‘Jury’ kelimesi, Fransızca ‘yeminli’ anlamına gelen juré sözcüğünden geliyor. Uygulamanın MÖ 5’nci yüzyıla kadar giden bir tarihi var. Günümüzde daha çok, yargıçların hukuk yarattığı Anglo Saxon hukuku (Common Law) ülkelerinde, ceza soruşturması ve yargılamalarında hükmün oluşmasına karar veren ve sırası gelmiş vatandaşlardan oluşmuş mahkeme heyetine deniyor.
Peki genel olarak Amerikan yargısında jüri sistemi nasıl işliyor? İşte merak edenler için kısa bir kılavuz:
Kaç çeşit jüri vardır?
İki çeşit jüri vardır. Birincisi ‘küçük jüri (petit jury)’ veya ‘trial jury(duruşma jürisi)’ diye adlandırılır. İkincisi ise ‘büyük jüri‘dir (grand jury). Bunların büyük ve küçük diye adlandırılmalarının nedeni heyette görevli jüri sayısıdır. Büyük jüri, soruşturma aşamasında kurulur, gizli çalışır. Filmlerden aşina olduğumuz mahkeme jürisi ise ‘küçük jüri‘dir.
Büyük Jüri (Grand Jury) ne yapar?
Genelde üye sayısı 12 ve daha fazlası olduğu için ‘büyük jüri’ deniyor. ABD’de kriminal bir soruşturmanın yargısal iddianameye dönüşmesi ‘büyük jüri kararı’ (indictment) ile olur. Amerika Birleşik Devletleri, ‘common law (serbest hukuk)’ ülkeleri içinde, ‘büyük jüri’ uygulamasına sahip tek ülkedir. ABD’deki bütün federal kriminal suç davalarında ve bazı eyaletlerde, bir ceza davası açılıp açılmaması için yeterli delil ve sebep olup olmadığına bu ön soruşturma jürisi karar verir. Savcı kendiliğinden ceza davası açamaz. ABD Anayasasının ek 5’nci Maddesi (5th amendment) gereği, savaş zamanı işlenen askeri suçlar haricinde, hakkında büyük jürinin ‘indictment’ kararı vermediği kimse yargılanamaz. İddianamesi yetkili büyük jüriye sunulmamış ve burada kabul edilmemiş bir kişinin tutuklu halde tutulması anayasal suçtur.
Bu jürinin asıl varlık nedeni, sanığı korumaktır. Bir kişinin, tek bir kişinin(savcı) görüşü ile hakkında iddianame olmadan tutuklanmasını ve yargılanmasını engeller. Konuyla ve sanıkla ideolojik çıkarsal hiçbir bağı olmayan vatandaşlardan oluşan bir heyet, iddia makamının elindeki delillerin bir yargılama başlatmak için yeterli olup olmadığına bakar.
Yine Amerikan hukuk sistemi jüri ile, savcıların her olaya aynı standart kuralları uygulayarak bir adaletsizlik yaratmasını engellemeyi de hedefliyor. Her vakanın kendi koşullarında incelenmesine olanak hazırlıyor. Örneğin, New Orleans’taki Katrina kasırgası sırasında her dakika yükselen suların ve 40 dereceyi aşan sıcağın ölümcül tehdidi altında kalan bir hastanenin saygın doktoru ve iki hemşiresinin, o çaresiz saatlerde ötenazi isteyen bazı umutsuz hastaları iğne ile ötenazi etmeleri nedeniyle açılan soruşturmada, büyük jüri aylarca her türlü delili incelemiş, tanıkları dinlemiş ve sonunda savcının isteğinin aksine her hangi bir ceza yargılamasına gerek olmadığı hükmüne vararak dosyayı kapatmıştı.
Öte yandan ‘büyük jüri’, savcılara da, yargıç kararı veya savunma makamı engeline takılmadan çok kritik federal soruşturmaları yürütebilme gücü de verir.
Bununla beraber, bazı eyalet mahkemelerinde son yıllarda silahsız siyah şüphelileri öldüren bazı polislerin yargılanmamasına karar verilmesi de zaman zaman büyük jüri sistemini tartışma konusu yapıyor. ABD Anayasası, federal yargılamada ölüm cezası olan suçlar ile ağır ceza davalarının, ‘grand juri’ kararı olmadan açılamayacağını hükme bağlıyor ama eyaletleri kendi yargılamaları içinde serbest bırakıyor. Aralarında Missouri, New York, New Jersey, California, Massachusetts, Illinois’nin de yer aldığı 27 eyalet ile başkent Washington DC’de ‘grand jüri’ sistemi vardır.
Bu jürinin oluşumundan ve işleyişinden sanığın haberi ve bilgisi olması gerekmiyor. Büyük jüri süreci, soruşturmanın gizliliği prensibine dâhildir ve tamamen gizlidir. Jüri üyelerinden birinin kendi kimliğini deşifre etmesi veya jüriye sunulan delilleri dışarıda konuşması, 1 yıla kadar hapis ve para cezası ile cezalandırılır.
Büyük jüri kararları nihaidir. Yani dava açılmasına gerek yoktur kararından sonra savcı yine de dava açamaz. Sadece ortaya o güne kadar bilinenlerden ve jüriye sunulanlardan farklı bir delil çıkarsa, yeni bir jüri ile dava açılıp açılmaması yeniden görüşülebilir. Bununla beraber ayrıca bir federal soruşturma açılmışsa o da federal mahkemede kendi jürisi ile yargılamaya karar verebilir.
Büyük Jürinin ‘indictment’ kararı, yargılamaya onay kararıdır. Bu işleviyle Türk yargılama hukukundaki ‘iddianamenin kabulü’ aşamasına tekabül eder. Bütün iddianame kabul kararları savcılığa ‘mühürlü’ (sealed) olarak verilir. Ancak, savcılık, bazı hallerde, mahkemeden ‘indictment’in mührünün (seal) hemen kaldırılmamasını isteyebilir. Bunun en yaygın nedeni, soruşturmanın hala devam ediyor olmasıdır. İddianamedeki zanlıların haklarında iddianame hazırlandığını bilmesi engellenerek kaçmaları veya delilleri karartmaları önlenmiş olur.
Küçük jüri (trial jury) ne yapar?
Genelde 12 veya daha az üyeden oluştuğu için küçük jüri denir. ABD’de 6 aydan fazla cezası olan bir suçla yargılanan herkesin jürili duruşma isteme hakkı vardır. 6 aydan az cezası olan suçlarda eyaletlerin jürili duruşmayı elimine etme yetkileri bulunuyor. Trafik cezası gibi para cezası olan duruşmalar, Vermont ve Virginia eyaleti dışında 48 eyalette jürisiz yapılır. Yine birçok çocuk mahkemesi de, çocuk davalarını ‘hukuk davası’ olarak gördüğü için jürisiz çalışır. Boşanma gibi aile davaları da jürisiz davalardır.
Küçük jürinin görevi, duruşmalarda aleyhte ve lehte bütün delilleri ve tanıkları dinledikten sonra, bu delillerin ve ifadelerin sanığın atılı suçları işlediğini gösterip göstermediğine karar vermektir.
Sanık tarafı ‘kürsü duruşması’ istemezse, duruşma aşamasına geçildiğinde taraflar, sırası gelen düz yurttaşlar arasından otomatik olarak seçilmiş jüriye lehte ve aleyhte delillerini ve savunmalarını sunar.
Savunma makamı kendisini savunmasa bile jüri, kamu savcısının getirdiği delillerin ‘ispat’a yedip yetmediğini kendiliğinden değerlendirir.
Yargılama sonunda yargıç jüriyi karar toplantısı için odalarına göndermeden önce uyarır. Burada en dikkat edilen uyarı, ‘standard of proof’ denen ilkeye bağlılıklarıdır. Yani, savcılığın suç işlendiğine ilişkin delillerini kesinlikle ikna edici bulmalılar. Şüpheleri varsa bu sanık lehinedir. Bu yönü, ‘küçük jüri’nin, ilk aşamada iddianameleri kabul eden ‘büyük jüri’den (grand jury) en önemli farkıdır. Büyük jürinin kararı için ‘sanığın suç işlemiş olma ihtimali var’ kanısı oluşması yeterliyken, küçük jürinin kararı için suçluluğa şüphesiz inanması gerek.
Süreç sonunda jüri, ‘verdict’ denen kararını açıklar. Verdict, yorum içermez. ‘Suçlu (guilty)’ veya ‘suçsuz (not guilty)’ şeklinde sadece iki ayrı hükümden oluşur. Kaç oyla zanlının suçlu bulunup bulunmadığı, davanın içeriğine ve eyaletten eyalete değişebilir. Bazı suçlarda çoğunluk oyu yeterken bazı suçlarda süper çoğunluk oyu bazen de oy birliği gerekebilir.
Burada önemli olan husus şu: Jüri, davaya ve davanın sonucuna hangi yasaların uygulanacağına, sanığın ne tür cezaya çarptırılacağına, kaç yıl ceza alacağına karar vermez. Bunları takdir edecek makam yargıçtır.
Oybirliği veya yeterli oy çoğunluğu sağlayamayarak karar veremeyen jüriye, ‘hung jury (askıda jüri)’ denir. Böylesi bir durumda yargıç davayı düşürebilir veya yeni bir jüri heyeti oluşmasına karar verebilir.
Küçük jüri, 6 ile 12 üyeden oluşur. Ciddi suçlarda üye sayısı genellikle 12 olur.
Ancak özellikle de son yarım yüzyılda artan bir eğilimle ABD’deki kriminal davaların büyük bölümü, dava sürerken ‘plea bargain (itiraf pazarlığı)’ denilen yöntemle sonuçlanır. Savcı ve zanlı, zanlının suçunu itiraf etmesi karşısında daha düşük bir cezada anlaşır. Jüri kararına gerek kalmaz.
‘Bench trial (kürsü duruşması)’ nedir?
Jürisi olmayan ve sadece yargıç kararı ile hükme bağlanan davalara ‘bench trial (kürsü duruşması)’ deniyor. Bir davanın ‘bench trial’ olabilmesi için, sanığın yazılı talebi, devletin onayı ve mahkemenin bu isteği kabul etmesi şart. Hukuk davalarının çoğu ile cezası 6 aydan az birçok dava ise kendiliğinden kürsü duruşması olarak gerçekleşir.
Jüri üyeleri nasıl seçilir?
ABD’nin birçok eyaletinde jüri üyeleri, seçmen numarası veya ehliyet numarası sırasıyla seçilir. Sırası gelen potansiyel adaya önce, jüriliğe ehil olup olmadığını belirlemek için, Amerikan vatandaşlık durumunu, İngilizce anlayıp anlamadığını, özürlü olup olmadığını veya jüri olmaya engel bir durumu olup olmadığını soran bir form gönderilir. Ehil olanlar jüri havuzuna dahil edilir ve jüri görevi (jury duty) süresince çağrıldıkları duruşmalara katılırlar.
Jüri havuzundan herhangi bir davanın jüri üyeleri nasıl oluşturulur?
Jürili duruşma öncesi yargıç, savunma ve iddia makamlarının potansiyel jürilere soru sorma hakları var. ‘Voir dire’ diye adlandırılan bu sorgulamada jürilere geçmişleri, işleri, bazı ideolojik konulardaki görüşleri sorularak adil bir hükmün tesisine ehil olup olmadıklarına karar verilir. Her tarafın, belli sayıda jüriyi itiraz ederek eleme hakkı vardır. Kritik davalarda bu sıkça yaşanır ve jürili davaların başlaması tarafların bu jüri itirazları yüzden ilan edilen tarihten geç başlayabilir. Her hangi bir jüri üyesinin reddine ”peremptory strike” denir. Cezası idam olan suç yargılamalarında tarafların 20’şer ”peremptory strike” hakkı var. Diğer kriminal davalarda ise zanlı avukatının 10 ve savcının 6 ”peremptory strike” hakkı var.
Jüri görevi (jury duty) her vatandaş için zorunlu mu?
Amerika Birleşik Devletleri’nde evet… Sırası gelen ve jüri görevine çağrılan vatandaş için jüriye katılmak zorunludur. Ancak, uygulamada jüri görevine katılmayanlar, cezai işlem yerine bir sonraki jüri havuzuna konuluyorlar. Bununla beraber üst üste birkaç jüri görevi davetine icabet etmeyenler hakkında mahkemeye zorla getirme veya diğer bazı cezai işlemler uygulanır.
İşverenler, jüri görevine çağrılan çalışanlarına izin vermek zorundadır. Ancak, jüri görevindeyken çalışmadığı sürenin maaşını ödemek zorunda değil. Jüri görevine giden kamu görevlilerinin ise maaşı kesilmez. Jüri görev celbi alan aday mahkemeye geldikten sonra jüri olmasına karar verilir veya jüri yapılmadan görevini tamamlamış sayılır.
Ancak, jüri görevinin zorunlu olması liberteryan grupların tepkilerine neden olan konulardan biridir. ABD ve Kanada, Amishlerin ve Mennonite’lerin ‘vicdani ret’ hakkını tanımaktadır.
Azınlıkta kalsalar da bazı hukukçular ise, jüri sisteminin, adaleti geciktirdiği veya tam tecelli etmesine izin vermediği görüşünde. Onların en büyük endişesi ise jürinin bilgisizliği. Buna örnek olarak, bir araştırma sonucunda, jüri üyelerinin yüzde 50’sinin, “sanığın suçlu olmadığını ispat etmekle yükümlü olduğunu” düşündüklerinin belirlenmesini gösteriyorlar.
Kaynak: AMERİKA BÜLTENİ