Twitter Facebook Linkedin Youtube

NATO ANTLAŞMA METNİ VE ÜYELİKTEN ÇIKMA VEYA ÇIKARILMA MESELESİ

Türkiye’nin NATO üyeliğinin devamı ile ilgili farklı görüşlerin dillendirildiği günlerden geçiyoruz. Yapılan tartışmaların sağlıklı bir zemine oturması için NATO Antlaşması metninin bilinmesinin gerekli olduğunu düşünerek Antlaşmanın hem İngilizce metnini, hem de Türkçe çevirisini istifadenize sunuyoruz. Antlaşmanın İngilizce metnine pdf halinde buradan, Türkçe tercümesine ise aşağıdan ulaşılabilir.

NATO Antlaşması incelendiğinde, Antlaşmada bir üyenin üyelikten çıkarılmasına ilişkin bir hüküm olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla herhangi bir üyenin NATO’dan kendi isteği dışında çıkarılması mümkün gözükmemektedir. Ancak Antlaşmanın 8’inci maddesinde tarafların Antlaşma ile çelişen uluslararası sözleşmelere girmemeyi taahhüt ettiklerine dair bir hüküm bulunmaktadır. Herhangi bir üyenin bu hükme aykırı tutumlar sergilemesi durumunda nasıl bir yaptırım uygulanacağına dair bir uygulama örneği bulunmamaktadır. Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi alması, bu madde uyarınca değerlendirildiği takdirde ne gibi bir sonuç ortaya çıkacağı hususu, daha önce örneği yaşanmadığı için muğlaktır. Ancak Türkiye, böyle bir suçlama ile karşı karşıya kaldığı takdirde, Antlaşmanın 3’üncü maddesinde hüküm altına alınan karşılıklı yardımın yapılmadığını ve Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu hava savunma sisteminin (patriotların) ABD tarafından satılmadığını ileri sürebilir.

“Madde 3 – Bu Antlaşma’nın amaçlarına daha etkin biçimde ulaşabilmek için Taraflar, tek tek ve ortaklaşa olarak, sürekli ve etkin öz-yardım ve karşılıklı yardımlarla, silahlı bir saldırıya karşı bireysel ve toplu direnme kapasitelerini koruyacaklar ve geliştireceklerdir.”

“Madde 8 – Her bir Taraf, kendisi ile diğer Taraflar ya da üçüncü bir devlet arasında şu an yürürlükte olan uluslararası sözleşmelerin, bu Antlaşma’nın hükümleri ile çelişmediğini beyan eder ve Antlaşma ile çelişen uluslararası sözleşmelere girmemeyi taahhüt eder.”

Taraf ülkelerin üyelikten kendi istekleri ile ayrılması ile ilgili hüküm ise, Antlaşmanın 13’üncü maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir,

Madde 13 – Antlaşma 20 yıl boyunca yürürlükte kaldıktan sonra herhangi bir Taraf, ayrılma bildirimini Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti’ne vermesinden bir yıl sonra Taraf olmaktan çıkabilir. ABD Hükümeti aldığı her ayrılma bildiriminden tüm Tarafları haberdar edecektir.

Mezkur madde hükmünden anlaşılacağı üzere, Antlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten 20 yıl sonra (1969’dan itibaren) her üye ülke, ayrılmak istediğini ABD Hükümetine bildirdikten bir yıl sonra üyelikten (Antlaşmaya taraf olmaktan) çıkabilir.

Nitekim Yunanistan, Türkiye’nin Kıbrıs’taki askeri müdahalesine karışmayan NATO’ya tepki olarak 16 Ağustos 1974’de NATO’nun askeri kanadından ayrılmış ve 1980’de tekrar üyeliğe geri dönmüştür.

NATO (KUZEY ATLANTİK ANTLAŞMASI ÖRGÜTÜ) ANTLAŞMA METNİ

Bu Antlaşma’nın Tarafları, Birleşmiş Milletler Yasası’nın amaçlan ve ilkelerine olan inançlarını ve bütün halklar ve bütün hükümetlerle barış içinde bir arada yaşama arzularını teyid ederler.

Demokrasi, bireysel özgürlük ve hukukun üstünlüğü ilkeleri temelinde bütün halkların özgürlüklerini, ortak miraslarını ve uygarlıklarım korumakta kararlıdırlar.

Kuzey Atlantik bölgesinde istikrar ve refahın geliştirilmesini amaçlarlar.

Toplu savunma ve barış ile güvenliğin korunması için çabalarını birleştirmekte kararlıdırlar.

Bundan dolayı bu Kuzey Atlantik Antlaşması’nı kabul etmişlerdir:

Madde 1 – Taraflar, BM Yasası’nda ortaya konduğu üzere, karışmış olabilecekleri herhangi bir uluslararası anlaşmazlığı, uluslararası barış ve güvenlik ve adaleti tehlikeye sokmadan barışçıl yollarla çözmeyi ve uluslararası ilişkilerinde BM’nin amaçlarına aykırı olacak şekilde güç kullanımı ya da tehdidinden sakınmayı taahhüt etmektedirler.

Madde 2 – Taraflar, özgür kurumlarını güçlendirerek, bu kurumların üzerine kurulu olduğu ilkelerin daha iyi anlaşılmasını sağlayarak ve istikrar ile refah koşullarını geliştirerek barışçıl ve dostça uluslararası ilişkilerin daha da geliştirilmesine katkı yapacaklardır. Uluslararası ekonomi politikalarında çatışmayı ortadan kaldırmaya yönelecekler ve taraflardan herhangi biri ya da hepsi ile ekonomik işbirliğini teşvik edeceklerdir.

Madde 3 – Bu Antlaşma’nın amaçlarına daha etkin biçimde ulaşabilmek için Taraflar, tek tek ve ortaklaşa olarak, sürekli ve etkin öz-yardım ve karşılıklı yardımlarla, silahlı bir saldırıya karşı bireysel ve toplu direnme kapasitelerini koruyacaklar ve geliştireceklerdir.

Madde 4 – Taraflardan herhangi biri, Taraflardan birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı ya da güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğü zaman, tüm Taraflar birlikte danışmalarda bulunacaklardır.

Madde 5 – Taraflar, Kuzey Amerika’da veya Avrupa’da içlerinden bir veya daha çoğuna yöneltilecek silahlı bir saldırının hepsine yöneltilmiş bir saldırı olarak değerlendirileceği ve eğer böyle bir saldın olursa BM Yasası’nın 51. Maddesinde tanınan bireysel ya da toplu öz savunma hakkını kullanarak, Kuzey Atlantik bölgesinde güvenliği sağlamak ve korumak için bireysel olarak ve diğerleri ile birlikte, silahlı kuvvet kullanımı da dahil olmak üzere gerekli görülen eylemlerde bulunarak saldırıya uğrayan Taraf ya da Taraflara yardımcı olacakları konusunda anlaşmışlardır. Böylesi herhangi bir saldın ve bunun sonucu olarak alınan bütün önlemler derhal Güvenlik Konseyi’ne bildirilecektir. Güvenlik Konseyi, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak ve korumak için gerekli önlemleri aldığı zaman, bu önlemlere son verilecektir.

Madde 6 – Madde 5 açısından, Taraflardan bir ya da daha çoğuna karşı silahlı saldın, aşağıdakileri de kapsar: – Tarafların Avrupa ya da Kuzey Amerika’daki topraklarına, Fransa’nın Cezayir Bölgesine (**), Türkiye topraklarına veya Taraflardan herhangi birinin egemenliği altında olan ve Yengeç Dönencesi’nin kuzeyinde yer alan adalara yapılan silahlı saldırı; – Bu topraklarda ya da bu toprakların üzerindeki hava sahasında bulunan, ya da Antlaşma’nın yürürlüğe girdiği tarihte Taraflardan herhangi birinin işgal kuvvetlerinin üslenmiş bulunduğu herhangi bir Avrupa toprağında veya Akdeniz’de, ya da Yengeç Dönencesi’nin kuzeyindeki Kuzey Atlantik bölgesinde bulunan Tarafların herhangi birine ait kuvvetlere, gemilere, ya da uçaklara yapılan silahlı saldırı-

Madde 7 – Antlaşma, BM üyesi olan Tarafların BM Yasası uyarınca sahip oldukları hak ve yükümlülüklerini veya Güvenlik Konseyi’nin uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması konusundaki temel sorumluluğunu herhangi bir şekilde etkilemez ve etkilediği şeklinde yorumlanamaz.

Madde 8 – Her bir Taraf, kendisi ile diğer Taraflar ya da üçüncü bir devlet arasında şu an yürürlükte olan uluslararası sözleşmelerin, bu Antlaşma’nın hükümleri ile çelişmediğini beyan eder ve Antlaşma ile çelişen uluslararası sözleşmelere girmemeyi taahhüt eder.

Madde 9 – Taraflar, bu Antlaşmanın uygulanması ile ilgili konulan ele almak üzere hepsinin temsil edileceği bir Konsey oluştururlar. Konsey, herhangi bir zamanda acil olarak toplanabilecek şekilde düzenlenecektir. Konsey, gerekli gördüğü ikincil organları oluşturacaktır. Özellikle Madde 3 ve Madde 5’in uygulanmasına ilişkin önlemleri önerecek bir savunma komitesi derhal oluşturulacaktır.

Madde 10 – Taraflar, bu Antlaşma’nın ilkelerini geliştirebilecek ve Kuzey Atlantik Bölgesinin güvenliğine katkı yapacak durumda olan herhangi bir Avrupa devletini bu Antlaşmaya katılmaya oy birliği ile davet edebilirler. Davet edilen Devlet katılım belgesini Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti’ne vererek bu Antlaşmaya taraf olabilir. Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti aldığı her bir katılma belgesinden tüm Tarafları haberdar edecektir.

Madde 11 – Bu Antlaşma Taraflarca kendi anayasal süreçleri uyarınca onaylanacak ve hükümleri uygulanacaktır. Onay belgeleri en kısa zamanda Amerika Birleşik Devletleri Hükümetine teslim edilecek, bu Hükümet de aldığı her belgeden tüm Tarafları haberdar edecektir. Antlaşma, Belçika, Kanada, Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri dahil olmak üzere imzacıların çoğunluğu tarafından onaylanır onaylanmaz, onaylayan Devletler arasında yürürlüğe girecektir; diğer Devletler açısından ise onaylarının verildiği tarihte yürürlüğe girecektir. (***)

Madde 12 – Antlaşma 10 yıl boyunca yürürlükte kaldıktan sonra, ya da daha sonra herhangi bir tarihte, Taraflar, içlerinden herhangi birinden talep geldiği takdirde, Kuzey Atlantik Bölgesinde barış ve güvenliği etkileyen faktörleri ve BM Yasası uyarınca uluslararası barış ve güvenliği korumak amacıyla yapılan evrensel ve bölgesel düzenlemeleri göz önüne alarak, Antlaşmanın gözden geçirilmesi amacıyla görüşmelerde bulunacaklardır.

Madde 13 – Antlaşma 20 yıl boyunca yürürlükte kaldıktan sonra herhangi bir Taraf, ayrılma bildirimini Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti’ne vermesinden bir yıl sonra Taraf olmaktan çıkabilir. ABD Hükümeti aldığı her ayrılma bildiriminden tüm Tarafları haberdar edecektir.

Madde 14 – İngilizce ve Fransızca metinleri aynı derecede otantik olan bu Antlaşma, Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti’nin arşivlerinde saklanacaktır. Onaylı kopyalar, bu hükümet tarafından imzacı diğer hükümetlere iletilecektir.

Yunanistan ve Türkiye’nin katılımı üzerine Kuzey Atlantik Antlaşması Protokolü’nün 2. Maddesi doğrultusunda değiştirilmiş haliyle.

** 16 Ocak 1963 tarihinde Konsey, Fransa’nın Cezayir Bölgesi söz konusu olduğunda, bu Antlaşmanın ilgili hükümlerinin 3 Temmuz 1962 tarihinden itibaren uygulanamaz hale geldiğini kaydetti.

*** Antlaşma, bütün imzacı devletlerin onaylan verildikten sonra 24 Ağustos 1949’da yürürlüğe girdi.

NATO TARİHÇESİ VE ÜYE ÜLKELER

NATO’nun (North Atlantic Treaty Organization – Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) temelini oluşturan antlaşma metni, 12 ülkenin katılımıyla, 4 Nisan 1949’da Washington DC’de imzalandı. 14 maddelik antlaşma metni, örgütün müdahale alanları ve sınırlarını belirliyor.

24 Ağustos 1949’da yürürlüğe giren metne imza koyan ülkeler şunlardı: ABD, Kanada, Norveç, Danimarka, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, İngiltere, Fransa, Portekiz, İzlanda, İtalya.

Türkiye ve Yunanistan’ın NATO’ya katılımına ilişkin Kuzey Atlantik Antlaşması Protokolü, 22 Ekim 1951’de Londra’da imzalandı. Türkiye, Kuzey Atlantik Antlaşması’nı (5886 sayılı yasa ile) 18 Şubat 1952’de onaylayarak NATO’ya üye oldu. Yunanistan da aynı tarihte Antlaşmayı onayladı.

NATO’nun üye sayısı, Almanya’nın 1955’te, İspanya’nın 1982’de, Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya’nın 1999’da ittifaka katılmasıyla 19 oldu.

21-22 Kasım 2002 tarihlerinde gerçekleştirilen NATO’nun Prag Zirvesinde,Soğuk Savaş sonrası ikinci genişleme kararı alındı ve Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya, İttifak ile katılım müzakerelerine başlamaya davet edildi. Bu ülkelerle katılım müzakereleri sonucunda hazırlanan Katılım Protokolleri 26 Mart 2003’de Brüksel’de imzalandı.

NATO, Arnavutluk ve Hırvatistan’ı (2009); Karadağ’ı (2017); Kuzey Makedonya’yı (2020); Finlandiya’yı (2023) ve İsveç’i (2024) bünyesine kattı.

NATO’nun üye sayısı, son katılımlarla 32’ye ulaştı. Fransa, ittifak üyesi olmakla birlikte entegre askeri yapıya dahil değil. (1966 yılının Mart ayında Fransa Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle ülkesinin NATO’nun askeri kanadından ayrıldığını açıkladı. “Burada söz konusu olan, ulusal egemenliğimizin normal bir duruma kavuşmasıdır” diyen de Gauelle’ün bu kararının ardından, NATO’nun merkez karargâhı Paris’ten Brüksel’e taşındı.)

Kaynak: Bianet.org http://bianet.org/bianet/siyaset/37017-nato-antlasma-metni

sahipkiran Hakkında

Sahipkıran; 1 Aralık 2012 tarihinde kurulmuş, Ankara merkezli bir Stratejik Araştırmalar Merkezidir. Merkezimiz; a) Türkiye Cumhuriyeti’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü savunan; ülkemizin her alanda daha ileri gitmesi ve milletimizin daha müreffeh bir hayata kavuşması için elinden geldiği ölçüde katkı sağlamak isteyen her görüş ve inanıştan insanı bir araya getirmek, b) Ülke sorunları, yerel sorunlar ve yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarına yönelik araştırma ve incelemeler yaparak, bu sorunlara çözüm önerileri üretmek, bu önerileri yayınlamak, c) Tespit edilen sorunların çözümüne yönelik ulusal veya uluslararası projeler yürütmek veya yürütülen projelere katılmak, ç) Tespit edilen sorunlar ve çözüm önerilerimize ilişkin seminer ve konferanslar düzenleyerek, vatandaşlarımızı bilinçlendirmek, amacıyla kurulmuştur.

Yorum Ekleyebilirsiniz


%d blogcu bunu beğendi: