Çağ Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Mersin Üniversitesi ve Atatürk Araştırma Merkezi işbirliği ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle 16 Şubat 2021 Salı Günü Çağ Üniversitesi’nde düzenlenen “Uluslararası Doğu Akdeniz Güvenlik, Barış ve İstikrar Kongresi”ne katılım sağladık. Kamuoyunun yakından tanıdığı, akademisyenlerin, büyükelçilerin, gazetecilerin ve uzmanlar ile Yunanistan ve İsrail’den de temsilcilerin katıldığı kongreye Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezini temsilen; SASAM Uzmanı ve Medya İletişim Sorumlusu Umut Berhan ŞEN, SASAM Hukuk ve İnsan Hakları Masası Direktörü Mehmet Emre YILDIZ ve Sahipkıran Akademi Başkanı Beril KAHRAMAN gözlemci olarak katıldı. Kongre başkanlığını E. Büyükelçi ve Çağ Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Engin OBA üstlendi. Ayrıca E. Büyükelçi Tugay ULUÇEVİK, E. Büyükelçi Selahattin ALPAR, E. Amiral Cem GÜRDENİZ, Prof. Dr. Sertaç Hami BAŞARAN, Prof. Dr. Byra REDDY, Dr. Duygu Dersan ORHAN, Doç. Dr. Azime TELLİ, gazeteci yazar Mehmet Ali GÜLER, Yunanistan’dan Dr. Anthony Derizlotis, İsrail Tel Aviv Üniversitesi’nden Dr. Nir Boms gibi isimler kongreye katılım sağladılar.
Kongrede dile getirilen bir takım görüş ve öneriler kısaca şu şekilde özetlenebilir:
-GKRY ve Yunanistan, AB’yi arkasına alarak, Türkiye’yi Antalya- İskenderun körfez hattına hapsetmek istemektedir.
-LİBYA’da hem ideolojik hem reel politik bağlamda bölünmüşlük söz konusudur. RF ve Fransa Hafter’i desteklerken, ABD çekimser davranmaktadır. Bölgesel ve küresel aktörlerin uzlaşması gerekmektedir.
-RUSYA, Almanya ve Fransa’ya karşı Doğu Akdeniz’de Türkiye ile stratejik ortaklık geliştirmek istemektedir.
-Doğu Akdeniz’de Rus yayılmacılığı tehlikesine karşı ABD varlığı bir denge unsuru olarak kullanılabilir.
– Kurulacak ortak bir Balkan Konfederasyonu ile bölgesel istikrara katkı sağlanabilir.
SASAM’ın kongre gündemine ilişkin genel değerlendirmesi ise şu şekildedir:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Uluslararası Hukuka uygun olarak BM’nin meşru olarak tanıdığı ve desteklediği LİBYA UMH ile münhasır ekonomik bölge antlaşması yapmış ve Mavi Vatan olarak adlandırdığı deniz sınırlarını belirlemiştir. Dolayısıyla mevcut devlet politikalarından taviz verilmesi veya tartışılmaya açılması dahi söz konusu değildir. Bölgedeki tüm aktörlerle ikili ve çok taraflı iyi niyet esasına dayalı ilişkilerin güçlendirilmesi önem taşımaktadır. Ayrıca bir Balkan Konfederasyonu önerisi yerine Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün mimarı ve kurucusu olduğu BALKAN PAKTI’nın günümüzde tekrar güncellenerek, Türkiye’nin önerisi ve liderliğinde yeniden tesis edilmesinin ülkemizin milli menfaatleri ve bölgesel güvenlik, barış ve istikrar açısından rasyonel ve faydalı bir çözüm olacağına inanıyoruz.