1 Aralık, Kazakistan’da Birinci Cumhurbaşkanı Günüdür. Her ne kadar bu gün ulusal bir bayram ise de bu sadece Kazakistan için değil, tüm Türk Dünyası için önemli bir gündür. Bunun sebebi Nazarbayev’in Türk Dünyası bütünleşme sürecinde önemli bir lider konumunda olmasıdır. Bu bağlamda Nazarbayev’in katkılarını hatırlamakta yarar var diye düşünüyorum.
Uzun yıllar süren işgal ve SSCB dönemlerinin ardından, 1990’lı yılların başında Türk kimliğine aidiyet hissi bağlamında Kazakistan’ın durumunun çok ağır olduğu unutulmamalıdır. Ülke nüfusunun ancak %40’ı Kazak Türklerinden oluşmaktaydı. Sayıca az olan Kazakların yarısı da ana dillerinde konuşamıyorlardı. Diğer bir ifadeyle, Kazakistan’ın kimlik bağlamında Türk Dünyasının bir parçası olarak tanımlanması oldukça zordu. Ancak buna rağmen, Nazarbayev Türkiye ile yakın ilişki kurmaya başladı. Diğer Türk devletlerin bu derecede ağır bir demografik sorunu bulunmamaktaydı.
Öte yandan Kazakistan’ın Rusya ile 7000 km’lik kara sınırı bulunmaktadır. Hiçbir Türk devletinin Rusya ile bu kadar uzun sınırı yoktur. Kazakistan’daki kalabalık Rus nüfusuna bu uzun sınırı eklediğinizde, Kazakistan’daki Rusya’nın ne kadar etkili olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan bakıldığında Nazarbayev’in Rusya tarafından özellikle 1990’lı yılların başında tehdit olarak algılanan Türk devletler zirvesine katılması Kazakistan’ı zor duruma düşürebilirdi.
Bu vaziyete rağmen Kazakistan, Nazarbayev nezdinde Türk devlet başkanları zirvelerine katılım sağlamıştır. 2000’li yılların başına doğru söz konusu zirveler ivmesini kaybetmiş ve bazı Türk devletleri artık zirvelere katılmamaktaydı. Ancak, Nazarbayev beklentinin tersine tamamen farklı politika izlemekteydi. 2000’li yılların başına kadar Nazarbayev hem iç politikada hem dış politikada dengeleri oluşturmuş bulunmaktaydı.
Ülke içinde Nazarbayev, demografik dengenin oluşması adına iki önemli adım atmıştı. Birincisi, ülke başkentini güneyden kuzeye taşımıştı. Böylece güneydeki Kazaklar kuzeye doğru göç etmeye başlamıştır. İkincisi, Kazakistan ülke nüfusundaki Kazakların oranını arttırmak için yurtdışındaki Kazakların ülkeye gelmelerini teşvik etmeye başladı. Komşu Rusya, Çin ve Özbekistan’da yaklaşık 4 milyon Kazak yaşamaktaydı. Bugüne kadar 2 milyona yakın Kazak, anavatanlarına yani Kazakistan’a dönmüştür.
Dış politikada Nazarbayev diğer eski Sovyet ülkelerinden farklı olarak Rusya ile yakın işbirliği geliştirmeyi öncelik olarak belirlemiştir. Nazarbayev’e göre, Avrasya bölgesinde barış ve istikrarın kurulması ve korunması için öncelikle bölgedeki Türkler ve Ruslar’ın bir arada yaşamayı ve birbirine güvenmeyi öğrenmeleri gerekmektedir. Nazarbayev’in Kazak dış politikası için geliştirdiği bu yaklaşım aynı zamanda tüm Türk Dünyası için geçerlidir.
Nazarbayev’in Rusya liderleri Boris Yeltsin ve Vladimir Putin ile güvenilir ilişki kurması Kazakistan’ın Türk Dünyasında daha etkin politika üretmesinin yolunu açtı. 2000’li yılların ortasından itibaren Kazakistan, Nazarbayev liderliğinde adeta Türk Dünyasının bir öncüsü olarak hareket etmeye başladı. Türk devlet başkanlarının 2006 Antalya zirvesinde Nazarbayev, Türk Dünyası bütünleşme sürecine ivme kazandırmak için önemli önerilerde bulundu. Bu öneriler doğrultusunda 2006 yılında Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan ve Kırgızistan parlamentolarının üye olduğu Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) kuruldu. 2009 yılında ise Nahçıvan Anlaşmasıyla Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan ve Kırgızistan tarafından Türk devlet başkanları zirvelerinde alınan kararları takip edecek Türk Keneşi kuruldu. Böylece Türk Dünyası bütünleşme süreci kurumsallaşma aşamasına geçmiş oldu. Bugün genişleme süreciyle ve etkinliğini artırmasıyla Türk Keneşi, Türk Birliği idealinin somut alana yansımasını temsil etmektedir.
Sonuç olarak, Kazakistan’ın kurucu cumhurbaşkanı ve Elbaşı Nursultan Nazarbayev’in bilgece politikaları Türk Dünyasının bütünleşmesini hızlandırmıştır. Onun Rusya ile geliştirdiği dengeli politikası Karabağ konusu dâhil coğrafyamızdaki pek çok sorunun çözülmesine yol açtı.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu değerler dizisiyle uyumlu olarak, Türkiye ile güçlü bir işbirliği geliştiren Nazarbayev’in katkısıyla Türk Dünyası, Avrupa ve Asya arasında etkin bir özne olarak yükselmektedir. Bu gerçekliği bölgesel ve küresel güçler artık dikkate almak zorundadırlar. Türk asrını başlatan değişimin arkasında duran derin aklın parçası olan Nazarbayev’in günü 1 Aralığı, sadece Kazakistan değil tüm Türk Dünyasının kutlaması yerinde olacaktır.
Mesut Emre KARAKÖSE
SASAM Başkanı