Twitter Facebook Linkedin Youtube

ÖZBEKİSTAN’IN ŞAVKAT MİRZİYOYEV İLE GERÇEKLEŞTİRDİĞİ ATILIMLAR VE ULUSLARARASI ETKİLERİ

Süleyman ERDEM

32 milyonluk genç, üretken ve eğitimli nüfusa sahip Özbekistan, yirmi beşinci bağımsızlık yıldönümüne rastlayan 1 Eylül 2016 tarihinde, kurucu devlet başkanı olan İslam Kerimov’u kaybetti. İslam Kerimov’un 25 yıllık devlet başkanlığı döneminde istikrarlı bir iktisadi büyüme seyri yakalayan, ancak içe kapanık bir politika izleyen Özbekistan’ın, Kerimov sonrasında nasıl bir yönetim şekli ve seyri izleyeceği, başta komşu kardeş ülkeler ve Türkiye olmak üzere tüm dünya tarafından merak ediliyordu.[1]

8 Eylül 2016 tarihinde, seçimlere kadar vekâleten Cumhurbaşkanlığı görevine getirilen ve 4 Aralık 2016 tarihinde gerçekleştirilen seçimlerde %88’in üzerinde oy alarak Özbekistan Cumhuriyetinin 2. Devlet Başkanı olan Mirziyoyev döneminde Özbekistan, hiç umulmadık bir hızla liberalleşme ve dışa açılım politikaları izlemeye başladı.

Mirziyoyev tarafından 7 Şubat 2017 tarihinde imzalanan 2017-2021 Kalkınma Stratejisi Kararnamesinde yer alan şu beş hedef dahi, Özbekistan’ın geçirdiği değişim ve açılım hakkında önemli ipuçları veriyor; 1) Devlet sistemi ve sosyal yapının iyileştirilmesi, 2) Hukukun üstünlüğünün sağlanması, hukuk ve yasal alanda reformlarına devam edilmesi, 3) Ekonominin geliştirilmesi ve liberalleştirilmesi, 4) Sosyal alanda iyileştirmeler yapılması, 5) Güvenliğin, etnik unsurlar arasında uyumun ve dini hoşgörünün sağlanması ve dış politikadaki önceliklerin gerçekleştirilmesi.[2]

Bu hedefler doğrultusunda Mirziyoyev hükümeti; ihracatı artırmak, uluslararası yatırımları ülkeye çekmek, korumacılığı sonlandırmak, serbest piyasa mekanizmasını oturtmak ve milli ekonomiyi daha rekabetçi hale getirmek amacıyla milli para birimi SOM’u devalüe etti, sabit döviz kurundan dalgalı döviz kuruna geçti ve bağımsızlıktan sonra ilk defa olmak üzere Özbekistan vatandaşlarının döviz almasına izin verdi. Önceki dönemde getirilen döviz kısıtlamaları, vatandaşları bunaltıp karaborsanın doğmasına yol açmış, girişimcilik ruhunu ve yabancı yatırımcıları engellemişti. Mirziyoyev hükümeti ayrıca Özbekistan’ın dış politikasını köklü bir şekilde değiştirdi ve bölgesel siyasi ve iktisadi işbirliğini güçlendirme odaklı yaklaşımıyla komşu Orta Asya devletleri ile karşılıklı çıkara dayalı bağlarını geliştirmeye yönelik aktif politikalar benimsedi. [3]

Özbekistan’ın iç ve dış politikada izlediği bu açılımlar, ülkemizde de somut bir şekilde hissediliyor. Önceki Başkan Kerimov’un vefatı münasebetiyle 2016 yılı Eylül-Ekim aylarında Özbekistan Büyükelçiliği ile başlattığımız münasebetlerde[4] SASAM Heyetinin dile getirdiği konular, iki yıl içinde hızla hayata geçirildi ve Türkiye- Özbekistan ilişkilerinde çok sevindirici bir aşama kat edildi.

Göreve geldikten bir sene sonra, Ekim 2017’de Sayın Mirziyoyev’in Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaret, Özbekistan’dan Türkiye’ye 20 yıl sonra cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyaret olma özelliğini taşıyordu. Bu ziyaret, sonuçlarıyla itibariyle Türkiye-Özbekistan ilişkilerinde yeni bir dönemin başladığının işaretiydi. Nitekim bu ziyaretten beş ay sonra Özbekistan, iki ülke ilişkilerinin gelişimi açısından çok stratejik bir adım attı. Özbekistan, Şubat 2018’de aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 7 ülkenin vatandaşlarına 30 günlük ziyaretler için vize uygulamamaya karar verdi. Kısıtlı bir süre için de olsa vizelerin kaldırılması, iki ülke arasında hem ekonomik, hem de sosyal ve kültürel ilişkilerin gelişmesi için çok önemli bir adım oldu.

Özbekistan’ın bu adımları karşılıksız kalmadı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Nisan 2018’de Özbekistan’a resmi bir ziyarette bulundu. Bu ziyarette imzalanan büyük çaplı 25 anlaşma[5], iki ülke ilişkilerinin stratejik önemde yeni bir aşamaya taşınmasına vesile oldu.

İki ülke arasında hızla iyileşen ve artan ilişkiler, Özbekistan’ın Türkiye Büyükelçiliğinin faaliyetlerinde de gözle görülür bir hareketlenmeyi ve takdire şayan çalışmaları beraberinde getirdi. Büyükelçiliğin facebook sayfasını takip edenler, son dönemde Büyükelçilik çalışmalarının gözle görülür şekilde arttığını memnuniyetle görebilirler. İki ülke arasında ekonomik ilişkileri artırmak için takdire şayan bir gayret gösteren Büyükelçilik, son dönemde Türkiye’yi il il gezip çeşitli etkinlikler düzenliyor. “Yatırımlar İçin Neden Özbekistan” başlıklı bir bülten hazırlayan Büyükelçilik, Özbekistan’a yatırım için 10 neden saymış. Bu nedenler arasında dikkat çeken bir başlık var; “Türk iş adamının ayrıcalığı”. Bu bölümde yer alan şu ifadeler, oldukça memnuniyet verici;

Geçmişte oluşmuş moral bozan bazı anlaşmazlık ve güvensizlik unsurları, Mirziyoyev’in göreve gelmesinin ardından geçen çok kısa süre içinde giderildi. Özbekistan hükümentince, Türk iş adamlarının yatırımlarının teşviki ve tam olarak himayesine yönelik hukuki belgeler kabul edildi. Türk işadamlarının Özbekistan’da verimli faaliyetler yürütebilmesini sağlamak amacıyla, yatırımlara engel oluşturan unsurlar tümden bertaraf edildi.

Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in şu sözleri tarihi önemde:Türk işadamlarına yapılan ihanet, devlete yapılan ihanetle denktir. Bizim başka yolumuz, başka çaremiz yoktur. Özbekistan’da Türkiyeli işadamlarına en iyi ortam oluşturuyoruz, onları sermayesini, mülkünü ve hukuklarını her yönden kanunen koruyacağız’

Özbekistan Cumhurbaşkanının yukarıda alıntılanan sözlerinden de anlaşılacağı üzere Özbekistan, Türk işadamlarının ülkelerine yatırımını çok önemsiyor. 30 Eylül’de Taşkent’te düzenlenen Özbek–Türk İş Forumu’na katılan İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar da, bu durumu şu sözlerle teyit ediyor: “Başbakan Yardımcısı, cep telefonuna kadar her bilgiyi bizimle paylaştı. Türk yatırımcının adeta önünü açtı. Kuçkarov,‘Hangi Türk yatırımcı benimle görüşmek istiyorsa, kapılarımız sonuna kadar açık’ dedi. Biz de 5-7 tarihleri arasında birkaç sektörle toplantı yapacağız. Sonrasında yani 24-25 Ekim’de İstanbul’da bir iş formu düzenleyeceğiz”.[6]

Özbekistan Cumhuriyeti Yatırımlardan Sorumlu Devlet Komitesi de Türk işadamlarının ülkelerine yatırımını ne kadar önemsediklerini gösterircesine, “Neden Özbekistan – Yatırım Klavuzu” isimli Türkçe bir bülten hazırlamış. Özbekistan’da yatırım düşünenler için oldukça faydalı olabilecek kılavuza ekteki linkten erişebilirsiniz.

Özbekistan’da Mirziyoyev döneminde gerçekleşen değişim, Türkiye bağlamıyla sınırlandırılamayacak kadar geniş çaplı ve bölgesel dengeleri etkileyebilecek düzeyde önemli. Şavkat Mirziyoyev, 22 Aralık 2017 tarihinde Uluğ Meclis’te yaptığı tarihi konuşmada dış politikada gerçekleştirdikleri atılımları şöyle ifade ediyor[7]:

Orta Asya, Özbekistan’ın dış politikasının en büyük önceliğidir” prensibini uygulamaya soktuk. Bunun sonuncunda da tamamen yeni bir siyasi iklim, bölgemizi şekillendirmeye başladı. Bölge ülkeleri arasındaki bağlar, karşılıklı güven ve iyi komşuluk esasına dayalı olarak gelişiyor. Türkmenistan ve Kırgızistan ile stratejik ortaklık kurduk. Kazakistan ile stratejik ortaklığımızı daha ileri boyuta götürmek için bir takım önemli anlaşmalar imzaladık. 2 milyar ABD Doları tutarında ekonomik anlaşmalar yaptık. Tacikistan ile işbirliğimiz kapsamlı bir şekilde güçleniyor. Taşkent ile Duşambe arasında uçuşlar başladı. Kırgızistan ile ülke sınırlarımıza dair yaptığımız anlaşma, Orta Asya’da güvenlik ve istikrarın sağlanması açısından önemli bir adım oldu. Komşu Afganistan ile önemli anlaşmalar yapıldı. Karşılıklı menfaate dayalı işbirliği için yeni ekonomik projeler üzerinde çalışılmaya başlandı. Ayrıca Rusya, Çin, Güney Kore, Türkiye, ABD, Avrupa Birliği ülkeleri ve Müslüman ülkeler ile etkili anlaşmalar yaptık. Özbekistan, Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, Şangay İşbirliği Teşkilatı ve Bağımsız Devletler Topluluğu gibi uluslararası örgütlerle işbirliği bağlarını yeni bir seviyede devam ettiriyor. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile işbirliğimizi yeniledik ve Avrupa Yatırım Bankası ile ortaklık kurduk. Dünya Bankası, IMF, Asya Kalkınma Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Asya Altyapı Yatırım Bankası ile işbirliğimiz, verimli bir şekilde ilerliyor. Ülkemizde yaşanan olumlu değişim ve dönüşüm, dünya kamuoyunun ülkemize olan ilgisini artırıyor ve ülkemizin prestijinin uluslararası düzeyde sağlamlaşmasını sağlıyor.

Yukarıda alıntılanan konuşmasında kısmen ifade ettiği üzere Mirziyoyev döneminde Özbekistan-Tacikistan ilişkileri de büyük iyileşme gösterdi. Özbekistan, Tacikistan’ın baraj projelerine karşı durmaktan vaz geçti. Mart 2018’de Tacikistan’ı ziyaret eden Mirziyoyev, son 20 yılın birikmiş sorunlarına çözüm için; i) 16 kara hudut geçişinin açılması, ii) vizelerin kaldırılması, iii) Duşanbe-Taşkent havayolu bağlantısı, iv) Özbekistan’ın Tacikistan’daki Rogun Barajının inşasının onaylanması, v) iki ülke arasına elektrik hatlarının ortak kullanımı konularında anlaşmalar imzaladı.[8]

Mirziyoyev, 2017 Mart ayında Türkmenistan’a da bir resmi ziyaret düzenlemişti. Bu ziyarette Türkmenistan ile bir stratejik işbirliği anlaşması imzaladı ve ortak enerji, güvenlik ve Orta Asya elektriğini Güney Asya’ya taşıyan Türkmenistan-Özbekistan-Tacikistan-Afganistan-Pakistan (TUTAP) projesi dahil olmak üzere çeşitli ulaşım girişimleri alanlarında işbirliği imkanlarını tartışmaya açtı. Türkmenistan, borç karşılığında Özbekistan’a elektrik vermeyi kabul etti. Mirziyoyev aynı zamanda Türkmenistan’ın davetini kabul ederek, Türkmenistan-Afganistan-Pakistan-Hindistan (TAPI) doğalgaz boru hattı projesine katılmaya karar verdi. Aynı yılın Mayıs ayında yaptığı çalışma ziyaretinde iki lider; ortak enerji, ulaşım ve transit girişimler konusunda ortaklık oluşturdular.[9]

Mirziyoyev, Mart 2017’de ayrıca Özbekistan’ın bölgedeki en önemli ticari ortağı olan Kazakistan’a bir ziyaret düzenledi. Rusya etkisinde düzenlenen mevcut bölgesel anlaşmalar, gümrük vergileri ve sınır kontrolleri yüzünden Kazakistan ile Özbekistan arasındaki ticareti kısıtlayıcı özelliklere sahipti. Ayrıca iki ülke arasında bölgenin liderliği konusunda da bir çekişme vardı. Mirziyoyev’in Astana ziyaretinde ortak ticaret merkezleri, iki ülkenin sınai ürünlerinin teşviki ve bölgesel ticaret koridorlarının geliştirilmesi konularını kapsayan yeni ekonomik ve stratejik anlaşmalar imzalandı. 23 Mart 2017’de düzenlenen Kazak-Özbek Forumunda işadamları, tutarı 1 milyar dolara ulaşan çok sayıda anlaşma imzaladılar. 2017 Ağustos’unda ise Kazakistan Milli Savunma Bakanı Özbekistan’ı ziyaret etti ve ortak talim ve askeri eğitime odaklanan askeri işbirliği anlaşması dahil olmak üzere çok sayıda savunma anlaşması imzaladılar. [10]

Mirziyoyev döneminde Kırgızistan ile ilişkiler de önemli ölçüde iyileşti. Daha önce 1.300 km’lik Özbekistan-Kırgızistan sınırı boyunca çok sayıda askeri çatışma olurdu. Kırgızistan’daki barajların Özbekistan için hayati önemde olan tarımsal sulamayı kesintiye uğratması endişesi, çatışmayı savaş boyutuna götürürdü. Mirziyoyev’in Eylül 2017’de Kırgızisan’a gerçekleştirdiği ziyarette, sınır anlaşmazlıklarının %85’inin giderildiği ilan edildi. Mirziyoyev, Kırgızistan’ı stratejik ortak olarak ilan etti. Vergilendirme, eğitim, genişletilmiş sınır geçişleri ve diğer konularda çok sayıda anlaşma imzalandı. Özbekistan, Kırgızistan’daki Kamber Ata Barajının inşasına katılmaya karar verdi. Kasan Sai Barajından Özbekistan’ın nasıl yaralanacağı karara bağlandı ve Mirziyoyev döneminde Özbek-Kırgız ticareti ikiye katlandı.[11]

Özbekistan, ayrıca komşusu Afganistan’da 40 yıla aşkın süredir devam eden güvenlik sorununun sona erdirilmesine yönelik inisiyatif almış ve 28 Şubat 2018 tarihinde Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani Ahmedzai ile Taliban arasında başlayan şartsız uzlaşma sürecinin devamı niteliğinde uluslararası bir konferansı Taşkent’te düzenlemiştir. 26-27 Mart 2018 tarihleri arasında, yani Kabil Süreci’nin başlatılmasından bir ay sonra Taşkent’te düzenlenen “Barış Süreci, Güvenlik İşbirliği ve Bölgesel Etkileşim” başlıklı uluslararası konferansta Mirziyoyev; bu konferansın Afganistan ve Özbekistan’ın ortak girişimi olduğunu vurgulamıştır. Konferans başlığındaki “Bölgesel Etkileşim” ifadesi, Özbekistan’ın bölgenin geleceği adına sorumluluk almaya hazır olduğunun bir göstergesidir.[12]

Görüldüğü üzere henüz ikinci yılını dolduran Mirziyoyev dönemi, Özbekistan ve bölge ülkeleri açısından büyük açılımların yaşandığı bir dönem oldu. Ancak gerek Orta Asya ülkeleri, gerekse başta Türkiye olmak üzere diğer ülkelerle yaşanan iyi ilişkilerin kurumsallaşması ve sürdürülebilir hale getirilmesi için gayret edilmesi, faydalı olacaktır. İyi ilişkilerin kurumsallaşması, sadece devlet adamları ve kamu kurumları arasındaki ilişkiler ile değil, aynı zamanda sivil toplum kuruluşları ve halklar arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine de bağlıdır. Kurumsallaşmayan ilişkiler, siyasilerin ve devlet adamlarının ilişkilerinin sudan bahanelerle bozulmasıyla kötüye gidebilir. Ancak sivil toplum kuruluşlarının da katkılarıyla kurumsallaşacak ilişkiler, önemli dalgalanmalar olmadan da sürekli devam edebilir. Özbekistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesinde SASAM olarak makale, haber ve etkinliklerimizle bizim de mütevazı katkılarımızın olduğunu düşünüyoruz. Bir düşünce merkezi olarak hem Türkiye-Özbekistan ilişkilerinin geliştirilmesi, hem de ata yurdumuz Orta Asya ülkelerinin ilişkilerinin iyileşerek artması için düşünce üretmeye ve strateji belirlemeye çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Bu amaçla, geleceğimizin teminatı gençlerimizden oluşturacağımız bir heyetle, başta Özbekistan olmak üzere Orta Asya ülkelerinin hepsini kapsayacak bir çalışma ve kültür gezisi projelendiriyoruz. Türkiye’nin Orta Asya ülkeleri ile ilişkilerini önemseyen ve imkânı olan her kurum ve kişinin katkılarını bekliyoruz.

 

Süleyman ERDEM – suleyman@sahipkiran.org
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.
__________________________

Dipnotlar

[1] Taş, Cesurhan, İslam Kerimov Dönemi ve Sonrasında Özbekistan, 2016, https://sahipkiran.org/2016/10/10/ozbekistan/

[2] “Özbekistan Devlet Başkanı, Modern Özbekistan’ın Yol Haritasını Belirledi” Ocak 2018, https://sahipkiran.org/2018/01/02/ozbekistanin-yol-haritasi/

[3] Bocutoğlu, Ersan, “Özbekistan’ın 2017-2021 Kalkınma Stratejisi Üzerine Düşünceler: Orta Asya’da Bölgesel İktisadi İşbirliği ve Dengeli Dış Politika Seçeneği Alanında Fırsatlar Bildirisi”, International Conference on Eurasian Economies, Toshkent Davlat İqtisodiyyot Universiteti, Kırgızistan Manas Üniversitesi, Beykent Üniversitesi ve Avrasya Ekonomistler Derneği, 18-20 June 2018,   Tashkent, Uzbekistan.

[4] Özbekistan Türkiye Büyükelçisi sn. Ulfat Kadyrov’u Ziyaret Ettik, 2016, https://sahipkiran.org/2016/10/04/ozbekistan-buyukelciligi/

[5] Cumhurbaşkanı Erdoğan: Özbekistan’a desteğe hazırız, 30 Nisan 2018, https://www.yenisafak.com/dunya/cumhurbaskani-erdogan-icin-resmi-toren-duzenlendi-3268322

[6] https://www.yeniakit.com.tr/haber/buyuyen-ozbekistanda-is-yapmayan-kaybeder-382087.html

[7] “Özbekistan Devlet Başkanı, Modern Özbekistan’ın Yol Haritasını Belirledi” Ocak 2018, https://sahipkiran.org/2018/01/02/ozbekistanin-yol-haritasi/

[8] Bocutoğlu, Ersan, a.g.b.

[9] Bocutoğlu, Ersan, a.g.b.

[10] Bocutoğlu, Ersan, a.g.b.

[11] Bocutoğlu, Ersan, a.g.b.

[12] Erol, Mehmet Seyfettin, Küresel Jeopolitik Bağlamında Afganistan’ın Güvenliği ve Taşkent Konferansı, 2018, https://ankasam.org/kuresel-jeopolitik-baglaminda-afganistanin-guvenligi-ve-taskent-konferansi/

Süleyman Erdem Hakkında

Balıkesir doğumludur. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden 2001 yılında lisans, Harvard Üniversitesi Kamu Politikaları Bölümünden 2009 yılında yüksek lisans derecesi almıştır. 2002 yılında Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü’nde memur olarak kamuda göreve başlayan Erdem, 2003-2004 yılları arasında Maliye Bakanlığında Vergi Denetmen Yardımcısı olarak görev yapmış, 2004 yılından itibaren de Başbakanlıkta Uzman Yardımcısı, Uzman ve Tanıtma Fonu Genel Sekreteri görevlerinde bulunmuştur. 2009-2011 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu (DDK)’da Geçici Uzman sıfatıyla YÖK ve ÖSYM’deki denetimlerde görev almıştır. 2012 Aralık ayında kurulan Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi (SASAM)'ın kurulduğu tarihten 08/10/2019 tarihine kadar başkanlığını yürütmüştür. Halen SASAM Uluslararası Güvenlik Masası Direktörü olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmalarını “radikalleşme ve terör” üzerine yürüten Erdem’in; “Cihatçılar; El Kaide ve IŞİD’e Katılanların Hikayesi” isimli yayınlanmış bir kitabı bulunmaktadır.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: