirebilir mi?” Umur Berhan Şen, SASAM

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: