16 Ekim’de Rus Ortodoks Kilisesi (ROK), Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin bağımsızlık talebini kabul eden Fener Rum Patrikhanesi (FRP) ile tüm ilişkilerini kesti. Alınan karar uyarınca Rus Ortodokslardan Fener Rum Patrikhanesi’ne ait kiliselerdeki ayinlere katılmamaları istendi.
Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın dini siyasete alet etme faaliyetleri, Ortodokslukta bölünmeye yol açmıştır. Batı ile birlikte hareket eden Fener Rum Patrikhanesi, çoğu Ortodoksların gözünde kendini itibarsızlaştırdı. Bu bağlamda Sırp Ortodoks Kilisesi Patriği İriney ve Karadağ Psikoposu Amfilohiye, Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ne karşı Rusya’nın duruşuna destek açıklaması yaptı. Sırbistan Patriği İriney, Fener Rum Patrikhanesi’ni Ortodoks dünyayı bölmekle itham etti[1].
Söz konusu dini bölünmenin, derin jeopolitik köklere sahip ve Ukrayna-Rusya arasında patlak veren krizi aşan bir mesele olduğunu saptanmasında fayda vardır. Ayrıca Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ni (UOK) bağımsızlığa kavuşturmaya yönelik Ukrayna Cumhurbaşkanı Poroşenko’nun adımlarını Ortodoksluğu yok etmeyi amaçlayan Soros’un planları çerçevesinde değerlendirmemiz gerekmektedir. Zira 1990’larında Zbignew Brezinski, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ABD’nin en büyük düşmanının Ortodoksluk olacağını söylemiştir[2]. Ortodoksluğun imha edilmesi çabalarının, ABD’nin elinde olan ve ilan edilmemiş savaşta Rusya’ya karşı kullanılan bir silah olduğunu söyleyebiliriz. Ukrayna ise bu savaşta sadece harcanabilir bir piyondur ve bu savaşın yükünü maalesef Ukrayna halkı taşıyacaktır.
Fener Rum Patriği Bartholomeos, Ukrayna Ortodoksluğunda bölünmeyi tetikleyen bir güçtür. Bu bağlamda FRP’nin hedefinin Ukrayna’da kanlı ve şiddetli çatışmayı ateşlemek olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca da analistler, Soros planına göre Ukrayna’dan sonra aynı senaryonun sırasıyla Makedonya ve Karadağ’a da geleceği söylemektedir.[3]
Bununla birlikte taraflardan her biri –Ukrayna hükümeti ve RFP- ayrı hedeflerin peşinde olduğundan UOK’un bağımsızlığa kavuşma sürecinin sürüncemede kalma olasılığı da söz konusudur. Bu bağlamda Bartholomeos, Ukrayna’dan daha fazla maddi destek alabilmek için UOK’un Moskova Patrikhanesi’nden ayrılma iznini bilerek geciktirebilir. Şu aşamada Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın tek derdi ise yaklaşan seçimlerdir. Poroşenko, UOK’un bağımsızlığa kavuşma meselesini seçim arifesinde kendi prestijini yükseltmek amacıyla kullanmaktadır. Söz konusu popülist yaklaşım, UOK’un gerçekten Moskova Patrikhanesi’nden ayrılabilmesi konusunda kafamızda soru işaretleri bırakmalıdır[4].
Söz konusu dini bölünmeyi, Rusya-Ukrayna çekişmesinin ötesine çıkan ve küresel boyuta sahip olan Rusya-Batı rekabeti çerçevesinde değerlendirmemiz gerekmektedir. Bu durumu daha iyi bir şekilde anlayabilmemiz için Kiev Patriği Filaret’e (Rus Ortodoks Kilisesi’nden ayrılmak isteyen kişi) kimin destek verdiğine bakmamızda fayda vardır:[5]
1- Bartholomeos tarafından Ukrayna’ya gönderilen eksarhlar (patrik yardımcısı) Kanadalı Piskopos İlarion Edmontskiy ve ABD vatandaşı olan Başpiskopos Danil Pamfiliyskiy. Pamfiliyskiy, eğitimini Washington’da bulunan Dominikan tarikatına bağlı Katolik üniversitesinde aldı.
2- I. Bartholomeos, İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi ekümenik patriği. Bartholomeos Yunan olup, askerliğini Türk ordusunda Yedek Subay olarak Asteğmen rütbesiyle 1961-1963 yılları arasında gerçekleştirmiştir. Bartholomeos’un radikal olan Kırım tatar gruplarıyla dostça bağlantıların olduğu söylenmektedir. Bununla birlikte Türkiye’de tutuklanan ve yargılanan pastör Bronson’un Bartholomeosu’nun Arkhonu (Fener Rum Patrikhanesi’ne fedakârlık, başarı ve yararlık gösteren kişilere verilen bir unvan) Aleks Karluts ile olan yakın ilişkileri ilgi çekicidir. Aleks, New York’ta yaşıyor ve eski CIA Başkanı George Tennet ile dostça ilişkileriyle bilinmektedir.
3- Piskopos Elpidoforos Ioannis Lambriniadis. Açık kaynaklara göre Elpidoforos’un ABD’nin Dış İşleri Bakanlığı ve ABD’nin istihbarat kurumları ile bağlantılara sahip olduğu söylenmektedir.
Sonuç olarak ROK’un ve ona destek veren Patrikhanelerin çabalarının, FRP’yi itibarsızlaştırıp onu bir tarikat seviyesine düşürebilme potansiyeline sahip olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye bu çatışmadan iki şekilde istifade edebilir;
İlk olarak Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin Rus Ortodoks Kilisesinden ayrılıp bağımsız olması, Rusya’nın aleyhine bir gelişmedir. Türkiye, Rusya’dan karşılığında bir şey isteyerek Fener Rum Patrikhanesine baskı uygulayabilir ve UOK’nin bağımsızlığı kararını uygulamaya geçirmesini engelleyebilir. Bu durumda Putin, Erdoğan’a borçlu kalacaktır.
İkincisi de söz konusu durum, Türkiye’ye Fener Rum Patrikhanesi’nin rolünü azaltma yönünde tarihi fırsat sunmaktadır. Türkiye, FRP’yi İstanbul’dan daha az önemli bir yere taşıma imkanına sahiptir. İstanbul ile bağlantıları koparan FRP, kendi itibarını anında kaybedecektir. Türkiye’nin elindeki bu siyasi mekanizma Ankara’nın hem Batı ile hem de Rusya ile ilişkilerinde kozlarını artıracaktır.
Yaroslav SAMOYLOV – SASAM Rusya Masası Uzmanı
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız
___________________________
DİPNOTLAR
[1] «Sırp Ortodoks Kilisesi Moskova’nın Arkasında», Dünya Bülteni, 18.10.2018. https://www.dunyabulteni.net/balkanlar/sirp-ortodoks-kilisesi-moskovanin-arkasinda-h431217.html
[2] ««Враг № 1 Русского Православия» Збигнев Бжезинский Призналcя в Любви к России, Русским и Русской Культуре», Религия в Украине, 30.09.2011. https://www.religion.in.ua/news/foreign_news/12159-vrag-1-russkogo-pravoslaviya-zbignev-bzhezinskij-priznalsya-v-lyubvi-k-rossii-russkim-i-russkoj-kulture.html
[3] «Проив Всех Канонов»: Что Стоит за Подписанием Соглашения Между Президентом Украины и Константинопольским Патриархом», RT, 03.11.2018. https://russian.rt.com/ussr/article/570257-upc-avtokefaliya-poroshenko-varfolomei
[4] Ibid.
[5] «Гибридная Христианская Война», Восточное Военное Обозрение, 22.10.2018. https://zen.yandex.ru/media/id/5b80f1409dd01100aa70240f/gibridnaia-hristianskaia-voina-20-5bc740210b992000a9f3f972