Hakan HANÇER
Yeni dünyada ulus devletleri her gün yeni tehditlerle karşı karşıya kalmaktadır. Teknolojinin gelişmesiyle gelen yıkım, ülkelerin iç güvenliğini ve sivil toplum yapılanmasını tehdit eden yeni nesil programlar barındırıyor. Bu doğrultuda on yıllardır Karşı İstihbarata-Counterintelligence (CI) milyonlarca dolar yatırımlar yapılmaktadır. Bu durum da, devletleri istihbarat alanında ileri düzey yeni metotlar geliştirmesine yol açıyor. Peki, birçok terimle anılan bu alan neden bu kadar kritiktir ve tam olarak misyonu neleri içermektedir?
Karşı istihbarat, istihbarat tarihindeki en eski bilgi toplama yollarından bir tanesidir. Human Intelligence-İnsan İstihbaratı (HUMINT) ile uluslararası bağlantılar ve kişiler arası iletişim yoluyla toplanan istihbarat yöntemidir. Temel misyonu caydırıcılık, erişim kontrolü, saldırı, savunma, tespit ve tanımlama üzerinedir. Opsiyonel yapılanmasında birden fazla istihbarat alanını kapsamaktadır. Bu alanlar içinde; uluslararası sahada istihbarat toplamak, espiyonaj (casusluk), sabotaj, kara çanta operasyonları ve beşinci kol faaliyetleri yer almaktadır. Buna göre kontrespiyonaj, espiyonaj ve karşı istihbarat gibi birkaç terimle anılmaktadır. Her devlet ve kurum, operasyon neticesine göre kendi içinde farklı şekilde isimlendirmektedir. Örneğin, ABD’de faaliyet durumuna göre, Federal Bureau of Investigation (FBI) “Counterintelligence” terimini kullanırken, İngiltere’de Secret Intelligence Service-Gizli İstihbarat Birimi (SIS-MI6) daha çok “Counter-Espionage” terimini kullanmaktadır. SIS, yasal doğrultuda espiyonaj operasyonlarının, casuslukla aynı şey olmadığını savunmaktadır.
“SIS ve FBI logoları.”
Dünyada Karşı İstihbarat Yayılımı
Rutin bir karşı istihbarat etkinliği, bilgiye erişimi olan kişilerle yapılan sorgulamalar ve konuşmalardan meydana gelmektedir. Doğru odakla, doğru yerlere yerleştirilmiş yanlış kişiler, bu misyonu yıllarca fark edilmeden sürdürebilmektedir. İlgili kişiler ülkeler içinde basit işlerde çalışan personel istihdamı bile olabilmektedir. Bu nedenle birçok ülkede karşı istihbarat misyonları genellikle birden fazla kuruluşa yayılmıştır.
Örneğin, bir Amerikan ajanı, Rusya’da bir hazır yemek zincirinde mutfakta çalışan bir personel olabilir. Benzer bir konumda, ABD’de National Aeronautics and Space Administration-Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) gibi kritik bir kurumun içinde çalışan temizlik görevlisi de bir Rus ajanı olabilmektedir.
Yani, görev alanı ve operasyon neyi ve hangi bölgeyi kapsıyorsa ona göre konuşlandırma yapılmaktadır. Eğer operasyon faaliyetleri daha kritik ve sürekli kontrespiyonaj durumunu içeriyorsa, genellikle bu konumda uluslararası alanda diplomatik dokunulmazlığı olan kişiler tercih edilmektedir. Çoğu genellikle dış temsilciliklerde görev yapmaktadır. Uluslararası dokunulmazlıkları olduğu için ifşa oldukları zaman “Persona Non Grata” durumu ile istenmeyen kişi ilan edilirler ve menşei ülkelerine iade edilirler. Nispeten iade koşulları için daha güvenli bir yol olmaktadır.
Buna göre, çoğu ülkenin dış temsilcilikleri istihbarat servisleri için “Sub-office” (Alt Ofis) görevini üstlenmektedir. Bu ofislere ayrıca “International Offices” (Uluslararası Ofisler) denmektedir. Çoğu zaman büyük devletler karşı istihbarat operasyonlarını kendi ülkelerindeki “kitlesel gözetim programlarını” anayasal yollarla geliştirmek için de kullanmaktadır. Yani birbirlerine kasıtlı olarak anlaşmalı casusluk faaliyetleri yürütmektedirler.
