Umut Berhan ŞEN
Ortadoğu coğrafyası ontolojik dinlerin, inançların, ticaretin ve devletin tüm kurum ve kuruluşlarıyla var olduğu topraklara ev sahipliği yapmıştır. Özellikle Mezopotamya ve Mısır bölgeleri bu açıdan tarihsel öneme sahiptir. Toplumsal hareketler ve askeri faaliyetler bu iki bölgenin odağında yoğunlaşmıştır. Dolayısıyla ilk casusluk ve istihbarat faaliyetleri de günümüzden yaklaşık 4000 yıl önce ortaya çıkmıştır. Metodolojik açıdan günümüzdeki istihbarat metodolojisini andıran bu faaliyetlerin ilk ve en temel örnekleri ise ağırlıklı olarak Antik Mısır devrinde görülmektedir.
Yahudilerin Tanah ve Müslümanların Tevrat ve Zebur olarak kabul ettikleri kitapları kapsayan Eski Ahit’te bu konuda oldukça önemli anekdotlar bulunmaktadır. Bunlar, devrin siyasi, ekonomik, inançsal ve sosyal yaşantısı üzerine bir tarihi anlatım niteliğinde olduğu gibi aynı zamanda casusluğa yani bugünkü istihbarat terminolojisiyle, kontrespiyonaj faaliyetlerine dair oldukça önemli örnek vakalar içermektedir. Bunların ilki Hz. Yusuf devrine aittir. Eski Ahit’in ilk kısmı olan ‘Yaratılış’ bölümündeki şu ifadeler dikkat çekicidir:
“Yakup Mısır’da buğday olduğunu öğrenince, oğullarına, “Neden birbirinize bakıp duruyorsunuz? Mısır’da buğday olduğunu duydum. Gidin, satın alın ki, yaşayalım, yoksa öleceğiz.” dedi. Böylece Yusuf’un on kardeşi buğday almak için Mısır’a gittiler. Ancak Yakup Yusuf’un kardeşi Benyamin’i onlarla birlikte göndermedi, çünkü oğlunun başına bir şey gelmesinden korkuyordu. Buğday satın almaya gelenler arasında İsrail’in oğulları da vardı. Çünkü Kenan ülkesinde de kıtlık hüküm sürüyordu. Yusuf ülkenin yöneticisiydi, herkese o buğday satıyordu. Kardeşleri gelip onun önünde yere kapandılar. Yusuf kardeşlerini görünce tanıdı. Ama onlara yabancı gibi davranarak sert konuştu: “Nereden geliyorsunuz?” “Kenan ülkesinden. Yiyecek satın almaya geldik.” dediler. Yusuf kardeşlerini tanıdıysa da kardeşleri onu tanımadılar. Yusuf onlarla ilgili düşlerini anımsayarak, “Siz casussunuz, ülkenin zayıf noktalarını öğrenmeye geldiniz.” dedi. “Aman, efendim. Biz kulların yalnızca yiyecek satın almaya geldik. Hepimiz aynı babanın çocuklarıyız. Biz kulların dürüst insanlarız, casus değiliz.” dediler. Yusuf, “Hayır! Siz ülkenin zayıf noktalarını öğrenmeye geldiniz.” dedi. Kardeşleri, “Biz kulların on iki kardeşiz. Hepimiz Kenan ülkesinde yaşayan aynı babanın çocuklarıyız. En küçüğümüz babamızın yanında kaldı, biri de kayboldu.” dediler. Yusuf, “Casussunuz siz. Sizi sınayacağım. Firavunun başına ant içerim. Küçük kardeşiniz de gelmedikçe, buradan ayrılamazsınız. Aranızdan birini gönderin, kardeşinizi getirsin. Geri kalanlarınız gözaltına alınacak. Anlattıklarınız doğru mu, değil mi, sizi sınayacağız. Değilse, firavunun başına ant içerim ki casussunuz.” ( Yaratılış Kitabı, 42:1-16)
Casusluk faaliyetleri hakkında bir diğer önemli vaka yine Eski Ahit’in ‘Çölde Sayım’ bölümünde geçen Hz. Musa ve 12 Casus vakasıdır. Bu vakada çok çeşitli ve hibrit bir istihbarat toplama hazırlığı görülmektedir.
“RAB Musa’ya, “İsrail halkına vereceğim Kenan ülkesini çaşıtlamak için bazı adamlar gönder. Ataların her oymağından bir önder gönder. Musa RAB’bin buyruğu uyarınca Paran Çölü’nden adamları gönderdi. Hepsi İsrail halkının önderlerindendi. Adları şöyleydi: Ruben oymağından Zakkur oğlu Şammua; Şimon oymağından Hori oğlu Şafat; Yahuda oymağından Yefunne oğlu Kalev; İssakar oymağından Yusuf oğlu Yigal; Efrayim oymağından Nun oğlu Hoşea; Benyamin oymağından Rafu oğlu Palti; Zevulun oymağından Sodi oğlu Gaddiel; Yusuf oymağından –Manaşşe oymağından– Susi oğlu Gaddi; Dan oymağından Gemalli oğlu Ammiel; Aşer oymağından Mikael oğlu Setur; Naftali oymağından Vofsi oğlu Nahbi; Gad oymağından Maki oğlu Geuel.”(Çölde Sayım: 1-15)Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere tarihteki ilk profesyonel ve özel görevli casusular işte bu 12 kişidir.
17-20 arası ayetlerde istihbarat faaliyetlerinin kapsamı yer alıyor:
“Musa, Kenan ülkesini araştırmak üzere onları gönderirken, “Negev’e, dağlık bölgeye gidin. Nasıl bir ülke olduğunu, orada yaşayan halkın güçlü mü zayıf mı, çok mu az mı olduğunu öğrenin. Yaşadıkları ülke iyi mi kötü mü, kentleri nasıl, surlu mu değil mi anlayın. Toprak nasıl? Verimli mi, kıraç mı? Çevre ağaçlık mı, değil mi? Elinizden geleni yapıp orada yetişen meyvelerden getirin.”
Bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere, hem coğrafi, hem zirai, hem askeri ve savunma alanlarında istihbarat faaliyetleri yürütülmesi söz konusudur. Hibrit (karma) nitelikli istihbarat sistem ve kapsamı Eski Ahit’in Yaratılış ve Çölde Sayım bölümlerinde detaylı olarak anlatılmaktadır. Günümüzde İsrail gizli servisi Mossad’ın Eski Ahit’teki bu ayetlerden etkilenmemesi mümkün görünmemektedir. Zira günümüzde küresel etki alanına sahip ve hibrit nitelikli istihbarat faaliyeti yürüten az sayıda servis bulunmaktadır. Kuşkusuz etkili her gizli servis gelecek vizyonu hazırlarken güçlü ikonografi ve tarihsel ritüel ve geleneklere ihtiyaç duymaktadır.