Türkiye, özellikle 15 Temmuz askeri darbe girişimi ve 16 Nisan referandumu sonrasında bağımsız ve çok boyutlu bir dış politika sürdürmeye başlamıştır. Ankara’nın Washington ile Suriye’de PYD konusunda anlaşamaması ve Almanya ile ilişkilerde gerilim yaşaması, Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini zedelemekte ve Ankara’yı Doğuya daha fazla yönelmeye mecbur etmektedir.
Bu bağlamda kendi dış politikasını çeşitlendirmeyi ve bölgesel güç olmayı hedefleyen Türkiye’nin, genel olarak Asya Pasifik bölgesi ve özellikle de stratejik bir konuma sahip Vietnam ile ilişkilerini derinleştirmesi, yararına olacaktır.
Zira 31 Mayıs’ta Vietnam Başbakanın Nguyen Xuan Phuc’un Waşington ve 28 Haziran’da Vietnam Cumhurbaşkanı Chiang Dai Kuang’un Moskova ziyaretleri, bir Güneydoğu Asya ülkesi olan Vietnam’ın küresel alandaki önemini bize net bir şekilde göstermektedir.
ABD’nin Doğu Asya’ya ilgisi, Bush döneminde ABD’nin Orta Doğu’ya odaklanmasından dolayı azalmıştır. Bununla birlikte Obama yönetiminin Pivot Asya politikası (Asya Pasifik Açılımı) da fazla etkili olamamıştır[1]. Bu durum, gelişmekte olan Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’ne (ASEAN[2]) üye ülkelerin daha bağımsız ve çeşitlendirilmiş dış politika yürütebilmelerini sağlamış ve Güneydoğu Asya’da yerel aktörlerin rolü yükselmeye başlamıştır. Bu durum da, Türkiye’nin ASEAN ülkeleri ile ilişkileri derinleştirmesine yardımcı olabilecek bir faktördür.
Doğu Asya bölgesi, özellikle ucuz iş gücü açısından büyük ve dinamik pazara sahip bir bölgedir. Dolayısıyla ASEAN pazarı, Çin pazarına bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadır. Ankara’nın ise söz konusu alternatiften faydalanmasında büyük fayda vardır. Türkiye ile Çin arasında Türkiye’nin aleyhine olan ticaret dengesini, ASEAN ülkeleriyle ekonomik ilişkileri geliştirerek telafi etmek mümkündür.
Türkiye’nin Müslüman nüfusa sahip olan Malezya ve Endonezya ile yakın ve geleneksel ilişkileri söz konusudur. Malezya ve Endonezya, ASEAN içinde ekonomik olarak en gelişmiş ülkelerdir. Ancak Ankara; bu iki ülkenin yanında Vietnam, Kamboçya, Laos, Filipin gibi ülkelerle de ilişkilerini geliştirmeye çalışmalıdır. Sayılan ülkelerden özellikle Vietnam ile temasların yeni düzeye taşınması, ayrı bir öneme sahiptir.
Türkiye ile Vietnam arasındaki diplomatik ilişkiler, 7 Haziran 1978 tarihinde kurulmuştur. Türkiye’nin Hanoi Büyükelçiliği 1997, Vietnam’ın Ankara Büyükelçiliği ise 2005 yılında açılmıştır. Ancak bugüne kadar her iki ülkeye de Cumhurbaşkanı veya Başbakan düzeyinde bir ziyaret gerçekleşmemiştir. İki ülke arasındaki ziyaretler Dışişleri Bakanı düzeyinde kalmış ve toplamda karşılıklı dört ziyaret yapılmıştır. Son olarak, Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, bölge ülkelerine yaptığı bir dizi ziyaret kapsamında 17-19 Mart 2015 tarihlerinde Vietnam’ı ziyaret etmiştir. Bu ziyaret, 17 yıl aradan sonra Türkiye’den Vietnam’a Dışişleri Bakanı düzeyinde yapılan ilk ikili resmi ziyarettir.[3]
Vietnam, Güney Çin Denizine kıyısı olan bir ülkedir (Vietnamlılar bu denizi Doğu Deniz olarak adlandırıyor ve “Çin” kelimesini kullanmamayı tercih ediyorlar). Güney Çin Denizi, dünya ticaretinin %25’inin döndüğü stratejik bir alandır. Söz konusu denizde Çin’in dış ticaretinin % 60’ı gerçekleşmektedir.[4] Bu Deniz, aynı zamanda Hint Okyanusunu Büyük Okyanusa bağlamaktadır.
Vietnam, Çin’in Deniz İpek Yolu projesinin önemli noktalarından biridir. Söz konusu proje çerçevesinde 2017 yılının sonuna doğru Vietnam’ın Hayfon (Hai Phong) şehrinde limanlar açılması planlanmaktadır. Söz konusu limanlardan Çin’in iç bölgelerine yük gönderilebilecektir. Bu ise Hayfon’un, Şangay ve Hong Kong limanlarına bir alternatif olarak karşımıza çıktığı anlamına gelmektedir.[5]
Çin, Deniz İpek Yolu projesi üzerine yoğunlaşırken, Türkiye de “Kars-Tiflis-Bakü” demiryolu hattı üzerinden Kara İpek Yolu projesini hayata geçirmeye çalışmaktadır. Ancak bu güzergah, Türkiye’nin Deniz İpek Yolundaki büyük potansiyelini etkilememeli, aksine onun tamamlayıcısı olmalıdır. Zira demiryolu, deniz yoluna göre daha hızlı olabilir, ancak mevcut koşullarda halen demiryolunun deniz yolundan üç kat daha pahalı olduğu ve aynı zamanda bir gemi ile kıyaslanamayacak derecede az yük taşıdığı göz önünde tutulmalıdır. Dünya deniz ticaret yükleri, bugün 11 milyar ton civarında olup 2030 yılında bu yüklerin 25 milyar ton olacağı öngörülmektedir. Yani deniz yolları, ulaşımda tartışılmayacak şekilde üstün yerini muhafaza edecektir.[6]
Deniz İpek Yolu projesinin başarısı ise doğrudan Çin-Vietnam ilişkilerine bağlıdır. Güney Çin Denizinde bulunan adalar ve petrol-gaz yatakları yüzünden Çin ve Vietnam arasında meydana gelebilecek çatışma, Deniz İpek Yolu projesini başarısızlığa uğratabilecek durumdadır. Bu anlamda Vietnam, söz konusu projenin başarısı için çok önemli ve stratejik bir ülkedir. Dolayısıyla Türkiye’nin Vietnam ile ilişkileri derinleştirmesi de, Ankara’nın Deniz İpek Yolu projesine daha aktif bir şekilde entegre edilmesi için yardımcı olacaktır.
Vietnam, aynı zamanda Hindiçin (Kamboçya, Laos) bölgesinde hem ekonomi hem de askeri güç açısından önde gelen bir aktördür. Genel olarak da Vietnam, ASEAN ülkeleri içinde en büyük askeri kapasiteye sahip ülkedir. Örneğin Vietnam, dünyada en çok silah ithal eden sekizinci ülkedir.[7] Aynı zamanda Vietnam, Müslüman nüfusun baskı altında olduğu Myanmar’ın askeri yönetimi ile dostça ilişkilere sahiptir.[8] Dolayısıyla Türkiye’nin Phnom Penh (Kamboçya), Vientiane (Laos), ve Naypyidaw (Myammar) ile ilişkileri daha hızlı geliştirilmesi için Vietnam’ın arabuluculuğunun faydalı olabileceğini söyleyebiliriz.
Türkiye ve Vietnam arasındaki ticaret hacmi, 2000’li yılların başında 100 milyon ABD Dolarının altında iken, 2014 yılında yaklaşık 2,2 milyar ABD Dolarına ulaşmıştır. Ancak ticaret dengesi Vietnam lehinedir.
2014 yılında Türkiye’nin Vietnam’dan ithal ettiği ürünler içinde elektrikli cihazlar, kazan-makine cihaz ve parçaları, dokumaya elverişli suni ve sentetik lifler, ayakkabı, sentetik ve suni devamsız lifler, pamuk ve örülmemiş giyim eşyaları ön sıralarda yer almıştır. Türkiye’nin bu ülkeye ihracatının başlıca kalemlerini ise meyve ve kabuklu yemişler, pamuk, pamuk ipliği ve mensucat, kazan ve makine cihaz aksam ve parçaları, kahve, çay ve baharatlar, süt ve süt ürünleri, taşlar, alçılar ve çimento gibi ürünler oluşturmuştur.[9]
Sonuç olarak bölgesel güç olmayı hedefleyen Türkiye, ASEAN bölgesiyle ekonomik ve siyasi ilişkileri daha da fazla geliştirmek için çaba göstermelidir. Bu bağlamda, bölge için stratejik öneme sahip olan Vietnam ile ilişkilerin de her boyutta daha fazla derinleştirilmesine gerekmektedir. Bu bağlamda Türkiye’nin aşağıdaki önerileri göz önünde bulundurmasında fayda görmekteyiz:
1. İkili ticari ilişkilerin derinleştirilmesi açısından Türkiye’nin turizm alanındaki tecrübesi faydalı olabilecektir. Ankara’nın Vietnam ile bu tecrübesini paylaşması, ilişkilere ivme kazandırabilir. Vietnam’ın Türkiye’nin tecrübelerinden istifade ederek turizm alanında ilerleme sağlaması, nüfus fazlasından dolayı yaşadığı işsizlik sorununun çözümüne katkıda bulunabilecektir. Türk inşaat şirketleri de, Vietnamlı işçilere istihdam sağlayabilme potansiyeline sahiptir.
2. Vietnam ithalatında ilk sıralarda Çin (% 30), Güney Kore (%16) ve Japonya (%9.5) yer almaktadır.[10] Çin, ithalat yapılan ülkelerin ilk sırasında yer almakla birlikte, ithal edilen malların kalitesi konusunda sıkıntı yaşanmaktadır. Söz konusu kalitesiz mallara Vietnam’ın bağımlı olması, uzun vadede ekonomisini olumsuz etkileyeceğinden Vietnam’ı alternatif ve daha kaliteli malları ithal etmese mecbur etmektedir. Türkiye bu fırsattan faydalanabilir ve Vietnam’a ihracatını artırabilir. İmalat makineleri, deri ürünleri, gübre, kimya ürünleri v.b. ürünler, Türkiye’nin Vietnam’a ihraç edebileceği türdendir.
3. Ayrıca Türkiye’nin kamu yönetimi alanındaki tecrübesi, Vietnam devletinin daha başarılı bir şekilde işlemesi için yardımcı olabilir. Zira Vietnam, halen Türkiye’nin Sağlıkta Dönüşüm Programından faydalanmaktadır.[11]
Yaroslav SAMOYLOV ve Mai Buixuan (Vietnam)
___________________________
Dipnotlar
[1] Ang Cheng Guang, İndochina, The London School of Economics and Political Science. URL: http://www.lse.ac.uk/IDEAS/publications/reports/pdf/SR015/SR015Guan_.pdf
[2] 1967 yılında kurulan örgütün üyeleri şöyledir; Endonezya, Malezya, Tayland, Filipinler ve Singapur (kurucu üyeler), Brunei (1984), Vietnam (1995), Laos (1997), Myanmar (1997) ve Kamboçya (199)
[3] Türkiye – Vietnam Siyasi İlişkileri, Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanlığı. URL: http://www.mfa.gov.tr/turkiye-vietnam-siyasi-iliskileri.tr.mfa
[4] Vasiliy Kaşin, Poçemu opyat kipit Yujno-Kitayskoye More, Carnegie Center Moscow, 29.10.15 URL:http://carnegie.ru/commentary/61801
[5] Tetsuya Abe, Atsushi Tomiyama. China, Vietnam to cooperate on new trade corridor. April 8, 2015.
[6] Cem Gürdeniz, Deniz ipek yolunda Türkiye, Aydınlık.com.tr, 14.15.2017, URL: https://www.aydinlik.com.tr/kose-yazilari/cem-gurdeniz/2017-mayis/deniz-ipek-yolunda-turkiye
[7] Zachary Abuza and Nguyen Nhat Anh, Vietnam’s Military Modernization, The Diplomat, 26.10.2016, URL: http://thediplomat.com/2016/10/vietnams-military-modernization/
[8] Xuan Loc Doan, Vietnam and Burma Get Cozy, The Diplomat, 29.03.2012, URL: http://thediplomat.com/2012/03/vietnam-and-burma-get-cozy/
[9] Türkiye-Vietnam Siyasi İlişkileri, Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanlığı. http://www.mfa.gov.tr/turkiye-vietnam-siyasi-iliskileri.tr.mfa
[10] The exports and imports of Vietnam’s goods in2016, Vietnam Customs Professionalism, Transperency, Efficency, 18.01.2017. URL: https://www.customs.gov.vn/Lists/ThongKeHaiQuan/ViewDetails.aspx?ID=1038&Category=Ph
[11] Eski Sağlık Bakanı Akdağ, Suudi Arabistan ve Vietnam’a danışman oldu, Hürriyet, 04.04.2016, URL: http://www.hurriyet.com.tr/eski-saglik-bakani-akdag-suudi-arabistan-ve-vietnama-danisman-oldu-40080689?utm_source=facebook.com&utm_campaign=button&utm_content=newsdetail
[…] ilişkileri hakkında detayları SASAM’da daha önce yayınlanan makalelerde bulabilirsiniz http://sahipkiran.org/2017/07/14/vietnam/, http://sahipkiran.org/2017/10/28/tr-vietnam-iliskileri/ […]