Twitter Facebook Linkedin Youtube

SARI YELEKLİLER MACRON İÇİN SONUN BAŞLANGICI MI?

Mustafa ÜNSAL

Fransa’daki hayat pahalılığı, art arda gelen zamlar ve ekonomik hayat şartlarının kötüleşmesine tepki olarak 17 Kasım’da başlayan Sarı Yelekliler hareketi, bir ekonomik başkaldırı durumundan Macron karşıtı siyasi isyana dönüşmüş durumda.

Her ne kadar grevleri ile ünlü Fransa’da bu tür protesto hareketleri alışılagelmiş olsa da, uzmanlar bu hareketin 1960’dan bu yana en büyük ve en şiddetli protesto gösterisi olduğunu belirtiyorlar.

Zira Cumhurbaşkanı Macron, protestocular karşısında daha fazla dayanamayarak ekonomik ve sosyal olağanüstü hâl ilan ettiğini belirtip; şirketlere ek vergi yükü getirmeden asgari ücrete 2019 itibarıyla aylık 100 Euro zam yapacağını, yapabilen işverenlerin çalışanlarına yılsonunda prim ödemesi zorunluluğu getireceğini ve 2 bin Euro’nun altındaki emeklilik maaşlarından artık kesinti yapılmayacağını duyurmasına rağmen, protestocuları yatıştırmayı henüz başarabilmiş değil.

Fransa Maliye İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Olivier Dussopt, Cumhurbaşkanı Emmaunel Macron’un aldığı bu kararların maliyetinin 8 ila 10 milyar Euro olduğunu açıkladı. Hükümet karşıtı gösteriler nedeniyle Ulusal istatistik kurumu 2018 yılı büyüme tahminini yüzde 1,7’den yüzde 1,5’e düşürdü ve ekonominin son çeyrekteki yüzde 0,4 olarak öngörülen büyüme tahminini de revize ederek yüzde 0,2’ye güncelledi.

Protestolar, Fransa ekonomisinin son yıllarda yakaladığı olumlu ivmeyi koruduğu yönündeki umutları da yıktı. Fransa Meclis Başkanı Richard Ferrand; “Fransa’nın bütçe açığının Avrupa Birliği’nin belirlemiş olduğu GSYİH’nın yüzde 3’lük limiti aşıp, yüzde 3,4’e ulaşması muhtemel” dedi. Ferrand, Macron’un vaat paketinin 2019 bütçesinde 10 milyar Euro’luk bir boşluk yaratacağını da belirtti. Bütçede oluşacak yüzde 3,4’lük sapmanın, yapısal değil geçici bir durum olduğunu ve Macron’un açıklamalarından önceki açığın 2019 için yüzde 2,8 olarak öngörüldüğünü de ekledi.

Agence France-Press(AFP)’ e konuşan AB’nin Ekonomik İşlerden Sorumlu Bakanı Pierre Moscovici, Fransa’nın yeni harcama planlarını yakından takip ettiklerini belirtti. İtalya’nın 2019 bütçesinin Brüksel tarafından ret edildiğini de hatırlatarak Fransa için oluşacak bu durumun geçici olması durumunda tolere edilebileceğini ekledi.

Kıdemli Alman parlamenter Manfred Weber de; “AB kamu harcamalarına ilişkin kurallar, herkes için bağlayıcı ve açıktır” ifadesini kullanarak Fransa’nın 2019 yılı bütçe açığı tartışmalarının AB içerisinde farklı bir boyuta taşınacağının adeta sinyallerini vermiş oldu.

Görünen o ki Macron, kendisini hedef alan protestolara karşı aldığı bu ekonomik kararlarla ne kendi halkını mutlu edebilmişe benziyor ne de Avrupalı dostlarını…

Macron için sonun başlangıcı mı?

 

Mustafa ÜNSAL
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: