Myanmar’ın Kısa Tarihi
Myanmar’ın modern tarihi, İngiliz sömürgeciliği için vazgeçilmezliğinin göstergesidir. İngiliz sömürgecileri, geniş Hint yarımadasını bir koloni olarak işgal ettikten hemen sonra savaşmaya ve Burma’yı işgal etmeye devam ettiler. İngiliz-Birmanya Savaşları sırasında (1823-26, 1852-53 ve 1885-87) Burma, topraklarının bir kısmını İngilizlere kaptırdı ve Hindistan bir İngiliz eyaleti oldu.
İngiliz sömürgecileri, Burma’nın tamamını ele geçirdikten sonra, Burma’nın doğal kaynaklarını Britanya’ya götürmek gibi sert bir politika uygulamakla kalmadı, aynı zamanda Burma için birçok uzun vadeli sonuç bırakarak etnik bölünme politikası uyguladılar. İngilizlerin “böl ve yönet” politikası, Burma’nın etnik gruplarını sosyal ve siyasal olarak böldü. Bugüne kadar yerel bölgelerde iktidardaki generaller arasında iç savaş hala sürüyor.
Batı Burma’daki Karen eyaletlerine, İngiliz koruması altında 1875 Antlaşması uyarınca bağımsızlık verildi. Kuzeydeki Shan eyaletlerinin reisleri, Genel Vali tarafından tahta çıkarıldı ve İngiliz gözetiminde kendi ayrıcalıklarını bahşetti. Kachin bölgesinde yerel yöneticilere Shan eyaletinden daha fazla güç verildi. Etnik azınlıkların az nüfuslu olduğu bölgelerde Wa, Naga, Chin vb. Gibi Çin’e yardım eden gruplar, yerel bürokrasi tarafından dolaylı olarak İngiliz sömürgeciliği tarafından yönetiliyor.[1]
İngiliz sömürgecileri Karen halkına en fazla yardım edilen etnik ve daha yumuşak davranıyor. Karen halkının eğitim alma, idari kurumlarda, hastanelerde çalışmak üzere istihdam edilme oranı Burmalılardan çok daha yüksek. Birmanyalıların kraliyet ordusuna katılmalarına izin verilmiyor. İngiliz sömürgeci “böl ve yönet” politikası, görünüşte fakirleri, gelişmemiş olanları korumayı hedefliyordu, ama aslında farklılığı vurgulamak, azınlıktaki durgunluğu sürdürmek ve uzatmak, özellikle de etnik gruplar arasında kültürlerin doğal kaynaşmasını önlemek için uyguluyordu.
1 Nisan 1937’de Burma, Hindistan yönetiminden bağımsız ayrı bir idari koloni haline geldi. 1940’larda, Aung San önderliğindeki otuz yoldaşı bağımsız Birmanya Ordusunu kurdu. Otuz yoldaş Japonya’da askeri eğitim aldı.[2] İkinci Dünya Savaşı sırasında Burma, Güneydoğu Asya Cephesinde önemli bir cephe haline geldi. Japonya, İngilizlerin Burma’nın çoğundan geri püskürtüldüğü Burma Cephesinde ilk zaferleri aldı. Müttefikler karşı saldırıya geçti ve Temmuz 1945’te tüm ülkeyi yeniden ele geçirdiler.
Birmanyalılar savaşta her iki taraf için de savaştı. Savaşın sonraki aşamalarında Amerikalılar, Müttefikler için de savaşan Kachin-Amerikan Komando Timini kurdu. Diğer birçok Burmalı, İngiltere’nin KİT güçlerinde savaştı. Aung San komutasındaki bağımsız Birmanya Ordusu ve Arakan Ulusal Ordusu, 1942-1944 yılları arasında Japonya ile savaştı, ancak 1945’te Japonlara karşı ayaklandı. 1947’de Aung San, geçiş hükümeti olan Burma’nın İcra Komitesinin Başkan Yardımcısı oldu. Ancak, Temmuz 1947’de siyasi muhalifler Aung San ve diğer birçok hükümet üyesine suikast düzenledi.
4 Ocak 1948’de ülke, Sao Shwe Thaik’in ilk cumhurbaşkanı ve U Nu’nun başbakan olduğu Myanmar Federasyonu adı altında bağımsız bir cumhuriyet oldu. Aung San’ın ölümünden sonra, İngiliz Valisi Ulusal Meclis Başkanı U Nu’yu yeni bir kabine kurmaya davet etti. 24 Eylül 1947’de Burma Yasama Konseyi, yeni bir Anayasa kabul etti.
Burma Eyaleti, Burma Federasyonu olarak adlandırılır ve hükümet ve ulusal milletlerden oluşur. Yasama organı, başkan ve Ulusal Meclis’ten oluşur. Cumhurbaşkanı, Ulusal Meclisin iki kanadı tarafından seçilir. Temsilciler Meclisi, Temsilciler Meclisi üyeleri tarafından seçilen bir başkanın başkanlık ettiği, seçim bölgelerini temsil eden Temsilciler Meclisi üyelerinden oluşur. Etnik Azınlık İşleri Enstitüsü Shan, Kaya, Kachin, Chin ve Karen ülkelerini temsil eden 72 milletvekili ve geri kalan bölgeleri (53) temsil eden 125 milletvekilinden oluşuyor.[3]
1947 Anayasası, Kachin eyaleti dışında, ulusal devletlere iki koşulda ayrılma hakkı verir: Antlaşmanın yürürlüğe girmesinden 10 yıl sonra – yani en azından 1958’den beri, prosedür, o ülkenin Devlet Konseyi üyelerinin en az 2 / 3’ü tarafından onaylanmalı ve çevre ülkeler referandum yapılmalıdır. Anayasanın içeriği, Burma’da daha fazla iyileştirilmesi gereken bitmemiş etnik tabloyu da ortaya koyuyor.
Burma arşivlerine göre, 1950’lerin sonunda, bağımsızlıktan neredeyse 10 yıl sonra, Birmanya nüfusu %21 arttı, ancak toplam milli gelir savaş öncesine göre yalnızca %81 idi. Döviz bütçe rezervi 210 milyon kyat’tan 92 milyon kyat’a geriledi. 1961’e gelindiğinde, Birmanya’nın pirinç üretimi savaş öncesine kıyasla yalnızca %93’tü, ekili alanı genişletme planı yalnızca hükümetin yalnızca 31/85 ekonomik hedefine ulaşıldı.[4]
Ekonomik başarısızlığın Burma’daki siyasi alan üzerinde doğrudan bir etkisi var. Partizan kayırmacılık ve dini ayrımcılık gibi nedenler hükümetin eleştirilmesine neden oldu. Başbakan U Nu’nun hükümeti Pidotha Planı ve dört yıllık plan için bir çare bulamadı. 1950’lerin ortalarından beri Burma siyasi bir kriz içinde.
1961’de Burma’nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi ve eski Başbakan Sekreteri olan U Thant, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri seçildi. Batılı olmayan kökenden o zamana kadar uluslararası bir örgütü yöneten ilk kişiydi ve bu görevi on yıl sürdü. Aung San Suu Kyi, U Thant BM genel sekreteriyken çalışan bir kadındır. Demokrasi dönemi, 1962’de General Ne Win önderliğindeki bir askeri darbe ile sona erdi. General Ne Win’in 26 yıldır iktidardaydı ve sosyalist bir politika izledi. 1974’te Myanmar, Burma Birliği Sosyalist Cumhuriyeti’nin yeni unvanını kabul etti. Aynı yıl, U Thant’ın cenazesi kanlı bir hükümet karşıtı protestoya yol açtı.
1975’ten beri Burma’nın siyasi dönüşü istikrarsızlık ve krize sürüklendi, darbeler ve iç savaşlar sık sık patlak verdi. 1988’de 8888 Ayaklanması ülkeyi ciddi bir krize itti. Bu duruma yanıt olarak General Saw Maung bir darbe başlattı. Bundan daha sonra Federal Yasa ve Düzen Restorasyon Konseyi’ni (SLORC) kurdu. Myanmar, Myanmar Birliği’nin ulusal bayrağına geri döndü. Ertesi yıl, İngilizce isim Burma Birliği’nden Myanmar Birliği’ne değiştirildi. 1989’da kapsamlı protestoların ardından sıkıyönetim çıkarıldı.
Ulusal Meclis seçim planları 31 Mayıs 1989’da tamamlandı. 1990’da Myanmar’ın, 30 yıldır ilk serbest seçimlerine yapıldı. Aung San Suu Kyi’nin partisi Ulusal Demokrasi Koalisyonu 485 sandalyenin 392’sini kazandı, ancak seçim sonuçları SLORC tarafından iptal edildi ve iktidarı teslim etmeyi reddettiler.[5]
Aung San Suu Kyi Kimdir?
Aung San Suu Kyi, ulusal kahraman Aung San’ın kızıdır. Aung San suikasta kurban gittiğinde, Aung San Suu Kyi 2 yaşındaydı. Aung San’ın ölümü Burma’nın liderlik kriziyle karşı karşıya kalmasına neden oldu. Ulusal bağımsızlığın mimarları, yaklaşık 70 yıldır kimsenin dolduramayacağı büyük bir boşluk bıraktı.
1988’de Asker iktidar hükümetine karşı hareketler patlak verdi. Bu hareketlerde öğrenci ve gençler tarafından düzenlen Aung San’ın resimleri gösteriliyordu. Aung San’ın mirası, generaller için baş ağrısına dönüştü. Çünkü o sırada ulusal kahramanın kızı, zulme karşı mücadele hareketin lideri olarak ortaya çıkacaktı.
Aung San Suu Kyi’nin çocukken Hindistan’da yaşadı, daha sonra İngiltere’de St. Hughes’in Oxford Üniversitesi’ne okudu. Aung San Suu Kyi ile Micheal Aris evlendi, kocası Tibet’in akademik bir uzmanıdır. 1988’de Aung annesinin ağır hasta olduğu ve ziyareti için Myanmar’a geri döndü. O dönemde Myanmar’da binlerce öğrenci ve din adamları asker hükümetine demokratik reform talebinde bulunmak için sokaklara döküldü. San Suu Kyi Asker hükümetine karşı hareketlere katılıp, babası eski kahraman Aung San’ın sembollü altında kolayca liderliği üstlendi. Asker hükümeti hareketleri sertlikle bastırdı. Hükümet Aung San Suu Kyi’yi kendinin evinde gözlem altında tutuyordu.
Bayan Suu Kyi ev hapsindeyken destekçileriyle görüşmesi
1989’dan 2010’a, Bayan Suu Kyi’nin ev hapsinde olduğu dönemdi. Temmuz 1995’te serbest bırakıldı, ancak seyahat kısıtlamasına rağmen Mandalay Şehrine ulaşmaya çalıştığı Eylül 2000’de bir kez daha ev hapsine alındı. Mayıs 2002’de kadın politikacı koşulsuz olarak serbest bırakıldı, ancak bir yıldan biraz daha uzun bir süre sonra, destekçileri ile hükümetin desteklediği bir kalabalık arasındaki çatışmanın ardından tekrar hapse atıldı. 15 yıl ev hapsinde tutulan Bayan Suu Kyi, Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldü ve onun adına ödülü oğulları kabul etti.[6]
Kasım 2010 oğulları San Suu Kyi’yi 10 yılda ilk ziyaret kabul edildi. Askeri generaller 2011 yılının başlarına kadar Bayan Suu Kyi’yi serbest bırakmaya, üniformasını çıkarmaya ve sivil bir hükümetle kendini yenilemeye karar verdi. Bu dönem Myanmar’daki siyaset olumlu değişikler yaşandığı genellikle Askeri iktidar hükümetin sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin hakkın ve faaliyetleri daha geniş veriyor.
2012 yılında Bayan Suu Kyi önemli bir karar parlamento adayı gösterdi. NLD seçilen 45 sandalyeden 43’ünü kazandı ve muhalefetin lideri oldu. Partisinin desteğine rağmen, eleştirmenler, Cumhurbaşkanı Thein Sein ile iyi bir çalışma ilişkisi kuramadığını ya da orduyu anayasayı değiştirmeye ikna başarısız söylüyorlar. Forbes’a göre 2014 yılında en güçlü 100 kadın listesinde 61. sırada yer aldı.
2015 yılında dünya Asya’dan Avrupa’ya, Amerika’ya kadar birçok olay ile oldu. Bu, NLD için 2015 genel seçimlerinde yankılanan bir zaferin başlangıcıydı ve yarım yüzyıldan fazla bir süre sonra Myanmar’daki sivil hükümetin dönüşünü işaret ediyordu. Myanmar’da 8 Kasım’da yapılan genel seçim tarihi bir öneme sahip, Myanmar’ın reform sürecinde önemli bir kilometre taşı ve bu Güneydoğu Asya ulusunun geleceğini belirliyor. 8 Kasım’da Myanmar’daki seçimler, uzun süredir iktidardaki askeri hükümetin, Myanmar’ın ekonomik ve diplomatik izolasyonunu sona erdirmeyi amaçlayan çeşitli reformlar getiren Başkan Thein Sein liderliğindeki bir sivil hükümete iktidarı devretmesinden dört yıl sonra yapıldı.
Ulusal Demokrasi Ligi (NLD) muhalefet partisi, 70 yaşındaki Aung San Suu Kyi liderliğindeki, Ulusal Meclisin üç seviyesinde de 886 sandalyeyle (% 77,4) (Temsilciler Meclisinde 225 sandalye, 135 Senato sandalyesi, Eyalet ve bölge parlamentosunda 496 sandalye). İktidardaki Dayanışma ve Kalkınma İçin Birlik Partisi (USDP) yalnızca 118 sandalye (% 10) aldı. Kalan sandalyeler bir dizi küçük parti ve beş bağımsız aday tarafından tutuluyor. Ulusal Meclis’teki 1.150 sandalyeden, Temsilciler Meclisinde 323 sandalye, 168 Senato sandalyesi ve eyalet ve bölge parlamentosunda 659 sandalye bulunmaktadır.
Bayan San Suu Kyi ile yabancı vatandaşıyla evlendiğin için Myanmar Anayasası devlet başkanı olmasını kabul etmemektedir. The New York Times, Başkan olamamanın ille de Bayan San Suu Kyi’nin başarısızlığı anlamına gelmediğini, çünkü resmi olarak bir “devlet danışmanı” haline geldiğini, onu daha güçlü kılan pozisyonun, hatta Başkan’dan bile daha yüksek olduğunu söyledi. Myanmar’daki iktidar partisi olan Ulusal Demokrasi Partisi (NLD), 31 Mart’ta Aung San Suu Kyi’yi “devlet danışmanı” olarak atamak için bir yasa tasarısı sundu ve 5 Nisan’da Myanmar Temsilciler Meclisi bu tasarıyı onayladı.
Tasarı, Aung San Suu Kyi’nin bakanlıklar, ajanslar ve ayrıca hükümetteki kuruluşlar ve bireylerle danışmanlık hizmeti verme hakkına sahip olduğu 5 bölüm ve 8 maddeden oluşuyor. Federal Kongre’ye karşı sorumlu olacak. Bir devlet danışmanının görev süresi cumhurbaşkanının görev süresi ile çakışır. Bundan önce, 30 Mart’ta Bayan San Suu Kyi, Dışişleri Bakanı olarak eşzamanlı olarak Cumhurbaşkanlığı Bakanı, Eğitim Bakanı ve Elektrik ve Enerji Bakanı olmak üzere üç pozisyonda atandı.[7]
Myanmar hükümetinin bu hamlesi, ordunun Myanmar Ulusal Meclisi’ne atadığı parlamenterlerin sert eleştirileriyle hemen karşılaştı. Bu milletvekilleri, Aung San Suu Kyi’nin devlete özel danışman olarak gücünün güçlendirilmesinin anayasaya aykırı olacağını söylediler. Ordu üyesi Albay Myint Swe, “Başkanı devlet danışmanıyla eşit tutmak anayasaya aykırıdır” dedi. Bu arada ordunun bir başka üyesi olan Albay Hla Win Aung, bunun Anayasa uyarınca yürütme – yasama organı – yargı arasındaki güç dengesini “bozabileceği” konusunda uyardı.
Son 5 yılda görevleri ve iktidardaki NLD partisi ile birçok sorun yaşandı. Yine de ordu parlamentodaki veto yetkisini elinde tutuyor ve bir dizi önemli bakanlık pozisyonunu kontrol ediyor. Halkın sivil hükümetten beklentilerinin gerçekleşmesi beklenmiyor. Etnik gruplar arasındaki ekonomik durum ve barış süreci önemli ölçüde değişmedi. Bu arada, ordu ve silahlı azınlık grupları arasındaki çatışmanın patlak vermesi ve Rohingya meselesi, iktidardaki NLD partisinin ve Bayan Suu Kyi’nin güvenilirliğini azalttı. Ordunun parlamento ve güvenlik üzerindeki etkisini azaltmak için anayasada reform yapma çabaları sonuç vermedi.[8]
Bayan Suu Kyi’nin yeni Myanmar hükümeti başlangıçta Batı tarafından bir “demokrasinin sembolü” olarak selamlandı ve birçok reformu teşvik edecek, ancak bu övgüler yakında geçecek. Artık bir “muhalefet aktivisti” değil, bir lider haline geldi ve Batı tarafından “kuzeybatı Myanmar’daki etnik Müslüman azınlıklara yapılan zulüm” olarak gördükleri için eleştiriliyor. Batı medyası, Suu Kyi’ye verilen Nobel Barış Ödülü’nün bir “utanç” olduğunu bile söyledi.
Bayan Suu Kyi yanıt olarak Batı medyasını, Myanmar’ın durumu hakkında birçok yanlış bilgi örttüğü için eleştirirken, aynı zamanda Batı ülkelerinden yavaş yavaş yabancılaşıyordu. Ekim 2018’de, hem Kanada Senatosu hem de Temsilciler Meclisi, oybirliğiyle Aung San Suu Kyi’nin vatandaşlığının kaldırılmasına karar verdi. 11/11/2018 tarihinde, Uluslararası Af Örgütü “Vicdan Büyükelçisi” ödülünü iptal edeceğini duyurdu.[9]
1 Şubat Asker Darbesi
Myanmar’ın başkenti Naypyitaw 1 Şubat 2021
Myanmar ordusu 1 Şubat’ta olağanüstü hal ilan etti ve devlet danışmanı Aung San Suu Kyi’yi tutukladıktan sonra Myanmar’ı bir yıl boyunca kontrol edecekti. Myanmar lideri Aung San Suu Kyi ve iktidar partisinin diğer birçok üst düzey yetkilisi, 1 Şubat’ta sabah erken saatlerde düzenlenen bir baskında tutuklandı. Reuters’e göre, güç artık Ordu Başkomutanı Min Aung Hlaing’e verilmiş durumda. Channel News Asia’ya göre, eski bir askeri general olan Başkan Yardımcısı Myint Swe, iktidarı Başkan Win Myint’ten devralacak.[10]
Myanmar ordusu, tutuklamanın hükümetin seçim oy sahtekarlığı iddialarını ve Covid-19 salgınının ortasında seçimi ertelememesi nedeniyle gerçekleştiğini söyledi. NLD, Kasım 2020 seçimlerinde büyük bir galibiyet elde etti, Ulusal Meclis’teki 476 sandalyeden 396’sını kazandı ve beş yıl daha iktidarda kalmaya hak kazandı. Askeri destekli Birleşik ve Kalkınma Birlik Partisi yalnızca 33 sandalye kazandı. Bir hafta öncesinde, bir askeri sözcü olası bir darbe olasılığını reddetmeyi reddetti. Bir gün sonra General Min Aung Hlaing, bazı durumlarda anayasanın iptalinin gerekli olabileceğini duyurdu.
3 Kasım 2020, Ordu komutanı Min Aung Hlaing, sivil hükümetin seçim hazırlıklarında “kabul edilemez hatalar” yaptığını söyledi. Bayan Suu Kyi, insanları sakin kalmaya ve seçmenleri korkmamaya çağırdı. Ana muhalefet, askeri destekli Birleşik ve Kalkınma Birlik Partisi (USDP) seçimlerin yeniden örgütlenmesini talep etti ve adaleti sağlamak için ordunun yardımına çağırdı.
Askeri sözcü Tuğgeneral Zaw Min Tun, seçim anlaşmazlığının çözülmemesi halinde darbeyi dışlamaz,”harekete geçeceği” konusunda uyardı ve seçim komisyonundan seçim kütüğünü soruşturmasını gerektirir. Ancak Seçim Komisyonu oy sahtekarlığı iddialarını yalan savundu.
Mayanmar’daki asker darbesi yaklaşık 2 ay oldu, Aung San Suu Kyi’nin halk destekleri her gün asker yönetimine karşı protesto gösteriyor. Protestocular ile asker yönetimine karşı şiddetli tansiyon hiç indirmemesini öngörüyor. Asker yönetiminin sivillere sert baskılara kullanması ölümünü gördü. 3 Şubat 2021 tarihinde darbe sırasında karanlığın günü başladı ve 38 gösterici öldürülüyor. Myanmar’ın durumu kötüleşti ve ne zaman durdurma hiç kimse bilinmez. Gösterilerden şiddete dönüştü. Elbette ordu, bastırmak için güç kullanmaktan çekinmiyor. 14 Mart’ta en kanlı günü yaşandı, asker yönetimin 39 gösterini öldürüyor. Asker yönetimi açıklama, polis ve askerler protestocular tarafından yaralandı ve öldürüldü.
Asker darbesinden sonra toplam ölümler 238 kişi ve binlerce insan yaralandı. Birçok Batı ülkesi Myanmar’daki 1 Şubat askeri darbeyi kınadı. Örneğin, G7 dışişleri bakanlarının açıklaması “Myanmar’daki darbeyi kınadı” ve “devlet danışmanı Aung San Suu Kyi ve Başkan Win Myint de dahil olmak üzere keyfi tutukluların derhal ve koşulsuz serbest bırakılması” çağrısında bulundu. ABD gibi bazı Batılı ülkeler de müdahale etmek için yaptırımlar kullanıyor. Ancak, son bir aydır Rusya ve Çin – Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BM) veto yetkisine sahip beş daimi üyeden ikisi – kınamadı. Şubat ayında Pekin ve Moskova, BM Güvenlik Konseyi’nin Myanmar’daki darbeyi kınamasını da engelledi. Reuters haber ajansının 4 Mart tarihli diplomatların kaynağına göre Myanmar hikayesinde BM Güvenlik Konseyi deklarasyonunun ötesine geçen herhangi bir eylemin gerçekleşmesi olası değil[11].
Myanmar’daki Askeri Darbe Nedenleri;
Myanmar’da sorunları anlamak için iç meselesi ve dış aktörlerden ikisi ayrılmak fayda var. ASEAN’in bir üyesi olarak Myanmar’ın tarihi etnikler çatışması, uyuşturucu faaliyetleri, dinler arasında çatışması ve siyaset karmaşıklığına sahip bir ülkedir. En son zamanda Myanmar’ın hükümeti dış dünyaya biraz açılır, yeni ekonomik ve DYY (fdi) girişini artış insan hayatları değiştiriyor. Dolaysıyla büyük devletler Myanmar’ı nüfuz rekabet daha sert oluşuyor. Çin’in Bir Yol-Bir Kuşak projesinde Myanmar önemli konum olarak Çin’den Hint Okyanusuna açık yolu oluşur. ABD ve müttefiklerin Asya-Pasifik Politikası (Batılılar + Hindistan ve Japon) Çin’e karşı Myanmar’daki iki taraf zor bir terse girişiyor.
Myanmar uzun yıllar askeri iktidar tutmak devlet kurumları zayıf ve siyaset çok ayrımlık grubu bir ülke biliniyor. Myanmar ‘ın zengin doğan kaynaklarına sahip bir ülke çok değerli maddeleri bulabilir mesela; Myanmar’ın yeşim ihracatı 1.75 milyar ABD dolarına ulaşarak ülkenin toplam ihracatının 1 / 5’ini oluşturdu. Myanmar açıklarındaki Shwe petrol sahası görülüyor. Tahminlere göre, 144-259 gaz bloğu rezervi ile bu, Myanmar’ın endüstrisinde lider bir proje olacak. Daewoo bu projede% 60 hisseye sahiptir. Myanmar’ın 50 milyon varil ham petrol rezervine sahip olduğuna tahmin ediyor. Ülke, yabancı yatırımları çekmek için petrol ve doğalgaz sahaları ihalesi yapıyor. Myanmar’ın yaklaşık 11-23 trilyon fit küp (330-690 milyar metreküp) doğal gaz rezervine sahip olduğu düşünülüyor. Myanmar’ın Fransız petrol ve gaz şirketi Total tarafından işletilen Yadana gaz sahası projesidir.[12] Bu ülkedeki zengin ham maddeleri bulur, kömür, bakır madeni, odun.v.v. Myanmar’nın geçmişte 1960-1963 yılları dünyanın pirinç ihracat birinci sıra yer oldu.
Myanmar’ın nüfusu 54 milyon kişi, dönüm 676.575 km² ve deniz kıyı uzunluk 2.000km fazlası bulmaktadır. Myanmar, önemli jeopolitik faktörleri, doğal kaynaklar açısından zengindir ve ılımlı bir nüfusa sahiptir. Yukarıdaki potansiyel faktörlerin tümü, Myanmar’ın gelişmiş bir ülke olmasına yardımcı olabilir. Ancak Myanmar ekonomisinin 2019’da 76.09 milyar ABD Doları nominal GSYİH’si ve Dünya Bankası’na göre 2017’de tahmini satın alma gücü ayarlı GSYİH 327.629 milyar ABD Doları oldu. 2020 tahmini için, Myanmar’da kişi başına GSYİH kişi başına SAGP olarak 5142,20 ABD doları ve kişi başına nominal olarak 1,608,50 ABD doları olacak ve onu güneydoğu Asya’nın en fakir ülkelerinden biri haline getirecektir.
Myanmar ülke 2005’ten 2010’a kadar cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) 12.2 milyar (USD) 38.31milyar (USD) . Myanmar’ın 2011’ten 2015’a kadar cari fiyatlarla gayri safi yurtiçi hasıla güçlü bir şekil artışı var 2010’ten 38.1 milyar (USD) 2015 yılına 62.66 milyar (USD) ekonomik çıkartıyor.[13] Bu, sivil kıyafetler giymiş bir askeri general olan eski Başkan Thein Sein’in 5 yıllık başarılı yönetimi kaydetmiş. 2016-2019 döneminde, Bayan Suu Kyi’nin (NLD) hükümeti GSYİH yalnızca 60,09 milyar USD- 68,64 milyar USD gösteriyor.
Myanmar reel GSYİH büyüme oranı (2008-2020)
Nikkei Asya yorumcusu Toru Takahashi’ye göre eski Başkan Thein Sein’in iktidardaki beş başarılı yılının, Myanmar ordusu Suu Kyi’den ülkeyi daha iyi yönetebileceklerini düşünmesine neden olduğu söyleniyor. Myanmar ordusunun başkomutanı General Min Aung Hlaing, darbe sonrası ilk televizyon konuşmasını 8 Şubat’ta verdi ve mevcut askeri hükümetin geçmiş askeri rejimlerden “farklı” olduğunu vurguladı. Takahashi, Min Aung Hlaing’in kamuoyuna, ülkedeki 1962 yılında yarım asırlık askeri rejim yerine, 2011’den beri beş yıldır Myanmar’ı yöneten Thein Sein hükümetini hatırlatmak isteyebileceğini savunuyor. Aynı zamanda askeri fraksiyonun bir üyesi olmasına rağmen, Başkan Thein Sein, ülkeyi askeri bir rejimden sivil bir rejime yönlendirmek için hem yurtiçinde hem de yurtdışında büyük saygı gördü.[14]
Thein Sein yönetimi seçimleri kazandıktan sonra Mart 2011’de göreve başladı. Başkanlığı dördüncü en yüksek rütbeli general ve ardından başbakan olan Thein Sein devraldı. Thein Sein, yeni hükümetin halk tarafından seçildiğini söyledi. Yine de bu ülkenin sivil rejimine geçişi tanımayı reddedenler var. “Bunun sadece üniformanın ofis üniformasına dönüştürülmesiyle ilgili olduğu” konusunda sert eleştiriler vardı.
Mart 2012’de, yirmi yıldan fazla bir süredir ilk kez bir yabancı yatırım yasası taslağı çıktı. Bu yasa, ekonominin eşi görülmemiş liberalleşmesini denetler. Örneğin, yabancıların artık ülkede bir iş kurmak için yerel bir ortağa ihtiyaç duymadıklarını ve yasal olarak arazi kiralayabileceklerini şart koşuyor. Yasa taslağı ayrıca Myanmar’ın vatandaşlarının firmanın vasıflı işgücünün en az% 25’ini ve daha sonraki eğitimle% 50-75’e kadar oluşturmasını şart koşuyor.
2012 yılında, Asya Kalkınma Bankası ülkedeki altyapı ve kalkınma projelerini finanse etmek için ülkeyle resmen yeniden ilişki kurmaya başladı. 512 milyon dolarlık kredi, ADB tarafından 30 yıl içinde Myanmar’a verilen ilk kredidir ve bankacılık hizmetlerini hedefleyerek sonuçta yol, enerji, sulama ve eğitim projelerinde diğer büyük yatırımlara yol açacaktır. Eski başbakan olan Thein Sein, ASEAN zirvesi ve uluslar arası konferansların katıldığını zamanda Myanmar’ın durumu diğer ülkelerin çok geri kaldığını anlamıştır. Bunlar, Myanmar’ın reforma ihtiyaç duyması için gereken motivasyonlardır.
Diğer bakışı Vietnam ve Çin’in başarıya giden yolu tipik örneklerdir. İki ülke siyaset yöntem rejimin tek partili ve kapitalist ekonomiye entegre oluyor. Başka Myanmar en yakın komşu olan Tayland Kraliyet Ordusu (RTA) Başkomutanı General Prayut Chan-o-cha liderliğindeki Tayland Kraliyet Silahlı Kuvvetleri 22 Mayıs 2014 tarihinde bir darbe yaptı. 21 Ağustos 2014’te, askeri kontrollü geçici bir parlamento tarafından resmen başbakan Prayut Chan-o-cha seçildi. Batılılar her zaman gibi önce yüksek sesi kınadı, ama zaman kendinin çıkarları korumak için sesi kaybolmuş. Arap Bahar ve Mısır devlet başkanı Abdel Fattah Al-Sisi gelişmesi Myanmar askeri üst düzey generaller çalışmış ve değerlendirmiş olabilir.
Myanmar Ordusu uzun süredir ülke üzerinde iktidarda, elbette sivil hükümete yetki devri alma, ordunun çıkarları garanti altına alınması gerekiyor. Sivil bir hükümete dönüştü, ancak kontrolsüz açılmayı önlemek için ülkenin istikrarını koruyarak güçleri akılda tutmak gibi hesaba yaptılar. Thein Sein yönetimi reform önemli adım attı. Demokratikleşme ve insan hakları meselelerini ele almak için yönetim, medya kontrollerini gevşetti ve etnik azınlık topluluklarıyla barış müzakereleri yaptı. Thein Sein, beklenmedik bir hareketle Suu Kyi ile işbirliği yapmak istedi, onu başkanlık sarayına davet etti ve onu siyasete katılmaya çağırdı. Bu toplantı hakkında haber veren Myanmar devlet televizyonu, Thein Sein’in ofisinde duvara asılan ve modern Myanmar’ın doğuşu olarak görülen merhum lider Aung San, babası Suu Kyi’nin bir fotoğrafını çekti.
Thein Sein, sayısız demokratik reformlar sayesinde, ABD ve Avrupa’nın Myanmar’a yönelik yaptırımları azaltmasına ve ekonomiyi modernleştirmesine neden olmayı başardı. Yabancı yatırımı çekmek için Myanmar’ın eski başkanı, yabancı yatırım kanununu 25 yıl sonra ilk kez değiştirdi ve sermaye desteği ile Yangon şehri yakınlarındaki Thilawa’da Japon hükümeti ve özel sektörün yardımıyla ilk modern sanayi kompleksini geliştirdi. Myanmar, bölgedeki diğer birçok ülke gibi tek adım reform yapmak yerine hem ülkeyi demokratikleştirdiğinde hem de ekonomik kalkınma arayışında daha zor bir yol seçti. Japonya, Tokyo’daki Ulusal Siyasal Araştırmalar Enstitüsü’nde profesör olan Toshihiro Kudo, bu tür radikal reformların Myanmar’da “askeri hükümetin karar alma mekanizmasındaki bir değişiklik” sayesinde mümkün olduğunu söyledi.[15] Takahashi, “İnsanlar dürüst ve saf bir lider olarak Thein Sein’e güvenmeye başladı” dedi.
Ancak 2015 genel seçimlerinde Bayan Suu Kyi’ye verilen ezici halk desteği karşısında USDP, büyük kayıplar yaşadı. Thein Sein yenilgiyi kabul etti ve Suu Kyi’yi tebrik ederken aynı zamanda iktidarı barışa devretme sözü verdi. Seçim sonuçları, Myanmar’ın demokratik bir gelecek peşinde koşmaya gelince ödemek zorunda olduğu bedeli gösterdi. 2015 seçimlerinden sonra siyasetten çekilen Thein Sein’in yanı sıra dört reformist bakan ve alt meclis başkanı da siyasetten çekilmek zorunda kaldı. Myanmar’ın yeni hükümeti, artık Bayan Suu Kyi için bir “dalgakıran” haline gelebilecek ordudan gelen politikacılara sahip değil. Emeklilik yaşının uzatılmasıyla birlikte komutada kalan Suu Kyi ile Min Aung Hlaing arasındaki ilişki, Myanmar’daki Müslüman azınlık grubu Rohingya ile bağlantılı olarak hızla kötüleşti. İkili düzenli toplantıları 2018’de durdu.
Görevdeki beş yıl boyunca Thein Sein hükümeti herkesten daha başarılı oldu. Takahashi’ye göre önümüzdeki beş yıl içinde Suu Kyi yönetiminin selefinden daha iyi sonuçlar elde ettiğini söylemek zor. Ordunun Thein Sein hükümetinde olanlara dayanarak Bayan Suu Kyi’den daha iyi ülkeyi yönetebilirler düşündüğünü söyledi. Son iki seçimde yaşanan sarsıcı başarısızlıklar, darbenin arkasındaki itici güç gibi görünüyor.
Myanmar’daki büyüme oranları ve doğrudan yabancı yatırımı (devlet başkanı Thein Sein ile Aung San Suu Kyi hükümetin dönemini karşılaştırılması)
Doğu Denizi ile egemenlik ve karasuları konusunda giderek gerginleşiyor. Japonya ve Çin Asya’daki en büyük iki ekonomik, Malakka Boğazı üzerinden geçen Doğu Denizi yoluna bağlıdır. Bu ülkeler, yukarıdaki deniz yoluna bağımlılığı azaltmak için stratejik yerlerde şiddetle rekabet ediyor. Özellikle Çin, birçok alanda ABD’nin hegemonik düzenine meydan okuyan bir ülkedir. Myanmar, Bir Yol Bir Kuşak projesinde Çin için önemli stratejik konuma sahip bir ülkedir.
Çin, Myanmar’da en büyük doğrudan yatırıma sahip ülkedir. Myanmar Yatırım ve İşletmeler İdaresi Yönetim Kurulu’na göre, 2015 sonunda Çin, 15,4 milyar dolara varan toplam kümülatif yatırımla Myanmar’daki en büyük yatırımcıydı. Çin’den yapılan yatırım, Myanmar’daki toplam yatırımın (59,15 milyar ABD doları)% 26’sını oluşturdu. Myanmar’daki Çin yatırım projeleri arasında, Kyaukpyu Liman Kompleksi ve Özel Ekonomik Bölge (SEZ) ve Kunming Girişimi altındaki üç ortak proje, Myanmar üzerinden MSR inşaatında en önemli rolü oynayan projelerdir.[16] Myanmar, Bangladeş, Sri Lanka, Çin’in Deniz İpek Yolu projesini destekleyen altyapı zincirinde önemli ülkelerdir. Bu ülkelerdeki limanlar, Çin donanmasının Bengan Körfezi ve Hint Okyanusu’nda nüfuz kazanmasına yardımcı oluyor. Bu aynı zamanda Çin’in enerji güvenliğini sağlamasına yardımcı olur.
Çin’den Myanmar’a DYY 2011-2017 yıllar
Çin’in büyük çıkarları, Myanmar hükümeti ile dev projeler üzerinde sözleşmeye dayalı anlaşmalar imzaladığında görülebilir. Kyakpyu derin su limanının Haziran 2007’de Rakhine bölgesindeki Maday Adası’nda inşa edileceği açıklandı. Liman, 4 iskele ile 62 fit (yaklaşık 19 m) derinliğe sahiptir ve 300.000 tona kadar süper büyük gemileri elleçleme kapasitesine sahiptir. Kyaukpyu Limanı 1. etabı tamamlamış ve Kasım 2014’te hizmete açılmış olup, tüm işleri 2025 yılına kadar tamamlaması beklenmektedir, yıllık elleçleme kapasitesi 7 milyon TEU’dur.[17] Myanmar birçok küçük liman var, ancak bunların tümü, kullanılmayan sığ nehir ağzı limanlarıdır. Kyakpyu derin su limanı tamamlanması bölgesinde Myanmar’ın ekonomiğinin gelişmesi katkılı ve rekabet yardımcı olacak.
Aralık 2015’te 280 milyon dolarlık Kyaukpyu Özel Ekonomik Bölgesi (SEZ) projesi resmi olarak açıklandı. Buna göre, Citic Group (Çin’in en büyük şirketlerinden biri) liderliğindeki 5 Çinli şirket ve bir Taylandlı şirket inşaatı üstlenmek için ihaleyi kazandı. SEZ, Kyakpyu’yu hazır giyim ve petrokimya endüstrileri için bir merkez olan Myanmar’ın önemli liman kompleksine dönüştürecek. 2025 yılına kadar tamamlanacak olan projenin Myanmar’ın yıllık GSYİH’sına 10 milyar dolara varan katkı sağlaması ve proje yöneticilerinin% 90’ının Myanmar vatandaşı olması bekleniyor.
Sadece Myanmar için önemli bir rol oynamakla kalmayan Kyaukpyu Limanı ve SEZ kompleksi, doğal olarak Kunming girişiminin bir parçasıdır. Girişim, Kyaukpyu’yu Kunming’e, bir yol ve paralel petrol ve doğal gaz boru hatları dahil olmak üzere üç altyapı bağlantı projesi aracılığıyla bağlamayı amaçlamaktadır. Myanmar, yılda 2 milyon ton petrol ve toplanan doğal gazın% 20’sini ve Kyaukpyu limanından Kunming şehrine (Yunnan eyaleti, Çin) bağlanan 1.215 km uzunluğunda bir demiryolu sağlaması bekleniyor.
Kunming’den Mandalay-Kyaupyu ve Thilawa’ya ekonomik koridoru
Özellikle, doğalgaz boru hattı projesi Çin’in enerji güvenliği açısından özel bir öneme sahiptir. Bu boru hattının iki bölümü vardır; bir kısmı denizde ve bir kısmı karada. Bu proje CNPC (hisselerin% 51’ini oluşturan) Myanmar Petroleum Enterprise (hisselerin% 8’ini oluşturuyor) ve Hindistan ve Kore’den dört şirket ile uygulanıyor, toplam yatırım maliyeti 1.04 milyar USD. Gaz boru hattı Temmuz 2013’te faaliyete geçti ve 12 milyar m3 gaz / yıla kadar taşıma kapasitesini tasarladı – toplam yıllık Çin gaz ithalatının yaklaşık% 25’ine eşdeğer. Bu boru hattı projesi, gazın Shwe Gas projesinden karaya ve Çin’e taşınmasına yardımcı oluyor. Shwe Gaz Projesi’nden elde edilen toplam gelirin 30 yıl boyunca yılda 1 milyar dolar olduğu biliniyor.
Çin projeleri Burmalılara iş getiriyor, ancak birçok insan protesto etti. Myanmar gibi zayıf bir hükümet, projelerde insanlara yetersiz tazminat, kurumsallaştığında insan haklarını ihlal ediyor. Ek olarak, etnik azınlık grupların ayrılıkçı, kendi çıkarları etkilendiğinde insanları kışkırtmaya çalışıyor. Myanmar’ın toplumu potansiyel olarak askeri hükümetten ve hatta Çin’den memnun değil. Çin’in endüstriyel proje bölgesi şehirlerinde yüzlerce kişi katılımı protestolar sık sık görülür.
Myanmar’daki Çin yatırımı, 2008-2011 döneminde 12 milyar dolardan, 2012-2013 döneminde yalnızca 407 milyon dolara düştü. Bunun nedenlerinden biri 3.6 milyar dolarlık Myitsone Barajı projesinin inşaatının askıya alınmasıydı. Myanmar’ın seçilmiş hükümeti daha sonra Çin’den ziyade ülkeyi modernize etmek için Batı yatırımı çağrısında bulundu. Bu, askeri yanlısı hükümetin Çin’e gösterdiği garip bir hareketti. 2012 yılına kadar Çinli şirketler hala Myanmar’ın petrol ve gaz sektörlerini kontrol ediyordu. Ancak 2013 – 2014 döneminde 47 şirketten Myanmar’ın 36 petrol ve gaz bloğunu kullanma hakkı verilmiş, hiçbiri Çinli değildi. Bu dönemde Tayland, Singapur ve Hong Kong, Myanmar’daki en büyük üç doğrudan yatırımcıydı. 2011 – 2014 döneminde Myanmar, Çin’den üç milyar dolarlık süper projeyi erteledi.
Bu arada, Kasım 2015’teki seçimi kazandıktan sonra, Bayan Suu Kyi, Çin dahil tüm ülkelerden gelen yatırımları memnuniyetle karşıladı. Bayan San Suu Kyi, Kasım 2015 genel seçimlerindeki zaferinin önderliğindeki Myanmar Ulusal Demokratik Birliği’nden bu yana Güneydoğu Asya dışında ilk ziyaret eden ülke olarak Çin’i seçti ve Nisan 2016’da resmi olarak liderliği ele aldı. Tarihçi Thant Myint-U, Myanmar hükümet danışmanı: “Aung San Suu Kyi, Çin ile dostane bir ilişki kurma arzusunu uzun zamandır dile getiriyor ve gelmeyi seçtiğinde tartışmaya değer bir şey yok. Önce Pekin’i ziyaret edin. Bu, uzun yıllar Myanmar-Çin ilişkilerini şekillendirebilecek tarihi bir ziyaret olacak. Özellikle, Bayan San Suu Kyi’nin Çin’e yaptığı bu ziyaret sırasında, iki ülke, 2011 yılında askıya alınan 3.6 milyar dolarlık Myitsone baraj projesinin yeniden başlatılması için müzakere edebilmeyi umuyor. Başkan Thein Sein hükümeti 2011 yılında bu projeyi durdurma emri verdi çünkü proje devam ederse bu projenin “Myanmar halkının iradesine karşı çıkacağını” söyledi.
Georgetown Üniversitesi’nde fahri profesör olan David I. Steinberg, “Çin ile iyi bir ilişkiye ihtiyacı var, ancak Myitsone baraj projesini onaylarsa ülke içindeki desteğini kaybedecek” dedi. Profesör Steinberg’e göre, Bayan San Suu Kyi’nin Myitsone Barajı konusunda bir komite kurması, Myanmar’ın sorunu çözmeye istekli olduğuna işaret ederek, Çin’den gelen baskıyı hafifletmek için akıllıca bir karardı. Ayrıca bu hareket, Bayan San Suu Kyi’nin yerel kamuoyuna yönelik eleştirileri kendisine ve Başkan Htin Kyaw’a yönlendirmesine de yardımcı oldu.
30 Temmuz 2017 itibarıyla Myanmar’a yatırılan toplam Çin sermayesi miktarı 19 milyar ABD dolarıdır ve en çok yatırım yapan ülke sırasında birinci yer alıyor. Dolaysıyla Myanmar’daki her hangi istikrarsızlığı gelişmesini Çin’in çıkarlarına zarar verebilir. Çin, Myanmar askeri yanlısı hükümeti ya da Bayan San Suu Kyi’nin hükümetine iktidar değişik ne olur ne olmaz çıkarları koruyup işbirliğine ihtiyaç duyuyor. Myanmar sadece Çin’in ticari çıkarı değil, Çin’in dünyaya ulaşması için bir gelecek stratejisidir.
Çin, Myanmar ordusunun 1 Şubat darbesinden zarar gördü. Çin, Şubat askeri darbesinin arkasında olmakla suçlanıyor ancak bu görüş makul görünmüyor. Darbe ordusuna yönelik protestolar büyük şehirlerde ölümcül ayaklanmalara dönüştü. Çin’in yatırdığı şirketler ve fabrikalar protestocular tarafından yakıldı. Çin, ABD’nin ve müttefiklerinin baskısıyla yüzleşmek için zorluyor. Ticaret savaşı, son yıllarda Çin’in ekonomik kayıplarına neden oldu. Hong Kong’daki semsiye hareketi, Sincan Uygur sorunları ve Hindistan ile sınır çatışmaları meselesi Batı’dan gelen çok dış faktörü etkili iplerini bulunmaktadır. Dolaysıyla Çin, Myanmar’ın içişleri karışmasını matlıklı görülmüyor. Myanmar’daki gibi bir darbe kesinlikle Pekin’in istediği şey değil, eşanlamlı Çin’in imajı ciddi şekilde zarar görecek.
Barack Obama, Güneydoğu Asya ülkesindeki reform çabalarını teşvik etmek için 19 Kasım 2012’yılında Myanmar’a ayak basan ilk görevdeki ABD başkanı oldu. ‘’Bugün, sözümü tutmaya ve dostça bir el tutmaya geldim. Ancak bu unutulmaz yolculuk daha yeni başlıyor ve gidilecek yol hala çok uzak ”dedi. AFP ajansı, Obama’nın hazırladığı konuşmasında bir pasajdan alıntı yaptı. Myanmar ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkiler bu dönemde önemli ölçüde iyileşti. ABD ve Batı birçok yaptırımı gevşetti ve şirketlerin ülkeye yatırım yapmasına izin verdi.
ABD’li yetkililer, Obama’nın ziyaret sırasında Myanmar’a 170 milyon dolarlık kalkınma yardımı sözü vereceğini ve ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın (USAID) daha sonra ülkede yeniden açılacağını duyurdu. İki yıldan uzun süredir aktarılan para, Güneydoğu Asya ülkesinde sivil toplum inşa etmeye ve eğitimi iyileştirmeye hizmet edecek.[18] Ancak Başkan Donald Trump’un iktidara geldiği yıllarda ilişkiler önemli ölçüde azaldı. ABD ve Batı’nın Myanmar’da yatırım vaatleri pratik sonuçlar vermedi.
Myanmar’daki büyük ölçekli Çin yatırım projeleriyle, ABD bunun bir borç tuzağı olabileceği konusunda uyardı. ABD ayrıca Myanmar’dan Çin’e kadın kaçakçılığını gelen olarak ve Çin’den Myanmar’a uyuşturucu kaçakçılığını kınamaktadır. ABD büyükelçiliği açıklamada söyledi “Bu, modern egemenliğin genellikle halkın dramatik eylemleriyle değil, zaman içinde erozyona yol açan bir dizi küçük eylemle kaybedilmesidir”. Myanmar’ın 50 milyon nüfusa sahip olan ülkenin işe ihtiyacı var, Çin hala en büyük yatırımcısı yapıyor. Çin büyükelçiliği, ABD açıklamasının “Çin-Myanmar ilişkilerini daha iyi ve daha iyi hale getirmeye” yönelik kıskanç bir tavrı ifade ettiğini ve “ABD yetkilileri tarafından dikkatleri iç sorunlardan uzaklaştırıp, bencil siyasi çıkarlar arayarak” saçmalık olduğunu ekledi.
Aung San Suu Kyi hükümeti ile Batı arasındaki ilişki, Myanmar’ın Rohingya Müslüman toplumuna davranış biçimi nedeniyle gerginleşti. Tarihçi Thant Myint-U, Myanmar’ın ABD-Çin için ihmal edilebilir ekonomik değere sahip olmasına rağmen, Çin anakarası ile kuzeydoğu Hint Okyanusu’ndaki Bengal Körfezi arasında bir köprü olarak stratejik öneme sahip olduğunu söyledi. Dolaysıyla Myanmar’daki, ABD-Çin etkisi için giderek daha fazla bir savaş alanı haline geldi.
Myanmar, ABD ve Çin arasındaki rekabetin merkezi haline geldi. Çin’in Bir Yol-Bir Kuşak Projesi en önemli olan üç rotası; Deniz yolu, tren Orta Asya ekonomik koridoru, Kunming-Kyaukphyu- Bengan Körfez çıkış oluşuyor. Çin, projeyi başarılı bir şekilde uygulamak için, her üç rotasında kontrol edilmeli ve katılımcı ülkelerle yakın işbirliği içinde yapılmalıdır. ABD’nin “Asya-Pasifik” eksen stratejisi esas olarak Çin’i geri tutmaktır. Bunu yapmak için Amerika Birleşik Devletleri Doğu Denizi’ndeki varlığını artırdı ve müttefiklerini de katılmaya çekti. Malakka Boğazı’nın artan varlığı ve kontrolü, ABD ve müttefikleri hala Çin’e hakim. Orta Asya ekonomik koridor demiryoluna gelince, kulağa hoş geliyor, ancak yine de başarılı olmak zor. Bu demiryolu hattı birçok ülkeden ve yüksek riskli birçok değişken bölgeden geçmektedir. Doğu Denizi rotasına ve Malakka Boğazı’na olan bağımlılığı azaltmak için en makul şey Myanmar üzerinde tekel kontrolüne ihtiyaç var.
Söz konusu Myanmar’daki asker darbesi gelişmeni, Pekin’in istediği şey değil ekonomisi kaybetme büyük görünmektedir. Stratejinin değerlendirilmesi Çin’in Myanmar ordusunu desteklemek için bu kayıplara katlanmak için bir sebebi var. Saan Suu Kyi yönetimi Batı yanlısı olarak göründüğünde Çin, Myanmar’daki acil ekonomik çıkarları görmezden gelmeye istekli görünüyor. Myanmar üzerindeki tekel kontrolü ABD kuşatmasını kıracaktır. Çin, Hong Kong tasarısını denedi, protestolar da bastırıldı. Kapitalist dünyada Hong Kong olmayabilir, ancak Çin onsuz olamaz. Her zaman olduğu gibi, ABD ve Batı, Çin’e karşı Hong Kong protestoları için destekleniyor. Amerikan ve Batı medyası hala demokrasi ve insan hakları için çığlık atıyor. Sonunda Pekin başarılı oldu ve yarımadayı kontrol etti.
Diğer büyük devletler olan Hindistan, Japon, Rusya için Myanmar’daki meselesinin gelişmesi çok dikkatli tepki davranıyor. Öncelikle Hindistan, Myanmar’nın komşu olarak darbesi sonra çok farklı tepki gösterdi. Hindistan ile ABD ve müttefikler Çin’e karşı birlikte hareket edilmektedir. Ancak Hindistan, Myanmar askeri darbesine aleyhine olup olmadığı somut görülmüyor. Söz konusu Hintliler, Myanmar’daki gelişmesi devletin içişleri savunmaktadır. New Delhi hem Bayan Suu Kyi’ni destek istediği hem de Asker geçici hükümetine gergiliği istemiyor. Çünkü New Delhi biliyor ki, eğer hassa zamandaki yanlış bir politikayı yaparsa, kendinin asker geçici hükümetini Çin’e ittirilebilir. Myanmar’daki her iki tarafı tahmin edebilir için New Delhi basını ağrıtıyor.
Japon, Myanmar’ı II Dünya Harpı işgal deneydi. Aung San, Saan Suu kyi’nin babası Japon’un işgalini karşı ulusal mücadele kahraman olmuştu. 1989 yıllında Myanmar protesto yayınladığı Japon şirketleri zarar verildi. 9 Ocak 1989’da Japonya-Burma Derneği bir ilişkilerin ve yardım akışlarının restorasyonu için dilekçe Myanmar’a Japon hükümetine atıfta bulunarak Japon şirketlerinin çalıştığı büyük mali kayıplar ODA projelerinde, yardımlar devam ederse zarar görür askıya alındı ve Japonya’nın çekilme tehlikesi diğer ülkelerden gelen bir boşluk yaratırdı. Singapur ve Güney Kore gibi bölge, Myanmar pazarında hakimiyet kazanır. Sonuç olarak, Şubat 1989’da Japon yardımı daha küçük miktarlarda da olsa yeniden akmaya başladı. Japonya’nın Myanmar’a ortalama yıllık yardım tahsisi, önceki rejimin son on yılında 154,8 milyon ABD Dolarından, 1989-1995’te 86,6 milyon ABD Dolarına ve 1996-2005’te yalnızca 36,7 milyon ABD Dolarına geriledi.[19]
Ülkenin, yeniden başlamak için krediler için ele alınması gereken tahmini 10,6 milyar ABD doları tutarında uluslararası borcu vardı. Japonya, Nisan 2012’de Başkan Thein Sein’in Tokyo’ya yaptığı ziyarette 3,7 milyar ABD doları ve Mayıs 2013’te Japon başbakanı Shinzo Abe’nin Myanmar’ı ziyareti sırasında 1,74 milyar ABD doları bağışlayarak bu süreçte merkezi bir rol oynadı. Dışişleri Bakanlığı yetkililerine göre, 2019 mali yılında Myanmar’a Japon Resmi Kalkınma Yardımı toplam 189.3 milyar yen (1.8 milyar $) oldu. Yüksek rütbeli bir bakanlık yetkilisi, bu rakamın gelişmiş ülkeler arasında en yüksek olduğunu, yardımının gerçek rakamlarını açıklamayan Çin’den sonra ikinci olduğunu söyledi.
Japonya, demokratik olarak seçilmiş hükümete karşı darbede yer alan generallere yaptırım uygulamak yerine, Myanmar’daki durumu demokratik bir şekilde çözmek için iletişim kanallarını açık tutmaya devam edecek. Japonya, uluslararası kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla insani destek sağlamaya devam edecek. Bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Japonya’nın gücü, Batı ülkeleri arasında bu tür erişime sahip tek ülke olan orduyla bir iletişim kanalına sahip olmaktır” dedi.[20] Japon ile Çin’in Myanmar’daki darbe hükümetine etkisi rekabet iletişim kanalı olarak yardım ediyor.
Rusya, Myanmar’daki sıcak gelişmesi Rusya’nın sesi az duyuyoruz. Ancak BM Güvenlik Konseyi deklarasyonun Myanmar’a karar verebilmek için Rusya Güvenlik Konseyi Daima üyesi vetosuna sahip beşten biridir. Son zamanlarda Rusya, ABD ve AB tarafından birçok yaptırımla uygulandı. Bu nedenle Rusya ile Çin iki devlet BM Güvenlik Konseyinde pozisyonu takip yürütüyor. Ayrıca, Moskova’nın askeri ve üniversite eğitim burslarının yanı sıra Myanmar ordusuna silah satışları sunduğu için Rusya ile Myanmar arasındaki savunma ilişkisi son yıllarda büyüdü. Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü’nün tahminlerine göre, Rusya, Myanmar’ın 2014 ile 2019 yılları arasında satın aldığı silahların en az% 16’sını sağlıyor.
Rusya Savunma Bakan Yardımcısı, ülkenin ordusunun Batı tarafından kınanması bağlamında Myanmar ile askeri ilişkileri güçlendirmek istediğini doğruladı. Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Alexander Fomin, Mart 2021’de Myanmar silahlı kuvvetlerinin tarihini anmak için büyük bir geçit töreninden önce gerçekleşen ziyarette, Naypyidaw’da Myanmar Başkomutanı Min Aung Hlaing ile bir araya geldi. Min Aung Hlaing, 1 Şubat darbesinden sonra şu anda Myanmar’da iktidarda. Myanmar’ın güvenilir bir stratejik müttefik ve Rusya’nın Asya’daki ortağı olduğunu söyleyen Fomin, Moskova’nın “iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmek için bir strateji uygulamaya kararlı olduğunu” vurguladı. Ziyaret, Batı’daki öfke ve Asya ülkelerinin ülkedeki durumla ilgili endişeleri arasında, Rusya’nın Myanmar’daki yeni askeri yöneticilere verdiği desteğin en açık göstergesi.[21]
Rusya Güney Doğu Asya’daki savunma işbirliği çok ortaklığı vardı. Güney Doğu Asya’da silah ihracatı için büyük pazar olarak Vietnam, Endonezya, Malaysia, Laos, Rus silahlarından tercih ediyor. Rus silahları iyi, kullanımı kolay ve özellikle Rusya’nın silah ihracatı politikası şart gerektirmiyor. Myanmar, potansiyel bir Rus silah pazarı ve ortağıdır. Elbette Myanmar ordusu da Rus silahlarını seviyor, Çin’e fazla bağlı kalmamasını daha çok askeri ortak istiyorlar.
ASEAN devletler bu Nisan ayında Myanmar’daki durumu görüşecek ve tartışacak. Askeri darbenin ardından Myanmar’da son zamanlarda tırmanan şiddet, ASEAN ülkelerini derinden endişelendirdi. ASEAN’daki ülkelerin fikir birliği görüşü ile sorun ancak taraflar arasında siyasi diyalog yoluyla çözülebilir. Tarafların şiddeti azaltması ve sivillerin güvenliğini sağlaması gerekiyor. ASEAN devletlerin üyelerinin görüşleri bir üye devletin iç işlerine karışmaz. Dolayısıyla Myanmar’ın geleceği sadece Myanmar halkı ve bu ülkedeki partiler tarafından kararlaştırılabilir. Taraflar birbirleriyle oturup konuşamazlarsa Myanmar bir iç savaşın eşiğindedir. Özellikle muhalefet grubunun arkasındaki dış güçlerin ve etnik azınlık topluluğunun ayrılma talebinde bulunan şiddeti kışkırtmak. Milletin iyiliği için, Myanmar’daki partilerin yakında ortak bir ses bulacağı umuluyor.
Mai BUIXUAN – SASAM Asya – Pasifik Masası Direktörü
[1] Tarihsel Çalışmalar “Myanmar tarihi” https://nghiencuulichsu.com/2014/01/06/lich-su-myanmar/ (6/01/2014)
[2] Houtman, Gustaaf (1999). Mental Culture in Burmese Crisis Politics: Aung San Suu Kyi and the National League for Democracy. ISBN 4-87297-748-3.
[3] Myanmar tarihi https://nghiencuulichsu.com/2014/01/06/lich-su-myanmar/
[4] Myanmar tarihi https://nghiencuulichsu.com/2014/01/06/lich-su-myanmar/
[5] Khin Kyaw Han, MP-NLD,Yenangyaung “1990 MULTI-PARTY DEMOCRACY GENERAL ELECTIONS”. National League for Democracy. iBiblio.org. (Erişim Tarihi 11/7/2006.)
[6]Thanh Thao ‘’ Aung San Suu Ky’nin hayatı ‘tepeden ve aşağı’’ Vietnamnet https://vietnamnet.vn/vn/the-gioi/chan-dung/cuoc-doi-len-thac-xuong-ghenh-cua-ba-aung-san-suu-kyi-709983.html (Erişim Tarihi: 01.02.2021)
[7] Hung Cuong ‘’ Başkan olarak görev yapmadan Bayan San Suu Kyi, Myanmar’ı yönetmeye devam ediyor. VOV.VN http://la34.com.vn/tin-tuc/khong-lam-tong-thong-ba-san-suu-kyi-van-lanh-dao-myanmar/ (Erişim Tarihi: 07.04.2021)
[8] Bao Vinh ‘’ Myanmar’ın Refahı: Aung San Suu Kyi ve mücadele’’ Dünya-Thanh Nien https://thanhnien.vn/the-gioi/thinh-suy-myanmar-aung-san-suu-kyi-va-cuoc-dau-tranh-kho-ai-1343390.html (Erişim Tarihi: 19.02.2021)
[9] Thanh Thao ‘’Myanmar’daki asker darbesi’’ https://vietnamnet.vn/vn/the-gioi/chan-dung/cuoc-doi-len-thac-xuong-ghenh-cua-ba-aung-san-suu-kyi-709983.html (Erişim Tarihi:01.02.2021)
[10] PHƯƠNG ANH VTC News https://vtc.vn/toan-canh-cuoc-dao-chinh-quan-su-o-myanmar-ar594010.html
[11] Bao Anh ‘’ Rusya ve Çin yüzünden Birleşmiş Milletler’in Myanmar ordusunu cezalandırması zor’’ Tuoitre https://tuoitre.vn/vi-nga-va-trung-quoc-lien-hiep-quoc-kho-trung-phat-quan-doi-myanmar-20210304105917907.htm (Erişim Tarih:04.03.2021)
[12]An Huy ‘’ Myanmar’ın “altın madenlerini” keşfedin’’ VnEconomy (25.01.2013)
[13] Statista İMyanmar: Gross domestic product (GDP) in current prices from 2005 to 2025’’ https://www.statista.com/statistics/525760/gross-domestic-product-gdp-in-myanmar/
[14] Tam Thanh (Nekkei Asia) ‘’Myanmar ordusunu darbeye itme motivasyonu’’ https://vnexpress.net/dong-luc-thuc-day-quan-doi-myanmar-dao-chinh-4240907.html (Erişim Tarihi:28.02.2021)
[15]Tam Thanh (Nekkei Asia) https://vnexpress.net/dong-luc-thuc-day-quan-doi-myanmar-dao-chinh-4240907.html
[16] Vu Thanh Cong “Myanmar’da Bir Kuşak, Bir Yol – Bölgesel jeostratejik değişimde milyar dolarlık projeler” Doğu Deniz Araştırma http://nghiencuubiendong.vn/y-kien-va-binh-luan/6042-mot-vanh-dai-mot-con-duong-qua-myanmar
[17] Thanh Cong “Myanmar’da Bir Kuşak, Bir Yol – Bölgesel jeostratejik değişimde milyar dolarlık projeler” http://nghiencuubiendong.vn/y-kien-va-binh-luan/6042-mot-vanh-dai-mot-con-duong-qua-myanmar
[18] Son Duan https://thanhnien.vn/the-gioi/tong-thong-my-barack-obama-tham-myanmar-48968.html
[19] Thomas Carr Supporting the Transition Understanding Aid to Myanmar Since 2011.4.bs.( February 2008).
[20] THE ASAHI SHIMBUN ‘’ Japan to suspend new Myanmar ODA projects but says not sanction’’ http://www.asahi.com/ajw/articles/14219640#:~:text=Japanese%20ODA%20to%20Myanmar%20in,actual%20figures%20of%20its%20assistance. (Erişim Tarihi: 25.02.2021)
[21] Thu Phuong (Reuters) https://vnexpress.net/nga-muon-tang-cuong-quan-he-quan-su-voi-myanmar-4254387.html (Erişim Tarihi:26.03.2021)
[…] Batı Burma’daki Karen eyaletlerine, İngiliz koruması altında 1875 Antlaşması uyarınca bağımsızlık verildi. Kuzeydeki Shan eyaletlerinin reisleri, Genel Vali tarafından tahta çıkarıldı ve İngiliz gözetiminde kendi ayrıcalıklarını bahşetti. Kachin bölgesinde yerel yöneticilere Shan eyaletinden daha fazla güç verildi. Etnik azınlıkların az nüfuslu olduğu bölgelerde Wa, Naga, Chin vb. Gibi Çin’e yardım eden gruplar, yerel bürokrasi tarafından dolaylı olarak İngiliz sömürgeciliği tarafından yönetiliyor.[1] […]