“Hollanda’nın, Amsterdam kentinde, dış temsilciliklerin olduğu
bölge Concertgebouw/fotoğraf Hakan Hançer (2022).”
Temel olarak karşı istihbarat alanları ülkelerin istihbarat servislerinde şu misyonları kapsamaktadır;
Birincil Araştırma
-Ulusal tehdit değerlendirmesi, güvenlik ihlalleri
-Ulusal güvenlik suçlarıyla ilgili istihbarat toplamak
-Deniz aşırı askeri personelin güvenliğini sağlamak
-Sınıflandırılmış materyallere erişimi olan personelin dâhil olduğu olayları incelemek
-Devlet içinde şüpheli espiyonaj personelini ve örgütlenmesini tespit etmek
-Yabancı istihbarat servislerinin faaliyetlerine ilişkin istihbarat toplamak
-Teknik Güvenlik Karşı Tedbirleri (TSCM) hakkında bilgi edinmek
-Dışarıdan ve içeriden gelen tehdide karşı istihbarat analizi yapmak
-İstihbarat raporları oluşturmak
-İstihbarat sorguları yapmak
-Yalan makinesi programı geliştirmek
-Güvenlik açığı değerlendirmeleri yapmak
-Ülke içinde kritik kurumlara güvenlik tavsiyeleri vermek
-Ülke içinde ilgili kurumların koordineli çalışmasını sağlamak
-Ülke içinde yabancı istihbarat servislerinin faaliyet göstermesini zorlaştırmak
-Sivil iltica programları kapsamında iltica eden vatandaşların uluslararası takibini yapmak
Uluslararası Operasyonlar
-Kritik bölgelerde personel bulundurma
(istihbarat birimleri, savunma departmanları, diplomatik pozisyonlar, kamu binaları)
-Suikastlara ve olaylara karşı bilgi toplamak
-Terörle mücadele için bilgi toplamak
-Savunma ve karşı saldırı için araştırma yapmak
-Dış politikada ülkenin konumunu koruyacak bilgiler toplamak
-İleri düzey projeleri gözlemlemek
-Savaşta ve barışta ülkenin çıkarlarını korumak
-Dezenformasyon ve enformasyon için ön bilgi edinmek
-İstihbarat ajansları arasından gizli bilgi edinmek
-Birleşik kurumların içinde sızmak
-Uluslararası yardım kuruluşları arasında yer almak
Karşı istihbarat alanları temel olarak üç bölümle sınıflandırılmaktadır;
Collective Counterintelligence (Kolektif Karşı İstihbarat): Temelmisyonu karşı devletin veya hedeflenen kurumun içinden istihbarat toplama yetenekleri hakkında bilgi toplamaktır. Ulusa yönelik potansiyel yollarla oluşabilecek tehditlere karşı önlem alınmasıdır.
Defensive Counterintelligence (Savunma Amaçlı Karşı İstihbarat): Savunma amaçlı yapılan karşı istihbarattır. Başlıca düşman istihbarat servislerinin, iç güvenlik servislerine ve ilgili birimlere sızma çabalarını engellemektir. Ülkenin uluslararası ticari güvenliğini, tedarik zincirlerinin güvenilirliğini ve askeri alanda yapılan önemli sözleşmelerin güvenliğinin kontrol edilmesidir.
Offensive Counterintelligence (Saldırı Amaçlı Karşı İstihbarat): Bir devletin veya kurumun düşmanca çabalarını tespit ederek, bu saldırıları ona karşı kullanmaktır. Düşman tarafın ajanlarını yüksek ekonomik etkenlerle çift ajana dönüştürmek, dezenformasyon kampanyaları yürütmek, savaşta ve barışta ülkenin güç projeksiyonunu sağlamaktır. Buna göre saldırı amaçlı yapılan karşı istihbaratın beş kritik misyonu bulunmaktadır; rakip ülkenin altyapısına zarar verme, tedarik zincirlerinin engellenmesi, ekonomik darbe, demokrasiye zarar verme ve siber operasyonlardır.
Not: 2013 yılında Türkiye’nin İstanbul, Taksim bölgesinde yaşanan “Gezi Parkı olayları” bütünüyle bir “Offensive Counterintelligence” (Saldırgan Karşı İstihbarat) ve beşinci kol faaliyeti olmuştur. İlgili faaliyetler, Orta Doğu’da ve Türkiye’de yıllar boyunca yasa dışı olarak yabancı devletler tarafından sürdürülmüştür. Bu nedenle casusluğu boşa çıkarmaya yarayan yeni güvenlik stratejilerini her yıl güncellemek önem arz etmektedir. Örneğin siber alanda günden güne artan kriptolu araçlar ve haberleşme sistemleri karşı istihbarat durumunu zorlaştırmaktadır.
Bir kontrespiyonaj personeli aynı zamanda bir şirket içinde iyi bir arkadaş veya basın görevlisi de olabilmektedir. Basından örnek vermek gerekirse, gazetecilik alanında çalışan personellerin uluslararası alanda giriş yetkileri bulunmaktadır. Normalde her kişinin barındırmadığı yetkilerle, kimsenin erişemediği yerlere gazeteciler kolaylıkla ulaşabilmektedir. Ek olarak, kontrespiyonaj sabotajcıları da “Cover-up” (örtbas) için basının gözü önünde bulunan kişilerden olabilmektedir. Örneğin, tanınan bir gazetecinin etkili bir suikastçı olduğunu kim düşünebilir ki? Kontrespiyonaj operasyonlarının yürütülme şekli, hem resmi protokol hem de bilgi kaynağının doğası tarafından belirlenir.
Bazı durumlarda devletler arasındaki espiyonaj ajanları “Double Agent” (Çift Taraflı Ajan) olarak da görev yapmaktadır. Teşvik edilen ve gönüllü olarak çalışanlar olarak iki gruba ayrılmaktadır. Bu durum çok kritik bir meseledir. Çünkü çift taraflı ajanlar, hedef ülkenin içinde casusluk faaliyetleri göstererek, aynı zamanda karşı tarafın birimleri içinde de casusluk yapmaktadır. Diğer bir ifadeyle, bir ülke için çalışıyormuş gibi görünüp, aslında o ülkenin düşmanı için de çalışmaktadırlar. Çoğu zaman kendi menfaatleri çerçevesinde de iki tarafa bilgi aktarmaktadırlar. Risk değerlendirmesinde, hangi ülke ve bölge olursa olsun, çift taraflı ajanlar ifşa olduğunda ilgili iki tarafın saha personeli de tehlikeye girmektedir. Bu nedenle etkili karşı istihbarat operasyonları genellikle risk taşıdığından, risk yönetimi raporları operasyon öncesi sürekli olarak bu değerlendirmeleri yansıtmalıdır.
Normal şartlarda ise böyle ve benzeri operasyonlar, birçok ülkede anayasaya ve düzene aykırı olmaktadır. Ancak yasal söylemler, genellikle küreselci devlet yapıları tarafından yeri geldiğinde diğer ülkeleri ezmek için kullanılmaktadır. Yıllardır Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’ye uyguladığı “demokrasi” ve “adalet” yalanı gibi. Örneğin, ABD’de Ulusal Güvenlik veya adli soruşturma davalarında ceza durumu bulunuyorsa, adli bir emir talep edilerek “Foreign Intelligence Surveillance Court” (Dış İstihbarat İzleme Mahkemesi) tarafından onaylanmalıdır. Yani, basit bir davada bile ABD’de arama izni olmadan bir eve bile girilemezken, AB’de yasalar ve hükümler hiçe sayılıyor ve melez bir otokratik-monarşi sistemi yıllardır uygulanıyor. Bu yönde bir yaklaşıma sahip ülkeler tarafından karşı istihbarat operasyonları ülkelerin iç güvenliğini sarsabilecek kapasitede gerçekleştiriliyor. Tarihe baktığımızda, istihbarat ve karşı istihbarat teşkilatlarının kurulmasının başlıca nedeni Avrupalı güçler arasındaki sömürge rekabetinden kaynaklanmıştır. II. Dünya Savaşı’nda, Fransa’da işgalci Alman birliklere karşı başlatılan Fransa’da “La Résistance” ayaklanması da, bir “İngiliz-Amerikan” karşı istihbarat ve beşinci kol faaliyeti neticesinde gerçekleşmiştir.
ABD’de içinde ise ilk karşı istihbarat operasyonları FBI ile başlamıştır. 1908 yılında kurulan FBI, Amerikan halkının ideolojik ve politik argümanları karşı istihbaratla izlemek için kurulmuştur. Ajansın daha sonraki en önemli görevi ise 1960’lı yıllarda Soğuk Savaş döneminde, Sovyetler Birliği’ne karşı düzenlenen “COINTELPRO” (Counterintelligence Program) operasyonu olmuştur. COINTELPRO’nun temel misyonu Rusya’daki komünist partilerin ve diğer politik organizasyonların faaliyetlerini bozmayı hedeflemiştir Ancak, günümüzde karşı istihbarat operasyonları ajansın yapısal misyonu gereği Central Intelligence Agency-Merkezi İstihbarat Ajansı (CIA) projeleriyle daha yakından ilişkili ilerlemektedir.
Karşı istihbaratın Ülkeler İçinde Potansiyel Niteliği
Karşı istihbaratın birden fazla konuşlandığı kritik yer ve alan bulunmaktadır. Nükleer nükleer profelirasyonda bile ilgili santrallerde espiyonaj personelleri yer almaktadır. Küresel operasyonlar açısından ise finansal sektörlerin kapsadığı büyük şirketlerde ve kara sektörler içinde ajanlar bulunmaktadır. Küreselci şirketlerin çıkarları doğrultusunda kara ticaret ilişkileri; dünya bankaları, üst düzey politikacılar, merkezi istihbarat ajansları ve gölge kabineler tarafından sağlanmaktadır. Kara para akışı, borsa endeksleri, hisseler, satın alma gücü ile serbest sermaye, silah ve uyuşturucu ticareti dünya ekonomisinin her yıl yönünü etkileyip belirlemektedir. Buna göre her yıl yaşanan ekonomik darbeler de bu yönde “ekonomik casuslukla” tetiklenmektedir. İlgili casusluk operasyonları devletleri yılda yüz milyarlarca dolara zarara uğratmaktadır. Korunmayan herhangi bir ticari sır veya teknolojik gelişmeler yasa dışı olarak çalınabilmektedir.
Bütün bunların altyapısı ise karşı istihbarat birimlerinden gelen bilgiler doğrultusunda oluşturulmaktadır. Gladio ve Mongoose Operasyonlarında (Cuban Projesi olarak da bilinir) olduğu gibidir. Kitlesel mühendislikle önce toplumun davranışları ana akım medya ile yönlendirilip, daha sonra da kültürel ve ekonomik darbeler uygulanmaktır. Bu durum doğrudan ulus devletlerinin iç güvenliğini doğrudan tehdit etmektedir. Sonraki darbeleri de kolaylaştırmaktadır. Özetle, karşı istihbarat operasyonları ülkelerin savunma gücünü etkilerken, aynı zamanda rejimlerin devrilmesinde de büyük rol oynamaktadır.
Mongoose Operasyonları: Gizli operasyonlar zinciri olarak uygulayıcının kimliğini gizlemek için uygulanan operasyonlardır. İlk olarak dönemin ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower tarafından verilen idari bir emir ile 1960 yılında CIA tarafından yürürlüğe konulmuştur. “Covert Operations” (Gizleme Operasyonları) olarak da anılmaktadır. Bir ülkenin iç nüfusunu, ordusunu ve istihbarat alanlarını etkileyebilecek politik bir etki yaratmak amaçlı uygulanan operasyonlardır. İlk operasyonlar, Fidel Castro’nun Küba’daki hükümetine yönelik düzenlenmiştir. Ardından 1961 yılında Başkanlığa John F. Kennedy’in gelmesi ile beraber operasyonlar devam etmiştir.
CIA tarafından “Cuban Projesi” kapmasında düzenlenen karşı istihbarat operasyonlarının etkilediği bazı rejimler;
-Arnavut Yıkımı (1949-1953)
-İran Darbesi (1953)
-Guatemala darbesi (1954)
-Suriye krizi (1956-1957)
-Endonezya ayaklanması (1957-1958)
-Fidel Castro için suikast girişimleri (1959-2000)
-Kongo darbesi (1960)
-Küba Domuzlar Körfezi Çıkarması (1961)
-Küba Mongoose Operasyonu (1961)
-Brezilya darbesi (1964)
-ABD’nin Şili’ye müdahalesi (1970-1973)
-Arjantin darbesi (1976)
-Demokratik Afganistan Cumhuriyetinin desteklenmesi, Hortum Operasyonu
(1979-1989)
-Angola Bağımsızlık Savaşı ve Gerilla hareketi (1961-1992)
-Nikaragua’da Junta’ın muhalefetine karşı Contra isyancı grupların desteklenmesi ve Anti Komünizm savaşları (1979-1990)
-Irak darbe girişimi (1996)
-Timber Sycamore Programı ile Suriye’de isyancılara silah temini ve özel eğitim
(2012-2022)
İlgili programlar karşısında, uluslara yönelik tehditler günümüzde daha da tehlikeli yöntemlerle devam ekmektedir. İnsan istihbaratı alanında iyi bir casusun temel özellikleri; eleştirel düşünmeyi, mantıksal düşünmeyi, analitik zekâyı ve güçlü iletişim becerilerini kapsarken, yeni metotlarla makineler aracılığıyla daha ileri seviyelerde istihbarat programları geliştirilmektedir. İnsan zihninin ve mantığının yetmediği operasyonlarda artık Quantum Artificial intelligence-Kuantum Yapay zeka (QAI) gibi ileri düzey alanlar insanların görevlerini devralmaktadır. Makinelerle gelen fırtına, doğrudan transgenetik ve transhümanist New World Order-Yeni Dünya Düzeni (NWO) çağını desteklemektedir. Her şeyin “yeni model” dijitalleşme çabası daha köleci, kontrolcü ve daha az özgür bir sistem ile yeni dünyanın alışılmadık temellerine hizmet etmektedir. Günümüzde çağdaşlaşmanın dijitalleşmesi, ülkelerde kültürel ve ekonomik darbeleri de kolaylaştırmaktadır.
Hakan Hançer
(2023)
Referanslar:
Counterintelligence: Domestic CI, U.S. Naval War College
Counterintelligence: Defensive, U.S. Naval War College
U.S. Defense Counterintelligence and Security Agency
U.S. Army Counterintelligence, “5 Functions of CI”
U.S. Office of the Director of National Intelligence, “Annual Threat Assessment of the U.S. Intelligence Community (2022)”
U.S. Senate Select Committee on Intelligence, Committe Study Report “CIA’s Detention and Interrogation Program”Report (2014)
Kitap “Gerçek Burada”, Hakan Hançer (2019)
CIA “Strategic Counterintelligence”Studies in Intelligence Vol. 51 No. 2 (2007)
CIA “Panel III Espionage and Counterintelligance” Report
FBI “The FBI’s Counterintelligence Program”
FBI “The Company Man: Protecting America’s Secrets”
British Secusity Service, Counter-Espionage (MI5) “Introduction to Counter-Espionage”
Late Imperial Russia: “Problems and Prospects” (2005)
“The 4 Layers of Physical Security”, KeyTrak
History of the Communist Party of the Soviet Union, Wikipedia
Catching spies: principles and practices of counterespionage (1988), Lawrence J. Redlinger, H. H. A. Cooper
Hakan Hançer: 1989 yılında Hollanda’nın, Utrecht kentinden doğmuştur. Araştırma, inceleme, siyaset-politika, uluslararası ilişkiler ve dünya siyaseti kategorilerinde eserler yazmıştır. Profesyonel hayatına ilk olarak Türkiye’de başlamıştır. Yurt içinde genç yaşlarda 3D görselleştirme üzerine akademik alanlarda öğretmenlik yapmış ve uzun süre medya kuruluşlarında haber bölümünde yer almıştır. Bu süreç içerisinde yazarlık kariyerine Türkiye’de yerel dergilerde yazarak başlamış ve diğer çalışmaları, röportajları yurt dışında İngiltere, ABD ve Tayvan gibi ülkelerde yayınlanmıştır. Daha sonra yıllar içinde kendi nükleer enerji projeleri ve yenilenebilir enerji projeleri üzerinde çalışmaya başlamıştır. Havacılık ve uzay mühendisliği alanında çalışmaları olmuştur. Türk Hava Kuvvetleri için “SH-73” adlı nükleer füzyon motorlarıyla çalışan, 6. nesil hava üstünlüğü avcı uçağını tasarlamıştır. Astropolitika alanında da çalışmaları olmuştur. Ay’da yeni nesil kolonileşme çalışmaları alanında, taşınabilir nükleer (SMR) reaktörleri ile yeni nesil “Second Future” isimli modular Lunar-Ay üssü projesini tasarlamıştır. Çalışması uluslararası akademik araştırma platformu olan ResearchGate’de yayınlanmıştır. Bir süre de Avrupa’da Almanya ve Hollanda’da yaşamıştır. Yaklaşık olarak 18 şehirde bulunmuş ve kendi çalışmaları için istihbarı araştırmalar yürütmüştür.