Mahfuz Söylemez, İstanbul Üniversitesi adına yürütülen bir proje kapsamında Umman Sultanlığı, Cezayir, Tunus ve Zanzibar’ı ziyaret ediyor. Burada yaşayan İbadi mezhebine mensup Müslümanlar araştırılıyor. Evet, İbadiler diye kimlere deniyor? Kim bunlar?
Bildiğimiz gibi Müslümanlar arasında Hz. Peygamber’in vefatından sonra belli sıkıntılar baş gösteriyor. Hz. Osman döneminde artan bu sıkıntılar Hz. Ali döneminde kopmalara ve ayrışmalara neden oluyor. Hz. Ali dönemindeki Sıffin Savaşı ve sonrasındaki Hakem Olayı dolayısıyla Hz. Ali’nin yanından ayrılan ve Hz. Ali muhalifleriyle de hareket etmeyen üçüncü bir grup teşkil ediyor. Genel olarak bunlara Hariciler adı verilir.
İbadiler de Hariciliğin farklı kollarından biri. Bunlara Hariciler içindeki en ılımlı kesim denilebilir. Silahlı mücadeleyi yöntem olarak kabul etmiyorlar. Hariciler içerisinde varlıkları devam eden tek grup İbadilerdir. Hicri 68 yılında vefat eden kurucuları Abdullah Bin İbad dolayısıyla bu adı almışlardır. Emeviler döneminde çok büyük baskı altında kalmışlar. Hareketin merkezi Basra iken zamanla daha sonra İslam dünyasının çeşitli merkezlerine dağılmışlar.
Mahfuz Söylemez’in ifadesiyle İbadiler ilk önce Umman’da yayılıyorlar. Hatta Emeviler döneminde imametlerini oluşturuyorlar. Çeşitli sıkıntılara rağmen günümüze kadar gelmiş. Nitekim Uman Sultanlığı’nın resmi mezhebi İbadilik. Bu mezhep Doğu Afrika’ya Uman’dan yayılıyor. Zenzibar, Kenya, Brundi, Uganda’da İbadiler yaşıyor. Kuzey Afrika’da ise Tunus/Cirbe, Cezayir/Ğardaya, Libya/Cebel Nefusa bölgelerine dağılmışlar. Mağrip İbadileri düşünsel anlamda Mutezile’ye daha yakın duruyorlar. Aynen Mutezile gibi Kur’an’ın yaratılmışlığına inanıyorlar. Umân İbadileri ise Ehl-i Sünnet ile paralel düşünüyorlar.
Mahfuzat 2 kitabında M. Mahfuz Söylemez ve Mahfuz hocanın birlikte seyahat ettiği Şevket Kotan, İbadilerin yaşadığı bölgeleri, yaşantılarını, mezheplerini, ilim ve kültür dünyalarını bizzat yerinde inceliyorlar. İbadiler aslında Müslüman olmalarına rağmen Müslümanların içinde azınlık gibi yaşayan ve ilk ortaya çıkışlarından bu tarafa kendilerini fazla görünür kılmayan insanlar.
Söylemez’in ziyaret ettiği yerlerde göze çarpan en önemli şey İbadilerin yaşadıkları yerlerde kendi camilerinde ibadet etmeleri… Daru’l-Arş denilen müesseseler her şehirde hatta her mahallede İbadileri bir araya getiriyor.
Cezayir’de yaşayan İbadiler, Mutezile’nin düşüncelerinin bir kısmını muhafaza ediyorlar. Hatta Cezayir’de Rustemiler adıyla bir devlet bile kurmuşlar. Başkentleri ise Tahert şehri imiş. İbadiler Hz. Ali döneminden itibaren İslam dünyasının ana merkezlerinde barınamayınca çevreye dağılıyorlar. Umman ve Cezayir yoğunlaştıkları yerlerden. Buralardaki Levvâte, Miknase gibi Emazığ kabilleri arasına yayılıyorlar ve bu kabilelerin desteğiyle yukarıda söylediğimiz Rustemiler Devletini kuruyorlar.
İbadilerin temizliğe verdiği önem
Günümüze ulaşan en eski mezhep İbadilik hakkında çoğumuzun maalesef haberi yok. Amerika’da, Avrupa’da yaşayan birçok kabileyle ilgili en ufak ayrıntılara bile vakıfız. Ama bu zamana kadar bozulmadan, kendilerini siyasi ve kültürel akıntılara kaptırmadan yaşamayı beceren kardeşlerimiz İbadiler hakkında bilgimiz yok.
İbadilerin yaşadığı yerleri dolaşan Söylemez’in en dikkatini çeken şey bu Müslümanların temizliğe verdiği önem olmuş. Çok temizler ve diğer Müslümanların temizliğe itina göstermemelerinden rahatsızlar… Yazar, Uman Sultanlığı’yla ilgili izlenimlerinde burada İslam ülkelerinin hiçbirinde görmediği temizliği gördüğünü, şehirlerinin, geniş caddeler ve bulvarlar, düzenli yollar, bakımlı ve düzenli refüjler, tertemiz yollarla donatıldığını söylüyor.
Azzabede yer almak için dini birikim, ahlak ve dürüstlük ön koşul
Cezayir İbadilerinin bütün Müslümanlara örnek olacak dayanışma ve bir aradalığı da anlatılıyor. Cezayir İbadilerini birbirine bağlayan teşkilata Azzabe deniyormuş. Kelime olarak dünyadan el etek çekmeyi ifade eden azzabenin geçmişte dini, iktisadi, sosyal ve güvenlik ile ilgili görevi varmış. Bugün güvenlik devlete bırakılmış. Bunun dışındaki diğer fonksiyonlar halen icra ediliyormuş. Azzabenin merkezi mescit. Düğün merasimleri bile burada yapılıyor. Azzabede yer almak için dini birikim, ahlak ve dürüstlük ön koşul. Ayrıca Kur’an bilgisine sahip olmak gerekiyor. Bir yerdeki azzabe kurulu yedi kişiden oluşuyor. Bunlar herhangi bir yerden para ya da maaş almıyor. Dini hizmet karşılığında herhangi bir ücret talepleri yok. Azzabe üyelerinin hepsinin hayatlarını idame ettirecek meslekleri var.
Azzabelerdeki kararlara herkes uyuyor. İslam ile çelişen amelleri işleyenler cemaatin dışına itiliyor. Hırsızlık ve büyük günah işlemek onlara göre kişiyi dinden çıkarıyor. İşte bu nedenle İbadiler Cezayir’in en güvenilir insanları. Ayrıca çok siyasi değiller. Aşırı politize olarak cansiperane bir siyasal hareket içinde yer almıyorlar. Politize olmamışlar.
Ali Yahya, İbadiliği yeni kuşaklara aktarmada bir köprü gibi
M. Mahfuz Söylemez, Tunus’ta yaşayan İbadilerin Cezayir’deki kadar organize bir yapıda olmadıklarını belirtiyor. Aralarındaki problemleri çözecek bir yapılarını olmadığını, Cezayirli İbadilerin dinlerine son derece bağlı ve kadınlarının giyimlerine dikkat ettiklerini ama Tunus’ta aynı hassasiyetlerin olmadığını vurguluyor.
Söylemez Hoca, kitapta, Ali Yahya Muammer’in Müslümanlar arasındaki her türlü mezhepsel ve diğer ayrılıkların giderilmesi amacıyla ortaya koyduğu meşhur üçlemesinden bahsediyor. Ali Yahya, İbadiliği yeni kuşaklara aktarmada bir köprü gibi. Libya’da yetişmiş, Tunus ve Cezayir’de beli süreler yaşamış bir araştırmacı. İbadilik araştırmalarının en önemli kaynağı. Evet, meşhur üçlemesi Ma’rife, Tearruf, İ’tiraf: “Ma’rife ile her mezhep diğerinin sahip olduğu değerleri ve bunları niçin benimsediğini öğrenmiş olur. Tearruf ile birlikte hareket zemini oluşur ve toplu ibadetler birlikte yapılmış olur. İ’tiraf ile de her biri diğerinin sahip olduklarını itiraf etmiş olur. Kardeşlik ve hoşgörünün gölgesinde meydan okumalar yok olur.”
Evet, karmaşanın, kaosun eksik olmadığı coğrafyamızda haberimizin olmadığı İbadiler… Özellikle Cezayir İbadilerinin tecrübelerinin değerlendirilmesi gerekir. Taa Hz. Ali dönemine kadar giden bu fıkhi mezhebi tanımak ve değerlendirmek için Söylemez’in bu çalışması iyi bir başlangıç. Kitap, Eylül ayında Mana Yayınları tarafından yayınlandı. (M. Mahfuz Söylemez, Mahfuzat 2 & İslam Coğrafyasında (İbadi Bölgeler) Seyahat Notları 2, Mana Yayınları)
Muaz Ergü – Dunyabizim.com
[…] Afrika’da tahmin edemediğimiz kadar fazla etki ve nüfuzu var. Afrika’ya Şiilik, ilk olarak İbadiler kanalıyla […]