Cesurhan TAŞ – SASAM Başkan Yardımcısı
Salavat Yulayev, Zeki Velidi Togan, Abdülkadir İnan gibi efsane eylem, bilim ve kültür insanları yetiştiren Başkurtlar, adeta değerli bir hazine gibi sürekli yeni değerler yetiştirip insanlığın ve Türklüğün hizmetine sunuyorlar. Dünyanın birçok ülkesinde var olmakla birlikte ağırlıklı olarak Rusya Federasyonu bünyesindeki Başkurdistan Cumhuriyetinde yaşayan Başkurtlar, Türklüğün en güzide, verimli ve üretken bir boyu olarak dikkatleri üzerlerine çekiyorlar. Günümüz Başkurdistan’ında yaşayan sağ ve dinç bir şair olan Kadim ARALBAY da tıpkı ataları gibi gerek insanlığa gerekse de Başkurt Türklüğünün amanlığı, esenliği, gönenci için çalışıp fayda üretmeye devam etmektedir.
Kadim ARALBAY, 1 Eylül 1941 günü Rusya Federasyonu, Başkurdistan Cumhuriyeti, Haybulla İlçesinin Tanatar köyünde dünyaya gelmiştir. Altı çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olan Kadim ARALBAY, babasız büyümüştür. Zira babası Abdulgalim Murzagalievich, Temmuz 1941’de Tanatar köyünden 2.Dünya Savaşı cephelerine giden ilk kişilerden birisi olup aynı yılın aralık ayında cephede kayıp olduğu haberi ailesine ulaşmıştır. Annesi Farhiyamal Rakhmatullovna daha 30 yaşında iken en büyük oğlu Razhap ile birlikte savaşın en çetin yaşandığı o günlerde yaşamın bütün yükünü omuzlamak zorunda kalmıştır.
Toprağı sürmek ve ekin ekmek üzere öküz ve atın bulunamadığı o zor yıllarda çifte, inekleri koşmak zorunda kalan ARALBAY ailesi, ekmek pişirmek üzere un bile bulamadıkları çok zamanlar geçirmiştir. Savaş yıllarının çocukları olarak köyün yakınındaki çayırlarda yabani soğan, sarımsak, kuzukulağı, yaban otu ve diğer yenilebilir otlar toplayarak karınlarını doyurmaya çalışmışlardır.
Ailesindeki altı çocuktan sadece Kadim ARALBAY okumayı öğrenecek kadar şanslı olabilmiştir. Diğer erkek ve kız kardeşleri 6. veya 7. sınıftan sonra eğitimlerine devam edememişlerdir. Bunun temel sebebi savaşın yol açtığı büyük yıkım, açlık, giyecek ve ayakkabı eksikliği olmuştur. Okula gitmeden evde kendi kendine okuma ve yazmayı öğrenen Kadim ARALBAY, Tanatar köyünde 4.sınıfta ilkokuldan mezun olup köye yaklaşık 20 KM uzaklıktaki İlyachevsk’te ortaöğretimini sürdürmüştür. Buradaki derslerinde de çok başarılı olan Kadim ARALBAY, okul duvar gazetesinin editörlüğü yanında halka yönelik birçok gönüllü yardım ve sivil toplum etkinliklerinde görev almıştır.
İlyachevsk’teki okulundan başarılı bir şekilde mezun olup diplomasını aldıktan sonra 1956-1959 yıllarında Akyar Lisesine kaydını yaptırmıştır. Burası, Kadim ARALBAY’ın kişiliğinin ve karakterinin oluşmasında büyük bir öneme sahiptir. Etrafını gözleme, çevresi ile uygun iletişim kurma ve geliştirme becerileri burada oluşup gelişti. Akyar Lisesi yatılı bir okul olduğu için kendi işini kendi görmeyi, kendi kendine yetmeyi, sadece kendi gücüne güvenmeyi öğrenip, özgün, özgür ve kararlı bir birey haline gelmiştir.
Son derece başarılı bir lise hayatı geçirdikten sonra Kadim ARALBAY, üniversite okumayı çok istemesine rağmen, evde yapayalnız kalan annesini, kendi başına bırakmamak ve evin geçimini sağlamak üzere çalışma hayatına atılması gerektiğine karar vermiştir. İlk olarak bir devlet çiftliğinde işçi olarak çalışmaya başlamıştır. Burada ekin biçmiş, harman derlemiş, saman toplamış, kepçe, traktör ve biçerdöver sürmüş, çiftlikteki hayvanlara çobanlık yapmıştır. Çiftlik hayatının bütün işlerini baştan sonra yaparak adeta hayatın bütün çilesini çekmiştir.
1960 yılının başlarında, Haybulla Bölge Askeri Komutanlığı Kadim ARALBAY’ı Orenburg’un Mednogorsk şehrinde bir sürücü kursuna gönderip onun sürücü belgesi almasını sağlamıştır. Şair, 1960 yazı ve sonbaharı boyunca kamyon şoförü olarak demir, kömür, kereste, inşaat malzemesi taşımış, Kasım 1960’ta Sovyet Ordusuna katılıp üç yıllık askerlik hizmetini askeri sürücü olarak icra etmiştir.
Askerlik görevini tamamladıktan sonra Başkurt Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesine girmiş, ancak 2. yılını tamamladıktan sonra maddi durumu ve annesinin rahatsızlığı nedeniyle uzaktan eğitime geçmek zorunda kalmıştır. Ağustos 1965’ten Eylül 1967’ye kadar, İlyachevsk’te bir okulda Başkurt dili ve edebiyatı öğretmeni olarak çalışmıştır. 1967’de SSCB Komünist Partisine kabul edilmiştir. 1968 yılında üniversite mezunu olduktan sonra karısı Klara Gumerovna ile birlikte Burzyansky bölgesinde çalışmaya gönderilmiştir.
Daha sonra SSCB Bilimler Akademisi Başkurt Şubesi Tarih, Dil ve Edebiyat Enstitüsü’nün daveti üzerine Ufa’ya giderecek Başkurt folkloru konusunda yüksek lisansa başlamıştır. 1972’den itibaren lisansüstü çalışmalarını Agidel Dergisinin yazı işleri ile birleştirip gazeteciliğin temellerini burada öğrenmiştir. Dergide çalışırken yavaş yavaş yazarlar ve şairlerle karşılaşmaya başlamıştır. Zainab Biisheva, Salyakh Kulibay, Sagit Agish, Garif Gumer, M. Tazhi, Sh. Nasyrov, Kirey Mergen, Mustai Karim, Khanif Karim, Gilemdar Ramazanov ve diğerleri gibi tanınmış yazarlar ve şairlerle tanışma ve görüşme imkânı yakalamıştır. 1977 yılında Başkurdistan Yazarlar Birliği yönetim kurulu sekreteri olarak atanmıştır. Kurul sekreteri olarak, Kazakistan, Ukrayna, Karakalpakstan, Yakutya, Tataristan, Çuvaşistan, Altay’dan gelen konukları ağırlamak, bölgesel ve ulusal düzeyde toplantılar ve etkinlikler düzenleyip Kazakistan, Ukrayna, Udmurtya, Tatarya, Çuvaşistan, Altay, Moskova ve Başkurdistan’ın başka yerlerine çalışma ziyaretleri gerçekleştirmiştir.
1981 yılında Komünist Partisinin kültür bölümüne eğitim görevlisi olarak çalışmak üzere transfer edilmiştir. Sekiz yıl çalıştıktan sonra 1988’de Cumhuriyet Yazarları Birliği yönetim kurulu üyeliğine seçilmiştir. Yazarlar Birliği’ndeki görevinden 1993 yılında kendi isteği ile ayrılmıştır. Aralık 1993’ten sonra Başkurt Yayınevi olan “Kitap”ta baş editör olarak çalışmaya devam etmiştir.1996-2001 yılları arasında bu yayınevinin genel yayın yönetmenliğini yapmıştır.2002-2008 yılları arasında Dünya Başkurtlar Kurultayı Başkan vekili olan Kadim ARALBAY’ın yayınlanmış birçok şiir ve nesir kitabı bulunmaktadır. İlk şiirlerini 1960’lı yıllarının ortalarında, ilk kitabı olan Ateş Geçitleri’ni 1975 yılında yayınlamıştır.
1984 yılında şiir kitabı “Beyaz Yurt” için Sergei Chekmarev ödülüne layık görülmüştür. 1991 yılında Başkurdistan Cumhuriyeti Kültür Onur Ödülü, 1995 yılı R. Garipova ödülü, 1996 yılında “Ruhların Yazdırdıkları” adlı şiir kitabı için Salavat Yulaev adına Başkurdistan Cumhuriyeti Devlet Ödülü, 2000 yılında Zainab Biisheva ödülü, 2009 yılında F. Karim ödülü, 2011 yılında Başkurdistan Cumhuriyeti Halk Şairi Ünvanına layık görülmüştür.2021 yılında ise Salavat Yulaev Nişanı ile ödüllendirilmiştir.
Kadim ARALBAY, bir savaş çocuğu olarak adeta hayatın sillesini yiyerek büyümesi, acılarla dolu hayatı, yetimlik, çaresizlik, yokluk gibi fiziksel badireleri, ruhunun derinliklerinde hissederek yazdığı şiirlerinde kendini gösterir. Şairin bu durumu, ilk epik eserlerinden biri olan “Beyaz Yurt” (1981) şiirinde açıkça görülür ve şiirlerinde genel olarak lirik bir ruh hali oluşturur. Böylesine zorlu bir yetişme ortamı, elbette şiirinin tematik ve psikolojik yapısını beslemiştir. Sosyal yaşamın ve çevrenin yansımaları, şiirlerinin tam anlamıyla her satırını doldurur. Aynı zamanda onun sözleri, içinde yaşadığımız zamanların sosyo-ahlaki, ulusal-politik ruhu ile de yakından ilintilidir. Çalışmaları, zamana ayak uyduran sürekli bir hareket ile karakterizedir. Açıklık, anlamlılık, yarın için çabalamak ona özgüdür.
Kadim ARALBAY, sadece kendi irade gücüyle ilerlemeye çalışan kişiliktir. Hayatın kendisi onu böyle yetiştirmiştir. Savaşta geçen çocukluk ve savaş sonrası zor yıllar, cepheye giden babasını hiç tanımaması, annesinin aşırı çalışmak zorunda kalması, günlük ekmek derdi, sorumluluk duygusu, yorulmak bilmeyen muazzam çalışması, ilkelere bağlılığı onun şiirinin temel karakteristikleridir. Mensubu olduğu ulusuyla kan bağının yüceliği ve halkının iyiliği için çalışması onun kişiliğinin özüdür. Şair için modernite ve tarih arasında bağ kurmak ve bunu içselleştirmek çok önemlidir. Eserlerinde, onu tarihsel geçmişle ya da tarihi şimdiyle bağlayarak ifade etme arzusu, kesinlikle onun yaratıcı konseptinin bir yansımasıdır.
Kadim ARALBAY, kendisinin içinde doğup büyüdüğü toprakların, içtiği suların eyesi olma hakkını, halkının kendi kaderini tayin etme hakkını, kendi dilini kullanma ve halkın egemenliği gibi kavramları şiirinin sanatsal imgelerinde başarıyla sergiler. Kişiliğinin oluşum sürecinde tarihsel gerçeğe doğuştan gelen sadakat duygusu, modern içerik ve anlamla dolu satırlar onun güçlü ve aydın kişiliğinden kaynaklanır. Kişilik ve yaratıcılığın optimum birleşimi, bu şekilde olağanüstü bir yetenek ve görkemli eserlerin ortaya çıkmasına zemin oluşturmuştur. Onun şiirleri, vatanın zorlu yollarını, yıllarını, halkın yazgısını ve kişiliği yansıtır.
Kadim ARALBAY’ın şiir kahramanları bu dünyadan olup hayatın kendisi tarafından vücuda getirilmişlerdir. Kadim ARALBAY’ın şiirine canlılık katan ve ulusal ruh aşılayan onlardır. Baba, anne, toprak ana, tarih, aşk, ulusal kimlik… Bunlar şairin tüm şiirlerinin ana temalarını oluşturur. Kadim ARALBAY’ın eserlerinde baba ve anneye büyük özlem, saygı ve sevgi vardır. Onun şiirlerinde anne, büyüleyici nezaket ve saflığın sembolüdür. Genel olarak teknik devriminin boğucu atmosferiyle çevrili olduğumuz günümüzde annenin ahlaki saflığı, manevi yaraları iyileştirir, manevi değerleri güçlendirir.
Kadim ARALBAY için baba, ebedi bir göreve giden bir savaşçıdır. Ve kendisini babası yerine bu görevi üstlenen bir adam olarak görür. Babasının yüzünü sadece siyah beyaz bir fotoğraftan hatırlayan Kadim ARALBAY, özellikle babasızlığın yol açtığı derin ıstırabı ruhunda şu şekilde bir feryada dönüştürüyor:
“Devam ediyorum baba, senin hayatına,
Tek bir inilti bile çıkarmıyorum.
Kendimi ateşe atmaya hazırım,
Alev sesini bir duyabilsem!”
Kadim ARALBAY, Başkurt dilinin en ileri düzeydeki uzmanlarından birisidir. Başkurt halkının Türk Halkları içindeki konumu ve yerini her daim bilincinde tutan yüce bir kişilik olarak halen sağ olup Aygül ve Leila adlı iki kızı ile birlikte Başkurt Türklüğünün geleceğine ışık tutmaya devam etmektedir. Başkurt halkının tarihsel geçmişi ve bugününü destansı ölçekte güzel şiirsel eserlerle kayıt altına alıp Türklüğün Tanrısal ve evrensel ilke, değer ve erdemlerini şiirleri ve nesirleri ile bütün insanlığa anlatmaktadır. Kendisine Ulu Tanrı uzun ve sağdın ömürler versin.