Mesut Emre KARAKÖSE – SASAM Başkanı
Bu yıl Kazakistan’ın bağımsızlığının 30. yıldönümü. Özgürlük Kazakistan’a kolay gelmedi. Kazaklar özgürlükleri için mücadele ettiler. Başlarından birçok acımasız, karanlık dönemler ve trajedi geçti. Bağımsızlığın 30. yılı yeniden canlanan Kazak Devletinin, özlemi duyulan özgürlüğünün pekiştiğini gösteren önemli bir dönüm noktası. Otuz yıl Kazakistan için zorluk ile sevincin, mücadele ve atılımın beraber yaşandığı bir çağ olarak geçti.
Otuz yılda Kazak Devletinin sembolleri belirlendi, yönetim sistemi oluşturuldu. Ulusal para birimi dolaşıma girdi. Silahlı Kuvvetleri oluşturuldu. Anayasa kabul edildi. Yabancı ülkelerle diplomatik ilişkiler kuruldu. Ülke önemli uluslararası kuruluşlara üye oldu. Komşularla sınırlar belirlendi. Ülke nükleer silahlardan tamamen temizlendi. Kazakistan piyasa ekonomisine geçti ve güçlü bir özel sektör oluştu. Yerli üretimin temelleri atıldı. Dünyanın dört bir yanına dağılmış Kazaklar anavatanına davet edilerek, Büyük Göç başladı. Ülke kısa sürede toparlandı ve milli ruh şaha kalktı. Bir zamanlar ülkeye hizmet konusunda örnek olan Alaş liderlerinden ilham alındı. Onlar geçen yüzyılın başında halk içinde bağımsızlık fikirlerinin yaygınlaşmasına büyük katkı sağladılar ve özgürlük yolunda canlarını hiçe saydılar.
1986 yılında, Sovyetler Birliği’nin gazabından korkmayan Kazak gençleri ve aydınları milletin onuru için sokaklara döküldü. Bu olaylardan tam olarak beş yıl sonra, bağımsızlığın ilan edilmiş olmasının sembolik bir anlamı vardır. Bu bağlamda “Jeltoksan Olayları” (Aralık Olayları) kahramanlığı gerektiği gibi takdir edilmeli ve sistematik olarak tanıtılmalıdır.
Reformist Lider Tokayev
Cumhurbaşkanı Tokayev önemli bir devlet tecrübesine sahiptir. Dışişleri bakanlığı, başbakanlık, senato başkanlığı yapmış deneyimli bir isimdir. Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev döneminde Kazakistan’da dikkat çeken başlıca husus hayatın her alanında devam eden reform ve yenileşme çabalarıdır. Cumhurbaşkanı Tokayev siyasi sistemi çağın gereklerine adapte edecek adımlar atmaktadır. Siyasi reformları devam ettirmektedir. Reformların ve değişikliklerin başarılı bir şekilde uygulanması için Kazakistan’ın siyasi, idari, ekonomik ve benzeri alanlarda sürdürdüğü çabaları Türk Dünyasının gelecek vizyonu bakımından da büyük bir anlam taşımaktadır. Bizzat Cumhurbaşkanı Tokayev’in göreve gelişi dahi siyasi reform çalışmalarının önemli bir unsurudur.
Türk Dünyası bütünleşme sürecinde öncü roller üstlenen Kazakistan, bölge ülkeleri için rol model oluşturmaktadır. Kazakistan’da yasama ve yürütmedeki temsile dikkat edilmiş, mümkün olduğunca adil bir taksimatın yapılması amaçlanmıştır. Diğer eski Sovyet ülkelerinden farklı olarak Rusya ile yakın işbirliği geliştirilmiş Avrasya bölgesinde barış ve istikrarın kurulması ve korunması için öncelikle bölge halklarının bir arada yaşamayı ve birbirine güvenmeyi öğrenmeleri gerektiği göz önünde tutulmuştur. Kazakistan’ın bölge ülkeleriyle güven ilişkisi kurması, çevresinde daha etkin politikalar üretmesinin yolunu açmıştır. 2000’li yılların ortasından itibaren Kazakistan, art arda gelen demokratikleşme adımlarıyla bölgesinde bir demokrasi adası olacağının sinyallerini vermişti. Uluslararası kuruluşların ve gözlemcilerin nezaretinde seçimler yapılmış, idari ve siyasi süreçlerde halkın talepleri göz önünde tutulmuştur.
Kazakistan’da siyasi reformların ve demokratikleşme adımlarının temel parolası “halkın sesini duyan devlet” anlayışıdır. Farklı görüşlerin özgürce ifade edilebildiği ve tek bir ulus olmanın bilincinin korunduğu bir model oluşturulmaya çalışılmaktadır. Kazakistan hükümet sisteminde Başkanlık makamının gücü korunurken etkili bir parlamento kurgulanmaya çalışılmakta, hükümetin hesap verebilir olmasını sağlayacak adımlar atılmaktadır. Siyasi muhalefetin oluşumu ve çeşitlendirilmesi için bir takım yasaların hayata geçirilmesi, seçim yasası, siyasi partiler yasası ve diğer siyasi reformlar paketinin kabul edilmesi bunun somut örnekleridir. Bir siyasi partinin seçimlere katılabilmesi için 40 bin seçmenin imza vermesi gerekirken bu sayı 20 bine düşürülmüş, gençlere ve kadınlara kotalar tanınması zorunluluğu getirilmiştir. Temel hak ve hürriyetler genişletilmiş ve güvenceleri güçlendirilmiştir. Öte yandan parlamentonun işleyişinde muhalefetin imkânlarını genişleten düzenlemeler yapılmıştır.
Sosyal devlet ve sosyal adalet ilkeleri ışığında gelir dağılımı adaletini sağlamaya yönelik adımlar atılmaktadır. Bürokratik yapı yeniden kurgulanmakta, aynı zamanda yolsuzluklarla mücadele edilmektedir. Siyasi ve idari reformların devam edeceği, demokratikleşme adımlarının sürdürüleceği yönünde kararlılık vurgusu yapılmaktadır.
Cumhurbaşkanı Tokayev ve Başkent
Bağımsızlığının ilk yıllarında Kazakistan’ın dağılacağını, iç savaş çıkacağını ileri sürenlere rağmen Kazakistan istikrar ve güven içinde 30 yılı geride bırakmıştır. Kazak kimliği güçlenmiş ve ulusal kimlik olarak kabul görmüştür. Bu çerçevede başkentin taşınması kararı da Kazak Devletini yönetenlerin stratejik yaklaşımlarının bir sonucudur. 16 Aralık 1991’de bağımsızlığını ilan eden Kazakistan, 1997’de ülkenin başkentini güneydeki Almatı’dan kuzeydeki Akmola kentine taşıma kararı aldı. Böylece küçük bir şehir olan Akmola, Kazakistan’ın başkenti olarak yeniden inşa edilmeye başlandı. 1998’de şehrin ismi Kazakçada başkent anlamına gelen Astana olarak değiştirildi. Başlangıçta şehrin nüfusu 300 bin iken zamanla 1,2 milyona ulaştı. 24 yıl önce yeniden inşa edilmeye başlayan Kazakistan’ın başkenti, bugün sadece ülkenin siyasi, ekonomi ve turistik merkezi değil, aynı zamanda ulusal markası haline geldi. 19 Mart 2019’da ülkenin Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev’in önerisiyle ülke parlamentosu tarafından Astana ismi Nur Sultan olarak değiştirildi.
Kazakistan-Rusya sınırı dünyanın en uzun kara sınırlarından birisidir. Bu durumun bir çok jeopolitik sonuçları vardır. Bu coğrafi durum, Kazakistan’ın etnik yapısıyla birlikte değerlendirildiğinde önemli stratejik önlemler alınması gereği ortaya çıkmıştır. Kazakistan’ın güney bölgelerinden Kazak nüfusunun kuzeye yönlendirilmesi için Nur Sultan’ın başkent olması ekonomik ve bürokratik bir cazibe merkezi oluşturmuştur ve ülkenin demografik dengelerini ve etnik dağılımı etkilemiştir. Nur Sultan’ın başkent olması kararı, muhtelif nedenlerle Kazakistan dışına göç etmiş Kazakların ana yurda geri dönmesi politikası ile birlikte ele alındığında çok büyük ve faydalı sonuçlara yol açan stratejik bir yaklaşımın ürünü olduğu anlaşılacaktır.
30. Yılda Nükleer Silahsızlanma
Sayın Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev liderliğinde Kazakistan, uluslararası hukuk ilkelerine bağlı kalarak küresel barışı ve güvenliği güçlendirmek ve dünyayı savaş ve şiddetten kurtarmak için aktif olarak çalışmaya devam etmektedir. Kazakistan’ın dünyayı nükleer silahlardan arındırma konusundaki çabaları dikkate değer seviyededir. Kazakistan dünyanın daha güvenli ve yaşanılır bir hale gelmesi için etkin olarak çalışan ülkelerin biridir. Bu politika küresel ve bölgesel güvenliğe katkı sağlarken, Kazakistan’ın uluslararası arenadaki itibarını da yükseltmektedir. Türk Devletleri Teşkilatı ülkeleri Kazakistan’ın nükleer silahsızlanma konusundaki çabalarına destek vermektedir.
2021 yılı Kazakistan için bağımsızlığının yanı sıra, önemli bir mücadelenin de otuzuncu yıl dönümü olma özelliği taşıyor. Bağımsızlığa giden süreçte Kazakistan dünyanın en büyük nükleer deneme sahalarından biri olan ve büyük bir tehlike oluşturan Semipalatinsk Nükleer Test Sahasını kapatma kararı verdi. Kazakistan bu kararla nükleer silahlardan vazgeçme kararı da vermiş oldu. Nükleer denemelerin en büyük mağdurlarından birisi olan Kazakistan toprakları Sovyetler döneminde nükleer deneme alanı olarak kullanılmaktaydı. 1947 yılından 1991 yılına kadar Kazakistan topraklarında beş yüze yakın nükleer test yapılmıştı. Bu nükleer patlamalar aradan geçen onlarca yıla rağmen hala Kazakistan’daki çevre sorunları ve doğum oranının düşük olmasına neden olmakta ve nükleer denemelerin etkisi nesiller boyunca devam etmektedir.
1990’ların başında nükleer silah kapasitesi olan ilk ve tek İslam ülkesi Kazakistan’dı. “Tesisler kapatılmasın” diyenler ülke içinde ve dışında çok sayıdaydı. Kapatma yönündeki stratejik karar sayesinde Kazakistan, dünyanın dördüncü nükleer silah cephaneliği statüsünden çıkarak, hızla nükleer silahsızlanma ve nükleer silahların yayılmasını önleme konusunda öncü ülkelerden biri haline gelmiştir. Semipalatinsk Nükleer Test Sahasında halen çok önemli laboratuvar ve tesisler bulunmaktadır. Uranyum zenginleştirme çalışmaları devam ederken, nükleer enerji barışçıl amaçlarla kullanılmalıdır. Bu kapasite Kazakistan’ın büyümesi ve kalkınmasına eşsiz bir katkı sunacaktır. Böylece nükleer güçler olan Rusya, Çin, Hindistan, Pakistan ve nükleer silah elde etmeye çalışan İran’ın yanı başında, Avrasya’nın merkezinde nükleer silahlardan arındırılmış istikrarlı ve barışçıl bölge oluşacaktır.
Halklar Asamblesi ve Cumhurbaşkanı Tokayev
Kazakistan Halk Asamblesinin 29. oturumu Nisan 2021’de gerçekleşti. Başkanlık görevini devralan Cumhurbaşkanı Kasım Jomart Tokayev başta olmak üzere toplantıya, Başbakan Askar Mamin, Kazakistan Hükümeti ve Halk Asamblesi üyeleri dahil 500’ü aşkın kişi katıldı. Çevrimiçi olarak düzenlenen Kazakistan Halk Asamblesinin 29. Oturumu “30 Yıllık Barış, Birlik ve Uyum” başlığı altında gerçekleşti. 30 yıl içinde Kazakistan’da barış ve uyum bir yaşam biçimi haline geldi. Toplumun çeşitliliğini avantaj haline geldi. Ülkedeki etnik gruplar arası ilişki modeli önde gelen uluslararası hukuk standartlarına dayanıyor. Sosyal uyum ve ulusal birliği güçlendirmek için Tokayev başkanlığındaki Asamble’nin özel görevleri bulunuyor. Cumhurbaşkanı Tokayev bağımsızlığın 30. yıldönümü vesilesiyle, Asamblenin halkın isteklerini yerine getirmeyi amaçlayan belirli projelerin uygulanmasına özel önem vermesi gerektiğini her fırsatta vurguluyor. Ortak çalışmanın yol haritası ve ana yönünün birlik ve beraberlik sayesinde çağdaş bir ulus olarak tarihî hedeflere ulaşma şeklinde tanımlıyor.
Güvene dayalı, devlet ve vatandaşlar arasındaki etkileşime dayalı Kazakistan vatanseverliği, vatandaşlar için fırsat eşitliği ve kanun önünde eşitlik ilkeleri Halk Asamblesi tarafından esas alınmaktadır. Kazak dilinin birleştirici bir hal almıştır. Kazakistan’da kültürlerarası çeşitlilik birliğe ulaşmıştır. Milletin modernleşmesi, Kazakistan halkının eğitim, çalışkanlık, profesyonellik, disiplin, sorumluluk, dürüstlük, adalet gibi niteliklerinin geliştirilmesi yolunda önemli adımlar atılmaktadır. Kazakistan nüfusu kısa zamanda 2,5 milyon kişiye yakın artmıştır ve ülke nüfusu 19 milyona yaklaşmıştır. 2025 yılına kadar 20 milyona ulaşması hedeflenmektedir. Bununla beraber ortalama yaşam süresi 63 yaştan 74 yaşa çıkmıştır ve bu tüm Kazakistan için büyük bir başarıdır.
Sonuç
Türkiye ile güçlü bir işbirliği geliştiren Kazakistan; Türk Dünyasında ve uluslar arası arenada genelinde belirleyici bir özne olarak yükselmektedir. Jeopolitik temelde strateji geliştirmek isteyen aktörlerin, Kazakistan gerçeğini dikkate almasında fayda vardır. Yeni bir asrı başlatacak güçlü ve model ülke olarak Kazakistan, demokratik meşruiyet zemininde yükselmektedir.
Bağımsız bir ülke olmak; onu ilan etmek veya devletin temellerini atmakla tamamlanmaz. Gerçek bağımsızlık mücadelesi; günlük çalışmayla, sürekli ve tutarlı ulusal politika ile sonsuza kadar sürecektir. Kazakistan sadece güçlü bağımsız bir devletle bir ulus olarak yeryüzünde yaşayabilir. Kazakistan için bağımsızlık her şeyden değerlidir.