Twitter Facebook Linkedin Youtube

KKTC’NİN BAĞIMSIZ BİR ÜLKE OLARAK TANINMASI İÇİN ŞARTLAR OLGUNLAŞTI

Rumlar ENOSİS’i, yani Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını gerçekleştirmek için Kıbrıs Türklerine yönelik yok etme hareketine başladığı zaman, Kıbrıs Türklerinin hiçbir hazırlığı yoktu. Rumların Türkler üzerine yürüyüp ENOSİS’e ulaşmak için Türkleri yok etme harekâtına girişmesi üzerine Kıbrıs Türkleri kendi aralarında birlik içinde teşkilatlandı ve TMT’yi kurdular.

Rumların ENOSİS tezine karşı Kıbrıs Türkleri de “YA TAKSİM (paylaşma), YA ÖLÜM” dedi. Kıbrıs Türkleri, önüne konan bu VİZYON etrafında kendine bir yol çizdi, bu isteğine inandı ve başardı.

Sonuçta Kıbrıs Adası, Kıbrıs Türklerinin istediği gibi ikiye bölündü. Yani Ada taksim oldu (paylaştırıldı).  Kıbrıs Türk Halkı, Anavatanının desteği ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurdu.

Peki Kıbrıs Türkleri olarak bugün Anavatanımızdan ne istiyoruz? Rumların Kıbrıs Türkleri ile eşit şartlarda bir anlaşma istemediği, 50 yıldır yapılan müzakereler sonucunda ortaya çıkmıştır. O halde yapılacak tek şey vardır; KKTC nin dünya ülkeleri tarafından tanınması için çalışmalar yapılması.

Rum Lider ne diyor? Türk askeri gidecek ve Türkiye’nin garantörlüğü kalkacak, sonra bir anlaşma yaparız.

Rumlar niyetlerinin ne olduğunu açıkça söylüyorlar ve son sürat silahlanıyorlar. Ayrıca  Fransa ve İsrail ile savunma anlaşmaları yaparak  pusuda Türkiye nin zayıf bir zamanını bekliyorlar.

Ancak hem Ortadoğu’daki, hem de dünyadaki koşullar, KKTC’nin tanınması için çok uygun hale geldi. Bu durumda KKTC’nin dünya ülkeleri tarafından bağımsız bir ülke olarak tanınması için büyük bir kampanya yapılmasının tam zamanı.

Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Ünal, bu konuda şunları söylüyor:*

Kıbrıs konusunda müzakerelerin artık sürdürülemez olduğunu, Kudüs kararıyla İslam ülkeleri arasında dayanışma duygusunun ortaya çıktığını Türkiye’nin de bunu fırsata çevirebileceğini söyleyen Ünal’a göre Türkiye, birinci aşamada her İslam ülkesine uygun bir dille “neden KKTC’yi tanıması gerektiğini” anlatmalı.

ABD’nin baskılarına boyun eğmeyen ve Türkiye ile işbirliği yapmayı kendi çıkarı olarak gören İran’ın KKTC’yi tanıması için bir engel olmadığını söyleyen Ünal, aynı durumun Irak Merkezi Hükümet için de geçerli olduğunu hatta buna resmi ilişki kurulursa Şam’ın da ekleneceğini söyledi.

“Her konuda destek olduğumuz Katar’a ve tanıdığımız ve onların bağımsızlığı için mücadele ettiğimiz Filistin devletine, Azerbaycan ve Pakistan’a ‘KKTC’yi tanı’ diyebiliriz” diyen Ünal, “ABD’ye rağmen KKTC’yi tanıtmanın tam zamanı” ifadesini kullandı.

‘Veto hakkı kullanılmalı’

Ünal’a göre ikinci aşama ise bunu devlet politikasına dönüştürmek olmalı. Türkiye özellikle NATO’ya girmek isteyen ülkelere veto hakkını kullanmalı. Ünal, “Devletlere ‘NATO’ya girmek istiyorsan KKTC’yi tanımalısın, yoksa veto ederim’ demek lazım. Vaktiyle bu konuda çok büyük hata yaptık. Yunanistan Avrupa Birliği için bunu yaptı ve başarılı oldu, biz neden NATO’da yapmayalım. Mesela Avusturya NATO’ya girmek istiyor. Biz bu ülkeye ‘KKTC’ye büyükelçilik aç benim vetom kalkar’ demek lazım” diye konuştu.

“Kıbrıs eylem planının” üçüncü aşaması ise Washington’a karşı atılacak adımlar. Yugoslavya’dan 7, Çekoslavkya’dan 2 ülkenin çıktığını ve ABD’nin hepsini tanıdığını hatırlatan Ünal, Washington’a “KKTC’nin tanınması yönündeki engelleriniz bizim için hasmane bir politikadır, artık buna son vermeniz gerekir dememiz gerekiyor” ifadesini kullandı. Ünal sözlerine şöyle devam etti:

Rusya kartı oynanmalı

Bundan sonra işler değişti demek lazım Amerika’ya. ‘Sen KKTC’yi tanımamakta ısrar ediyor, başka ülkelere baskı yapıyorsan ben de o zaman Rusya ile şunu görüşürüm. Karpaz Yarımadası’ndan deniz üssü veririm. Rusların Suriye’de iki üssü var zaten. 100 km ötede de olur, böylece yepyeni bir Doğu Akdeniz jeopolitiği oluşur. İstiyorsan biz bunu da yaparız ya da KKTC’yi tanı ve engeli kaldır’ denmeli.”

Rumların taleplerinden vazgeçmeyecekleri ortada ve KKTC’nin dünya ülkelerince tanınmasına müsait bir ortam oluşmuşken, anavatanımız Türkiye’den bu konuda girişimlerde bulunmasını beklemek, yersiz bir beklenti olmayacaktır biz Kıbrıs Türkleri açısından.

 

Tanju MÜEZZİNOĞLU

_______________________________

* “Dünyaya KKTC’yi tanıtalım”, https://www.aydinlik.com.tr/dunyaya-kktc-yi-tanitalim-turkiye-aralik-2017

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: