Twitter Facebook Linkedin Youtube

HORASAN HEZARFENLER AYDINLANMA ÇAĞI

Cahit GÜNAYDIN

HEZARFEN; Farsçadaki “hezar” yani “bin” sözcüğü ile, Arapçadaki “fann” yani “beceri, hüner, teknik” ya da kısaca “fen” anlamındaki sözcüğün birleşiminden geliyor. Yani “bin fenli” demek… Birden fazla alanda uzmanlaşan kişilere verilen bir isim.

İngilizce karşılığı “polymath”. Bu sözcük de Yunancadaki “poly” yani “çoklu” ve “math” yani “teknik” anlamındaki “mathematike” sözcüğünün birleşmesinden geliyor. “Çok teknikli”, “çok yönlü” demek.

Günümüzde ise bilim o kadar spesifik dallara ayrılıp özelleşti ki, tek bir dalda bile uzman olmak müthiş zorken, çok sayıda bilim dalından anlamak akademik anlamda pek mümkün gözükmüyor. Bu nedenle Yenileşim atölyeleri (iLab) öncelikle “interdisipliner” (uzmanlıklar arası), sonra “multidisipliner” (çok uzmanlıklı) çalışma sahalarından oluşuyor. Bu dalların hepsinden bir şeyler anlamanız gerekiyor. Kısaca, “hezarfen” olmanız gerekiyor.

Digital Think Tanks, yani sanal düşünce ağlarında çok uzmanlıklı ve uzmanlılar arası düşünce alışverişi hızlanıyor . Zaten Cern’de doğan internetin amacı da bilgi alışverişi değil mi? Şu anda okuduğunuz sanal düşünce ağında öyle hezarfenler var ki… Onların düşüncelerinin hayata geçmesi, sadece bir sponsorun buradaki düşünceleri gerçekleştirmeye yetecek kadar bir finansman sağlamasına bağlı.

Tarihimizde hezarfenlerin yarattığı bir altın çağ var. Frederick Starr’ın KAYIP AYDINLANMA ve Ahmet Zeki Veli Togan’ın UMUMİ TÜRK TARİHİNE GİRİŞ kitaplarında referanslarını göreceğiniz altın çağ, 780’de Hezarfen El-Harezmi’nin doğuşu ile başlıyor ve Hezarfen Ali Şir’in 1501 yılında ölümüne kadar düşük yoğunlukla sürüyor.

Karahanlılar devleti Uluğ Buğra’nın desteklediği Hezarfen Kaşgarlı Mahmut ve Hezarfen Yusuf Has Hacip ile Türk Düşünce Dünyasının doruklarına ulaşan eserler verilirken, Gazneli Mahmut’un desteklediği Biruni, 30 eserle Hint, Çin, Arap, Fars, Yunan, Türk, Mısır ve Mezopotamya bilimsel eserlerini sentezliyordu. Yine Türk Harşemşahlar hakanlarının desteklediği Hezarfen İbn-i Sina ile bilimsel müzakerelerinde başka gezegenlerde hayatın olup olmadığını tartışıyor ve bilimsel özgürlük düşüncede zirvelere ulaşılıyordu.

Selçuklu Sultanı Melikşah ve sonra Sultan Sencer’in desteklediği matematikçi Hezarfen Ömer Hayyam’ın algoritmik düşüncedeki yaratıcılığına asırlarca ulaşılamıyor. O dönem, ALGORİTMİSTLER adıyla Avrupa’da takipçileri ortaya çıkıyor. Timur’un torunlarından Hezarfen Uluğ Bey, on iki üniversitede on bin öğrenciye burs veriyor ve bunların beş yüzü matematikçi. Hezarfen Uluğ Bey, üniversite kapısına “Bilim öğrenmek, her Müslümana farzdır” yazdırıyor. Şerefli oğlu Ali Kuşçu ile yazdığı astronomi kitabı ve rasathanesinin gezegenlerinin konumlarını hesaplama hassasiyeti, bugün bile şaşkınlıkla karşılanıyor. Bu nedenle aydaki bir kraterin adı Uluğ Bey olarak veriliyor.

Fatih Sultan Mehmet’in daveti ile Ali Kuşçu, yüzlerce deve ile “Horasan Hezarfenler Aydınlanma Çağı” birikimini İstanbul’a taşıyor. Bu bilimsel birikimin gücü ile Osmanlı İmparatorluğu, 17 yy’a kadar rekabet ediyor. Hezarfen Mir Ali Şir’in bilim ve sanat insanlarına verdiği destek ile bugüne kadar hiçbir varlıklı kişi veya aile yarışamadı, buna Mediciler de dahil.

Horasan Hezarfenler Aydınlanma Çağı’nın bilimsel çekim merkezleri Semarkant, Merv,  Hive, Taşkent, Belh, Kaşgar ve Balasun idi. Horasan Hezarfen Aydınlama çağını doğuran nedenlerden biri, saydığımız illerdeki kütüphanelerinde o dönemde dünyada ne kadar bilimsel eser var ise kopyalarının bulunması idi. Diğer en önemli neden ise Hükümdar ve Beylerin hezarfenlere neredeyse sınırsız kaynak sağlaması idi. Gazneli Mahmut’un oğlu Mesud, Hezarfen Biruni’nin son eserine bir fil yükü kadar gümüş ödemişti.

A.Z.V.Togan’ın “Umumi Türk Tarihine Giriş” kitabından BİRUNİ hakkındaki alıntıyla devam edelim; “El Biruni, bütün dünyanın ortaçağlarda yetişmiş en büyük ilim simalarından biridir. İlim tarihinde mesela G.Sarton’un eserinde 11. asrın ilk yarısı “EL-Biruni devri” tesmiye edilmektedir (isimlendirilmektedir). En çok riyaziyat ve tabiat ilimleriyle meşgul olmuş, fakat en büyük keşifleri bu sahalarla beraber coğrafya ve kültür tarihine ait bulunmaktadır.”

Türkçenin sahipkıran’ı Mir Ali Şir Nevâî, çok zengindi. Servetini bilim ve sanat için harcamıştı. Bu açıdan bakıldığında dünyada eşi ve benzeri yoktur. Horasan’da 370 parça hayrât inşa etmişti. Bunlardan 90’ı kervansaraydı. Bu hayrât içinde mescitler, camiler, tekkeler medreseler, köprüler vardı. Semerkant’tan çıkan meşhur tarihçiler Abdurrezzak Semerkandî, Devletşah gibi çok sayıda bilim adamı, şair ve sanatçının yetişmesinde yardımcı oldu. Nevâî, 1469’a kadar Semerkant’ın bilim ve sanat merkezi olmasını destekledi.

Üç farklı ABD başkanına Orta Asya konusunda danışmanlık yapan Frederick Starr’ın KRONİK KİTAP’tan yayınlanan “Kayıp Aydınlanma” kitabının 659’uncu sayfasından bir alıntı ile yazımızı bitirelim.

“Orta Asya’nın yeni devletleri, egemenliklerinin sürdürülebilirliğini kanıtlamışlardır. Bölgenin her noktasında gayet iyi eğitim almış olan gençler bulunmaktadır. Bu eğitim sayesinde hem daha geniş bir dünyanın düşünceleri ve alışkanlıklarıyla, hem de kendi ihmal edilmiş entelektüel ve kültürel mirasıyla tanışmışlardır. Atalarının bir çok araştırma alanında dünyaya öncülük ettikleri aydınlanma çağı, kendi kültürleri ile tanışmalarında merkezde olan dönemdir. Bu destansı çağ geçmiş olabilir ama bugün gençler tarafından keşfedildiğine dair belirtiler vardır. Her zaman olduğu gibi eski alışkanlıklar ve beklentiler canlandıkça gözler daha ilerideki ufuklara çevrilmektedir.”

Ben demiyorum, üç farkı ABD başkanına Türk tarihi konusunda danışmanlık yapan F.Starr diyor. Neden ABD başkanları Türk tarihi ile bu kadar ilgili? Hadi Rusları, Çinlileri ve Avrupalıları anladık. Tarih bilinciniz olmadan, geleceği şekillendirme olasılığınız düşüktür. Oğuz Törüg Uzgörüsü için dört değişmez ilkemiz olan Köni, Uz, Tüz ve Kişi etrafında çağdaş hezarfenler, şu anda okuduğunuz sanal düşünce ağlarında bir araya gelebilirse, Tuva, Asya’nın bilimsel “simge” merkezi olabilir.

Cahit GÜNAYDIN
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız

 

Yorumlar (1)

  1. […] Horasan Hezarfenler Aydınlama Çağı, El-Harezmi’nin doğumu ile başlayıp, Hezarfen Ali Şir’in ölümü ile etkisi azalmıştır. Ama Horasan’da yanan bu yenileşim ateşi, Birunu, İbn-Sina, El-Harezmi, Ömer Hayyam, Farabi, Kaşgarlı Mahmut, Yusuf Has Hacip, Uluğ Bey, Ali Kuşçu ve Ahi Evran gibi hezarfenler ile sosyal ve ekonomik büyük bir kümelenme organizasyonuna dönüşmüştür. […]

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: