Hindistan ile Çin arasında geçtiğimiz Mayıs ayında başlayan ve 15 Haziranda 20 Hintli askerin ve 40 Çin ordusu askerinin ölümüyle daha da yükselen gerilim sonucunda, iki büyük nükleer gücün karşı karşıya gelme tehlikesi nedeniyle tüm dikkatler şu an bölgeye çevrilmiş durumda. İki ülke arasında, zaten yıllardır çeşitli nedenlerle gergin olan ilişkiler, Hindistan ile Çin arasındaki tansiyon, bu defa Keşmir’in statüsü yüzünden yükseldi.
Hatırlamakta fayda var; Çin Devrimi ve Hindistan’ın bağımsızlığı ile birlikte yeni kurulan iki ülke arasında karşılıklı ilişkiler tesis edilmişti. Zaten Çin’i ilk tanıyanlar arasında Hindistan da bulunmaktaydı. Bu durum iki ülke arasında dostane ilişkiler oluşmasına neden oldu. Fakat bu durum Tibet olayı ile sonlandı. Savaşın nedeni, iki ülkenin Himalayalarda bulunan sınırları üzerindeki anlaşmazlıklar gibi görünse de, bu savaşın başlamasına yol açan başka etkenler vardır.
Çin Halk Kurtuluş Ordusu 1950 yılında Tibet’e askeri müdahalede bulundu ve kısa sürede bölge üzerinde hakimiyet kurdu. Çin’in Tibet’i ele geçirmesiyle birlikte 3,225 kilometrelik bir sınıra sahip olan iki ülke, sürekli bu sınır üzerinde düşük yoğunluklu muharebeler yaşamaya başladılar. 1950’den itibaren Çin, Hindistan’ın kuzeyinde yer alan bazı bölgeleri de Çin’e dahil olarak gösteren haritalar yayınlamaya başladı. Bunun üzerine Hindistan, Çin Komünist Partisi’ne Çin’in Tibet politikasına karşı çıkan bir mektup yolladı. Bu mektup, iki ülke arasının açılmasına neden oldu. 1959 yılında Tibet’te yaşanan isyan ve Dalay Lama’nın Hindistan’a sığınması zaten kötü olan iki ülke ilişkilerini içinden çıkılmaz bir hale sürüklemiştir. İki ülke arasında, sorunların çözümü için 1960-1962 yıllarında müzakereler yapılmasına ragmen somut bir sonuç alınamayınca, Çin Halk Kurtuluş Ordusu birliklerinin 20 Ekim 1962’de Hindistan’ın kuzey doğu bölgesindeki Çin-Hint sınırlarından saldırıya geçmesiyle savaş tekrar başladı. Bu esnada, Aksay Çin’de (Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin Hotan iline bağlı olan, Çin’e ait bir bölgedir. Aksay Çin bölgesi Çin ile Hindistan arasında paylaşılamayan bir bölgedir.) konuşlandırılmış bulunan Çin birlikleri de saldırıya geçerek ilerlemeye başladı. Savaşın muharebe alanı denizden yüksekliği 4,250 metreye ulaşan dağlık bir coğrafya olmuştur. Savaş boyunca, devletler Hindistan’a desteklerini sunmuşlardır. Savaş Çin’in askeri zaferiyle sonuçlanmıştır. Bununla birlikte bazı kaynaklar Çin’in saldırgan bir görüntü çizdiğini öne sürerek siyasi açıdan kazançlı çıkmadığını belirtmektedir.
Savaş sırasında ve sonrasında ABD, Hindistan’a destek olmuştur. (ABD, bu desteğini halen sürdürmektedir.) Ayrıca SSCB yönetiminin de savaş öncesinde ve sonrasında Hindistan lehine bir politika izlemesi Çin ile Sovyetler Birliği arasındaki diplomatik ilişkilerin bozulmasına yol açmıştır. Hindistan’ın önderlik ettiği Bağlantısızlar Hareketi’ne bağlı ülkelerin kendisi lehinde herhangi bir müdahalede bulunamaması Hindistan’da hayal kırıklığı yaratmıştır. Ordusundaki zayıflıkların farkına varan Hindistan, ordusunun çağdaşlaştırılması ve güçlendirilmesi için, tanklarınon modernizasyonu için ABD ile işbirliği yapmaktadır. Ayrıca, hava kuvvetleri ve uzay güvenliği çalışmalarında da yeni bir işbirliği tesis edilmiştir.
1962’deki savaş sonrası, barış antlaşmalarının imzalanması 1993 ve 1996 yılında gerçekleşmiştir. Ancak bu antlaşmalar sonuç vermemiş ve sınır anlaşmazlıkları günümüzde bile iki ülkenin zaman zaman karşı karşıya gelmesine yol açmaktadır. Bugünlerde yaşanan çatışmanın ana nedenlerinden birisi de budur. Ancak bir diğer ikinci önemli neden; ABD’nin Çin’i kuşatma stratejisi içerisinde büyük yer tutan Hindistan’ın hem bölgesel hem de küresel açıdan potansiyel stratejik harekat kabiliyetini kullanamamasıdır.
Çin ve Rusya’nın yakınlaşmasının yanısıra, Avrasya’da Çin ve Hindistan’ın da yakınlık kurması ABD açısından stratejik anlamda büyük bir tehdittir. Avrasya’da askerî açıdan güçlü olan ABD, Covid19 salgın süreci yaşanırken, müttefik olarak gördüğü ülkelere ekonomik açıdan destek vermekte büyük sıkıntılar yaşıyor. Ayrıca Çin, Bir Kuşak Bir Yol projesiyle Avrasya’yı stratejik açıdan konsolide ederken ABD’nin şu sıralar kendi bünyesinde yaşadığı iç karışıklıklar, bölgede istediği gibi bir grand strateji inşa etmesini olanaksız kılıyor. Hatırlatmakta fayda var, 2018 yılında ABD ve Hindistan arasında iletişim ve ekipman alışverişini kolaylaştıran İletişim Uyumluluğu ve Güvenlik Anlaşması (COMCASA) imzalanmıştı. Hemen sonrasında ise, Donald Trump’ın yaptığı Hindistan ziyareti ve ardından Hindistan’a yapılan üç milyar dolarlık silah satışı da aslında Çin’e karşı yapılan stratejik bir hamledir. Son olarak, geçtiğimiz hafta, Çin-Hindistan sınırındaki, Çin ve Hint kuvvetleri geri çekildi. Bundan sonraki süreçte, Hindistan’da kalıcı bir Keşmir politikası değişikliği olabilir. Zira, Covid-19 tüm dengeleri altüst etmiş durumdayken, artık radikal jeopolitik ve etnik politikaları sürdürmek eskisi kadar kolay değildir.
Umut Berhan ŞEN – SASAM Uzmanı