Twitter Facebook Linkedin Youtube

ANKARA ZİYARETİNİN ARDINDAN IRAK BAŞBAKANI KAZIMİ

Asıl adı Mustafa Abdullatif Muşettet olan Mustafa el- Kazımi, 1967 yılında Bağdat’ın zengin bir bölgesi olan Kazımiye’de dünyaya geldi. Ülkenin 6 ncı Şii başbakanı olan Kazımi, Liseyi Bağdat’ta tamamladıktan sonra, üniversiteye başlamadan 18 yaşındayken Saddam Hüseyin’in baskıları sonucunda Kuzey Irak üzerinden 1985’te İran’a, ardından Almanya’ya ve daha sonra İngiltere’ye yerleşmiştir. Irak’a dönene kadar çoğunlukla Birleşik Krallık ve ABD’de yaşadı. 2003 sonrası geldiği Irak’ta bazı gazetelerde yazarlık ve başyazarlık yapan Kazımi, Irak Cumhuriyetinin şu anki Cumhurbaşkanı Berhem Salih’e ait olan “Al-Usbuiah” dergisinin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Ayrıca Irak’ın ABD tarafından işgal edilmesini izleyen süreçte Saddam rejiminin işlediği suçları soruşturma ve anlaşmazlıkları çözme komisyonunda görev aldı. Irak Hafızası Kurumunun başkanlığını yürüttüğü dönemde  Saddam Hüseyin dönemindeki BAAS iktidarının kurbanları hakkında bilgi, belge topladı; tanıkları dinledi ve bunları filmleştirdi. Bu görevler dışında Bağdat ve Londra’dan, coğrafi ve sosyal sınırları ortadan kaldıran işbirliği yoluyla krizlerin çözümünde şiddete alternatif olarak toplumlar ve kültürler arasındaki boşlukları doldurmayı ve diyalog kurmayı amaçlayan bağımsız bir kuruluş olan İnsani Diyalog kurumu yönetiminde yer aldı. Kâzımi’nin “Irak Meselesi” ve “Geçmiş ile Gelecek Arasında Uzlaşma” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Her ne kadar tarafsız biri olarak tanımlanıyorsa da Dava Partisi liderlerinden ve eski Bakanlar Kurulu Sekreteri Mehdi Alaki’nin damadıdır.

Kâzımi kendisinden önceki başbakanlardan Haydar İbadi hükümeti tarafından 7 Haziran 2016 tarihinde Irak Ulusal İstihbarat Servisi Başkanlığı görevine getirildi. (2003 Irak işgalinden sonra, Paul Bremer (Amerikalı diplomat Lewis Paul Bremer ; ABD’nin Irak’a girerek Baas rejimini devirmesinden sonra 11 Mayıs 2003 ile 28 Haziran 2004 tarihleri arasında Irak Devlet Başkanlığı statüsünde olan Geçici Koalisyon Yönetimi’nin başkanlığını yaptı.) tarafından, Saddam Hüseyin’in askeri ve güvenlik hizmetleri dağıtıldı. Irak’ta güvenlik durumunun kötüye gidişi ve işgale karşı Irak direnişinin daha güçlü ve daha şiddetli hale gelmesiyle, bir gizli servis ihtiyacı daha acil hale geldi.Irak Ulusal İstihbarat Servisi (INIS): Nisan 2004 yılında ABD tarafından atanan geçici hükümet tarafından kuruldu. İlk etapta 500 ila 2000 görevli istihdam edilmesi ve ABD hükümeti tarafından finanse edilmesi kararlaştırılmıştır. Irak ulusal istihbarat örgütü doğrudan CIA tarafından idare ediliyor.) Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin ülkedeki hükümet karşıtı protestoların ardından istifa etmesiyle birlikte Cumhurbaşkanı Berhem Salih, hükümeti kurma görevini  6 Şubat 2020 tarihinde Irak eski Başbakanı İyad Allavi’nin kuzeni Irak eski İletişim Bakanı Muhammed Tevfik Allavi’ye vermiştir. Ancak, Allavi’nin parlamentoda yeterli desteği alamaması nedeniyle parlamento güvenoyu verilmesi için toplanamamıştır. Muhammed Tevfik Allavi’nin hükümeti kurma teşebbüsünün başarısız olması sonucunda Cumhurbaşkanı Salih, Necefli bir siyasetçi olan Adnan ez-Zurfi’ne bu görevi verdi. Zurfi’nin de  hükümet kuramaması üzerine, bu kez 9 Nisan’da yeni teklifi siyasi partilerin üzerinde anlaştığı Mustafa el- Kazımi’ye sundu.

Kazımi’ye hükümeti kurma görevinin verilmesi  ile Mukteda es-Sadr’a bağlı Sairun Koalisyonu ile İran’a yakın Şii partiler, Sünnilerin meclisteki en büyük grubu Irak Güçler İttifakı ile Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve Kürdistan Yurtseverler Birliği’nden (KYB) de destek açıklamaları yapılmıştı. Irak seçimleri öncesi İran İslam Cumhuriyeti’nin dini lideri Ali Hamaney’in ofisinden yapılan açıklama, “ABD’lilerin Irak’a bakışı ise bizimkinin tam tersidir. ABD, kelimenin tam anlamıyla düşmandır. ABD, bağımsız bir Irak ile güçlü ve çoğunluğun desteklediği bir hükümet istemiyor. ABD için Irak’ta Başbakan’ın kim olduğunun önemi yok.  Saddam Hüseyin’in devrilmesi sonrası ilk yıllardaki Paul Bremer hükümeti gibi bir yönetim istiyor. ABD askerlerinin çıkarılmasıyla ilgili Irak Meclisi, hükümeti ve halkının aldığı kararın takip edilmesini umuyoruz. General (Kasım) Süleymani suikastını unutmayacağız ve Amerikalılara benzer bir darbe indireceğiz.” şeklindeydi. Kazımi, 7 Mayıs 2020 tarihinde Irak Temsilciler Konseyi’nde yapılan oylama sonucunda kurduğu hükümet güvenoyu alarak Irak Başbakanı oldu. 5 ay boş kalan başbakan koltuğuna oturan Kazımi; ülkenin bir çok sorunuyla karşı karşıya kalmış olsa da  hem ABD’den destek görüyor, hem de  İran’dan destek görüyor. Kendisi de Şii olmasına rağmen daha laik bir yaklaşım gösteren Kazımi, ABD işgalinden bu yana Irak başbakanlarının Şiiliği ön planda isimler olması geleneğine son verdi.

2003 sonrasında Irak siyasetinin başlıca aktörü haline gelen Şiiler, 2018 seçimlerine önceki seçimlerin aksine bölünmüş bir şekilde girmiş ve seçimlerden sonra da hükümeti kurabilmek için bir araya gelememiştir. Irak Hizbullahı’nın en son başbakan adayı Kazımi’yi 3 Ocak 2020 tarihinde İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve Haşdi Şaabi Komisyonu eski Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi Mühendis’in (Cemal Cafer İbrahim) ABD tarafından Bağdat’ta öldürülmesi konusunda ABD’ye bilgi vermek ile suçlanmış ve hükümeti kurma görevini alması İran’a yakın aktörlerin girişimi ile engellenmiştir. İranlı komutan Kasım Süleymani suikastında parmağı olmak ile suçlamasının ardından ülkede hükümet kurma krizi yeniden yükselirken Kazımi’nin başbakanlık serüvenine ilk desteğin ABD’den gelmesi gözlerden kaçmadı. 2003’den beri adeta ABD ve İran işgalinde olan Irak kendi içinde bin parça bölünmüş durumda. ABD’nin işgali sonrasında Kürtler arasındaki o birliktelik de şuan yok. Ayrıca o dönemde İran’ın da yönlendirmesiyle söz birliği yapabilen Şii oluşumların hepsi de birbiriyle kavgalı…Hal vaziyet böyle olunca Başbakan Kazımi’nin işi zor gözükmektedir…

Kazımi ile ilgili uluslararası medyada çıkan birkaç haber… Yorumsuz…

*Fransız sağ kesimine hitap eden Le Figaro gazetesi, kendisini siyasi kimliğiyle değil, istihbarat kimliğiyle haber yaptı: “İstihbaratın bir numaralı şefi, başbakan oldu. ABD’ye yakın duruyor; İran ile dostane ilişkiler kuruyor.”

*Bir okuyucusunun El Quds El Arabi gazetesinin başyazısındaki yorumuna yanıtı ise hayli dikkat çekicidir: “Kâzımi’nin teni Amerikalı, ruhu İranlıdır.” Esnek, iyi bir müzakereci, kırmızıçizgisi olmayan ve daima sopayı ortasından tutmasını bilen usta siyasetçi” olarak tanımlanan Kâzımi’nin programının özü şudur: “Mevcut mezhepçi, etnik sistemi korumak; ABD ile İran’ı hoşnut etmek ve hasımların rızasını almak.” 

*Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü’nden araştırmacı Michael Knights, Kazımi’nin İran’a daha yakın siyasilere göre daha avantajlı olduğunu ifade etti: ‘ABD’ye hiçbir İran destekli adayın yapamayacağı kadar sert davranabilir. ABD’nin saygıyla baktığı bir aday, Irak için daha fazlasını alabilir. Eğer Kazımi, (ABD Dışişleri Bakanı) Mike Pompeo’ya bir ihtiyacından bahsetse, ABD onunla anlaşmaya varmaya açık olacak.’

Dr. İmbat MUĞLU

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: