(‘Dijital Medeniyet-I’ için buraya, ‘Dijital Medeniyet-II’ için buraya, ‘Dijital Medeniyet-III’ için buraya tıklayınız)
Medeniyet, dinamik bir olgudur ancak on binlerce yıllık insanlık tarihinde bilim ve teknoloji alanındaki en büyük gelişmeler, son yüz yılın ürünleridir. Günümüzde insanlığın yapay uzuvları haline gelen cep telefonları, bilgisayarlar, internet, televizyon, internet temelli yayın platformları ve daha fazlası, son yüz yıllık dilimin sonuçlarıdır.
Bir anlamda son yüz yıl, on binlerce yıllık birikimden daha fazla bilgi ve teknolojiyi içermektedir. Buna göre önümüzdeki elli sene ise bu doğru orantı formülüyle geçmişin binlerce yıllık birikiminden fazla olacak ve insanlık bambaşka bir mizaca bürünecektir.
Büyük dönüşümün zirveye varan dönemi için ise işaret edilen tarih, 2040’lı yılları kapsamaktadır. Dördüncü sanayi devrimini içeren bu yıllar, sonunda 2050’den itibaren Beşinci Nesil Toplum düzenine geçilmesi beklenmektedir. Bu düzende artık insan-dijital-makine ayırımı kalkacak ve dijital temelli bir kainatta hibrid varlıklar yeni yaşam düzenlerini tesis edeceklerdir. Bu sebeple bu yeni dönemin Dijital Medeniyet olarak adlandırılması mantıklı bir tanım olacaktır.
Dijital medeniyette insanlığın en büyük sıçramaları ise Transhümanizm ve Singularity, yani Tekillik alanlarında yapılması beklenmektedir. Transhümanizm hareketi, neredeyse son yirmi yılda gelişen bir akımdır ve teknolojinin insan standartlarını yükseltmesinin yanı sıra yeni insan kavramının çeşitli sualler eşliğinde sorgulanmasını içerdiğinden felsefi bir yönü de olan sistemi tanımlamak için kullanılmaktadır.
Transhümanizme göre; geleneksel insan bedeni, hastalıklara ve yaşlanma gibi doğal biyolojik durumlara oldukça elverişlidir. Ancak madem ki teknoloji oldukça gelişecek ve Post-Dijital çağdan New Çağ’a geçilecek, bu durumda insanın da geleneksel zayıf ve hastalıklı tabiatıyla baş başa kalması, kader olarak kabul edilemez. Yaşlanmayı durdurmak, insanın fiziksel ve zihinsel becerilerini artırmak, misyonlarını tamamlayan insan uzuvlarının yerlerine daha iyisini koyabilmek, kısacası insan olmanın sınırlarını aşmak ve değiştirmek, transhümanistlerin en büyük iddiaları arasında yer almaktadır.
Üstelik transhümanistler, bu ayrıcalıkları bir grup elitistin tatmasından ziyade, herkesin kullanımına açık olacağı için genel bir yenilik olarak kabul etmektedirler. Transhümanist hareket, bunu örneklerken ise günümüzde oldukça sıradan yaşayan insanların bile yüzlerce yıl öncesinde yaşayan krallardan daha fazla standarta sahip olduğunu öne sürerek savunmaktadırlar. İlk teknolojiler, öncelikle zengin kesimlerin yaralanabilecekleri ilerlemeler olabilir ancak sonradan bu yeniliklerin çoğalmaları, bir gruba ait olma vasıflarını da noktalayacak ve her insan bunlardan faydalanabileceklerdir.
Transhümanistler, öjeni yani fiziksel veya zihinsel olarak sağlıklı ve üst düzey olmayanların ayıklanarak toplumun dönüştürülmesine ise kesinlikle karşı olduklarını belirtip, ahlaki bir kıstas ortaya koyarlar. Bu durumda otuz sene sonraki insan modelinin transhümanizmi tercih etmesinden başka bir yol yoktur. Transhümanizm, bu noktada insanı yalnızca psikolojik bir varlık olarak ele alarak, manevi yönünü göz ardı etmiş bulunmaktadır.
Transhümanizmin politik bir sürece bürünmeye başlaması ise İngiltere ve ABD’de transhümanist partilerin kurulmalarıyla mümkün olmaya başlamıştır. Tabii ki bu partiler, şu anda bulundukları ülkede sembolik konumdadırlar ve ülke idaresini ele alabilecek bir kapsamda bulunmamaktadırlar. Ancak şimdiden bu yönde siyasal bir teşkilatlanmaların başlatılması, otuz yıl sonrasında yer alacak dünya politik sahnesinde transhümanist ilkeler ve vaatlerin de en önemli gündem maddeleri aralarında olacağını göstermektedir.
Birleşik Krallık’ta yer alan transhümanist partinin temel ilke ve vizyon prensiplerini inceleyelim:
İngiltere ve Transhümanist Parti
Transhümanist Parti, Birleşik Krallık’ta, dünya çapında benzer gruplardan oluşan bir ağın parçası olarak, teknoloji aracılığıyla pozitif sosyal değişime kendini adamış yeni bir siyasi örgüttür. Transhümanizm, dünyadaki sorunların üstesinden gelmek ve daha iyi bir gelecek yaratmak için, mevcut olan en etkili araçları kullanarak kendimizi ve toplumu geliştirmemiz gerektiği fikrimizdir karşılığıyla parti tanımına göre kavramın içeriği vurgulanmıştır.
Transhümanist Parti,İngiltaa bu vizyon doğrultusunda, inovasyon politikası izleyen bir organizasyonun oluşturulmasıyla çalışacak, aynı zamanda problem çözme ve karar almada yeni yaklaşımların bir örneği haline gelmeye çalışacaktır. Örneğin Parti politikası, liderlikten ziyade üyeler tarafından geliştirilmektedir. Başka bir deyişle, üyeler aslında politika yapma ve oylama şansına sahip olmak ve partinin gelişimini etkilemek demektir.
Transümanist partinin ilk başta önerdiği ilkeler ise şu biçimdedir:
Transhümanist partinin vizyonu bir başka deyişle hangi ilkelerin yerine getirilmesi gerektiği ise maddeler halinde sıralanmıştır:
ABD ve Transhümanist Parti
ABD’de oluşturulan transhümanist parti de transümanizmi benzer biçimde tanımlamaktadır. Partinin savunduğu temel değerler uzun tüzüğünde yer bulmuştur bunlar arasında en önemlileri şu şekilde sıralanabilir;
° Özerk araçlar
° Elektrikli araçlar
° Ekonomik güneş enerjisi
° Güvenli nükleer enerji
° Hidroelektrik
° Jeotermal enerji
° Dayanıklı tüketim mallarının paylaşımı için uygulamalar
° Yapay zeka
° Biyoteknoloji
° Nanoteknoloji
° Robotik
° Hızlı transit
° 3D baskı
° Dikey tarım
° Travmayı algılayan ve yanıt veren elektronik cihazlar
° Bitkilerin, hayvanların ve insanların faydalı genetik modifikasyonu [ Madde III, Bölüm IX ]
SINGULARITY
Teknolojik tekillik, teknolojinin ilerlemesiyle birlikte insanlığın tekilliğe gittiği iddiasıdır. Bu konuyla ilgili Murray Shanahan’ın “The Technological Singularity” isimli kitabı kavramla ilgili genel kanılara dokunmaktadır. Bu kavrama göre;
Teknolojik ilerleme öyle bir dramatik değişime neden olacak ki bugün anladığımız insani faaliyetler sona erecek. Ekonomi, hükümet, hukuk, devlet gibi tüm kurumlar mevcut haliyle kalamayacak. İnsan olma, yaşam, bilinç, toplumsal düzen gibi kavramlar kökten değişecek.
2 temel alandaki gelişme buna neden olacak: Yapay zeka ve nöroteknoloji. “Aklın inşası” hem beynin birebir kopyalanmasıyla hem de sanal ortamda zekanın geliştirilmesiyle mümkün olabilir. “Ölüm”e çare aranabilir. Transhümanizm ortaya çıkabilir.
Bunun yolu da yapay genel zekanın oluşması. Bugün bu teknolojinin çok gerisindeyiz. Ama 2050 yılını veren de var, 21. yy. içinde bu teknolojiye ulaşacağımızı iddia eden de. Yapay genel zekadan kasıt insan-düzeyinde zekaya sahip olabilmesidir. Bunun bir sonraki adımı ise süper yapay zekanın ortaya çıkması.
İnsan düzeyine gelen YZ’nin kendisi yeni YZ’ler üretmeye başlayabilir, insanın yaptığını yapabiliyorsa ve insan YZ yapıyorsa YZ de yapabilir, bunun doğal sonucu süper yapay zeka olacak.
Süper yapay zeka bir algoritma da olabilir, farklı alanlarda uzmanlaşmış bir grup insan-düzeyindeki YZ’nin kolektif ürünü de olabilir. Bu durumda insanın süreci kontrol etmesi mümkün olacak mı?
Bugün dahi aplikasyonları yoğun şekilde kullanmamız birçok kararı tek başımıza almamızı, yardımsız yol-yön bulmamızı zorluyor, ileriki dönemde bu bağımlılık artabilir, insani yetenekler körelebilir, manipüle olma-sömürülme olasılığı artabilir.
İki şekilde buna ulaşılabilir. İlki beyin-temelli, beynin birebir kopyasının yapılabilmesi ve bunun bir robotla vücuda sahip olması. Diğer yön ise makine öğrenmesiyle sanal alanda yapay zekanın geliştirilmesi. Bu durumda YZ insan düzeyine ulaştığında robota yüklenip sanaldan fiziksel aleme gidip gelebilir.[2]
Görüldüğü gibi Transhümanizm ve Singularity birbirleriyle ilişkili kavramlardır. Transhümanist partilerin kurulmasına karşın Singularity konusunda Singularity Üniversitesi hayata geçirilmiştir. Bu eğitim kompleksi, fütüristler ve girişimciler tarafından temellendirilmiştir.
Singularity Üniversitesi
Singularity Üniversitesi-Singularity University-S.U.; herkes için daha iyi bir gelecek inşa etmek için üstel teknolojileri kullanan küresel bir öğrenme ve inovasyon topluluğudur. Tekillik üniversitesi daha detaylı olarak şu yönde bir tanım kullanır:
“Tekillik Üniversitesi’nin Uzman ekosistemi, üstel teknolojiler, küresel büyük zorluklar, girişimcilik ve örgütsel inovasyon gibi geniş bir konu yelpazesinde önemli ölçüde genişlik ve derinliğe sahip küresel bir düşünce liderleri ağıdır. Uzmanlarımız, fakülte, öğretim görevlileri, eğitmenler ve kolaylaştırıcılardan oluşan Uzmanlarımız, başka bir yerde bulunmayan kanıtlanmış araçlar ve çerçeveler sunarak öğrencilerin üstel bir zihniyet geliştirmelerine ve organizasyonlarını ileriye götürmelerine yardımcı olur.”
2008 yılında hayata geçirilen Tekillik Üniversitesinin kurucuları, Dr. Peter Diamandis ve Ray Kurzweil’dir.
Ayrıca eğitimci ve idari kadrosunda, yine fütiristler, girişimciler, bilim adamları ve mucitler bulunmaktadır.[3]
Dijital medeniyetin iki ana unsuru; transhümanizm ve singularity kavramlarıdır. Bu kavramlar konusunda gerek bir kesimi hazırlamak, gerekse çalışmaları bir noktadan sonra oldukça hızlandırarak 2040’lı yıllara sığdırmak için siyasal organizasyonlar ve eğitim mercileri hayata geçirilmiştir.
Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi modelinde hayata geçirilen ofislerden birisi ise Dijital Dönüşüm Ofisidir. Ofis, dijital teknoloji ve dönüşüm programlarını incelemek üzere çok disiplinli bakış açısı doğrultusunda fen bilimciler ve sosyal bilimcilerden oluşturulmalıdır.
Ayrıca Türkiye’de transhümanizm ve teknolojik tekillik konularında sivil toplum nezdinde yeterli okumalar yapılamamıştır.[4]
Yirmi yıl ve ötesinde hâkim olacak dijital medeniyetin temellendiği günümüz koşullarının iyi değerlendirilmesi ve dünya ölçeğinde bir rekabetin sürdürülebilmesi aynı zamanda asli bir güvenlik politikasının temel argümanıdır.
Onur DİKMECİ
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız
______________________________________
Dipnotlar:
[1] Transhümanist partiler için ayrıntılı bilgiler; http://transhumanist-party.org/, http://transhumanistparty.org.uk/
[2] Emre Eren Korkmaz, Singularity-Tekillik Teorisi Üzerine Notlar
[3] Ayrıntılı bilgi için; Su.org
[4] Bu konuda bu analizin yazarı tarafından; dijitalmedeniyetpartisi.org alan adı üzerinden siyasi bir organizasyon kurulması düşünülmüş ancak daha sonradan bu organizasyonun dernek statüsünde bir kuruluş olarak temellenmesi fikri öne sürülmüştür. Türkiye’de bu yönde siyasi organizasyonların bulunması kamuoyunun zihniyet olarak hazır olmaması sebebiyle ileri bir tarihe ertelenmiştir.