Twitter Facebook Linkedin Youtube

ÖZBEKİSTAN’DA BÜYÜK DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİ – 1

Mesut Emre KARAKÖSE – SASAM Başkanı

Bağımsızlığın 30. Yılı

Özbekistan özellikle son beş yılda sergilediği yenilik süreciyle tüm Dünyanın ilgisini üzerinde topluyor. Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev’in seçilmesiyle birlikte ortaya koyduğu liderlik sayesinde bu kadim ülke en ileri standartları yakalamak için baş döndürücü bir değişim yaşıyor. Uluslararası ilişkiler ve strateji uzmanlarının “Yeni Özbekistan” başlığıyla formüle ettiği bu değişim süreci bağımsızlığın otuzuncu yıl dönümünde daha büyük bir anlam kazanıyor. Özbekistan gün geçtikçe demokratik hamlelerin, büyük fırsatların ve başarılı çalışmaların ülkesi haline geliyor.

Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in demokrasi ve insan hakları alanında getirdiği ilerleme açılım politikalarıyla destekleniyor. Bütün Devlet kurumlarının ahenk ve uyum içinde benimsediği bu yenileşme ve yenilenme süreci “Üçüncü Uyanış” olarak da adlandırılıyor. Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından 1 Eylül 1991’de bağımsızlığını kazanan Özbekistan, Otuzuncu Bağımsızlık Bayramı kutlamalarının hazırlıklarını da işte bu milli ruh içinde gerçekleştiriyor. Geleceğe büyük bir umut ve güvenle bakan, her zaman sabırla, metanetle yaşayan Özbekistan halkı, 1991 yılında en kutsal hayaline kavuşmuş ve candan aziz vatan Özbekistan bağımsızlığını kazanmıştır.

İşte bu önemli tarihin otuzuncu yılını büyük bir coşku içinde kutlayan Özbekistan’da bu şanlı bayram arifesinde büyük hazırlıklar sürdürülüyor. Büyük ölçekli imar ve bayındırlık çalışmaları hummalı bir şekilde yapılıyor. Örneğin Taşkent civarında bin dönümden fazla devasa bir alanda “Yeni Özbekistan” ve eşsiz Bağımsızlık Külliyesinin inşası hızlı bir şekilde gerçekleştiriliyor.

Özbekistan büyük bir medeniyetin mirasçısı. Timur İmparatorluğu, Babür Devleti, Hokand ve Hive Hanlıkları ile Buhara Emirliği gibi pek çok güçlü devlet yapısı bu topraklarda hakim olmuştur. Yüzlerce yıllık bu devlet geleneği, insan odaklı bir vizyonla kurumlar ve kuralların işleyişinde kendini hissettiriyor. Reform sürecinin etkisi, zengin yer altı kaynakları ve bereketli topraklar ile birleşince Yeni Özbekistan, Türkistan bölgesinin en önemli devletlerinden birisi halini almaktadır.

Kuruluş sürecinde yıllar boyunca ülkenin Başbakanı olarak engin bir siyaset ve devlet tecrübesine sahip olan Sayın Şevket Mirziyoyev’in, 2016 yılında cumhurbaşkanı seçilmesi uluslararası arenada Özbekistan’ın büyük bir şansı olarak değerlendirilmektedir. Çünkü Mirziyoyev en alt kademeden en üst kademelere kadar görev yapmış, halkın sorunlarını yakından bilen bir liderdir.

Merkezi Asya’nın kalbi konumundaki Özbekistan ile aramızda tarihin derinliklerinden gelen kopmaz bağlar mevcuttur. Özbekler, Türk soylu halklar arasında hem geçmişte hem de günümüzde devlet geleneği en güçlü olanlardandır. Bilim, kültür, sanat, tarım, ticaret, estetik ve mimaride ulaştıkları zirve noktalardan ilham alarak, Yeni Özbekistan vizyonuyla köklü bir geçmişten aydınlık bir geleceğe yürümektedirler.

Yaklaşık 35 milyon nüfusuyla Orta Asya’nın en kalabalık ülkesi olan Özbekistan, zengin doğal kaynakları, köklü ve güçlü sosyal dokusu, büyük stratejik öneme sahip coğrafyası ile yakın gelecekte Asya’nın ve hatta Dünyanın yıldız ülkelerinden birisi olma yolunda ilerlemektedir. Özbekistan’ın modernleşme adımları, su kaynakları ve enerji nakil hatları ile ticaret yollarının kesişim noktasında olması göz önünde bulundurulduğunda çok büyük önem ve değer kazanmaktadır. Özbekistan’ın Devlet mekanizmasında, kanunlarında ve kurumlarında gerçekleştirdiği yenilik hareketlerinin uluslararası ilişkiler, hukuk, siyaset bilimi gibi farklı disiplinlerin ışığında incelenmesi, değerlendirilmesi ve gelecek için bir projeksiyon çizilmesi strateji uzmanları için bakir bir alan olarak değerlendirilmelidir.

1991’de bağımsızlığına kavuşan Özbekistan, Orta Asya’nın nüfus itibarıyla en kalabalık, yüz ölçümü olarak üçüncü en büyük ülkesidir. Diğer Orta Asya ülkelerinin tamamıyla kara sınırı olan tek bölge ülkesi konumundadır ve açık denizlere kıyısı bulunmamaktadır. Yenileşme sürecinde rüzgarın önünde savrulan bir yaprak gibi değil, gideceği hedefi bilerek rotasında ilerleyen Özbekistan için sürecinin sonunda başarı kaçınılmazdır. Bugün bağımsızlığının otuzuncu yılını kutlayan Özbekistan bu vizyonla, Dünya durdukça duracak, kalkınmış, güçlü, hür ve müreffeh bir geleceği de teminat altına almaktadır.

Yeni Özbekistan’ın inşası sadece bir dilek değil, tam aksine derin tarihi temelleri bulunan, mevcut siyasi, hukuki ve sosyo-ekonomik durumunun icap ettirdiği ve ülkenin milli menfaatleriyle örtüşen nesnel bir gerekliliktir.

Yeni Özbekistan, evrensel kabul görmüş demokrasi ve insan hakları norm ve ilkelerine bağlı kalarak, dünya toplumu ile dostane işbirliği ilkeleri üzerinde gelişen ve nihai hedefi özgür, müreffeh ve zengin bir toplum yaratmak olan bir ülkedir. Dünya ölçeğinde etkin devlet ve siyaset adamları, uzmanlar ve analistlerin bu değişim sürecini ilgiyle takip etmektedir.

Söz konusu demokratik değişimler birilerine yaranmak için değil, tam aksine demokratik dönüşümlere ihtiyaç duyulduğundan,  halkın ve özellikle genç neslin bugününü ve geleceğini düşünerek ulusal çıkarlar doğrultusunda gerçekleştirilmektedir.

Özbekistan vatandaşları, toplumun siyasi, hukuki, sosyo-ekonomik imajının hızla değiştiğini ve hayatlarında yeni fırsatların ve değerlerin oluştuğunu herkesten daha fazla hissetmektedir. Özellikle “insan hak ve özgürlükleri”, “hukukun üstünlüğü”, “açıklık ve şeffaflık”, “ifade özgürlüğü”, “din ve inanç özgürlüğü”, “kamu denetimi”, “cinsiyet eşitliği”, “özel mülkiyetin dokunulmazlığı”, “ekonomik özgürlük” gibi temel hak ve hürriyetler ve demokratik kavramlar artık gerçeğe dönüşmektedir.

Salgın şartlarının etkisine rağmen Özbekistan bir yandan halk sağlığını korumak için azami özen göstermekte diğer yandan da bağımsızlığının otuzuncu yılına yakışır bir bilinçle reformları uygulamaya devam etmektedir.

Reform sürecinin gittikçe genişlediği gözlemlenmektedir. Süreci başlatarak zor aşamadan geçilmiş, rota net bir şekilde belirlenerek büyük işe başlanmıştır. Şimdi bütün mesele, kararlı bir şekilde reform yolunu takip etmek ve onu sonuca ulaştırmaktadır. Elbette bu hedef kolay değildir ama Özbekistan’da son yıllarda böylesine büyük ve zor bir görevi yerine getirmek için yeterli siyasi, idari, sosyo-ekonomik, hukuki ve kurumsal çerçeve oluşturulmuştur. Halkın devlet kurumlarına değil, devlet kurumlarının halka hizmet etmesi gerektiği ilkesi benimsenmiştir.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: