“Yadlar ve tatlar Dersaadet’e konagelir.
Ya sadaret ya vezaret umagelir.
Oğuz Dersaadet’e Han’ı göregelir.
Ya canını ya malını veregelir”
Mesut Emre KARAKÖSE
Oğuzlar, büyük ve güçlü Türk Milletinin en eski, güçlü, sayıca kalabalık, kültür ve medeniyet bakımından üstün boylarındandır. Oğuz kelimesinin ok gibi doğru ve güçlü anlamları vardır. Selçuklu ve Osmanlı dönemleri Oğuzların zirveye ulaştığı çağlardır. Türkiye ahalisinin kahir ekseriyeti de Oğuz boylarına mensuptur. Girişteki dörtlükte belirtildiği üzere yabancılar başkente konmaya gelirler ve makam ve mevki umarlar. Oysa Oğuzlar Devletin başkentine Hanın şahsında vatan, bayrak, egemenliklerini görmeye ve gerekirse canını ve malını vermeye gelirler. Devletin bu fedakârlığı arık görmesi ve Oğuz’a vefa göstermesinin sembolü olarak Ankara’ya Oğuz Han anıtı çok yakışacaktır.
Yüce Allah (c.c.) Kur-an’ı Kerim de Hud suresi 40. ayette mealen “Nihayet emrimiz geldi ve sular coşup yükseldi. Nûh’a dedik ki: “Her türden (hayvan) birer çift ile -daha önce haklarında hüküm verilmiş olanlar dışında- aileni ve iman edenleri gemiye bindir!” Zaten onunla birlikte pek azı iman etmişti.” buyurmaktadır. Rivayete göre Hz. Nuh’un oğullarından birisi (Yam/Kenan) babasının gemisine güvenmeyip “bir dağ başı bulup canımı kurtarırım” deyip gemiden atlamıştır. Üç oğlu kalmıştır: Ham, Sam, Yafes. Oğullarından Yafes’in yaşayan sekiz oğlu olup birisinin adı da Türk’tür. Türk’ten türeyen kavme (soya, millete) Türk adı verilmiştir.
Türk’ün onuncu torunu Oğuz Han (Mete Han)’dır. Oğuz Han’dan türeyen Türklere, Oğuzlar denmektedir. Oğuzların daha önce Müslüman olanına Türkmen, Türkmen’in göçebe yaşayanına Yörük, Şii mezhebine yakın olan Türkmenlere ise Alevi, Kızılbaş veya Tahtacı denilmektedir. Oğuz Han’ın altı oğlu olmuştur. Üç büyük oğluna Bozoklar, üç küçük oğluna da Üçoklar denilmektedir. Her bir oğlunun da dörder oğlu olmuştur. Bütün Oğuzlar yirmi dört boydan oluşmaktadır. Selçuklular Kınık boyundan, Osmanlılar Kayı boyundan, Adana’daki Ramazanoğulları Yüreğil boyundan, Karaman Oğulları Avşar boyundan, Akkoyunlular ve Safeviler Bayındır boyundandır.
Türkiye-Türkmenistan Dostluk Derneği Kurucu Başkanı Sn. Selahattin Baysal öncülüğünde yapılan araştırmalar sonucunda ulaşılan bilgilere göre, Başkent Ankara çevresinin Oğuz yerleşimi yönünden incelenmesinde görülen durum dikkate değer sonuçlar ortaya koymuştur. Buna göre il sınırlarının en güneyinde Konya yolunda Eymür Köyü, biraz doğusunda Bayındır ve Yüreğil Köyleri, kuzeydoğuya doğru Pursaklar yakınında Peçenek, Akyurt yakınında Kızık, Esenboğa Havaalanın bulunduğu köy ise Büğdüz Köyüdür. Ankara’nın kuzeyine doğru Çubuk ilçesinin etrafında Kargın, Yazır, Kızık ve Çavundur yerleşim yerleri, Ankara’nın tam kuzeyi Karşıyaka Mezarlığının yanında Yıva, Kazan ilçesi çevresinde Peçenek, Eymür, Kınık, Kayı yerleşim yerleri bulunmaktadır. Kazan-Kızılcahamam arasından Kızık, Bayındır, Kınık, Peçenek, Avşar ve Bayat yerleşim yerleri bulunmaktadır. Ankara’nın batısındaki Ayaş ilçesi civarında Kayı ve Avşar yerleşim yerleri bulunmaktadır. Ankara’nın en batısında ise Peçenek ve Dodurga yerleşim yerleri bulunmaktadır. Görüldüğü gibi Ankara civarında çok sayıda Oğuz boyu adı taşıyan yerleşim yeri bulunmaktadır. Türk Dünyası’nın bütün şehirleri ve bölgeleri incelendiğinde Ankara gibi Oğuz Boylarıyla çevresindeki yerleşim adlarının örüldüğü şehir az sayıdadır. Bu durum Türk Milletinin en önemli kollarından biri olan Oğuzlar (Türkmenler) için son derece önemli ve iftihar verici bir durumdur.
Ankara’nın Başkent olmasında en önemli gerekçelerden birisi Ankara civarının Oğuz Boylarından oluşması ve kedisi de bir Oğuz olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu durumu tespit ederek burayı ebedi Türk başkenti yapmış olmasıdır. Ekteki haritada bu yerleşim yerleri bir bir yerinde tespit edilerek işaretlenmiştir. Bu sebeple Türk’ün onuncu torunu Oğuz Han Atamıza atfen bir anıtın Ankara’nın şehir merkezinde uygun görülecek bir yerde tarihi bir atmosferde yapılarak, Türk Milletine bir hatıra olarak gösterilmesi herkes tarafından arzu edilecek bir durumdur.
Ankara’da ortak tarik ve kültürümüzle hiçbir ilgisi olmayan onlarca yabancının ismi cadde ve sokaklarda yaşamaktadır. Yabancı ülke ve yer adları, telaffuzu ve yazımı zor devlet adamı ve asker isimleri çeşitli gerekçelerle meydanlara, parklara, caddelere verilmiş, hatta bunların birçoğunun heykeli dikilmiştir. Öte yandan hiçbir sanatsal ve estetik değeri olmayan bir yığın ucube Ankara’nın meydanlarını, caddelerini, parklarını, kampüslerini işgal etmektedir. Buna rağmen Oğuz Hanı ve temsil ettiği değerleri hakkıyla yaşatacak bir sembol anıt bulunmamaktadır. Türkmenistan’ın Başkenti Aşgabat şehrindeki Oğuz Han heykelinin bir benzerinin Ankara’da yapılması ya da usta heykeltıraşlar arasından yarışma yoluyla tespit edilecek bir proje gündeme alınabilir. (Türkmenistan’daki Oğuzhan heykelinin bir fotoğrafı ekte sunulmaktadır.)
Bayrak Şairimiz Arif Nihat Asya bir şiirinde;
“Yoksa şu yaprakta Yavuz!
Yoksa şu sayfada Oğuz!
Biz de yoğuz, biz de yoğuz” demektedir.
Oğuz Han milletimizin tamamı için bütünleştirici bir unsur ve ortak değerdir. Oğuz olmayanların dahi Türkiye’de ve Ankara’da huzur ve barış içinde yaşamasının başlıca teminatı Oğuzlardır. Bu şuur ve inançla, Oğuz Atamızı her daim yad etmek ve anısını diri tutmak gerekir. Devlet her sıkıştığında gözünü kırpmadan kanını, canını ve malını feda eden Oğuzlar için bu durum bir vefanın gereğidir. Yukarıda sunulan gerekçelerle Türk Dünyası’nın göz bebeği Ankara’mıza Oğuz Han Anıtı yapılması için; Kültür ve Turizm Bakanlığını, Ankara Büyükşehir ve ilçe belediyelerini, Ankara Kalkınma Ajansını, Ankara Kent Konseyi ve bileşenlerini ve bütün ilgilileri göreve çağırıyoruz.
Mesut Emre KARAKÖSE
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız