Petrol fiyatlarının düşmesi ile ekonomik sıkıntılar yaşamaya başlayan Suudi Arabistan, son dönemde dış politikada karşılaştığı üst üste başarısızlıklar nedeniyle de zor dönemler geçiriyor. Milyarlarca dolar yatırdığı Suriye ve Yemen iç savaşlarında en büyük düşmanı İran’a karşı zemin kaybediyor. Trump yönetimin verdiği gazla, bölgede kendisinden daha fazla nüfuz sahibi olmasını çekemediği küçük bir emirlik olan Katar’a uyguladığı ambargodan da aylar geçmesine rağmen bir türlü sonuç alamıyor.
Ekonomik kaygılar ve dış politikadaki başarısızlıklar, 82 yaşındaki Suudi Arabistan Kralı ile 32 yaşındaki Veliaht Prensi hem panikletiyor, hem de hırslandırıyor. Kral ve Veliaht Prens, panik ve hırsla daha büyük yanlışlar yapıyorlar.
Tıpkı 110 milyar dolarlık silah anlaşmasının ardından Trump’a güvenerek giriştikleri ve aylardır sonuç alamadıkları Katar ambargosu gibi, bu defa de yine arkasında kurumsal destek olmayan ve kendi ülkesinde Başkanlıkta kalıp kalamayacağı sorgulanan Trump’a güvenerek ülkelerindeki iç dinamikleri sarsacak ve rahatsızlıkları artıracak hamleler yaptılar. Oysa Katar Ambargosundan sonra ABD’den gelen açıklamalara bakarak Trump’ın vaatlerinin çoğunun kişisel olduğunu ve arkasında Amerika Birleşik Devletlerinin kurumlarının, yani devlet desteğinin olmadığını anlamış olmalıydılar. Suudi yönetiminin Trump’ın İran karşıtı söylemlerinin cazibesine kapıldığı anlaşılıyor ancak ABD kurumlarının Trump’ın İran karşıtı söylemlerinin de arkasında olmadığı görülüyor.
Prenslerin ve üst düzey diğer yetkililerin tutuklandığı son hadiseden hemen önce de Trump’ın damadı Kuşner’in Suudi Arabistan’da gizli görüşmeler yaptığı söyleniyor. Bir nevi saray darbesi olarak adlandırılabilecek bu gelişmelere ABD cenahından yine sadece Uzakdoğu gezisinde olan Trump’tan destek geldi. Attığı twitte Trump; “Kral Selman ve Suudi Arabistan Veliaht Prensine büyük güven duyuyorum, ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar…” diyor.
I have great confidence in King Salman and the Crown Prince of Saudi Arabia, they know exactly what they are doing….
— Donald J. Trump (@realDonaldTrump) November 6, 2017
Yani Suud yönetiminin yine ABD kurumlarının arkasında olup olmadığına bakmadan sadece Trump’a ve ailesine güvenerek çok riskli icraatlara imza attıkları anlaşılıyor. Ancak bu defa yapılanlar, doğrudan ülkenin iç dinamiklerini hedef alıyor ve ülkedeki huzursuzluğu artırma potansiyeli taşıyor.
Ekonomik sıkıntılar, başta artık ülke güvenliğini tehdit etmeye başlayan Yemen’deki vekâlet savaşı olmak üzere genel olarak dış politikadaki başarısızlıklar, ülkenin temellerinin dayandığı Selefi gelenekten ılımlı İslam’a geçiş gibi ani ve radikal kararlar ve son olarak da ülke içi dinamikleri sarsacak tutuklamalar, Suudi Arabistan’ın 32 yaşındaki Veliaht Prensin hırslarının kurbanı olacağını gösteriyor.
Süleyman ERDEM – suleyman@sahipkiran.org
Yazarın diğer yazıları için tıklayınız.