Twitter Facebook Linkedin Youtube

MATEMATİKSEL BİR DOĞA YÜRÜYÜŞÜ

Cahit GÜNAYDIN

Princeton University Press yayını, “A Mathematical Nature Walk” kitabını John Adam yazdı, TUBİTAK da “Matematiksel Bir Doğa Yürüyüşü” adıyla Türkçeye kazandırdı.

Bulutlar ne kadar ağır? Yağmur damlasının yere düşüş hızı ne? Örümcek ağının üzerindeki damlacıklar neden birbirine eşit uzaklıkta? Böyle sorular soruyorsanız bu kitap tam size göre.

Matematiksel Bir Doğa Yürüyüşü, doğayı ve matematiği ya da her ikisini seven okurlara hitap ediyor. John Adams, kitapta doğa olayları ile ilgili doksan altı soru soruyor ve temel matematik kullanarak bunları yanıtlıyor. Basit anlatımlar farklı matematik altyapılarına sahip okurların problemleri anlamalarına ve çözmelerine yardımcı oluyor. Matematiksel Bir Doğa Yürüyüşü doğanın eşsiz güzelliğini ve arkasında yatan muhteşem matematiği gözler önüne seriyor.

Fen ve Mühendislikte Matematiksel Metotlar” adlı kitap, Haluk Beker tarafından yazılmış olup Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi tarafından yayınlandı. Önsözde Haluk Beker diyor ki;

“Lineer vektör uzayları daha önce yapılan her şeyi kapsayan ve onların derinlemesine anlaşılmasını sağlayan çok temel bir konudur. Kuantum fiziği ve Elektrodinamik gibi lineer teorilerin zorluklarını kolayca aşmanın yolu matematiğin bu dalına hakim olmaktan geçer. Toplumlar refah yolunda ilerledikçe ve demokratikleştikçe çoğunluğun anlamakta güçlük çektiği konular eğitim programları dışına itiliyor. Bu da bir şekilde anlamakta güçlük çekmeyi özendiriyor olmalı ki programlar sulandıkça şikayetler azalacağına artıyor. Bilim ve teknolojide hamle yapmak isteyen toplumlar, bu kısırdöngüyü bir noktada kırmak zorunda. Matematik öğretmek kadar, öğrenmek de zahmetli bir iştir. Yeteneğin yanı sıra, sevgi ve kararlılık gibi vasıflar gerektirir. Bu gayreti gösterenlerin ödülü, Galileo’nun sözleri ile “Doğanın konuştuğu dili” anlamak olacaktır.

On lirayı elinize alıp, arkasına bakıp Cahit Arf’ın şu sözlerini anımsayın lütfen.

“Çocukluğumda benim için üç şey vardı. Matematik, tarih ve politika. Ama matematik zaten hepsini anlatan şeydi.”

Tarih bilinci olmadan geleceği şekillendiremezsiniz. Politik stratejiler geliştirmek ise oyun teorisi kadar, komplo teorileri tasarlayabilen bir Cahit ARF kadar matematik kafası gerektirir.

Cahit Arf; “Bilim ve güzel sanatlar arasında pek bir fark yoktur. Sanatçı, güzel duyguları görsel ve işitsel olarak çıkarmak için çalışır, bilim insanı ise bunu mantıkla yapar. İkisinin en önemli ortak yanı, doğayı kavramaya çalışmalarıdır.” Der.

Bilim ve sanat adamlarına değer vermeyen toplumlar, tavuk gibidir; uçamazlar. Yumurtlar ama yumurtalarını kimin aldığını da bilmez. Bilim ve sanat, kendisine değer vermeyen ülkelerde barınamaz.

Cahit ARF diyor ki; “Bu sonsuzlukları tümevarımsal bir şekilde kavrıyoruz ve kavradığımız zaman da o sonsuzluğu hissediyoruz. Ve bu, bize mutluluk veriyor: Çünkü ölümü unutuyoruz… Herkes ölümsüz olduğu alanda çalışmak ister: Ben de matematikte kendimi ölümsüz hissettim.”

Matematik öğretmeyi ve öğrenmeyi, elimize on lirayı alarak, mutlu olmak için tekrar düşünmeliyiz. Bugün dünyayı algoritmalar yönetiyor. ALGORİTMA, 780 yılında Harezm’de doğan Musa El-Harezmi’nin adının Latince telaffuzudur. Algoritmik düşünmek, Türk doğasında vardır. Yeni Cahit Arf’leri (Sergey Brin, Lawrence Page’leri) erken keşfedip, onların yeni googlelar ve facebooklar yaratacak master algoritma tasarımlarına destek olmalıyız.

PageRank (sayfa sıralaması) algoritması, Lawrence Page ve Sergey Brin tarafından şu şekilde formüle edilmiştir:

PR(A) = (1-d) + d (PR(T1)/C(T1) + … + PR(Tn)/C(Tn))

  • PR(A), A sitesinin pagerank’ini,
  • PR(T1), A sayfasına linklenen T1 sayfalarının pagerank’ini,
  • C(T1), T1 sayfasındaki giden linklerin sayısını,
  • D ise 0-1 arasında kaydedilen sönüm katsayısını ifade eder.

Yani, öncelikle, PageRank web sitelerini bir bütün olarak sıralamaz ama her sayfa teker teker belirlenir. Dahası, “A” sayfasının PageRank’ı, “A” sayfasına linklenen sayfaların PageRank’ları tarafından tekrar tekrar tanımlanır. ALGORİTMA –dijitalleşme- çağını yakalamak, kaçırmamak istiyorsak, MATEMATİK MODEL bulmak istiyorsak, en azından matematiksel bir doğa yürüyüşü yaparken Cahit Arf ve Mustafa İnan gibi bilim insanlarının kişiliğini anlamak gerek.

Tosun Terzioğlu, Cahit ARF hakkında diyor ki:

Cahit Arf’ı ilk kez tanıyan bir kişi, onun sadece matematiğe ilgi duyan bir insan olduğu izlenimi edinebilirdi. Matematik, her şeyin üzerinde ve ötesindeydi Cahit Bey için. Ancak onun TÜBİTAK’ın kurulmasında ve gelişmesinde gösterdiği çabayı ve özeni bilenler, Cahit Arf’ın öyle içine kapanık, matematikle uğraşan dış dünyayla ilgilenmeyen bir kişi olmadığını bilirler. Mühendisliğin günlük hayattan doğan problemlerine her zaman ilgi gösterirdi. Ama, bu probleme mutlaka matematiksel bir model bulmaya da çabalardı. Hele de bir de pratikten gelen bir problemi matematik olarak çözüme kavuşturursa pek keyiflenirdi. Değerli bilim adamı yine o mitolojik kahramanlardan olan rahmetli Mustafa İnan ile böyle bir işbirliği yapmış ve İnan’ın köprülerde gözlemleyip araştırdığı bir sorunun matematiksel kesin çözümünü vermişti.

Oğuz Atay, “Bir Bilim Adamının Romanı” kitabında Mustafa İnan’ın yaşamını ve bilimsel düşünce modelini çok iyi bir şekilde anlatmıştı. Bilim adamlarımızın tekrar okuması gerek. Matematik, bilimin ve doğanın dilidir. Bu dili konuşmayan ve anlamayanın gelecekte hiçbir yeri yok.

 

Cahit GÜNAYDIN
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: