Twitter Facebook Linkedin Youtube

İNOVATİF TERÖR ÖRGÜTÜ ÖRNEĞİ: YENİDEN ORGANİZE SÜRECİNDEKİ FETÖ 2.0

Terör örgütleri klasik olarak kırsalda yapılanan ve çeşitli yollardan militan, silah ve finansal kaynaklar temin eden ve ideolojik amaçları bulunan silahlı ve yasal olmayan yapılardır. Terör örgütlerinin kendilerini güncellemelerindeki ilk büyük kırılma çatışma sahasını Meskûn Mahale taşımaları oldu. Süreç içerisinde hassas noktalara saldırı, enerji ve içme suyu şebekelerine saldırı, sivil itaatsizlikle birleşen şiddet eylemleri, kimyasal silah yapımı, temini ve kullanımı, dronelarla saldırı gibi gelişmiş teknolojik imkânların da kullanılması terör örgütünün tanımını ve bu yeni tanımla içeriğe göre mücadele seviyesini de değiştirmiştir. İnovatif terör örgütleri çağında devletlerde terörle mücadelede yalnızca kolluk güçlerini kullanmazlar ve inovasyon süreçleriyle mücadele yöntemlerini geliştirirler. Terör bölgelerine ek yardımlar, terör örgütü mensuplarını izleme, takip ve imha için uydu-İHA-SİHA benzeri gelişmiş aygırların kullanımı, devlet merkezli propaganda, devlet-sivil toplum iş birlikleri gibi ek atılımlar terörle mücadeleyi de daha külfetli ve farklı alanlara bölen ancak her alanın da kendisine özgü profesyonelleşmeyi lüzumlu kılan hassas ve kritik sürecin milli güvenliğin ana unsuru olmasını sağlamıştır.

İnovatif terör örgütleri ne denli tehlikeliyse batıni doktrinlerden beslenen kendi aralarında sembol ve efsaneleri yaşatan özellikleri de ek olarak barındıran terör örgütü FETÖ tehlikeli ve inovatif terör örgütü olma vasfına sahiptir. İşte bu durum terörle mücadelede atılması gereken adımları daha da zorlaştırmaktadır.

Çünkü kolluk kuvvetleri, ekonomi ve propaganda ne denli kuvvetli olsa da dinler tarihi envanterinin çıkartılması, sembolizma, ezoterizm okumaları ve çözümlemeleri gibi yeni ve çetrefelli sahalar da mücadele ana başlığı altında değerlendirilmesi gereken başlıklar haline gelmiştir.

2016’dan beri Türkiye’nin gerek kamudan tasfiyeler, gerek özel sektöre ait şirketlerin denetimleri, herşeye rağmen işletilmeye çalışılan yargı mekanizması FETÖ ile mücadelede önemli yol katedilmesini sağlamıştır. Ancak 30 yıldır örgütlenen ve gizli servislerin bu kadar yıldır yatırım yaptıkları bir terör örgütünün kendisini güncellemeyeceğini düşünmek mücadelede büyük ihmal ve zaafiyeti ortaya çıkartır.

FETÖ, FETÖ 2.0 yolunda siber istihbaratın bir alt başlığı olan sosyal medya istihbaratını etkin kullanmakta ve bu alandaki birikimle, yabancı lobileri, yabancı ülkeler kaçan terör örgütü mensuplarını, Türkiye içerisindeki uyuyan hücreleri ve FETÖ mensubu olmamasına rağmen hâkim iktidara muhalif olan kişi ve kesimleri bir potada buluşturmayı istemektedir. Bu sebeple internet sosyal platformlardaki faaliyetleri kliktivist bir aktivite olarak pasif eylem kabul edilmemelidir. Her önemli kurumun, devlet yöneticisinin, üniversite öğrencilerinin, gazetecilerin, sivil toplumun, düşünce kuruluşlarının faaliyet gösterdikleri saha ağırlıklı olarak Twitter’dır. Çünkü Twitter kullanıcıları diğer sosyal mecra kullanıcılarına göre daha fazla siyasaldır. Twitterın geldiği bu yeni noktada Uluslararası İlişkilerde Twitteroloji ya da Twitter Diplomasisi olarak adlandırılmaktadır. FETÖ’nün kontrol ettiği yüzlerce twitter sayfasından en aktif kullanılanlar aşağıdaki başlıklarda incelenmiştir:

KHK’lı Platformu

67109 takipçisi bulunan sayfanın neredeyse bütün sosyal ağlarda etkinliği bulunmaktadır. Trend Topic stratejisi de yürüten sayfa aracılığıyla terör örgütü mensubu olduğu gerekçesiyle ihraç edilen ve tutuklanan kişilerle ilgili paylaşımlar yapılmakla beraber Türkiye Cumhuriyeti dikta devleti olarak gösterilmeye çabalanmaktadır.

KHK’lı Platformları Birliği

9001 civarında takipçisi bulunan sayfa KHK’lıların çoğunluğunun hukuksuz olduğunu, adil yargılamaların yapılmadığını ve benzer içeriklerin yanı sıra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ‘Aynel Arap’ provokeleriyle ilgili savcılık ve kolluk makamını zan altında bırakıcı ve hedef gösterici içerikler paylaşmaktadır. Terör örgütüyle doğrudan ve dolaylı bağını kesmemiş bir siyasi partinin mağdur edildiğine yönelik insan hakları soslu bilgiler kamuoyunu etkilemek maksadıyla kullanılmaktadır.

Tutuklu Hastalar

21502 civarında takipçisi bulunan sayfanın aynı zamanda Youtube, Instagram, Tiktok ve Facebook platformlarında da profilleri bulunmaktadır ve organize faaliyet gösterilmektedir. Sayfa terör örgütü mensupluğu sebebiyle tutuklanan kişilerle ilgili hasta veya engelli oldukları yönünde paylaşımları şahısların aile albümleri eşliğinde sunulmaktadır. FETÖ’nün ailenin mahremiyeti ve kutsallığını hiçe sayan uygulamaları sanal platformlarda da açıkça görülmektedir.

Dresden MedienGruppe

Yabancı başlık ve içerikli sayfalar FETÖ’nün kamu diplomasisi ve lobicilik faaliyetlerine yönelik girişimler olarak belirlenmiştir. FETÖ kaçaklarının Avrupa kıtasında en yoğun olarak örgütlendikleri ülkenin başında Almanya gelmektedir. Bunun sebepleri aralarında Almanya’nın batıni hareketlere ilgi duyması ve FETÖ’nün kadroları aracılığıyla, Afrika-Balkanlar-Asya hattında etkin olmak istemesi gelmektedir. 5720 takipçiye sahip sayfa aracılığıyla Türkiye’de hukuksuzluk olduğu ve tutuklu kişiler hakkında ihlallerin yaşandığı ve tahliyelerin yapılması gerektiği öne sürülerek algı oluşturulmak istenmiştir. Sayfanın Temmuz 2014 yılında açılması ve Türkçe ile Rusça metinlerin de paylaşılması Türkiye’nin sanal-lobicilik alanında ciddi bir tehdit altında kaldığını göstermektedir.

Odak Dünyam

Eylül 2010 tarihinde Twitter’da açılan sayfanın 37526 civarında takipçisi bulunmaktadır. Sayfa genel olarak Türkiye’de hukuk olmadığını ve KHK’lıların zulüm gördüğü tezini işleyerek algı yönetimine imza atmaktadır.

Nordik Monitor

Türkçe ve İngilizce içeriklerde yayınlar bulunan sayfanın 18370 civarında takipçisi bulunmaktadır. 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimiyle ilgili olarak kişi ve kurumlara yönelik örtülü operasyon faaliyetlerinde bulunan sayfa darbe girişiminin aslında olmadığını ve bunun hükümet bilgisi ve koordinesi dahilinde yürütülen faaliyet olduğunu her daim işlemekle beraber Türk İstihbaratını ve bazı devlet sivil bürokratlarını hedef almakta özellikle 2007 Ümraniye Soruşturmalarıyla başlatılan süreçte tutuklanan milliyetçi ve devletçi subayları hedef göstererek ‘’Ergenekon’’ temasını işlemektedir.

Unutulan Masumlar Platformu

1600 civarında takipçisi olan sayfa terör örgütü üyeliği sebebiyle ihraç edilen ve tutuklanan öğretmenler ve kamu görevlileriyle ilgili propaganda yürütmektedir. Tutuklu kişilerin küçük çocuklarıyla çekilen eski fotoğrafları paylaşılarak yine çocukların alet edildiği bir algı operasyonu söz konusudur.

KHK SIZIM

1984 civarında takipçiye sahip olan sayfa aracılığıyla tutuklu terör örgütü mensupları hakkında manipülatif haberler verilmekte tutukluların hasta oldukları ve tahliye edilmeleri gerektiğinin yanı sıra tutukluların çocuklarıyla olan eski fotoğrafları paylaşılmaktadır. Sayfada ayrıca güncel tutuklama veya gözaltı kararlarıyla ilgili psikolojik operasyon mamulü bilgiler paylaşılmaktadır.

Dua Platformu

Dua özellikle Türkiye Müslümanları için oldukça önemli bir ritüeldir. Hangi tarz yaşantıya sahip olursa olsun Türk Milleti duanın manevi gücüne ve psikolojik etkisine inanmaktadır. Bu denli ulvi bir ibadetin bile FETÖ tarafından provoke edilmesi bu örgütün İslâmiyet’i dejenereye etmeye çalışan yüzünü bir kez daha göstermektedir. 5254 takipçiye sahip olsan sayfa aracılığıyla terör örgütü mensubiyeti sebebiyle ihraç edilen ve tutuklanan kişiler hakkında kanunsuzluk yapıldığı ve bu durumun sonlanmasına istinaden dua edilmesi gerektiğini işleyerek farklı bir algı yönetimi yürütülmektedir. Böylelikle hem FETÖ’nün epistemolojik temel unsurlarından olan algısı Türkiye Cumhuriyeti’nin ve uygulamalarının ‘tağuti’ olduğu imajı pekiştirilmek istenmekte hem de tutuklu veya kripto unsurların örgütle bağını kopartmamaları için ikaz misyonu üstlenilmektedir.

Resim: Sosyal Medya Üzerinden Faaliyet Gösteren Bu Platformlar Retweet Gibi Yöntemlerle Birbirlerini Desteklemektedirler ve Sayfalar Aynı Gruplar Tarafından Yönetilmektedir.

Mağduriyetler

13199 takipçisi bulunan sayfanın bir blog adresi ve Facebook profili de bulunmaktadır. Profil tanıtım cümlesinde mağdur ve mazlum temasını işlemiş ve ‘Elbet Şafak Sökecek’ ifadesiyle terör örgütü mensuplarının kopuşları frenlenmek istenmiş ve FETÖ karşıtlarına yönelik korku atmosferi oluşturulmak istenmiştir. Sayfa yoğun olarak örgüt mensubu oldukları gerekçesiyle tutuklanan kişilerin mağdur edildiklerini işlemektedir.

Lawyers In Exile

3796 takipçisi bulunan sayfanın Youtube kanalı da bulunmaktadır. Sayfada tutuklu avukatlarla ilgili paylaşımlarda bulunulmaktadır ve Türkiye’de yürütülen hukuksuz bir sürecin devam ettiği yönündeki psikolojik-manipülatif tweetlere sık olarak yer verilmektedir.

Zulüm İle Biten Hayatlar

11034 takipçisi bulunan sayfanın Almanca ve İngilizce başka sayfalarla da bağlantıları bulunmaktadır. Bitenhayatlar.com adlı bir internet sitesi aracılığıyla da propaganda faaliyetlerini yürütmektedirler. Terör örgütü üyeliği sebebiyle ihraç edilen ya da ihraç edilip tutuklanan kişilerden trafik kazası ve kanser gibi durumlar sebebiyle hayatını kaybedenlerle ilgili paylaşımlarda bulunulmaktadır. Ölen kişilerin, ihraç edilmeselerdi ölmeyeceklerdi teması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni zulüm ile aynı oranda tanımlamaya matuf çabaların sonucudur. [1]

Tutsak Bebekler

45871 takipçisi bulunan sayfanın aynı zamanda Instagram, Facebook ve Youtube üzerinde de etkinliği bulunmaktadır. Terör örgütü mensubiyeti sebebiyle tutuklanan kişilerin genel olarak 10 yaşından küçük çocuklarının videoları aracılığıyla oldukça ahlaksız bir propaganda yürütülmektedir. Terör örgütlerinin çocuklardan istifade etmeleri dünyada görülen bir uygulamadır. Çocuklardan Meskûn Mahal-Kırsal çatışmalarda faydalanılmasıyla sosyal medya aracılığıyla propaganda çalışmalarında faydalanılmaları arasında hiçbir fark bulunmamaktadır.

Resim: Sri Lanka’da Faaliyet Gösteren Terör Örgütü Tamil Kaplanları Ortalama 7 Yaşındaki Çocukları Silah Altına Almaktadır

Resim: Uganda ve Sudan’da Faaliyet Gösteren Terör Örgütü Tanrı’nın Direniş Ordusu Çocukları Silah altına almaktadır

FETÖ mensupları tarafından kullanılan bireysel ya da bireysel olmayan pek çok sosyal medya platformu bulunmaktadır. Ancak genel olarak sayfaların içerik ve hedefleri bu mahiyettedir. FETÖ’nün, FETÖ 2.0 yolunda dijital diplomasi ve sanal propaganda ile yeniden organize olma, toparlanma, kamuoyunu etkileme, lobileri ve dış karar vericileri yönlendirme gibi maksatlarla kendisini re-organize etmek istediği örülmektedir. Takipçileri ve takipçilerinin takipçileri ile dolaylı etkileşim yoluyla internet üzerinden milyonlarca kişiye ulaşılmak istenmiştir. Bu amaçla FETÖ 2.0 dijital propaganda-diplomasi faaliyetleri yürüten sayfaların genel özellikleri şu biçimde sıralanabilir:

  1. Sayfalar birbirlerini takip etmekte ve etkileşimde bulunmaktadırlar, bu durum FETÖ’nün içerisinde oluşturulan ‘Fuat Avni’ benzeri bir istihbarat havuzunun aktif olduğunu göstermektedir.
  2. Sayfalar ideolojik arayışlarda olan gençleri ve Türk siyaseti ile Türk bültenlerini yakından takip eden Azerbaycan Yurttaşlarını etkilemeyi de amaçlamaktadır.
  3. Diğer terör örgütleri ile zihniyet olarak geçirgen ve iş birliği içerisinde hareket edilmektedir.
  4. Liberal dernekler ve benzeri sivil toplum kuruluşlarında taban elde edilerek ‘legal’ bir görüntü elde edilmeye çalışılmaktadır.
  5. FETÖ’nün Türkiye ile ilgili ana amacı 15 Temmuz girişiminde de görüldüğü gibi idarecileri güdümlü merciilerde yargılatıp tamamen tasfiye etmeye yönelik bir stratejiyi barındırmaktadır. Bu maksatı hiçbir zaman bırakmayacak olan yapı hayalindeki düzmece mahkemelerin uydurma iddianamelerine veri sunacağını düşündüğü metinleri ileriye yönelik arşiv olarakta değerlendirmeyi ummaktadır.

FETÖ’nün güncellenme süreci yalnızca dijital ağ sistemleri üzerinden olamaz. Terör örgütleri dijital platformları genellikle asli eylem ve niyetlerini desteklemek için kullanırlar. FETÖ’nün Türkiye içerisinden militan temin etme olasılığı şu anda çok düşüktür. Buna göre FETÖ’yü diğer terör örgütlerinden ayıran özelliklerden birisi de bu özelliktir. Dijital ağ ve sosyal platformların tamamen lobi/algı yönetimine yönelik değerlendirilmeleri FETÖ’nün zayıfladığını değil aksine örgüt içi görev dağılımını iyi belirlediğini ve yer altı örgütlenmesinin yanına yer üstü mekanizmasının da eklenmesiyle yeni bir format belirlediğini göstermektedir. FETÖ sosyal platformlar dışında şu gibi yollara başvurabilir:

  • Bürokrasideki ve özellikle yargıdaki uzantılarıyla yanlış veya eksik kararları almaya yönelip vatandaş ile siyasi mekanizmanın arasını germek
  • Şahıslara yönelik itibar suikastları
  • Diyanetin ve illegal yöntemlerle bir ilişki tesis etmemiş cemaatlerin hedef alınıp servis dosyalarla yıpratılması ve neticesinde alan açmaya yönelik strateji
  • FETÖ mensubu olmayan ancak sivil iktidara muhalif kimliği bulunan kişi ve organizasyonlara yönelik algı yönetimi uygulamaları.[2]

Türkiye terör örgütü PKK ile mücadele neticesinde gayrınizami harp kapasitesini yükseltmiş ve bu alanla ilgili olarak kolluk kuvvetleri: Polis ve Jandarma operasyonlarının yanı sıra psikolojik faaliyetlerinde başarı oranı artmıştı. FETÖ, Türkiye’nin ve terör araştırmalarının nispeten yabancı kaldıkları bir yapılanmaydı. Ancak özellikle askeri kurumların 25-30 senelik istihbarat raporları ve 2013’den itibaren bu alanla ilgili bürokrasinin de tecrübe kazanmasıyla Türkiye önemli bir birikim elde etmiştir. İstihbarat, yargı, kolluk kuvvetleri, Diyanet, Dışişleri Bakanlığı, sivil toplum kuruluşlarından müteşekkil ortak ve özel bir çalışmayla yürütülmesi gereken faaliyetler her daim kesintisiz olarak uygulanmalıdır. Ve bu alanla ilgili özel niteliği bulunan ve özel yetişmiş kişilerden oluşan FETÖ İle Mücadele Yüksek Kurulu benzeri bir yapılanmanın oluşturulması da FETÖ 2.0 sürecinde devletin de Mücadele 2.0 konseptini oluşturmasına yol açacaktır.

SASAM İstanbul İl Başkanlığı (Güvenlik ve İstihbarat Çalışmaları)


[1] Türkiye’nin modern siyasi kimliğinin inşasından itibaren karşılaştığı en büyük örtülü operasyonların başında kurumsal kimliğine yönelik taarruzlar gelmektedir. Türkiye’nin iç veya dış kulvarda katliam-mezalim hatta soykırım uygulamalarına imza attığını savunmak Türkiye’den tazminat ya da toprak kopartmaktan da öte amaçları içermektedir. Vatandaşları birbirlerine ve devlete güvensiz, bürokratları vatandaşlara ya da birbirlerine güvensiz bir vaziyete sokmanın ürünü olan bu teşebbüsler Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tamamen ortadan kaldırmaya yönelik uzun vadeli operasyonlar kapsamında değerlendirilmelidir. FETÖ kuruluşundan itibaren Türkiye’yi manevi değerlerle kavgalı hatta düşman gösteren algısının yanına son dönemde bozgunculuk yaptığı yönündeki hezeyanlarda eklenmiştir.

[2] Dijital Medya olanaklarının gelişmesiyle paylaşılan bilgilerin doğruluğunu teyit etmeden aktarmak ve kamuoyu oluşturmak yaygın bir alışkanlık haline gelmiştir. Özellikle radikal veya militan muhalifler, hükümet karşıtı her argümanı değerlendirmek istemektedirler. Bu sebeple FETÖ mensubu olmamalarına rağmen bazı kişilerin Mavi Vatan stratejisini bile eleştirmek için ‘Agresif Dış Politika’ ibaresini kullanmaları bu duruma somut bir örnek teşkil etmektedir. FETÖ’nün servis edeceği ya da işine gelen argümanların legal muhalif kesimlerce paylaşılması, illegal bilgi ve faaliyetlerin rasyonellik kazanmasında önemli bir dönemeçtir. Her siyasi söylem ve faaliyet akıl, denge, kontrol ve öfkeden arınmış bir düzleme oturtulduğu müddetçe FETÖ bu stratejisini uygulayabilme kabiliyetini kaybetmiş olacaktır.

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: