Twitter Facebook Linkedin Youtube

DİJİTAL MEDENİYET-I : 2045 EVRİM PARTİSİ ANALİZİ

Onur DİKMECİ

Tarım ve sanayi devrimlerinden sonra içerisinde bulunduğumuz post-dijital çağ ve sonrasının dijital devrim temelli ‘Yeni Çağ’ı önceki yaşam biçimlerinden oldukça farklı gelişmeleri beraberinde getirecektir. Her şeyden önce tarım veya sanayi dönemlerinde klasik insan kavramı vasfını yitirmemiş ve bir biçimde bu dönemlerin odak noktasını oluşturmuştu. Ancak yeni dönemin yeni insan biçimi, klasik insan kavramından farklı olarak modellenmekle birlikte, dijital ve mekanik entegrasyonla hibrit tür olarak oluşturulmak istenmektedir.

Rus girişimci Dmitry Itskov öncülüğünde başlatılan 2045 Avatar Projesi İnsiyatifi, aynı zamanda 2045 Evrim Partisi olarak da kurumsallaşmıştır. Proje, nirvana olarak işaret ettiği 2045 yılında bilincin mükemmel holografik bedenlere tam olarak aktarılmasını içermektedir. Bu sebeple ”paralel yaşam formu tasarlayıcıları” olarak tanımlanmaları yanlış olmayacaktır.

2045 Girişiminin ana hedefleri: küresel uygarlık zorluklarını karşılayan insanlığın gelişimi için yeni bir stratejinin oluşturulması ve gerçekleştirilmesi; insanlığın manevi aydınlanmasını destekleyen optimal koşulların yaratılması; ve 5 ilkeye dayanan yeni bir fütüristik gerçekliğin gerçekleştirilmesidir: yüksek maneviyat, yüksek kültür, yüksek etik, yüksek bilim ve yüksek teknolojiler.

2045 Girişiminin mega projesi olarak, bir bireyin kişiliğinin daha gelişmiş biyolojik olmayan bir taşıyıcıya aktarılmasını ve ölümsüzlük dahil olmak üzere yaşamın uzatılmasını sağlayan teknolojiler yaratmayı amaçlamaktadır. Dünyanın önde gelen manevi gelenekleri, bilim ve toplum arasında mümkün olan en eksiksiz diyaloğu sağlamaya özel önem verildiğini ortaya koymaktır.

Aslında bu durum spirütel birikimle teknolojik envanteri sentezlemeye yönelik iradenin amaçlandığını vurgulamaktadır.

Her yıl düzenlenen “Küresel Gelecek 2045 Kongresi”, sibernetik ölümsüzlük teknolojilerine dayanan evrimsel stratejinin yanı sıra bu teknolojilerin geleceğin ekonomileri üzerindeki olası etkilerini tartışmak için bir platform oluşturmak üzere organize edilmektedir.

2020 yılından itibaren dönemsel olarak insiyatifin ilerleme safhalarının ise şu biçimde olması beklenmektedir:

2020-2025

Bir robot, ‘avatar’ ile bağlantılı insan beyni için özerk bir yaşam destek sistemi oluşturulması, vücudu tamamen yıpranmış veya geri dönüşü olmayan bir şekilde hasar görmüş insanları kurtaracaktır. Sağlam bir beyni olan herhangi bir hasta, tamamen işleyen bir bedensel hayata geri dönebilir. Bu tür teknolojiler, hibrit biyo-elektronik cihazların olasılığını büyük ölçüde artıracak, böylece yeni bir devrim yaratılacak ve her türlü elektronik-biyolojik sistemin bir arada yaşamaları sağlanacaktır.

2030-2035

Bireysel bilincin yapay bir taşıyıcıya aktarılması için araçların geliştirilmesiyle birlikte beyin ve insan bilincinin bir bilgisayar modelinin oluşturulmasını içermektedir. Bu gelişme, dünyayı derinden değiştirecek, herkese sibernetik ölümsüzlük olasılığı verilmeyecek, aynı zamanda yararlı bir yapay zeka yaratılacak, insanın yetenekleri artırılacak ve sıradan insanların kendi beynini defalarca yenilemeleri veya değiştirmeleri için fırsatlar sunulacaktır. Bu aşamadaki nihai sonuç, insanlık için insani ve teknik umutları tamamen değiştirmektir ve böylece insan doğasını anlamada gerçek bir devrim yaşanması öngörülmektedir.

2045

Bu dönem, bağımsız beyinlerin sıradan insanlarınkinden çok daha fazla kapasiteye sahip yeni bedenler alacağı zamandır. İnsanlık için yeni bir çağ gelecektir! Enerji üretimi, ulaştırma, politika, tıp, psikoloji, bilimler vb. – İnsan faaliyetinin tüm alanlarında değişiklikler meydana gelecektir.

Bugün, nanorobotlardan oluşan bedenlerin ekonomik hale gelebileceği ve herhangi bir şekilde form alabileceği bir gelecek hayal etmek zor görünüyor. Kontrollü madde içeren vücut hologramlarını hayal etmek de zordur. Ancak bir şey açıktır: insanlık tarihinde ilk defa, tamamen yönetilen bir evrimsel geçiş yapacak ve sonunda yeni bir tür haline gelecektir. Ayrıca, uzaya geniş çaplı bir yayılma için ön koşullar da yaratılacaktır.

Oluşumunu bu şekilde tanımlayan 2045 Avatar insiyatifi görüldüğü gibi yalnızca teknik ve teknolojik değil spirütel-manevi aydınlanma kavramına da vurgu yapmıştır. Bu durum bile klasik futurizmin aslında ne kadar yavan tespitler içerdiğini kanıtlar. Her girişimcinin oluşturduğu yakın geleceğe ait muazzam medeniyet senaryoları bir şekilde yeni yaşam ve inanç biçimini de ortaya koyar ve bu yönleriyle Neo Paganizm, New Age vurguları bulunmaktadır. Bu tasarımcıların indirgemeci bir zihniyetle din ve Tanrı karşıtı olduklarını söylemek eksik olacaktır. Evet, geleneksel dinlere ve kültürlere aykırı projeleri ortaya koydukları bir anlamda söylenebilir ancak referans aldıkları inançlar bakımından aslında oldukça muhafazakârlardır.

2045 İnsiyatifinin, 2045 Evrim Partisi kolu da gelecek tasavvurlarını açıklamaktadır:

Devrimsel dönemler ortaya koyulurken ilk ruhsal devrimin Sokrates, Platon, Hz. İsa ve Hz. Muhammed gibi önderler tarafından ortaya koyulduğu aktarılır. Bu bakış açısı klasik peygamberlik kurumunu reddeden ve aydınlanmacı rehber olgusundan ilham alan yaklaşımın temel parçasıdır.

Endüstri ve modern medeniyetin sonrasında ise evrimsel stratejiyle yeni bir çağın başlaması olarak gösterilmektedir. Bu yüksek seviye için temel kavramlar maneviyat ve ileri teknoloji olarak anlatılırken Evrim Partisi’nin bu süreçte herhalde kendi referanslarıyla tarihi aydınlanmacı rehberlerin misyonlarını üstlendiğini söylemek zor olmayacaktır.

Güzellik, saflık, fedakârlığın yaygınlaştığı buna mukabil ise sınırsız tüketim, saldırganlık ve egoizimin kontrol altına alındığı bir bilinç seviyesinde teknolojik ilerlemeyle insanlık adına mesafe kat edilebileceği parti mottolarındandır. Ancak günümüzün koşulları, insanın doğası dahası teknolojik müdahale ile fiziksel dönüşüm yaşasa bile doğasında bulunan saldırganlık ve yayılmacılık güdüsünün nasıl bir yöntemle olumlu neticeye sevk edileceği meçhuldür. Bu durum eleme yöntemiyle uyumlu olmayanların elenmeleri ve genetik müdahalelerle fiziki kusursuzluğun yanı sıra davranışsal kusursuzluğun sağlanmasıyla açıklanabilir. Ancak o zaman parti temel ilkesi olan etik kavramıyla çelişmiş olacaktır. Ayrıca son derece uyumlu canlıların yaşadığı ve refah seviyesinin en üst birimde konumlandığı bir yaşam biçiminde kaos olmayacağı için elitler ve siyasi ve ticari global karar vericilerde bulunmayacaktır. Bu tarz bir yaşam biçimine evren tanıklık etmemiştir. Deyim yerindeyse herkese ilahlık mertebesinin tavsiye edileceği yeni sistemde elbette bu ilahları düzenleyecek ve denetleyecek bir üst ilah grubunun da olacağını açıklayabiliriz.

Bu son cümle oldukça iddialı addedilebilir ancak 2045 Evrim Partisi manifestosunda Neo insanlığın ana özellikleri olarak sonsuzluk, ölümsüzlük, kozmik yaratıcılık gibi kavramlardan bahsetmektedir.

Evrim partisi 23. ve 30. yüzyıllar için gelecek vizyonlarını da açıklamıştır. Bu zaman dilimlerinde;

  • Kozmosa yerleşmek, sınırsız hareket ve yayılma teşebbüsü
  • Neo insanların zihinleri tarafından kontrol edilebilen evrenlerin yaratılmaları
  • Tarihin akışını kontrol edebilmek daha anlaşılır olarak kader yazıcılığına sahip olabilmeye muktedir bir türün oluştuğu evrenin yaşanılacağı düşünülmektedir.

En az iki asır sonra girilmesi beklenen bu olağanüstü dönemin yedi asır süreceği böylece ortaya koyulmuştur. Bu durum teknolojik ilerlemeler ve 2045 Avatar projesinin temel prensipleriyle çelişir. Çünkü günümüzde bile sanal gözlükler kullanılmakta ve sanal dünyalar kurulmaktadır. Bu durumda insanlığın uzaya yerleşme motivasyonlarında kırılma meydana gelebilir çünkü bilinmeyen dünyalar, artırılmış sanal gerçeklikler sayesinde kişilerin çaba sarf etmeksizin oturdukları yerlerden hükmedebilecekleri platformlar olacaklardır.

2045 Evrim Partisi’nin önermesi insanların ya da insan dışı canlıların sanal olmayan gerçek evrenler tasarlamaları ve yönetmeleriyse bu durum yeni medeniyet trendinde yer bulan en ütopik teori olmaktadır. Bu teoriyi oluşturanlar, bu satırları okuyanlar ile kuşak kuşak torunlarının yedi asır sonrasını görmeleri mümkün olmadığı için zaman uzunluğu ve belirsizliği kavramından istifade edilerek bir fantazyanın oluşturulduğu düşünülebilir. Ancak üst düzey medeniyet tasavvurlarını oluşturanlar genelde kaynaklarını tarihin belirli dönemlerinden almaktadırlar.

Pico Della Mirandola’nın öğretesi Tanrı’nın öldürülmesi ve ancak bu biçimde kutsanacağı kavramı üzerine kurulmuştu ve tanrıyı doğuran kutsal anne kavramı geleneksel yaratıcının ötesindeydi. Bu durumda Itskov ve ekibinin aslında ne denli muhafazakâr oldukları görülmektedir. Aslında teknolojik cümleler dışında ana düşünce bütünüyle Mirandola felsefesini yansıtmaktadır.

Mirandola felsefesi, 2045 Evrim Partisi’ne ilhâm vermektedir

2045 Avatar insiyatifinin vurguladığı konulardan birisi de dinler arası diyalog kavramıdır. Bu anlamda yuvarlak masa toplantıları, Dalai Lama’nın hareketi destekleyici beyanatları, Hindu keşişlerin Transhümanizm ile ilgili görüşlerine yer verilmektedir.

Bu görüşlerin temel argümanları ise ölümsüzlüğün kutsanmaları ölümün olması durumunda bunca teknoloji ve bilgi birikiminin Hiçbir işe yaramayacağıdır.

Dinler arası diyalogcu Dalai Lama, 2045 insiyatifini desteklemektedir. Din-Diyalog-Tablet sentezi ve Neo İnanç

Dinler arası diyalogun asıl misyonunu İslâmiyet’i tahrip etmek olarak ortaya koyan indirgemeci zihniyet böylece güncellenmeye muhtaçtır. Diyalog aslında geçiş sürecinin ürünü olarak düşünülmüştür ve her dinin genel prensiplerinden oluşturulması düşünülen ortak din kavramıyla ilgisi yoktur. Transhümanistlerin sahiplendikleri, kurguladıkları ya da oluşturdukları diyalog kavramının nihai sonucu semavi geleneksel dinlerden müteşekkil evrensel din değil yeni yaşam biçimlerine uygun olarak oluşturulmuş dijital-inanç biçimidir.

2045 Evrim Partisi, yeni çağın yeni gerekliliği olduğu ileri sürülen gelişmelerin kurumsal mahiyette aktarılmasını ilke edinmiş ve bu yönde çalışan, örgütlenen, propaganda yapan tüzel yapısıyla Dijital Medeniyet kavramının aktarılmasında ve en azından insanların bu kavrama alıştırılmasında bir vazifeyi ifa etmektedir.

Yeni nesil insan, din-bilim ikamesi, bilimin ürettiği teknolojiden teknolojinin ürettiği bilime geçiş sürecinin hazırlanması; geleneksel alışkanlıkları değiştirecek, güvenlik kompleksleri, finansal yapılar, sosyoloji, siyaset sosyolojisi, üretim olanakları ve istihdam koşulları bütünüyle değişecektir.

2045 Evrim Partisi ve felsefesinin analizinin yapıldığı Dijital Medeniyet incelemeleri analiz-araştırma dizilerimizin bu ilk çalışmasından sonra ise süreç içerisinde diğer konularla devam edilecektir.

 

Onur DİKMECİ
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız

Onur Dikmeci Hakkında

Onur DİKMECİ: (İstanbul) 1987 İstanbul doğumludur. Haliç Üniversitesi İşletme Lisans bölümünden mezun olduktan sonra Harp Akademileri Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Yüksek Lisans programına devam etmiştir. Güvenlik, istihbarat, NATO gibi konularda çeşitli eğitim programlarına katılmış ve bu alanlarda “Beyaz Kitap” ve “Devlet Aklı” adlarıyla 2 adet kitap yayımlamıştır. Türkiye’nin ilk özel istihbarat platformu Türkiye Algı Merkezi’nin (turkiyealgimerkezi.org) kurucusu ve direktörüdür. Bireysel ve kurumsal danışmanlık görevini sürdürmektedir.

Yorumlar (3)

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: